Lorekeeper

ZİNDAN GÜNCELERİ #8 – THE CULLING OF STRATHOLME

Yakan Lejyon’un kumandanlarından Kil’jaeden’ın pençesine düşen orkların Azeroth’u işgal etme girişimleri İlk Savaş’la sonuçlanmış, Azeroth halkı büyük kayıplar vermiş ancak orkları Kara Geçit’e geri sürmeyi başarmışlardı. Birkaç yıl sonra ork şaman Ner’zhul, farklı dünyaları işgal etmek amacıyla aynı anda birçok geçit açmaya çalışarak Draenor’da bir felaket yaşanmasına sebep olmuştu; üstüne üstlük kendisi de Kil’jaeden tarafından ele geçirilmiş ve yaptığı hataların cezasını ödemesi için ruhu türlü işkencelere maruz bırakılmıştı.

Kil’jaeden Ner’zhul’dan intikamını alıp ruhunu nathrezimlerin özel olarak yarattığı bir kılıç ve zırhın içine hapsederek Liç Kral olarak yeniden yarattıktan sonra Azeroth’u Yakan Lejyon istilasına uygun hâle getirmesi için Kuzeyyarı’na gönderdi. Liç Kral güçlerini kullanarak etrafındaki canlıları kendi himayesi altına aldı ve yaydığı karanlık enerjiler sebebiyle birer diriölüye dönüşen bu yaratıklar ile Musibet oluşumunu başlattı. Bölgede yaşayan nerubianları ele geçirdikten sonra telepati yeteneğini kullanarak Azeroth’un dört bir yanına çağrı yapıp yanına müttefikler toplamaya çalıştı. Bu çağrıya cevap veren ilk isimlerden biri, bir Dalaran büyücüsü Kel’thuzad’dı.

Kel’Thuzad

Kel’thuzad’ın hatırı sayılır bir mal varlığı ile Lordaeron zenginleri arasında önemli bir sosyal statüsü bulunmaktaydı ve bu özelliklerini kullanarak Lordaeron’da bir hastalık yayılması için görevlendirildi. Hastalığa yakalanan Lordaeron halkı Musibet kuvvetlerine katılacak ve Liç Kral’ın ordusunu güçlendirecekti. Kel’thuzad, Baron Rivendare ve Lord Alexei Barov gibi nüfuzlu kişilerin yardımıyla hastalığı Andorhal’daki yemek depolarında yaymaya karar verdi; zira bu depolar Doğu Krallıkları’nın kuzey topraklarındaki tüm insan yerleşimlerine kaynak sağlayan stratejik bir noktaydı ve bunun neticesinde hastalık hızla yayılmaya başladı.

Hastalığın yayılma haberi Terenas Menethil’e ulaştığında kral, durumun gerektiği şekilde araştırılması için oğlu Arthas Menethil’i ve büyücü Jaina Proudmoore’u görevlendirdi. Brill’de Kel’thuzad’ın varlığını fark eden Arthas, onu Andorhal’a kadar kovaladı; Kel’thuzad ise her şey için artık çok geç olduğunu ve Stratholme gibi önemli bir şehrin Dehşet Efendisi Mal’Ganis tarafından tamamen ele geçirileceğini söyledi. Arthas duydukları karşısında öfkelenerek Kel’thuzad’ı oracıkta öldürdükten sonra Stratholme’un yolunu tuttu. Yurtvadi adlı kasabaya geldiklerinde buranın tamamen diriölüler ile sarıldığını gören Arthas, vakit kaybetmeden onlarla çarpışmaya başlarken bir yandan da Jaina’yı Uther’e haber vermesi için görevlendirdi.

Uther, Jaina ve Arthas

Diriölü düşmanları Arthas’ı neredeyse ölümün eşiğine getirdikleri anda Uther yardımına geldi ve Arthas ile beraberindeki birlikleri kurtardı. Mal’Ganis’i öldürmek için intikam ateşiyle yanan Arthas, Yurtvadi’deki başarısızlığının da etkisiyle deliye dönmüş bir şekilde Stratholme’a doğru yola koyuldu.

Stratholme’a geldiğinde geç kaldıklarını anlamaları pek uzun sürmedi; zira Andorhal’dan gelen tahıllar şehre dağıtılmıştı ve buradaki halkın diriölülere dönüşmesi artık an meselesiydi. Arthas, kendisine emir vererek şehirdeki tüm insanların öldürülmesi gerektiğini dile getirince duydukları karşısında şaşkınlığa düşen Uther, prensine karşı çıkarak onu uyardı ve yaptıklarının doğru olmadığını söyledi. Arthas ise emir verdiği hâlde kendisine karşı çıkan paladine karşı kraliyet yetkilerini kullandı ve Uther’i görevinden alıp Gümüş El Şövalyeleri’ni de dağıttı. Uther arkasını dönüp giderken ona katılan Jaina Proudmoore’u da kaybettiğini anlayan Arthas’ın şehre yürümeden önce duyduğu son sözler “Özür dilerim, Arthas. Sen bunu yaparken durup izleyemem,” oldu. Böylece Arthas, kendisine sadık askerlerle birlikte Stratholme Katliamı’nı gerçekleştirmek üzere şehre doğru harekete geçti.

