Lorekeeper

KİMDİR, NEDİR: ANDUIN LLANE WRYNN

“Sadece birkaç kelime kullanarak daha büyük kazanç elde edebilecekken askerlerini ve kaynaklarını neden bir savaş için harcayasın?”

İsimlerini İttifak’ın en büyük kahramanlarından Anduin Lothar ile büyükbabası Kral Llane’den alan Stormwind Prensi Anduin Llane Wrynn, İkinci Savaş sonrasında (yıl 15) dünyaya geldi. Doğumundan hemen sonra Lordaeron Prensi Arthas Menethil, Stormwind’i ziyaret ederek henüz yeni ebeveyn olmuş çocukluk arkadaşı Kral Varian Wrynn’i kutlamayı ihmal etmedi.

Anduin, babası Varian ve annesi Tiffin ile birlikte

Anduin gözünü hayata açtığı o ilk zamanlarda büyük bir kayıp verdi. O zamanlar Stormwind tahtının danışmanı rolünde olan Katrana Prestor (ya da diğer adıyla kimliğini gizlemekte olan siyah ejderha Onyxia), hem soyluları hem de şehri yeniden inşa etmek için canla başla çalışan Taş İşçileri Loncası’nı birbirlerine karşı kışkırtarak bir ayaklanma çıkmasına sebep oldu. Bu ayaklanma sırasında atılan bir kaldırım taşı, Kraliçe Tiffin’in başına isabet etti ve hayatını kaybetmesine yol açtı. Kral Varian ağır bir depresyona girerken Anduin de annesi olmadan büyümek zorunda kaldı; bu dönemde ona yardımcı olan isimlerden biri ise ailesine uzun süredir hizmet etmekte olan uşak Wyll Benton’dı.

Katrana Prestor, Kral Varian üzerindeki etkisini sağlama almak, onun girdiği depresyonu kendi emellerine uygun şekilde kullanmak ve politik gücünü sağlamlaştırmak istiyordu. Bu sebeple kral üzerinde birçok büyü kullanmaya başladı; ancak Varian’ın oğlu Anduin ile oluşturmaya başladığı yakın bağlar sebebiyle büyülerin etkisi azalıyordu ve Katrana bu durumdan hiç memnun değildi.

Üçüncü Savaş’ın sonuçlanmasının ardından Jaina Proudmoore önderliğinde bir barış zirvesi yapılması planlandı. Bu buluşmanın amacı Orda tarafında Savaşşefi Thrall, İttifak tarafındaysa Kral Varian’ı bir araya getirerek iki fraksiyon arasında nispeten barışçıl bir ortam sağlamak ve hatta bunu takiben birtakım ticari anlaşmalar yapmaktı. Varian ilk başta tereddüt ettiyse de onu ikna eden kişi, oğlu Anduin oldu ancak Katrana’nın yaptığı planlar sebebiyle Varian kaçırıldı ve bir süre kayıplara karıştı; hatta öldüğü bile düşünülse de genç prens buna inanmayı reddetti. Anduin bu dönemde Stormwind Kralı ilan edildi fakat bu gerçekleştiğinde henüz 10 yaşındaydı ve tek başına hüküm sürmesi imkânsızdı. Bu sebeple şövalye Bolvar Fordragon kral naibi ve Stormwind kuvvetlerinin baş kumandanı ilan edilirken Katrana Prestor da danışmanlık görevine devam etti. Yaşından çok daha olgun ve bilge bir yönetim sürdüren Anduin, böylece halkının güvenini de kazanmaya başladı.

Bolvar Fordragon, Anduin Llane Wrynn, Katrana Prestor

Bir süre sonra Katrana Prestor, Varian’ın bulunduğuyla ilgili haberler getirdi. Anlattığına göre kral, nagalar tarafından kaçırılmış ve yüklü bir fidye karşılığında geri alınmıştı. Bu fidyenin karşılığı halktan ağır bir vergi olarak kesilirken Varian da şehre döndü ve krallık görevini yeniden üstlendi; ancak bir şeyler hiç yolunda gitmiyordu. Kral oldukça sessiz, şehrin işleriyle hiçbir şekilde ilgilenmek istemeyen, halkının parasını çarçur eden ve Katrana’ya hayran olan birine dönüşmüştü. Anduin bu durumdan oldukça rahatsızdı ve fırsat bulduğu her an babasını teşvik etmeye çalışıyordu fakat iplerin koptuğu nokta, Stormwind’den yardım istemeye gelen Ironforge Kralı Magni Bronzebeard’ın reddedilişiyle gerçekleşti. Varian, Katrana’nın sözünü dinlemeyi tercih ederek cücelere yardım göndermenin uygun olmayacağı kararına varınca Magni, şehri hayal kırıklığı içerisinde terk etti; Anduin ise Ironforge Kralı gitmeden önce gizlice kendisine ulaşarak babasıyla ilgili düşüncelerini dile getirdi. Kimsenin bilmediği şey ise Varian’ın kişiliğinin artık iki bedende yaşadığı ve bir yanının Lo’Gosh adıyla Kalimdor kıtasında gladyatörlük yaptığıydı.

Anduin ile Varian birlikte sıklıkla okçuluk talimi yapıyorlardı. Bu çalışmalar sırasında genç prens, babasına nagalar tarafından kaçırıldığında neler yaşandığını sorup dursa da Varian hiçbir şey hatırlamadığını söyleyerek onun kuşkularını daha da derinleştirdi. Oğlunun okçuluk konusunda ne kadar ustalaştığını gören Varian, ödül olarak bir dileğini gerçekleştirebileceğini söylediğindeyse Anduin, babasının kayboluşunun ardındaki gerçeklerin daha detaylıca araştırılmasını talep etti.

Varian ile Anduin

Anduin, Varian, Bolvar ve Katrana sıklıkla at üzerinde gezilere çıkıyor ve avlanıyorlardı. Hâlihazırda şehriyle ilgilenmek istemeyen Varian için bu durum gittikçe sıklaşıyordu ve oğlunun ne kadar rahatsız olduğundan habersizdi. Bu gezilerden birinde Varian’ı şehriyle ve halkıyla ilgilenmesi için teşvik etmeye çalışan Anduin, nereden geldiği anlaşılmayan bir saldırgan sebebiyle atının kontrolden çıkmasıyla yaralanmanın eşiğine geldi. Araya giren Varian, oğlunu kurtarmak için onu tuttuğunda gerçekleşen fiziksel temas sebebiyle o ana kadar hatırlamadığı anılarıyla ilgili çeşitli görüler görmeye başladı; fakat Katrana yine büyüsünü kullanarak onu kontrol altına almayı başardı.

Babasına neler olup bittiğini bilmeyen Anduin’i gerçekten şaşırtan gelişme ise ikinci bir Varian’ın Stormwind’e gelişi oldu. Kendisinin kral olduğunu iddia eden bu kişi, Varian’ın kişiliğinin diğer yarısı olan Lo’Gosh’tan başkası değildi. Katrana’nın gerçek kimliğini ortaya çıkaran ve ona asıl ismi olan Onyxia’yla hitap eden Lo’Gosh ile Varian arasında tartışma başladı. Bu sırada ejderha formuna bürünen Katrana ise planlarının suya düşmesine sebep olan ve Lo’Gosh’a yardım eden Reginald Windsor’ı öldürdü. Anduin, iki Varian’a da tartışmayı bırakmaları ve asıl tehdide yönelmeleri gerektiğini söylese de herhangi bir harekette bulunamadan Onyxia tarafından yakalandı ve ejderhanın kullandığı büyüyle birlikte onun inine kaçırıldı. Genç prensi kurtarmak isteyen iki Varian da yanlarında güvenebilecekleri bir ekiple birlikte Onyxia’nın peşi sıra gittiler.

