KİMDİR, NEDİR: ALARAK

Tal’darim, Rak’shir’den gelen hakla sizin Yücelord’unuzum! Dinleyip itaat edin! Ma’lash size yalan sözler verdi. Yükseliş diye bir şey yok. Tal’darim asla yükselip hibrit olamayacak. Amon bize ihanet etti ve bu ihaneti yüzünden ölmeli!

Çok uzun zaman önce Tal’darim fraksiyonu, Aiur protosslarından koparak xel’naga efendilerini uzayın sonsuzluğuna doğru takip etmişti. Alarak da başta Tal’darim’in yerleştiği Slayn adındaki gezegende Amon’a tapan ve Yükseliş Zinciri‘ndeki yüzlerce halka arasında düşük seviye bir tanesinden ibaretti. Ta ki hırsı ve zekâsı, onu rakiplerini manipüle ederek zincirde çok daha yüksek yerlere taşıyana kadar.

Dışarıdan bakıldığında Amon’a sonuna kadar sadık olduğu gözükse de Amon’un sözlerini ve prensiplerini diğer Tal’darim yükselenleri gibi vücuduna hiç kazımamıştı. Alarak’ın dehasının ve oyunlarının en büyüğü, Tal’darim’in Rak’shir adını verdiği kutsal bir düello sırasında 800 savaşçının ölümüyle sonuçlanmış ve Alarak’ı zincirin en tepelerine taşımıştı. Üstelik bunu yaparken kendisi savaşta bile yer almamış olduğundan kimse Alarak’ın bu işteki parmağından şüphelenmemişti.

Diğer çoğu yükselenin aksine kas gücü ya da dövüşteki başarılarıyla değil kurnazlığıyla ön plana çıkan Alarak, bu sayede İlk Yükselen Nuroka’nın da dikkatini çekti. Yücelord Ma’lash’a Rak’shir’de meydan okuyan Nuroka, Alarak’ın da bu savaşta kendi yanında yer almasını emretti. Yükseliş Çukurları olarak bilinen arenada yapılan Rak’shir’in ve Amon’un değerlerinin birer aldatmaca olduğunu ve Amon’un asıl amacının Tal’darim de dahil galaksideki her varlığın sonunu getirmek olduğunu söyleyen Nuroka, Alarak’ın aklına şüphe tohumlarını sokmuş oldu. Yine de Yücelord Ma’lash, Nuroka’dan çok daha güçlüydü ve İlk Yükselen’in yanında yer alması kendi ölüm fermanını imzalamaktan başka bir şey değildi. Nuroka’ya herhangi bir söz vermeyen ancak karşı da çıkmayan Alarak, böylece önündeki iki engele odaklanarak bu durumdan en çok nasıl faydalanabileceğini düşünmeye başladı.

Önündeki iki engelden ilki vahşi bir yabani olan Zenish, ikincisi ise kendisi kadar olmasa da kurnazlığıyla bilinen Guraj’dı. İkisi de Nuroka ile olan görüşmelerini biliyordu ve muhtemelen kendisinden gelecek bir hamleye karşı bir ittifak oluşturacaklardı. Ve Alarak maharetli olsa da ikisiyle aynı anda başa çıkabileceğinden son derece şüpheliydi. Rak’shir vakti geldiğinde Alarak arenaya inip Nuroka’ya biat etmek için kılını bile kıpırdatmayınca İlk Yükselen’in planları suya düştü; en azından ilk başta. Guraj ve Zenish’in Alarak’a karşı yapılmış olan kırılgan ittifakı Dördüncü Yükselen savaşmayı reddedince çatırdadı ve birbirlerine karşı döndüler. Nuroka’nın tarafına geçen Zenish, Guraj’ı kısa bir çarpışmanın ardından yaralamış olsa da kendine güveni yüzünden yaptığı hata sonucunda Guraj tarafından tek hamlede öldürüldü. Rakiplerini birbirine kırdırtmış olan Alarak ise arenaya atlayıp tek bir kelime bile etmeden Guraj’ın işini bitirdi. Nuroka, Alarak’ın akıllıca planını takdir etmeye başlamıştı ki kurnaz Tal’darim savaşçısının planladıklarının daha farklı olduğunu fark etti. Ma’lash’a biat eden Alarak, gücünü Nuroka’nın tarafından çekerek Yücelord’a sundu ve savaşa girdiği sırada tarafını henüz seçmediğini, bir kere tarafını söyledikten sonra değiştirmenin kurallarca yasaklanmış olduğunu savundu. Nuroka böylece çaresizlik içinde Rak’shir’i kaybetti ve kırılmış bedeni Ma’lash tarafından Yükseliş Çukurları’nın dibine fırlatıldı.

lorekeeper-firtinanin-kahramanlari-alarak-02

Ma’lash, Alarak’ın kurnazlığının ve yarattığı tehlikenin farkındaydı; onu tehdit edip kendisine karşı gelmemek konusunda uyardıysa da yüksek rütbeli başka bir Tal’darim’in ölümüne göz yumamayacak durumdaydı. İşin gerçek boyutuysa Nuroka’nın aslında Alarak’ın aklını bir kere çelmeyi başarmış olduğuydu. Ancak Nuroka’nın mevcut gücüyle Amon’a meydan okuyamayacağını tahmin eden Alarak, böylece doğru müttefikleri bulana kadar “sadık” bir yükselen rolü oynamaya karar vermişti. Fakat o doğru müttefiklerle karşılaşması zaman alacaktı…

Artık İlk Yükselen rütbesine çıkmış olan Alarak, Glacius’daki Arındırıcı teknolojisinin peşine düşen Daelaam birliklerine engel olmak için gezegendeki bilim tesisini yok etmekle görevlendirildi. Artanis komutasındaki Templar birlikleri Alarak’ın güçlerini yıkıp geçerek tesis yok olmadan hemen önce teknolojiyi kurtarmayı başardılar. Başarısız olsa da Templar’ın yeteneğinden oldukça etkilenen Alarak, tekrar karşılaşacaklarını vurgulayarak Glacius’u terk etti.

