Lorekeeper

KİMDİR, NEDİR: ALLERIA WINDRUNNER

“Sorun değil. İttifak bütün orkların ölmesini istiyor. Ve ben de. Bunu başarmak için birlikte çalışabiliriz.”

Windrunner kardeşlerin en büyüğü… Hem Quel’Thalas hem de İttifak kuvvetleri adına gerçekleştirdiği kahramanlıklarla bilinen, Sylvanas’ın bile asil elflerin korucu birliğinin en parlak üyesi olduğunu söylediği büyük kız kardeşi… Sadece Stormwind’in girişindeki Kahramanlar Vadisi’ne heykelinin dikilmesiyle yetinilmeyecek, daha sonraları İttifak’ın Terokkar’daki komuta merkezine de adı verilecek olan isim… Alleria Windrunner.

Windrunner ailesi, geçmişte hâlâ Daimşarkı Ormanları’nın bir parçası olan ve Quel’Thalas’ın güney bölgesinde bulunan Windrunner Kulesi’nde yaşıyordu. Dört kardeşin en büyüğü olan ve ebeveynlerinin kendisine hediye ettiği, içerisinde birer zümrüt, yakut ve safir taşı bulunduran bir kolyeyi daima boynunda taşımasıyla bilinen Alleria’nın adı, insanlarla birlik olup Quel’Thalas’ı savunmak için mücadele verdikleri Trol Savaşları zamanında sayısız trolü tek başına alt etmesiyle ön plana çıkmaya başladı. Kılıç kullanma konusunda da oldukça maharetli olmasıyla bilinen Alleria’nın asıl yeteneği ise hiçbir atışını ıskalamadığı ve hedefini her daim vurduğu okları ile babasından kendisine geçen Thas’dorah isimli yayında gizliydi.

Bir zamanlar Windrunner ailesinin evi bildiği Windrunner Kulesi

Trol Savaşları sonrasında nispeten daha barışçıl ve sakin bir döneme adım atmış olan asil elflerin bu huzur dolu yılları, iblis kanı içerek Burning Legion’ın köleleri haline gelmiş olan orklardan oluşan Orda’nın Azeroth’a girmesiyle alt üst oldu. Yaşanan İlk Savaş sırasında ağır kayıplar veren taraf insanlar olsa da Stormwind’in düşüşü ve hayatta kalan insanların kuzey topraklarına, diğer bir deyişle Lordaeron’a kaçmalarıyla birlikte elflerin de kendilerini bir savaşın içerisinde bulmaları uzun sürmedi. İkinci Savaş esnasında insanların, cücelerin ve gnomların da aralarında bulunduğu Lordaeron İttifakı’nın bir parçası haline gelen asil elfler, Trol Savaşları sonrasında Arathi soyundan gelen insanlara bağlılık yemini etmişlerdi ve bunu unutmayan Lordaeron kralı II. Terenas Menethil, elflerden destek kuvvetleri göndermelerini istedi. Orkları gerçek bir tehdit olarak görmeyen ve yalnızca oldukça az sayıda savaşçı gönderen asil elfler arasında Orda’nın ne kadar büyük bir sorun olabileceğini ön görebilen az sayıda kişi vardı. Alleria Windrunner da bunlardan biriydi.

Asil elflerin kralı Anasterian Sunstrider tarafından görevlendirilen Alleria, emrindeki kuvvetleri de yanına alarak yaşadıkları kıyımdan kuzey topraklarına kaçan insanların Hillsbrad bölgesinde konuşlandığı ve bir balıkçı yerleşkesi olmaktan çıkıp liman kentine dönüşmüş olan Güneykıyı kasabasına doğru ilerledi. Burada İttifak’ın efsanevi ismi Anduin Lothar ve büyücü Khadgar ile tanışan Alleria, aynı zamanda hayatında önemli bir yeri olacak olan, aslen bir rahipken eğitilip Gümüş El Şövalyeleri birliğini oluşturan ilk paladinler arasında yer alan Turalyon ile de karşılaştı.