Onyxia tarafından esir tutulan Anduin

Ejderhanın ininde esir tutulan Anduin, bir şekilde kendisini tutan ipleri kesmeyi ve Stormwind kuvvetleri gelene kadar yavru ejderhaların bile ulaşamayacağı bir yerde saklanmayı başardı. Ancak iki Varian ve beraberindekiler mağaraya vardıklarında Anduin’i pençesine alan Onyxia, Stormwind’in kendisine teslim edilmesini talep etti ve eğer bu talebi karşılanmazsa Anduin’i öldüreceğini söyledi. Anduin ise bu talebi kesinlikle kabul etmemeleri gerektiğini haykırıyordu. Şehri bir canavara teslim etmektense gerekirse oğluyla birlikte ölüme gitmeyi göze alan Lo’Gosh, Onyxia’nın pençesine bir hançer fırlatarak onun dengesini bozdu. Ejderhanın pençesinden kurtulan ve düşmekte olan Anduin ise babasının gladyatör takımından arkadaşı druid Broll Bearmantle’ın kuş formuna dönüşüp kendisini yakalamasıyla birlikte muhtemel bir ölümden kıl payı sıyrılmış oldu. Bu sırada Onyxia bir büyü örmüş ve kralları yok etmeyi amaçlamıştı; ancak birbirlerini kurtarmak için çabalayan iki Varian birden büyünün içerisinde kalınca bu örgü bozuldu ve Varian tekrar tek beden içerisinde bütünleşti. Onyxia’nın başını keserek onu öldüren Varian, böylece oğluyla da tekrar bir araya geldi.

Varian, Anduin ve Thrall
(Theramore Barış Zirvesi)

Kaçırıldığı için askıya alınan Theramore Barış Zirvesi’yle ilgili şüpheleri ve isteksizliği devam eden Varian’ı tekrar ikna etmek oğlu Anduin ve gladyatör ekibindeki diğer dostu Valeera Sanguinar’a düştü. İlk Savaş’ın yaralarını ve şehrinin yakılışını unutamayan Varian, yine de Stormwind ile Orda arasındaki çatışmanın devam etmesini istemiyordu. Anduin de Savaşşefi Thrall’dan etkilenmiş, onun oldukça zeki ve iyi bir karakter olduğunu dile getirmişti. Burada babasını gladyatör olarak eğiten Rehgar Earthfury ve Thrall’ın o dönemde danışmanı olarak rol almaya başlayan Garrosh Hellscream ile de tanışan Anduin, orklar arasındaki kişisel farklılıkları da öğrenmiş oldu. Ancak tam Orda ile İttifak arasında ticaret anlaşması yapılmak üzereyken beklenmedik bir gelişme vuku buldu: Hiçlik’e hizmet eden Alacakaranlığın Çekici lideri Cho’gall’ın kontrolü altında bulunan Garona Halforcen ve beraberindekiler, Theramore’a saldırı düzenlediler. Varian bu saldırı için Thrall’ı suçlarken Orda kuvvetleri ise bunun kendilerini suçlu göstermek için İttifak tarafından oynanan bir oyun olduğunu iddia ettiler. Böylece iki taraf da anlaşmaları resmîleştiremeden Theramore’dan ayrıldı.

Liç Kral uyanıp Musibet ordusunu topyekûn kontrol etmeye başladığında Orda ve İttifak şehirlerine saldırılar düzenlemeye başlamış ve Stormwind de hedeflerden biri hâline gelmişti. Anduin bu saldırılar sırasında okçuluk yeteneklerini kullanarak şehrin savunmasında rol oynadıysa da Bolvar’ın Kuzeyyarı’na gönderilmesini üzüntüyle karşıladı. Nitekim Liç Kral alt edilip Bolvar Fordragon yerine geçtiğinde kimse bunu Anduin’e söyleyemedi ve ona sadece eski kral naibinin öldüğü haberi verildi.

Anduin’in barışçıl yanı yaşı ilerledikçe daha da ağır basmaya başladı ancak babasının agresif tavırları bu konuda hiç yardımcı olmuyordu. Varian en ufak şeylere öfkeleniyor, beklenmedik tartışmalara yol açıyor ve karşısında kim olduğunu önemsemeksizin saldırgan ithamlarda bulunuyordu. Savaşmayı istemeyen ve bir savaşçı olarak yetiştirilebileceğini düşünmeyen Anduin, babası tarafından yumuşak başlı olarak nitelendiriliyordu. Babasının öfke patlamalarından rahatsız olan genç prens, sıklıkla Theramore’a giderek burada Jaina Proudmoore’un yanında vakit geçiriyordu. Öyle ki Jaina, Anduin dilediği zaman rahatlıkla seyahat edebilsin diye ona bir “yuvataşı” bile vermişti.

Varian bir süre sonra oğlunu Stormwind diplomatı olarak Ironforge’a gönderdi ancak asıl amacı cücelerin yanında eğitim görmesini ve böylece fikrini değiştirerek bir savaşçı olmasını sağlamaktı. Bu sebeple Anduin’i eğitmesi için Aerin Stonehand adındaki cüce kadın görevlendirildi, Magni ise ona bir Bronzebeard aile yadigârı olan “Fearbreaker” isimli çekici hediye etti. Kısa sürede yakın arkadaş olan ikiliden Anduin, Aerin’e karşı arkadaşlığın ötesinde bazı duygular beslemeye başlarken bir yandan da savaşçı olmak istemediğine kesin olarak karar verdi. O, Kutsal Işık’ın yolunda ilerlemek istiyordu.

Elinde Fearbreaker ile Anduin

Anduin’in Ironforge’da geçirdiği süre içerisinde beklenmedik bir felaket patlak verdi. Deathwing’in Afet’i başlatmasıyla birlikte ardı ardına gerçekleşen depremler Khaz Modan’ı sarstı ve yaşanan yıkım sırasında Aerin hayatını kaybetti. Ne yapacağını bilmeyen cüce kralı Magni Bronzebeard, Ulduar’dan alınmış olan bazı yazıtlardaki kadim bir ritüeli gerçekleştirmeye karar verdi; böylece aralarında Anduin’in de olduğu bir heyetle birlikte Ironforge’un daha derinlerinde yer alan ve Eski Ironforge olarak adlandırılan bölgeye gitti. Ancak işler hiç de beklemedikleri bir şekilde ilerledi ve Magni’nin bedeni kristale dönüştü. Krallarının öldüğüne inanan halk paniğe sürüklenirken kara cücelerin kraliçesi konumuna gelmiş olan Moira Thaurissan, Ironforge’a gelerek şehri zorla ele geçirmeye çalıştı ve tam anlamıyla kontrolü eline almadan kimsenin şehri terk etmesine izin vermedi. Şehirde sıkışıp kalan Anduin, Jaina’nın verdiği yuvataşını kullanarak Theramore’a kaçtı.