Alarak ve Artanis’in ilk karşılaşmaları düşmanca olsa da ikinci karşılaşmalarında ortak bir amaçları olduğunu fark ettiler. Ulnar’ın derinliklerine ilerleyen Artanis ve birlikleri burada Ma’lash’ın komutasındaki Tal’darim birlikleriyle karşılaştılar. Artanis ve Kerrigan’ın bütün güçleri yok olmanın arifesindeyken kendini Adun’un Mızrağı‘na ışınlayarak amaçlarının ortak olduğu konusunda  Maderşahi Vorazun’u ikna etmeyi başaran Alarak, böylece Daelaam’la ittifak kurmuş oldu. Artanis ve Kerrigan’ın güçlerini kurtarmanın yanında Ölüm Filosu da dahil olmak üzere tüm Tal’darim güçlerine ihtiyaçları olduğunu söyleyen Alarak, Ma’lash’a Rak’shir’de meydan okudu ve tören sırasında Daelaam’ın yardımını istedi. Amon’a karşı savaşta yalnız duramayacaklarını bilen Artanis teklifi kabul etti ve Rak’shir sırasında Alarak’ı destekledi. Daelaam protosslarının sağladığı yüksek psişik güçle Yücelord’u alaşağı etmeyi başaran Alarak, böylece Ma’lash’ın yerini almış oldu. Dönüp kendini takip eden Tal’darim’e yükselmenin bir yalan olduğunu ve Tal’darim’in artık Amon’a ve yalanlarına iltimas göstermeyeceğini duyurarak söz verdiği üzere xel’naga’ya sırtını döndü.

lorekeeper-firtinanin-kahramanlari-alarak-01

Alarak ve Ma’lash arasındaki Rak’shir

Tal’darim’in ve Alarak’ın desteğiyle Aiur’a geri dönen Daelaam ittifakı, burada Amon’un Hiçlik‘ten gelecek benliğini barındıracak olan konak formunu buldu. Alarak gezegeni yörüngeden yakmayı önerse de başta Fenix’in sert çıkışıyla bu öneri reddedildi. Risk almaya karar veren birleşmiş protosslar böylece hem gezegende Amon’un kontrolüne girmiş ırkdaşlarını kurtaracak hem de konak formu yok edecek bir plana giriştiler. Alarak ve Vorazun, birlikte Vasi’nin Hisarı‘ndaki psişik matrisi yok etmekle görevlendirildiler. Bölgedeki zergleri yararak ilerleyen ikili, matrisin bulunduğu kapalı girişle karşılaştığında Alarak bütün gücünü toplamaya başladı. Vorazun onu savunurken gücünü girişe yönlendiren Alarak, tek bir hamleyle sadece girişi değil arkasındaki matrisi de yok etti. Diğer Daelaam protosslarının da katkısıyla plan başarıya ulaştı ve Amon’un konak formu yok edildi. Ancak ittifakın son bir hedefi daha vardı. Alarak’ın en başta Nuroka’nın sorusuna verdiği cevap, her şeyin anahtarıydı: “Yapabilecek olsan Amon’u nasıl öldürürsün?”

“Hiçlik’in kendisine girmem gerekirdi. Eğer onu öldürmek mümkün olsaydı ancak orada gerçekleşebilirdi” demişti Nuroka’nın ısrar ve tehditleri üzerine. Amon’u bir şekilde Hiçlik’e geri çekmeleri gerekiyordu. Amon’un kontrolü altındaki Altın Donanma saldırırken Daelaam ittifakı son güçleriyle planlarının merkez noktası olan anahtartaşı‘nı savundular. Alarak en ön saflarda Altın Donanma’yı yerle bir ederken anahtartaşı gereken enerjiye ulaştı ve bütün Hiçlik enerjisini içine çekti. Tam bu sırada Altın Donanma’daki protosslar sinir şeritlerini kestiler ve böylece gidecek yeri kalmayan Amon, Hiçlik’e çekildi. Alarak kendisinden isteneni yapmıştı, sözünü tutmuştu. Geri kalanı Hiçlik’te savaşmaya devam edecek protoss, terran ve zerg birliklerine kalmıştı.

Aiur yörüngesinde ne yapmaları gerektiğini tartışan Daelaam ittifakı

Aiur yörüngesinde ne yapmaları gerektiğini tartışan Daelaam ittifakı

Yücelord Alarak, savaş bittikten sonra Artanis’in Birleşmiş Protoss hayaline karşı çıkarak ittifaklarını sürdürmeyi reddetti. Tal’darim birliklerini toplayarak Aiur’dan ayrıldı ve kendilerine uygun yeni bir ev aramaya başladılar. Ancak Alarak kurnaz ve içten hesaplı bir savaşçı olsa da Tal’darim arasında Aiur’da kalmak isteyecek olanlar varsa gayelerini gerçekleştirebilmeleri için onlara tek sefer geçerli bir şans tanıdı. Ve daha sonra Ölüm Filosu’nu da yanına alarak başka gezegenlere doğru yol aldı…

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)