İttifak ordularını kumanda eden Anduin Lothar’ın yönlendirmeleri altında Turalyon ve Khadgar ile birlikte çalışan ve akıncı birlikleri ile saldırılarda bulunan orkları Lordaeron’dan sürmek için kıyasıya mücadele veren Alleria, daha sonra ana ork ordusunun Quel’Thalas sınırlarındaki ormanları ateşe verdiğini öğrendiğinde kuvvetlerini Silvermoon’u korumak için yönlendirdi. Ork kuvvetlerinin köleleştirilmiş kırmızı ejderhaları kullandığını gören Alleria, bu sırada kız kardeşi Vereesa’yla da karşılaştı. Bir süre sonra Orda’ya yardım ettiklerini öğrenecekleri troller tarafından saldırıya uğrayan Alleria ve Vereesa’nın yardımına ise Quel’Thalas sınırlarının neden yanmakta olduğunu araştırması için gönderilen diğer bir Windrunner olan Sylvanas yetişti. Trolleri kolaylıkla alt ettiklerinde ise vakit kaybetmeden Silvermoon’a giden Alleria, Anasterian Sunstrider’a delil olarak bir trol kafası göstererek Orda tehdidinin küçümsenmeyecek derecede büyüdüğünü de kanıtlamış oldu.

O dönemde Korucu-General olan Sylvanas’ı görevlendiren Anasterian’ın emriyle birlikte ork kuvvetleri, Uzakgezerler ile Turalyon’un birlikleri tarafından çift taraflı düzenlenen saldırıların arasında kalarak yenilgiye uğratıldı. Ancak zafer, Alleria’nın düşündüğü kadar kolay gelmemişti: Windrunner Kulesi orklar tarafından talan edilmiş, aralarında en küçük kardeşleri Lirath’ın da bulunduğu akrabalarından on sekizi öldürülmüştü. Duyduğu üzüntüyle bir çıkış yolu arayan ve teselliyi ilk önce Turalyon’un kollarında bulmaya çalışan Alleria’nın, zayıflığını bu şekilde ortaya çıkardığı için kendisine daha da kızarak nefretini dökebileceği hedeflere yönelmesi ise uzun sürmedi.

İkinci Savaş esnasında ork avına çıkan Alleria

Turalyon ve beraberindeki İttifak ordusunun, kıtanın güney topraklarına doğru ilerleyip Orda’yı geri püskürterek Kara Geçit’i kapatmalarıyla İkinci Savaş son bulmuş olsa da Alleria’nın orklara karşı duyduğu nefret kısa sürede sönecek türden değildi. İttifak tarafından Harap Topraklar’da Nethergarde Kalesi inşa edilirken intikam hırsıyla dolup taşan ve orkları yok edilmeleri gereken değersiz yaratıklar olarak gören Alleria, emrindeki korucularla birlikte Kara Geçit’in kapatılmasının ardından Azeroth’ta kalan orkları avlamaya devam etti.

İkinci Savaş’ın sonlanmasının ardından yalnızca iki yıl geçmişti ki Geçit tekrar hareketlenmeye başladı. Bu sırada Nethergarde Kalesi’nde bulunan Alleria, Khadgar tarafından yapmayı pek de istemediği bir göreve gönderildi. Vakit kaybetmeden yola çıkan Alleria, Turalyon’u bularak ona olan biteni anlattı. Tehdidin farkında olan Lordaeron kralı II. Terenas Menethil, artık “General” rütbesi taşıyan Turalyon’un başını çekeceği ve daha sonraları liderlerinin Lothar’ın Evlatları olarak anılacağı İttifak Seferi birliğinin, Kara Geçit’i kullanarak Draenor topraklarına ilerleyeceği bir sefer düzenlenmesini emretti. Bu seferde yer alanlar arasında Khadgar, Danath Trollbane, Kurdran Wildhammer ve Alleria Windrunner da vardı.

İttifak Seferi’nin liderleri
Alleria Windrunner, Khadgar, Danath Trollbane, Turalyon ve Kurdran Wildhammer

Seferlerine başlamadan bir gece önce sağ kolu ve dostu olan Verana adındaki korucuyu yanına çağıran Alleria, kardeşlerine kendisinden bir hatıra bırakabilmek amacıyla eritip tekrar dövdürerek üç parçaya ayırdığı kolyesinin iki parçasını bu asil elfe teslim etti: İçerisinde bir adet zümrüt barındıran kısmı kendisine saklayan Alleria, yakut kolyeyi Vereesa’ya, safir kolyeyi ise Sylvanas’a götürmesini istedi. Artık “Korucu-Yüzbaşı” rütbesine sahip olan Alleria, ertesi gün sefer birliğiyle birlikte Kara Geçit’i kullanarak Draenor’a adım attı.