Theramore’a varan Anduin, o sırada bir ziyarette bulunan tauren Baine Bloodhoof ile karşılaştı. Baine, taurenlerin lideri Cairne’in oğluydu ve o da bir varis olarak kendisinden beklenenler yüzünden ikilemde kalmıştı. İkilinin arasında başlayan sohbetler, bir süre sonra arkadaşlığa ve nihayetinde yakın bir dostluk bağına dönüştü; nitekim bu dostluk uzun yıllar boyunca devam edecekti. Anduin bu görüşmeler sırasında silahı Fearbreaker’ı da Baine’e hediye etti.

Anduin, Moira’yı öldürmek üzere olan babasını durdururken

Oğlunun Ironforge’da esir tutulduğunu düşünen Varian, yanına bir grup Sİ:7 ajanını da alarak şehre sızmıştı. Anduin bunu öğrenir öğrenmez Jaina’dan bir büyü geçidi açmasını rica etti ve böylece Ironforge’a geri döndü. Bu sırada Varian çoktan taht odasına ulaşmıştı ve Moira’yı öldürmek üzereydi; ancak bir görünmezlik iksiri kullanarak gizlice yanlarına varan Anduin, babasını bunu yapmaması konusunda ikna etti. Ona göre Moira’yı öldürmek, tahtın verasetiyle ilgili birçok soruna yol açacak, şehrin çatışmalarla çalkalanmasına sebebiyet verecekti. Varian oğlunun fikrini dinledikten sonra Moira’nın hayatını bağışlamayı kabul etti fakat tek başına yönetimde olmasının uygun olmayacağını dile getirerek Üç Çekiçler Konseyi’nin kurulmasını sağladı; böylece Bronzebeard, Dark Iron ve Wildhammer soyları ortak yönetime geçtiler. Anduin ile Varian’ın arası düzelirken genç prens de tüm bu yaşananların ardından silah eğitiminde kendisini geliştirme konusuna biraz daha ılımlı bakmaya başladı.

Afet’in yaşanmasıyla birlikte gelişen olaylar sonucu gece elflerinin başkenti Darnassus’taki bir zirveye katılan Anduin, burada babasının agresif tavırları yüzünden duyduğu rahatsızlığı gizleyemedi. Varian, vakti zamanında İttifak’tan çekilen ve destek vermeyi reddeden ancak Greymane Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte yardıma muhtaç kalan Gilneaslıların İttifak’a geri katılmasını istemiyordu. Ona göre verdikleri kararın cezasını çekiyorlardı.

Anduin bu zirve sırasında draenei halkının lideri Velen ile tanıştı; Kâhin de genç prense bir yakınlık duymuştu ve ikili Işık’ın gücü üzerine uzun süre konuştular. Aynı akşam meditasyon yapmakta olan Velen’in yanına giden Anduin, yaptıkları sohbetin ardından kendisini tam anlamıyla Işık’a adaması gerektiğine karar verdi. Bu kararını babasına açıkladığında Varian kabul etmeyi reddetti, Anduin ise kararından vazgeçmeyeceğini dile getirerek çekip gideceğini söyledi. Oğlunun bu tavrıyla öfkelenen Varian, onu kolundan çekip götürmek istese de bu hareketi Anduin’in hem fiziksel hem de duygusal olarak canını acıtmıştı. Varian ondan Stormwind’de kalıp Başpiskopos Benedictus altında eğitim görmesini istese de Anduin kararlıydı ve Velen ile birlikte Exodar’a gideceğini dile getirdi. Olanları duyan Velen de Anduin’in bu kararına saygı duyarak onu eğitmeyi kabul etti.

Anduin ile Velen
(Darnassus)

Anduin, Velen ile Exodar’a varıp eğitimine başladığı dönemde birçok insan da fet’in getirdiği yıkımla birlikte yardım aramaya başlamıştı. İnsan göçmenler Exodar kapılarının dışına yığılmışlardı ve Anduin de hem onlara yardımcı oluyor, hem yaralarını sarıyor hem de naaru O’ros ile vakit geçiriyordu. Gelecekle ilgili görüler alan Velen’in neden Afet ile ilgili uyarı yapmadığını sorguladığında ise Kâhin ona Yakan Lejyon tarafından yerle bir edilmiş bir dünya göstererek Deathwing tehdidinin bu görü karşısında bir hiç olduğunu söyledi. Aynı gece kendisi de bir görü gören Anduin, korkunç bir karanlığın evreni yutmak üzere olduğuna şahit oldu; ardından gelen Işık’tan oluşan varlıklar onu bu karanlıktan kurtarmış ve göçmenlerin yüzünü göstererek fısıldamışlardı: “Her yaşam bir evrendir.”

Aradan geçen haftalar sonunda Exodar’daki draeneilar ve insanlar arasında anlaşmazlıklar patlak verdi. Anduin ise Velen’in o an olanlara yoğunlaşmak yerine neden Yakan Lejyon’u düşündüğüne anlam veremiyordu. İnsanların çıkardığı isyanla birlikte şehir muhafızlarıyla çatışmalar yaşanmaya başladığında Velen’in yanına giderek bu duruma bir dur demesi gerektiğini haykıran Anduin sayesinde Kâhin, aslolan zaman ile ilgilenmesi gerektiğinin farkına vardı. Anduin’e baktığı o sırada kısa bir görü gören Velen, Işık ile donanmış bir zırh kuşanan bir savaşçının Orda, İttifak, ejderhalar ve hatta naarulardan oluşan bir orduya liderlik ettiğine ve tüm bu güçlerin yaratılışı yutan bir karanlığa karşı taaruza geçtiğine şahit oldu.

“Sana burada ihtiyaç var. Hem de şimdi. Bu yüzden mi Afet ile ilgili hiçbir uyarı yapmadın? Dikkate değer mi bulmadın yoksa? Hepimiz senin gözünde değersiz haşarat mıyız?”

Velen’in araya girerek ayaklanmayı ve daha fazla kan dökülmesini engellemesinden sonra Exodar’dan ayrılıp kaybedilenlerin anıldığı Anma Günü’nü geçirmek üzere Stormwind’e geri dönen Anduin, Stormwind Kalesi’ne girdiğinde babasının bir grup soyluya bağırdığını görünce hayal kırıklığını gizlemeden taht odasından ayrıldı. Daha sonra Başpiskopos Benedictus’un yönlendirmesiyle Kraliçe Tiffin’in mezarı başında buluşan ikili, aralarında esen soğuk rüzgârları nihayet dindirebildi.

Drakonid

Varian, Anduin’den özür diledi ve ona annesinin madalyonunu verdi; ancak işler bu kadar sakin ilerlemeyecekti zira bir grup Alacakaranlığın Çekici suikastçısı krala ve prense saldırarak onları öldürmeye çalıştılar. Son anda çarpışmaya dâhil edilen bir drakonid ise Varian’ı ciddi şekilde yaralayarak ölümle burun buruna gelmesine sebep oldu. Varian’ı Işık’tan oluşan bir bariyerle saran ve drakonidin koruma büyülerini kıran Anduin sayesinde babası yaratığı öldürmeyi başardı; ancak kral son nefesini vermek üzereydi ve oğluna onu sevdiğini, onunla gurur duyduğunu söyledi. Babasını ölümün kollarına bırakmayı kabullenemeyen genç prens, Işık’ın gücünü kullanarak onun yaralarını iyileştirdi ve hayata geri dönmesini sağladı. Tüm bu olayların ardından gerçekleşen Anma Günü’nde bir konuşma yapan Varian, vakti geldiğinde savaşçı liderlere değil, barışı arayan ve şifa dağıtan liderlere ihtiyaç duyacaklarını belirterek Anduin’i gururlandırdı.

