Amerika Birleşik Devletleri’nin 2003 ile 2010 yılları arasında Kolombiya, Ekvator, Peru ve Venezuela’yı işgal ederek çıkarttığı savaşın etkileri uzun yıllar boyunca hissedilmeye devam edecekti. İkinci Orta Amerika Çatışması olarak anılan bu savaş, her iki tarafa da ağır kayıplar verdirmesinin yanında hükümetin yozlaşmış ve çıkarcı yaklaşımlarla savaşı bizzat körüklediği gerçeğini gün yüzüne çıkarınca birçok askerin ordudan topluca ayrılması sebebiyle başarısızlığa uğrayıp “Yeni Vietnam” olarak da anılmaya başlanmıştı.
16 Kasım 1988’de doğup çok genç yaşta orduya yazılan Robert John Linder da savaşın bu kurbanlarından birisiydi. Hükümetin çıkarları için çıkan bu savaşta kolunu ve gençliğini bırakan John, ordudan ayrıldığı için hükümetin asker kaçağı olarak yaftalayıp hain ilan ettiği propagandaların hedefi hâline geldi. Ancak sinmek yerine karşılık vermeye karar verdi ve doğduğu şehre, Night City’ye dönerek “Rockerboy” olarak bilinecek hareketin önde gelen isimlerinden biri oldu.
Orduda yaşadıklarıyla yaşamı sonsuza kadar değişmiş olan John, hayatına yeni bir sayfa açmak için adını “Johnny” olarak değiştirdi; soyadını ise savaşta kaybettiği kolun yerine taktırdığı sibernetik, gümüşi kolu temsilen “Silverhand” yaptı. Böylece yeni kimliği Johnny Silverhand olarak savaşmaya devam etti ve kendisi gibileri karalayan hükümete, onların kendi silahlarıyla saldırdı: Sisteme baş kaldırdı ve statükoya isyanlarını müziğe döktü. Samurai adlı grupları arka sokakları mesken tutmuş izbe barlarda sahne alırken bir gün şans yüzlerine güldü ve Jack Masters adındaki bir yapımcı Universal Recording ile bir anlaşma imzalamalarını sağladı.
Johnny Silverhand ve Kerry Eurodyne’ın kurucu üyeler olarak başını çektiği Samurai, üç hafta içerisinde ilk albümlerini kaydedip dünya turnesi için hazırlıklara başlamıştı. İlk single’ları “Blistering Love” listelere bir numaradan giriş yaptı ve onun hemen ardından gelen albüm ise başarılarını daha da pekiştirdi.
Ancak hızlı gelen şöhret, benzer bir hızla altlarından kayıp gitti. Grup kendi içinde çeşitli çalkantılar yaşıyordu ancak 2008 yılında grubun klavyecisi Nancy’nin istismarcı kocasını apartmanın 83. katından aşağı itmesi Samurai’ın sonu oldu. Nancy hapse girerken grup daha fazla bir arada kalamayarak dağıldı.
Samurai efsanesi sona ermiş olsa da Johnny Silverhand’in sessiz kalmaya niyeti yoktu. Solo kariyerine atılıp şirket ve hükümet karşıtı mesajlar veren şarkılar yapmaya devam eden Silverhand’in yıldızı öncekinden bile fazla parlamaya başladı. DBS Music, yeni bir albüm anlaşması yapmak için Johnny’nin kapısını çaldı fakat Johnny kabul etmedi. Israrcı davranan DBS Music, onu asker kaçağı olduğunu halka açıklamakla tehdit etti. Bunun üzerine Johnny tekrar Universal Music ile anlaşma imzaladı ve yeni albümü “SINS of Your Brothers”ta asker kaçağı olduğunu kendi açıklamanın yanında hükümetin yapmalarını emrettiği korkunç sırları da ortaya döktü. Halkın desteğini yanına alan Johnny, böylece hükümetin asker kaçağı olarak karaladığı silah arkadaşlarına karşı gelişen algıyı da değiştirdi.
Solo kariyeri sırasında Johnny, oldukça yetenekli bir netrunner olan, insan/AI transfer programları konusunda çalışmış ve vücudunu bio-şekillendirmeyle geliştirmiş Alt Cunningham ile ilişkiye başladı. Ne var ki 2013 yılında bir konser çıkışı yürüyüş yapan Johnny ve Alt, Arasaka mega-şirketi tarafından kiralanan bir çete tarafından saldırıya uğradılar. Saldırganlar amaçladıkları gibi Alt’ı kaçırırken Johnny’yi de ağır yaraladılar. Bütün bu mevzuya şahit olmuş olan Dünya Haber Servisi muhabiri Thompson, Travma Takımı kartını kullanarak yardım çağırdı ve Johnny’nin hayatını kurtardı.
Arasaka Kulesi’nde Toshiro adındaki bir adam tarafından alıkonulan Alt, şirket için bir netrunner’ın zihninin dijital emülasyonunu ya da kopyasını çıkartabilecek bir virüs yazmaya zorlandı. “Soulkiller” adındaki bu virüs, üzerine yazıldığı orijinal kişiliği tamamen silerek işi bittiğinde geride boş bir kabuk bırakıyordu.