Aradan yıllar geçip Arthas Liç Kral ile bir olduktan sonra zamanın kendisinde hissedilmeye başlanan huzursuzluklar sebebiyle konuyu araştırmaya ant içen Bronz Ejdersürüsü, tam da Stratholme Katliamı’nın yaşandığı zaman diliminde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissettiklerinde Azeroth kahramanlarını yardıma çağırdılar. Sonsuz Ejdersürüsü yine zamanı değiştirmeye ve olayların yaşanmasını engellemeye çalışıyordu; ancak bir bronz ejderha olan ve kahramanlara yardım eden Chromie, yaşananların değiştirilmemesi için bu lanetli olayın gerçekleştiği zaman diliminde bekliyordu. Chromie onları öncelikle şehrin dışına dağıtılmış olan ve veba taşıyan tahıl küfelerini bulmakla görevlendirdi. Ardından Stratholme’un kapısına ulaşan kahramanlar, Uther ile Jaina’nın ayrılışlarına şahit olduktan sonra Arthas ile birlikte tarihin en karanlık olaylarından birini gerçekleştirmek üzere şehre doğru yürüyüşe geçtiler.

Prenslerinin gelişine tanık olan Stratholme halkı zafer sevinci yaşarken Arthas’ın çekici ile bir bir yere serilmeye başladılar. Kahramanlar ile birlikte şehirdeki tüm diriölüleri öldürmeye başlayan Arthas’ın karşısına Meathook adı verilen dev bir yaratık çıktı. Meathook, Liç Kral’ın bizzat kendisi tarafından zekânın değil vahşiliğin bir simgesi olarak yaratılmıştı. Stratholme sokaklarında başıboş dolanırken kahramanlar tek vücut olup saldırdılar ve Meathook devasa cüssesiyle yere yıkıldı. Ardından Stratholme sokaklarında Tenbüken Salramm adında bir nekromans belirdi. Bu diriölü de Liç Kral tarafından bizzat görevlendirilmişti ve amaçları arasında hastalıktan ölmüş Stratholme insanlarını Musibet’in birer askeri olarak kaldırmak vardı. Kahramanlar ona da saldırarak üstesinden geldiler. Arthas kahramanlara bir buluşma noktası belirledi ve tüm Stratholme sokaklarındaki tehditleri bitirir bitirmez tekrar bir araya gelmelerini sağladı.

Stratholme’un arka sokaklarına Arthas’ın bildiği bir gizli geçit vasıtasıyla geçmek için evlerden birinin içine girdiklerinde, insan gibi görünen ev sakinlerinin aslen sonsuz ejdersürüsü üyeleri olduğunu anladılar. Bu ajanlar bir anda gerçek bedenlerine bürünerek zamanda kırılım yaratmak için Arthas’a saldırdılar; ancak kahramanlar bu tehdidi de savuşturmayı bildiler. Evin ikinci katında gizli geçidin bulunduğu kütüphanenin önüne geldiklerinde onları bir sürpriz daha bekliyordu. Beklenmedik şekilde karşılarına çıkan Kronolord Epoch, Nozdormu ve Bronz Ejdersürüsü tarafından korunmaya çalışılan zamanı olağan çizgisinden çıkarıp alternatif zaman yaratarak kaos oluşturmak için Arthas’ı öldürmeye çalıştı. Arthas ve kahramanlar Kronolord Epoch’u kısa sürede alt ettikten sonra gizli geçidi kullanarak arka avluya çıktılar ve orada sayıları yüzleri bulunan diriölülerin arasında dar koridorlardan geçerek ilerlediler.

Kahramanlar bu sırada bir sonsuz ejdersürüsü üyesinin yalnız bir bronz ejdere işkence ettiğini ve onu yozlaştırmaya çalıştığını fark ettiler. Karşılarındaki bu meşum yaratık, Sonsuz Yozlaştırıcı‘dan başkası değildi. Her ne kadar yolları farklı bir yöne gitse de bir ejderin bu şekilde acı çekmesine izin vermek istemeyen kahramanlar, sonsuz ejdersürüsü ajanını kısa sürede alt edip tekrar yola koyuldular ve nihayetinde Mal’Ganis’in karşısına çıktılar.

Arthas ve Mal’Ganis

Arthas, Mal’ganis’e dönüp “Bu işi burada bitireceğiz. Sadece sen ve ben,” dedi; ancak buna rağmen Mal’Ganis, hem Arthas hem de beraberindeki kahramanlarla bir savaşa tutuştu. Yenileceğini anlayan Mal’Ganis geri çekilerek oradan uzaklaştı.

“Yolculuğun yeni başladı, genç prens. Tüm gücünü topla ve benimle Kuzeyyarı’nda buluş. İşte orada aramızdaki hesaplaşmaya bir son veriyor olacağız. Orada senin gerçek kaderin gün yüzüne çıkacak.”

– Mal’Ganis’in kaçmadan önce Arthas’a son sözleri

Bu sözler Prens Arthas’ı çok sinirlendirdi. Kendi halkını öldürmek zorunda kalmasının verdiği kızgınlıkla çoktan kaçmış olan Mal’Ganis’in peşinden beyhude yere koşarak ona seslendi: “Mecbur kalırsam sen dünyanın öbür ucuna gitsen de seni bulup avlayacağım. Beni duydun mu? Dünyanın öbür ucunda bile!”

Arthas, Kuzeyyarı’na gitmekten başka bir çaresi olmadığını düşünerek Stratholme’dan ayrılırken tüm bu karanlık gelişmeler boyunca beraberinde çarpışan kahramanların yaptıklarına karşı duyduğu memnuniyeti de dile getirerek kanla yıkanmış şehirden ayrıldı.

“Bugün iyi iş çıkardınız. Mal’ganis’in geride bıraktıkları sizindir. Ödülünüz olarak alın. Benim Kuzeyyarı’na yapacağım çıkarma için hazırlanmam gerekiyor.”

– Arthas

Ardından Chromie kahramanların yanına geldi. Zamanı kurtarmış olmanın verdiği zafer ile hepsi rahat bir nefes alarak şehri terk ettiler.