Alacakaranlık Dağlık Bölgesi’nde çalışmalarına devam eden Alacakaranlığın Çekici tarikatına saldırabilmek için bir donanma toplamaya çalışan Varian, ortaya çıkan birtakım aksilikler sonucunda işlerin geciktiğini fark ettiğinde durumu araştırması için bir Azeroth kahramanını görevlendirdi. Prens Anduin’in de yardımcı olduğu bu araştırmada Alacakaranlığın Çekici’ne hizmet ettiği ortaya çıkan Binbaşı Samuelson’ın planları alaşağı edildi. Bunun üzerine Varian’ı orada öldürmeye çalışan Samuelson’ın saldırısını durduran ise babasının etrafında Işık’tan bir bariyer yaratan Anduin oldu. Kendisini bir Yüzü Olmayan’a çeviren Samuelson ise Azeroth kahramanının yardımıyla öldürüldü.

Binbaşı Samuelson’ın dönüşümü

Anduin bu sırada teyzesi olarak gördüğü Jaina ile irtibatını da koparmıyordu. Büyülü bir ayna üzerinden birbirleriyle iletişimde olan ikili, Anduin’in çalışmaları üzerinde konuşuyorlardı; hatta Jaina’nın Thrall ile görüşmeye gideceğini öğrendiği zaman genç prens kendisine selamlarını iletmesini rica etti. Ancak o zaman Savaşşefi olmuş olan Garrosh Hellscream’in Theramore’u bombalamasının ardından aralarındaki ilişki de çatırdamaya başladı. Stormwind’e gelmiş olan Jaina savaş istiyor ve tüm Orda’yı yok etmeyi düşünüyordu, Varian ile Anduin ise savaşa gitmenin mantıklı olmayacağını dile getiriyorlardı. Anduin’e göre Orda’daki herkes Garrosh ile aynı fikirde olamazdı ve hepsini yok etmeye çalışmak çok ağır bir hareketti. Bunun üzerine Jaina ikisinin de budala olduğunu söyleyerek Stormwind’den ayrıldı.

Bu olaydan kısa bir süre sonra Varian, Anduin ve Broll Bearmantle, Stormwind Limanı’nda yapılmakta olan yeni savaş gemilerini gözlemlemeye gittiler. Anduin, Theramore’un neden bombalandığına anlam veremiyor ve Garrosh’u teşvik eden nedenleri sorguluyordu. Savaşşefinin galip çıkıp çıkmayacağını düşünürken hem Varian hem de Broll onu telkin etmeye çalıştılar.

Tüm bu olayların ardından diplomatik bir görüşme için “Öncü Kuvvet” adını taşıyan gemiyle Stormwind’den yola çıkan Anduin, geminin daha önce haritalandırılmamış bir kara parçasına oturmasıyla birlikte kendisini Pandarya kıtasında buldu. Kendisini kovalayan hozen birliğinden Ren Whitepaw ve kızı Lina adındaki pandarenler tarafından kurtarılan Anduin, günler sonra İttifak kahramanı tarafından bulundu. Henüz geri dönmek istemeyen ve Ebedî Çiçekler Vadisi’ndeki Kutsal Havuzlar’ın iyileştirici gücü hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen genç prens, peşindeki SI:7 ajanlarının zihinleriyle oynayarak onlardan uzaklaşmayı başardı. Kısa bir süre sonra Orda kuvvetleri tarafından ele geçirilen ve kimliği General Nazgrim tarafından tanımlanan Anduin, Ejderin Kalbi adındaki bölgede gerçekleşen çarpışma sırasında esaretten kaçmayı başardı.

Pandarya’da General Nazgrim ve Orda kuvvetleri tarafından esir tutulan Anduin

Bir tüccar ailesiyle birlikte Krasarang Yabanlıkları’na giden Anduin, buradaki Kızıl Turna Tapınağı hakkında bilgi edindi ve oraya gitmeye karar verdi. Kızıl Turna Chi-Ji, bir Aziz Semavi’ydi; yani bir Yaban Tanrı’ydı ve hem umudun hem de şifanın gücünü temsil ediyordu. Burada bir süre eğitim gören Anduin, Ümitsizlik Shası’nın tapınağa saldırmasıyla birlikte oradan ayrılmak ve Krasarang Yabanlıkları’nda dolaşmak zorunda kaldı.

Bir süre sonra Kun-Lai Zirvesi’ndeki Ak Kaplan Tapınağı’na giden Anduin’in hem İttifak’a karşı olan güveni hem de Orda halkına karşı duyduğu sempati, tauren paladinlerinin lideri olan Dezco tarafından övgüyle karşılandı. Azeroth kahramanları Ak Kaplan Xuen’in sınavlarını başarıyla geçtikten sonra Aziz Semaviler’in Geçidi’ne giden Anduin, kapıların açılmasının ardından İttifak tarafından üs olarak kullanılan Yedi Yıldız Mabedi’nde konuşlandı.

Anduin ile Varian
(Krasarang)

Krasarang’da Aslanın Çıkarması kalesi inşa edildikten sonra babasıyla kavuşan genç prens, Pandarya’da yaşanacak bir savaşın yalnızca böylesine güzel ve huzurlu bir kıtayı bozacağını dile getirse de Varian yalnızca adaleti sağlamak için çarpışacağı konusunda ona güvence verdi. Gece elflerinin lideri Tyrande Whisperwind’in bir grup korucu ile birlikte Orda askerlerini Kızıl Turna Tapınağı’na sıkıştırdığını öğrenen Anduin, babasından gereksiz kan dökmemesini rica etti.

Varian tarafından Jaina Proudmoore ile iletişime geçmesi için gönderilen Anduin, kan elflerinin Dalaran’dan çekilmesi gerektiğini zira Orda’ya sadakat yemini etmiş olan büyücülerinin birer tehdit olduğunu dile getirdiyse de Jaina onların uzun süredir Dalaran’ı ev bildiklerini ve Kirin Tor ile beraber çalıştıklarını söyleyerek bunu kabul etmedi.

Kâşifler Birliği’nin Mogujia bölgesinde buldukları ve sha etkisi altında olan bir numunenin bilgisini alan Anduin, Azeroth kahramanını yanına çağırarak yozlaşmakta olan askerleri kurtarmaya çalıştı. Sha etkisini temizleme işlemi bittiği sırada bölgeye varan İttifak kuvvetleri arasında Varian da vardı ve Anduin babasına askerlerinin neden saldırgan tavırlar sergilediğini anlattı. Sha gücünün karanlığından ve göz ardı edilmemesi gerektiğinden bahsederken ortaya çıkan Nefret Yansıması, tehlikeyi gözler önüne serdi. İttifak kuvvetlerinin bir kısmı bu karanlıktan tiksinirken bir kısmı ise bunu lehlerine kullanmayı önerdi; ancak araya giren Anduin, sha gücünü kullanmanın kendi askerlerinin hayatını tehlikeye atacağını söyledi ve böylece Varian da bu gücün kullanılmasını yasakladı.