Draenor tarafındaki orklar, bir zamanlar Gul’dan’ın akıl hocası ve eğitmeni olan şaman Ner’zhul’un ardında birleşmişlerdi. Kara Geçit üzerinden Azeroth’a giren ve siyah ejdersürüsü lideri Deathwing’in de yardımıyla çeşitli güçlü eşyaları çalan ork kuvvetlerinin gerçek amacı ise fethedebilecekleri farklı dünyalara geçitler açmaktı. Deathwing, Draenor’a kaçıp saklanabileceği güvenli bir yer ararken Ner’zhul’un planlarını öğrenen İttifak Seferi, vakit kaybetmeden harekete geçti. Bu sırada Turalyon, Alleria’dan geride kalmasını istedi. Soğuk ve mesafeli duran, o ana kadar tüm yaşam amacı kaybettiklerinin intikamını almak olan Alleria ise gerçekten sevdiğini anladığı kişinin kendisini bırakarak ölüme gitmesi düşüncesini kaldıramadı.

“Geride kalamam. Benden bunu isteme. Geçmişte bunu yapmıştım. Ama bir daha sevdiğim biri ölümüne giderken arkasından bakmak istemiyorum…”

Turalyon ile olan ilişkisinin yeniden alevlenmesinin (ve muhtemelen bu sırada hamile kalmasının) ardından Draenor’daki görevine devam eden Alleria, Cehennem Ateşi Hisarı’nın düşüşünü takiben kuvvetlerini, Nerzhul’un peşinde olan Danath Trollbane ve Kurdran Wildhammer’a destek vermeleri için yönlendirdi. Kendisi ise Khadgar ve Turalyon ile birlikte Geçit’i kapatmalarına yardımcı olacak ancak Deathwing’in elinde bulunan Gul’dan’ın Kafatası’nı edinebilmek için yola çıktı. Bıçak Sırtı Dağları’nda Deathwing’in yuvasını bulan üçlü, buranın yerel sakinlerinden olan gronnların lideri Gruul’un ve beraberindeki ogrelerin de yardımıyla siyah ejderhaya saldırdılar. Deathwing Azeroth’a geri kaçarken artefaktı ele geçiren üçlü ise peşinde oldukları ork şamanı durdurmak için geri döndüklerinde çok geç kaldıklarını fark ettiler.

Ner’zhul sonunda istediği şekilde birçok geçidi aynı anda açmayı başarmıştı. Açılan geçitlerin sayısıyla ve kullanılan büyü gücünün yoğunluğuyla ortaya çıkan kaotik enerjiler ve volkanik patlamalar Draenor’u parçalamaya başlarken İttifak Seferi, güç bir karara vardı. Kara Geçit’i Draenor tarafından kapatarak Azeroth’un bu kaostan zarar görmesini engellemeye karar veren sefer üyeleri, böylece evlerine dönüş yolunu da kapatmış oldular. Khadgar Geçit’i kapatırken onu koruyanlar arasında yer alan Alleria, daha sonrasında diğer seferîlerle birlikte başka bir geçitten farklı bir dünyaya kaçarak Draenor’un parçalanışının yaratacağı felaketten kendisini kurtaranlardan oldu. Draenor günümüzdeki Outland halini aldıktan sonra geri dönen kuvvetler, artık Cehennem Ateşi Yarımadası olarak adlandırılan bölgedeki komuta merkezine geri döndüler.

Alleria’nın Stormwind şehrinin girişinde bulunan heykeli.
Arka planda Turalyon’un heykeli de bulunuyor.

Azeroth tarafında ise bu kahramanca hareketi gerçekleştiren İttifak Seferi önderlerinin öldüğü varsayılıyordu. Yaptıkları fedakârlığı unutmamak adına yeniden inşa edilmekte olan Stormwind şehrinin girişine heykelleri dikilen efsanevi isimler arasında Alleria da yer aldı. Tüm bu olaylardan on sekiz yıl sonra Kara Geçit tekrar açılıp Outland keşfedildiğinde ise ne Turalyon’un ne de Alleria’nın izine rastlanmadı. Geride sadece oğulları yarı-elf Arator kalmıştı…