Bu sırada Thompson’ın bağlantılarını kullanarak Alt’ın izini süren Johnny de eski ekibini bir araya toplama telaşındaydı. Eski Samurai üyeleri Kerry, Denny ve Henry’nin yardımıyla tam da Arasaka Kulesi’nin önünde yeniden bir araya geldikleri bedava bir konser duyurusu yaptılar. Efsanevi Samurai’ın tekrar bir araya gelişini bedava görme fırsatını kaçırmak istemeyen muazzam bir kalabalık böylece Arasaka binanın önünde toplanmaya başladı. Konser sırasında kalabalığı iyice galeyana getiren Johnny, çıkan karmaşada kule güvenliğinin kalabalığa müdahale etmesini fırsat bilerek asıl planını harekete geçirdi. Böylece eski sevgilisi ve paralı asker Rogue’un da Thompson ile kendisine katılmasıyla Arasaka Kulesi’ne saldırı başladı. (Bu olaylardan daha sonra Johnny’nin “A Cool Metal Fire” albümündeki “Never Fade Away” adlı parçada da bahsedilmiştir.)
Johnny ile ekibinin ani ve sert saldırısıyla paniğe kapılan Toshiro aceleyle davranarak Soulkiller’ı Alt üzerinde kullandı. Alt’ın bedenine bakıp onun öldüğünü düşünen Johnny, hıncını Toshiro’dan çıkartarak onu vahşice öldürdü. Sevgilisinin “cansız” bedenini bağlı olduğu kablolardan kurtarıp kucağına aldığında arkasındaki monitörlerden ona bağırmakta olan ve ilgisini çekmeye çalışan Alt’ın benliğinin ise farkına bile varmadı.
Böylece Johnny, başkaldıran albümlerine ve bedava yardım konserlerine devam ederek dünya çapında bir yıldız olmaya devam etti. Ta ki Birleşmiş Devletler ve Japonya’yı yıkımın kıyasına getiren Dördüncü Kurumsal Savaş’a kadar.
2021’de okyanusları sömüren CINO ve OTEC mega-şirketleri bir başka şirket olan IHA‘dan geriye kalmış mülkler için mücadeleye başladı. OTEC kendi çıkarlarını korumak için Militech adındaki güvenlik şirketini kiraladı; CINO ise buna Arasaka‘yla kontrat imzalayarak karşılık verdi. Aşağı yukarı bir sene süren bu mücadele Eurobank’ın araya girip CINO ve OTEC arasında bir barış imzalanmasına aracı olmasıyla sonlandı. Lakin Arasaka ve Militech arasındaki çatışma kolayca durdurulacak gibi değildi; dinmek bir yana çatışmanın şiddeti daha da arttı.
Arasaka ve Militech arasındaki bu sıcak savaş 2023’e kadar devam etti. Arasaka’nın üsleri teker teker düşerken Night City’deki kuleye son darbelerden birini vuran da Johnny ve ekibi oldu. Tabii ki Johnny’nin şirketler arası bu savaşı bitirmekten bile öncelikli bir amacı vardı: Alt’ı bulmak. Alt’ın dijital formu bir şekilde Net’e kaçmayı başarmıştı ancak Arasaka tarafından tekrar ele geçirilmesi de uzun sürmedi. Johnny’yi harekete geçirmek için Alt’ın dijital formunun Arasaka’nın eline düştüğünü öğrenmek yetmişti.
Lakin önlerinde duvar gibi dikilen bir borg engeli vardı: Adam Smasher. Vücudunu neredeyse tamamen sibernetik geliştirmelere feda etmiş bu koruma, Militech’in baskın ekibini haşat etmeyi başardı. Kendisi gibi bir borg olan Shaitan’ı ağır şekilde yaraladığı yetmezmiş gibi Johnny’yi de öldürmeyi başardı. Buna rağmen Johnny’nin çabalarının tamamen boşa gittiği de söylenemezdi; zira Spider Murphy, sürpriz saldırıları sırasında Alt’ın benliğini Net’e salarak onu Arasaka’nın pençesinden kurtarmıştı.
Johnny’nin bedeni asla bulunamadı çünkü saldırının hemen akabinde Arasaka Kulesi’nin üzerine düşen taktiksel nükleer bomba, binadan geriye hiçbir şey kalmamasını garantilemişti. Buna rağmen halk yıllarca Johnny’nin yasını tutarak öldüğüne inanmayı reddetti. “Johnny Nerede?” yazılı grafitileri ve Johnny’nin bir gün geri gelip devrimin başını çekeceğini düşünenleri bugün bile Night City’nin dört bir yanında bulmak mümkün. Yine de kim bilir? Sonuçta Johnny Silverhand de Alt’ın cansız bedenini gördüğünde onu tamamen yitirdiğine emindi.
Johnny ve savunduğu, temsil ettiği fikirler hâlâ insanların zihninde ve anılarında yaşarken onun da temelli gittiğini söylemek mümkün olur mu?
Sanmıyorum…