Anduin daha sonra Kun-Lai Zirvesi bölgesindeki Korune Yıkıntıları’na gitti; buradaki Kutsal Çan adındaki kadim artefakt bulundu ve Darnassus’a nakledildi. Bu artefakt karanlık bir yapıya sahipti ve kullanıldığında kişilerdeki öfke ve nefreti ön plana çıkartarak onlara güç sağlıyordu. Orda ise Darnassus’a sızarak Kutsal Çan’ı çalmayı başardı ve Kirin Tor’daki kan elfi büyücülerinin konuyla ilgili bilgiye sahip oldukları ortaya çıkınca bir kısmı öldürüldü, geriye kalanlar ise Dalaran’dan sürüldü. Varian ve Jaina ile buluşan Anduin, Kirin Tor’un tam anlamıyla İttifak’a katıldığıyla ilgili detayları öğrense de bu hareket, kan elflerinin İttifak ile yürüttükleri görüşmeleri bozdu.

Orda’nın Kutsal Çan’ı ele geçirmesinin ardından bu artefaktın gücünü etkisiz hâle getirebilecek bir kaynak arayışına çıkan Anduin, Ahenk Tokmağı adındaki başka bir artefaktın varlığını öğrendi. Bu artefaktın yerini öğrenmek için yeşim taşı içerisinde sıkışıp kalmış olan Maymun Kral’ı kurtaran Anduin ve İttifak kahramanı, Ahenk Tokmağı’nın parçalara ayrıldığını ve Pandarya’nın dört bir yanına saçıldığını öğrendiler ve beraber çalışarak artefaktı tekrar bir araya getirmeyi başardılar.

Anduin, Garrosh’un Kutsal Çan’ı kullanmasını engellemeye çalışırken

Bu sırada Savaşşefi Garrosh Hellscream ise Kun-Lai’deki “İmparator’un Erimi” adındaki bölgede Kutsal Çan’ı kullanmayı planlıyordu. Bunu öğrenen Anduin, Ahenk Tokmağı’nı alarak yola çıktı ve Garrosh’u ikna etmeye çalıştı; ancak savaşşefi kendisini dinlemiyordu. Başka çaresi kalmayan Anduin, Ahenk Tokmağı’nı kullanarak çanı etkisiz hâle getirdi. Öfkeyle harekete geçen Garrosh, Kutsal Çan’ı parçaladı ve Anduin’in üzerine çökmesine sebep oldu. Genç prensin öldüğünü düşünen savaşşefi, Azeroth kahramanını bir başına bırakıp gittiyse de Anduin hayattaydı fakat ağır yaralanmıştı. Aslanın Çıkarması kalesine götürülen Anduin, Velen ve pandaren şifacılar tarafından tedavi edilmeye başlandı.

Yaraları henüz tam anlamıyla iyileşmese de babasının yanından ayrılan Anduin, Sislerdeki Han’a giderek burada Deathwing’in oğlu Wrathion ile tanıştı ve onunla Pandarya’da olan biten gelişmeleri tartışmaya başladı. Bir pandaren oyunu olan Jihui’yi oynayan ikiliden Wrathion, moguların kadim zamanlardaki lideri Lei Shen ve yönetimi hakkında detaylar anlattı. Anduin, Wrathion’un bakış açısından hoşlanmamıştı ve Azeroth kahramanları bu siyah ejderha ile birlikte çalışmaya başladığında onları kesin bir şekilde uyardı. Kahramanlar Lei Shen’in kalbini getirdiklerinde onu yiyerek Titan Bekçisi Ra’nın hatıralarını edinen Wrathion’u gören genç prens, ona hiç güvenmediğini açıkça dile getirdi.

Wrathion ve Anduin

Pandarya macerası sırasında Zamansız Ada’yı da ziyaret eden Anduin, savaş doruk noktasına ulaştığında İttifak güçleri ile birlikte Orgrimmar Kuşatması’nda yer aldı ve babasının Orda ile ateşkes ilan edişine şahit oldu. Garrosh Hellscream’in yakalanmasının ardından gerçekleşen mahkeme için Ak Kaplan Tapınağı’na giden Anduin, dostu Baine ile karşılaştı ve onun Garrosh’u savunacak kişi olarak seçilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Genç prens mahkeme sırasında şahitlik etmek üzere de çağrılmıştı ve Kutsal Çan’ın üzerine yıkıldığı saldırıyı detaylıca anlattı; ancak Garrosh’un değişebileceğine inandığını da söyledi. Daha sonra Garrosh’un kendisiyle konuşmak istediğini öğrenen Anduin, bu teklifi kabul ederek savaş suçlusu olarak tutulan eski savaşşefi ile görüşmeye başladı. Garrosh Anduin’e kadere inanıp inanmadığını sorduktan sonra onun mu Işık’ı, yoksa Işık’ın mı onu seçtiğini sorguladı; ardından “çok sevilen ama Işık’a sırtını dönen altın saçlı başka bir prensi” hatırlatan Garrosh, Anduin’in öfkelenmesine sebep oldu. Vol’jin’in şahitliğinden sonra tekrar Garrosh ile görüşen genç prens, onunla yeni savaşşefi hakkında tartıştıktan sonra Orda ile İttifak arasında iki tarafın da kârlı çıkacağı bir barış yapılırsa ne hissedeceğini sorduysa da Garrosh onu kovmakla yetindi.

Vereesa, Anduin’e Garrosh’un yemeğine zehir kattıklarını anlatırken

Mahkemenin son gününde Garrosh ile tekrar görüşmeye gitmek üzere olan Anduin, o sırada Vereesa Windrunner ile karşılaştı. Vereesa, eşi Rhonin’i Theramore saldırısı sırasında kaybetmişti ve Garrosh’tan intikam almak istiyordu; bu yüzden kız kardeşi Sylvanas ile bir plan yapmışlar ve Garrosh’un son yemeğine zehir katmışlardı. Olanları öğrenen Anduin, vakit kaybetmeden Garrosh’un yanına gitti ancak ork oldukça saldırgan bir tavır sergiliyordu. Anduin kral olduğu zaman orkların Stormwind’i dümdüz edeceğini ve halkının onun hiç doğmamış olmasını isteyeceğini dile getiren Garrosh’un yemeği geldiğinde Anduin yalnızca kasesine vurarak devrilmesine sebep oldu. Öfkeyle dolan Garrosh, Anduin’in kolunu bükerek ona zarar vermeye çalıştıysa da dökülen yemeği yiyen bir sıçanın öldüğünü görünce onu bıraktı; Anduin ise Işık ile acısını dindirdikten sonra tek kelime etmeden odayı terk etti.

Karar anında yaptığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını mahkemeye katılan herkesin önünde dile getiren Garrosh, Anduin’i şaşkınlığa uğrattı zira genç prens onun değişebileceğini düşünmüştü. Bronz ejderha Chromie’nin ortada olmadığını ve bir şeylerin ters gittiğini gören Anduin, derhâl Garrosh’un hapis tutulduğu yere gittiyse de buradaki gardiyanın baygın yattığını gördü. Onu iyileştirdikten hücrenin içerisine atılmış olan Chromie’yi gören Anduin, başka bir bronz ejderha olan ve mahkemede geçmişteki olayları gösteren Kairoz’un bir işler peşinde olduğunu öğrendi; ancak o sırada kendisine yetişen Wrathion tarafından bayıltıldı.

