GAMESCOM 2018 İZLENİMLERİMİZ

Bu noktada artık yorgunduk, size ufak bir yayın yaptık ve yiyecek bulmaya gittik. Biraz dolandıktan sonra bir Alman lokantasına gittik. Can schnitzel, Burcu flammkuchen aldı, ben şuursuzca dev bir et parçası söyledim. Biralarımızı içtik, daha fazla istemiyorsak bardak kapatmamız gerektiğini öğrendik ve evlerimize dağıldık. (Flammkuschen enfes bir şey ya, denk gelirseniz yiyin. -Burcu)

Çarşamba günü bir noktada Can Microsoft alanındaydı, neler oldu çok konuşamadık. Neler oldu Can?

Microsoft tarafında fotoğraf çekmediğimiz için onun yerine Cyberpunk sunumundan verdikleri figürü koyduk buraya, evet.

Ben hem Lorekeeper hem Oyungezer adına fuarda bulunduğumdan OGZ’den Serpil’in ayarladığı Microsoft toplantısına gittik. State of Decay 2’nin yeni DLC’sini gördük orada canlı canlı. Yani ilk çuvallamadan sonra bir parça daha toparlamış gözüküyordu oyun ama getirdikleri Horde modunun da (Orda diyeceğim sanmıştınız, değil mi?) yeni zombilerin de heyecanla anlattıkları kadar dünyanın en müthiş ve yeni fikirleri olmadığı gerçeği vardı. Left 4 Dead’in üzerinden 10 sene geçti yahu… Onun dışında Serpil, Ori’nin yeni oyunu için bir toplantı aldı fakat benim aklım Anthem’daydı. O yüzden EA standına doğru sıvıştım ufaktan. -Can

Oradan sonra EA alanına girdik, ben sanırım orada bir Marketing Manager abinin toplantı yapacağı masaya şuursuzca oturdum, gamsızca kahve içtim. Anthem’e girmek istemiştik ama olmadı. Akabinde Can’lar sanırım Sekiro’ya gidiyorlardı, benim çok ilgim olmadığı için EA alanında kaldım ve Command and Conquer: Rivals’a hallendim.

Rivals değil ama Spider-Man’in Chinatown temalı alanı da çok tatlı olmuştu doğrusu. (Evet, orada da fotoğraf çekmedik.)

Şimdi… Rivals. Yani arkadaşlar, hayır, sıradaki CnC oyunu değil tabii ancak EA’dan çıkan bir mobil oyundan beklediğim şey (bkz. Dungeon Keeper Online) de kesinlikle değildi. Bilakis, Redwood Studio para ödemeyen oyuncuları da çok önemsiyor gibi. Umarım oyun önyargı kurbanı olmaz, hak ettiği ilgiyi görür de EA karışma ihtiyacı hissetmez. Tabii Lorekeeper olarak bir hikâye olup olmayacağını da sordum ancak yanıt maalesef olumsuzdu. Oyun için ileride “çeşitli planları ve fikirleri” olduğunu söyledi topluluk yöneticileri ancak anladığım kadarıyla hikâye tarafında herhangi bir şey görmeyeceğiz. Yine de şansınız olursa bakmanızı tavsiye ederim mobil oyun oynuyorsanız, cidden fena olmamış.

Burada sanırım Can’lar Sekiro’daydı dediğim gibi. Öyle miydiniz?

Dark Souls refleksleri zayıflamış Can alışana kadar biraz dayak yedi Sekiro’da.

Sekiro, Souls/Borne serilerini seven herkesin yine bayılacağı bir oyun olmuş. Bizzat oynadım, test ettim, onaylıyorum. Dark Souls’dan Bloodborne’a geçerken olduğu gibi yine bazı farklı oynanış mekanikleri eklenmiş: Protez kol ve o kola dâhil olan farklı farklı gereçler, kanca atıp kendinizi sağa sola çekmeler vb gibi. Ama sanırım Sekiro’nun yaptığı en önemli değişikliklerden biri yuvarlana yuvarlana yaptığımız savaşların tarih olması. Artık bayağı samuray dönemine uygun şekilde kılıçlarınızı tokuşturup karşıdakinin defansını kırmaya çalışıyorsunuz öncelikli olarak. Dark Souls’da ne kadar iyi yuvarlanıyor olursanız olun, boss’un sağlık barını sona indirip “NİYE ÖLMEDİ BU YA?” diye bağırmak durumunda kalıyorsunuz; sonra görevli biri gelip “Arkadaşım yeni mekanik koyduk. Parry at ki defansını kırıp öyle öldürebilesin,” deyince aydınlanıyorsunuz. Ben sizin yerinize rezil oldum ki siz rezil olmayın. -Can

Bu arkadaşların da basit ve güzel Day of the Tentacle cosplaylerine bayıldık bir yandan.

Sonrasında aramızdaki messenger diyaloğuna göre Can’ı Anthem’e sokmuşuz. (Evet, E3 demosunun aynısını oynattılar. Güzeldi ama videodakinin dışında çok ekstra söyleyecek bir şey yok. Oynanışı çok keyifli ama. -Can) Burcu da benimle Starcraft’a katılmaya gelmişti ancak devamında Pillars of Eternity toplantısına geç kalmak istemediği için Starcraft’a ben girdim. Çok da bir şey kaçırmadı açıkçası. Zaten gördüğünüz Tychus videosu gösterildi, onun dışında bir de SC2’nin durumuyla ilgili bir sunum vardı. Hakkını da yemeyeyim, sunum güzeldi; “sc2 ded gaem” dedikodularının o kadar doğru olmadığından, oyunun aslında eskiye göre büyümekte olduğundan, ilgi gördüğünden ve eskisi gibi Koreli oyuncuların hükmünde olmadığından bahsettiler. Çok kısa bir soru-cevap yaptılar; ilgi çekici bir soru ya da cevap yoktu açıkçası. Adıma tek ilgi çekici cevap çıkışta araya sıkıştırdığım oldu: SC2 için yapılan AI araştırmasının sadece araştırmacılar için olmadığını, “bazı şeyler olduğunu” ancak açıklayacak bir şeyleri olmadığını söyledi.

Can’lar Pillars of Eternity’ye gitmişlerdi bu noktada, orada yine neler oldu bilmiyorum. Neler oldu?

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)