Uyandığında kendisini tam anlamıyla kaosun ortasında bulan Anduin, Garrosh’un Kairoz ve Wrathion ile birlikte kaçtığını, bu kaçış sırasında açılan bir büyü yarığından da mahkemede bulunan kişilerin alternatif bir zamandaki kopyalarının geldiğini öğrendi. Kendi kopyasını gören Anduin, Chromie’nin nasihatiyle ne yapması gerektiğini anlamıştı: Karşısındaki suretin doğasını çözmeli ve ona göre hareket etmeliydi. Böylece ölmekte olan kendi kopyasına yaklaşan Anduin, ona babalarının bu gerçeklikte yaşadığını söyledi; böylece huzur bulan suret kaybolup gitti ve Anduin de etrafındakileri iyileştirmeye girişti. Kaos dağıldığında babasının yanına koşan Anduin, Jaina’nın ölmek üzere olduğunu gördü fakat hiç kimsenin çabaları meyve vermiyordu. Yine de umudunu yitirmeyen Anduin, Kızıl Turna Chi-Ji’yi etkilemeyi başardı ve güçlerini kullanan Aziz Semavi, Jaina’yı iyileştirdi.

Anduin, ölmek üzere olan Jaina’yı iyileştirme çabasındayken

Azeroth kahramanları Garrosh’u ve planlarını durdurmak için alternatif zaman dilimindeki başka bir Draenor’a gittiklerinde Anduin, Stormwind’de kalmaya devam etti; ancak hayatının kökten değişmek üzere olduğundan bihaberdi. Bu alternatif Draenor’dan günümüz Azeroth’una gönderilen ork fel büyücüsü Gul’dan, Yakan Lejyon’u gezegene getirecek yolun açılmasını sağlamıştı. İttifak ve Orda güçleri bir araya gelerek Parçalanmış Sahil’e gittiklerinde bu kuvvetlere önderlik eden isimler arasında yer alan Varian, beraberindekileri kurtarmak için kendisini feda etti ve Gul’dan’ın elinde feci şekilde can verdi. Artık Stormwind Kralı olan Anduin, kendisiyle aynı fikirde olan Velen’in de desteğiyle Orda ile birlikte çalışmaları gerektiğini dile getirdi. Öte yandan Jaina ve Genn Greymane ise Varian’ın ölümünden Orda’yı sorumlu tutuyor, intikam almaları gerektiğini savunuyorlardı. Babasının kendisine yazdığı mektubu okuyan Anduin bu teklifleri bir kenara itti fakat Jaina Orda’yı bir daha asla Dalaran’a sokmayacağını söyleyerek kralın yanından ayrıldı. Daha sonra hizmetlerini kabul ettikleri iblis avcılarının yardımıyla o anda taht odasında şekil değiştirmiş hâlde saklanan iblisler bir bir ortaya çıkartıldı ve İttifak kahramanlarının yardımıyla hepsi alt edildi. Sonrasında Genn Greymane’i görevlendiren kral, ondan Stormheim’a giderek Aggramar’ın Kalkanı adındaki kadim Yaratılış Sütunu’nu ele geçirmesini istedi.

Varian, Parçalanmış Sahil’e giderken yanında oğlu tarafından kendisine doğum günü hediyesi olarak verilen ve içerisinde Anduin’in resmi olan bir pusula taşıyordu ancak bu pusula okyanusta kaybolmuştu. Bir İttifak kahramanı pusulayı bulup Anduin’e götürdü. Bu olaydan sonra kendisini bir süre Işık Katedrali’ne kapatan Anduin, kimliğini gizleyerek kahraman ile birlikte Stormwind sokaklarında yürüdü ve halkının neler konuştuğunu öğrendi; ardından Stormwind Kalesi’ne dönerek kendisi hakkında tartışan Velen ve Genn’i dinledi. Aldığı kararla birlikte Parçalanmış Sahil’e giderek babasının düştüğü yeri ziyaret eden Anduin, burada Shalamayne’in bir parçasını buldu. Babasının bir görüsüyle karşılaşan ve asla onun gibi bir kral olamayacağını düşünen Anduin, ona ne yapması gerektiğini sorduğunda aldığı cevap ise “Bir kralın yapması gerekeni,” oldu. Kılıcın diğer parçasını da edinen Anduin, onları birleştirerek Shalamayne’i aynı babası gibi tek bir silah olarak kullanmaya başladı.

Stormwind’e geri dönen Anduin, burada babasının kendisine yazdığı mektubu tekrar okurken kral olmanın kendisine getirdiği sorumlulukları da düşündü. Bu sırada odaya giren bir asker, Parçalanmış Sahil’den iyi haberler getirdiğini söylese de bir an sonra elinde bir hançerle saldırıya geçti. Anduin, Işık’ın gücünü kullanarak düşmanını hapsetti ve onun bir nathrezim olduğunu gördü. İblise göre Anduin düşmanla dostluk kurarak babasını zayıflatmıştı ve İttifak’ın sonunu getirecekti ancak genç kral bu laflara kanmadı ve Işık’ın gücüyle yarattığı bir çekiçle nathrezimi öldürdü; her ne olursa olsun Orda ve İttifak’ın bir gün barış sağlayacağına olan inancı sarsılmamıştı.

Sargeras hapsedilip Yakan Lejyon mağlup edildiğinde halkına bir konuşma yapan Anduin, ardından Genn Greymane ve SI:7 lideri Mathias Shaw ile bir araya geldi. Mathias’ın anlattıklarına göre Sargeras’ın Silithus’a saplanmış olan kılıcı yeni bir maddenin gezegenin dört bir yanından fışkırmasına sebep olmuştu ve Orda da bu maddeyi toplamakla meşguldü. Maddeyi eline aldığında büyük bir güç hisseden ve daha fazla bilgi edinmeleri gerektiğini söyleyen Anduin, daha sonra Stormwind Kalesi’ndeki harita odasına giderek burada danışmanları Velen, Genn, Mathias ve Hava Amirali Rogers ile görüştü. Onlara bulunan yeni maddeyi gösteren kral, fikirlerini aldıktan sonra böylesine bir gücü Azeroth halklarını iyileştirmek ve onları refaha kavuşturmak için kullanmaları gerektiğine karar verdi. Genn ise Savaşşefi Sylvanas’ın bunu saldırı amaçlı kullanacağına inanıyordu.

Anduin hem Lejyon ile olan savaşta verdikleri destek için bizzat teşekkür etmek hem de bu yeni maddeyle ilgili yardım talebinde bulunmak için diğer İttifak şehirlerine ziyaretler düzenlemeye karar vermişti. Genn buna karşı çıksa da Anduin onu yokluğunda kral naibi olacak şekilde atadı ve Ironforge’a gitti. Burada artık dost olmuş olduğu Moira ile görüşen Anduin, beklenmedik bir şekilde ziyarete gelen ve artık Azeroth’un Sözcüsü olarak anılan Magni Bronzebeard ile de konuşma fırsatı buldu. Kristalleştiğini bizzat kendi gözleriyle gören Anduin için bu oldukça enteresan bir karşılaşmaydı ancak ortaya çıkan bu maddenin ne olduğunu da öğrenmesine sebep olmuştu: Adı Azerit’ti ve henüz bir titan olarak doğmamış olan Azeroth’un yaşam özüydü. Bir kısım bu Azerit’i silahlaştırıp Orda’yı ortadan kaldırmak için kullanmayı teklif etse de Anduin bunu reddetti ve Orda ile savaşmadıklarını, bu maddeyi Azeroth’a ve halklarına şifa dağıtmak için kullanmaları gerektiğini dile getirdi. Bunu duyan Moira, o sırada yanlarında bulunan Velen’in de desteğiyle Anduin’i Azeroth’un rahip ve rahibelerinin bir araya geldiği tapınağa götürmeye karar verdi.

Birlikte çalışmaya ant içmiş olan bu rahip ve rahibeler, Kardinaller Meclisi adındaki oluşumu yaratmışlardı ve bir naaru gemisi olan Yitenışık Tapınağı’nda kalıyorlardı. Buraya giden Anduin, uzun zaman önce ölmüş olduğu düşünülen fakat aslen bir diriölü olarak varlığını sürdüren, Azeroth’un ilk paladinlerinin eğitilmesine öncülük etmiş olan Alonsus Faol ile karşılaştı. Yine aynı şekilde öldüğü düşünülen ve aslen Lordaeron tahtının varisi olan Calia Menethil ile yüz yüze geldiğinde ise şaşkınlığını gizleyemedi. Orada bulunan rahip ve rahibelere hitap eden Anduin, Kutsal Çan kazasından beri yanlış bir şey yaptığında sızlayarak kendisini uyaran kemiklerinin herhangi bir ağrı yapmadığını fark ettiğinde Azerit’i onlara göstermenin hiçbir zararı olmayacağına kanaat getirdi. Böylece onlardan Azeroth’u iyileştirmek için yardım istedi ve ister İttifak ister Orda tarafında olsun fark etmeksizin güvendikleri kişileri de bu çağrısına cevap vermek için teşvik etti. Böylece şamanlar ve druidler ile de iletişime geçilmesine önayak oldu.

Alonsus Faol ve Calia Menethil

Stormwind’e geri döndüğünde Genn ile görüşen Anduin, onun kendisine uygun bir aday bularak evlenmesi için yaptığı ısrarlardan usanmıştı. Genn’e göre Anduin’in derhâl bir kraliçe adayı seçmesi, evlenmesi ve varis yapması gerekiyordu zira krallığın geleceğini garanti altına almalıydı. Anduin ise birisini sevmeden sırf önceden ayarlanmış bir şekilde evlenmek istemiyordu; bu yüzden Genn’in kendi kızı Tess’i önerişini de reddetti. Aynı zamanda tüm diriölüleri düşman olarak gören Genn’e hepsinin öyle olmadığını söyledi zira yakın zamanda kendisini Işık’a adamış olan Alonsus ile tanışmıştı. En sonunda ise planını dile getirdi: Sylvanas’ın halkı arasında aile bireyleri hâlâ Stormwind’de yaşayanlar varsa onları bir araya getirip görüştürmeyi düşünüyordu. Tüm bu konuşmaların ardından kendi odasına çekilen Anduin, kişisel casusu olarak görevlendirdiği Valeera Sanguinar’ı çağırdı ve dostu Baine Bloodhoof’a bir mektup iletmesini istedi; bu mektupta aileleri bir araya getirme fikrinden bahsediyordu.

Seyahatlerine devam eden genç kral, bir sonraki durağı olan Darnassus’a giderek burada Tyrande ve Malfurion ile bir araya geldi. Bu görüşmeleri sırasında bir Kirin Tor büyücüsü, mavi ejderha Kalecgos’tan haber getirdi. Gelen habere göre Orda’nın tekrar Dalaran’a kabul edilmesinden sonra ortadan kaybolan Jaina iyiydi ancak bir süre daha kayıplara karışacaktı. Tekrar şehrine geri dönen Anduin, Valeera’dan karanlık haberler aldı: Sylvanas, kendisinin Baine ile yazıştığını öğrenmiş ve iletişimin kesilmesini talep etmişti. Baine, boynuzundan kerttiği bir parçayı hatıra olarak Anduin’e göndermiş, halklarının güvenliği için talebe uyması gerektiğini belirtmişti. Anduin oldukça üzülse de kararı anlayışla karşıladı.

Yitenışık Tapınağı

Genç kral, Alonsus Faol ile Calia’nın bulunduğu tapınağı tekrar ziyaret ettiği sırada onlara aileleri karşılaştıracak planından bahsetti ve Alonsus’un yardımını istedi; Alonsus da destek vermeyi ve aracı olarak görev almayı kabul etti. Bu sırada Anduin, gelen ani bir haberle uşağı Wyll Benton’ın ölmekte olduğunu öğrendi. Derin üzüntü duyan Anduin hemen Stormwind’e dönüp onu Işık’ın gücüyle hayatta tutmak istese de Wyll çok yaşlıydı ve huzur içerisinde ölmek istiyordu. Anduin, Wyll son nefesini verene kadar başında durarak ona kitap okudu ve o öldükten sonra da bir süre yanından ayrılamadı. Kraliyet ailesine yaraşır bir tören düzenlenmesi emrini verdikten sonra ise danışmanlarının yanı sıra Turalyon ile Alleria’yı da toplayarak bir görüşme gerçekleştirdi. Aileleri bir araya getirme planını onlara anlattı ve neredeyse hepsi karşı çıksa da kararından dönmeyeceğini söyleyerek desteklerini istedi.

Bu sırada Alonsus Faol da çoktan Undercity’ye gitmiş, götürdüğü iki mektuptan birini Sylvanas’ın sağ kolu olan Nathanos’a teslim etmiş, diğerini ise Wyll’in eşi olan Vellcinda’ya (ölüp kaldırılmadan önceki ismiyle Elsie Benton’a) iletmişti. Sylvanas, Nathanos ile yaptığı konuşma sonrasında bu planın her türlü kendi lehine sonuçlanacağına kanaat getirdi ve Anduin’in teklifini kabul ettiğini iletti.

Anduin, Calia ve Genn’in yardımıyla Stormwind’de yaşayan ve Undercity’de diriölü akrabaları olanları aramaya koyuldu. Sylvanas onlara bir liste sunmuştu ve bu listeyi kullanarak bireylerle görüşmeye başladılar. Buldukları isimler arasında kimileri intikam istiyor, kimileri ise nefret duyuyordu; bu yüzden dikkatlice araştırıp az sayıda kişide karar kıldılar ve Sylvanas’a durumu haber verdiler. Bu araştırma sırasında Calia’yı adeta ablası olarak görmeye başlayan Anduin, onun ailesinden habersizce bir askerle evlendiğini, bir kız çocuğu dünyaya getirdiğini ancak Arthas ile beraberindeki Musibet ordusu Lordaeron’u bastığında ailesinden ayrı düştüğünü ve onların ölmüş olduğunu düşündüğünü öğrendi. Calia, aileler bir araya geldiğinde orada bulunmak istediğini belirtti ve bunu yaparken kimliğini gizlemeyi kabul etti.

Anduin’in başka planları da vardı ve bu yüzden bir gece Genn’i ve Turalyon’u şehirdeki Işık Katedrali’ne çağırdı. İkili katedrale vardıklarında Alonsus Faol’un da orada olduğunu gördüler. Genn öfkelenerek ortamı terk ederken Turalyon Işık’ın gücünü kullanarak Alonsus’un ne kadar saf ve doğru olduğunu görüp kendisinden özür dileyerek desteğini sundu.

Sylvanas ile Anduin

Stormwind’deki aile bireyleri ve danışmanları ile Arathi Dağlık Bölgesi’ndeki Stromgarde’a giden Anduin, burada Sylvanas ile de karşı karşıya geldi. Sylvanas hiçbir Stormwind vatandaşına zarar vermeyeceğinin sözünü verdi, Anduin ise onun babasına ihanet edip etmediğini sorguladı. Sylvanas dürüst bir cevap vererek aldığı karar her ne olursa olsun Yakan Lejyon kuvvetlerinin sayısı karşısında Varian’ın her şekilde ölümünün kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Bu görüşmenin ardından Stormwind’li ve Undercity’li bireyler bir araya geldiler; bir kısmı konuşmayı bile istemeyerek Stromgarde’a geri dönerken bir kısmı ise evlatlarına, ebeveynlerine ve arkadaşlarına kavuşmanın mutluluğuyla vakit geçirmeye başladılar. Ancak aileleri ile yaşayabileceklerine kanaat getiren bir kısım diriölü yavaşça İttifak tarafına doğru gitmeye başladığında geri çekilme sinyalini veren Sylvanas, ardından kendi askerlerine alanda bulunan tüm diriölülerin öldürülmesi emrini verdi. Ona göre böylesine bir umudu aşılamak yersizdi, halkının geri kalanlarının da çekip gitmesine sebep olabilirdi ve insanların tamamının onları kabul edeceğini düşünmüyordu.

Anduin yaşananları görünce büyük bir şok geçirdi. Öldürülen diriölülerden kendisini sorumlu tutuyordu. Bineğine atlayıp ailelerin bulunduğu yere gitse de geç kalmıştı ve kimseyi kurtaramadı. Bu sırada başlığını indirmiş olan Calia da kendisini ortaya çıkarmıştı ve bunu gören Sylvanas, Lordaeron varisini bizzat öldürdü. Calia’nın cansız bedenini alan Anduin, onu Stromgarde duvarlarının ardına taşıdıktan sonra onun Kardinaller Meclisi’nin tapınağına gönderilmesini sağladı. Ardından kendisi de tapınağa giden Anduin, burada Alonsus Faol’un ve naaru Saa’ra’nın yardımıyla Calia’yı hayata geri döndürmeyi başardı. Calia, Işık’ın güçleriyle geri gelmiş olsa da artık bir diriölüydü.

Anduin’in Stormwind vatandaşlarıyla birlikte toprağa verdiği diriölülerin mezarları

Arathi’ye geri dönen Anduin, kendisine eşlik eden aile bireyleriyle birlikte öldürülen Undercity vatandaşlarını toprağa verdi ve bir cenaze töreni düzenledi. Yanında yer alan Genn ise diriölülerin hepsinini kötü olmadığını, onların da yalnızca yaşamak isteyen bireyler olduğunu ve insanlardan çok da farklı şeyler hissetmediklerini anladığını dile getirdi. Anduin de Genn’den özür dileyerek Sylvanas’ın asla değişmeyi kabul etmeyeceğini sonunda fark ettiğini söyledi.

Stormwind’e geri döndüğünde İttifak kahramanlarını yanına çağıran Anduin, onlardan yeni müttefikler bulmasına yardımcı olmalarını istedi. Turalyon ve Alleria’nın desteğiyle Işık’ın Ordusu’nda yer alan draeneilar ile hiçlik efleri de böylece İttifak’a katılmış oldular.

Anduin ile Genn’in dövüş alıştırması yaptıkları bir sırada yeni haberler ile gelen Mathias Shaw, Orda kuvvetlerinin Silithus’a gitmeyi planladıklarını bildirdi. Anduin bu haberi Tyrande’ya taşıdı ve ikili, Orda’nın Azerit’i silahlaştırmaya başladığına kanaat getirdi; böylece Tyrande gece elflerini Feralas’ta konuşlandırarak Orda’nın yolunu kesmeye hazırlandı. Ancak bu bir kandırmacaydı; Varok Saurfang’in emrindeki birlikler beklenmedik bir şekilde Külvadi’ye girip Karasahil bölgesine kadar ilerlediler. Sylvanas’ın amacı Malfurion’ı öldürüp gece elflerinin moralini kırmak, ardından da Darnassus’u ele geçirmekti. Fakat Malfurion hayatta kaldı ve Sylvanas da Teldrassil’i içindeki siviller ile birlikte yakma emri verdi.

Lordaeron Savaşı sırasında Işık’ın gücünü kullanarak askerlerini iyileştiren Anduin

Olan bitenler Anduin’in kulağına ulaştığında artık savaşın kaçınılmaz olduğunu anlayan genç kral, karşı saldırı için orduları Lordaeron’a yönlendirdi. Savaşı bizzat yöneten ve Işık’ın gücünü kullanarak askerlerinin yaralarını saran Anduin ile emrindeki İttifak güçleri, Sylvanas’ın veba saldırısını kullanmasıyla birlikte geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu sırada hiç beklenmedik şekilde savaşa dâhil olan Jaina sayesinde şehre girebilen İttifak güçleri, kapıda onları bekleyen Saurfang’i alt edip savaş esiri olarak tutukladılar. Ardından taht odasına giren Anduin, Genn, Jaina ve Alleria, burada Sylvanas ile yüzleştilerse de bir tuzağın içerisinde olduklarını çok geç anladılar. Sylvanas gizlenmiş olan veba kaynaklarını patlatarak kaçarken dörtlü de Jaina’nın ışınlanma büyüsü sayesinde ölümden son anda kurtuldu.

Orda güçleri Stormwind’e sızıp Zandalar Prensesi Talanji ile Kâhin Zul’u kaçırdıktan sonra daha fazla müttefike ihtiyaç duyduklarını fark eden Anduin, bu düşüncesini Jaina ve Genn ile paylaştı. Bunun üzerine Jaina, Kul Tiras’a giderek destek isteyeceğini söyledi ve İttifak kahramanlarıyla birlikte yola koyuldu; Genn de başka bir birlikle onların ardından gitti.

İttifak kuvvetleri Kul Tiras’ın başkenti Boralus’ta üslerini kurduktan sonra şehri ziyaret eden Anduin, kahramanlardan Orda’nın ilerleyişine engel olmaları için Zandalar topraklarında çalışmalar yapmasını istedi. Çalışmalar başarılı bir şekilde sonuçlanınca tüm ekibi tebrik etmek için bizzat gelen Anduin, Jaina’nın Lord Amiral ilan edilişi sırasında da Boralus’ta bulundu. Bu sırada Bolvar Fordragon’ın kızı Taelia ile tanışan Anduin, ona Stormwind’e gelmesini ve böylece babasıyla ilgili hikâyeleri paylaşabileceğini söyleyerek krallığına geri döndü.

Anduin, Bolvar Fordragon’ın kızı Taelia ile tanışırken

Azeroth için savaş devam ederken genç kralın hayatında neler olacağını ise gelecek gösterecek.