Amazon Games Studio tarafından geliştirilen New World, MMORPG piyasasına güçlü bir giriş yapıyor. Aeternum adındaki adada geçen macera boyunca harita üzerindeki sayısız noktada oyunculara hem karakterler, hem bulundukları bölgeler hem de adanın tarihi ile ilgili çeşitli bilgiler veren birçok not bulunuyor. Mektup, günlük, seyir defteri, askerî kayıtlar ve benzeri çeşitlilikteki bu notları sizlere “New World Kayıtları” başlığı altında Türkçeye çevirerek sunuyoruz!
Siz yazıyı okumaya başlamadan önce çeviriyle ilgili birkaç ufak notu paylaşmakta fayda var:
- Notların hangi alanlarda bulunduğu veya hangi alanlar ile ilgili olduğu haritayla karşılaştırılırken daha kolay anlaşılsın diye yerleşimlerin ve ilgili bölgelerin isimlerini orijinal hâlleriyle bıraktık.
- Notların oyun içerisinde hangi kayda bağlı oldukları rahatlıkla ayırt edilebilsin diye çevirilerine ek olarak orijinal isimlerini de yanlarına veya altlarına yazdık.
- Özel olarak bakmak istediğiniz belli bir not varsa yazının başındaki içerik listesinden ismine tıklayarak doğrudan ilgili çeviriye ulaşabilirsiniz.
- Çevirisini yaptığımız ve ne olduğundan emin olmadığınız bazı terimlerin üzerine imlecinizle gelerek orijinal hâlini görebilirsiniz.
- Oyunun çıkışından sonra eksik kalan veya hatalı olan çeviriler bulunuyorsa güncellenecektir.
İyi okumalar!
FIRST LIGHT ÖYKÜLERİ [TALES OF FIRST LIGHT]
-
Dayspring’de Günübirlik Yaşam [Day to Day in Dayspring]
-
Giroux’nun Not Defteri [Giroux’s Notebook]
-
Endüstriyel Faaliyetler [Industrial Endeavors]
-
De Magnete [De Magnete]
-
Bir Köşeye Atılmış Anılar [Discarded Memories]
-
Yarıda Bırakılmış Araştırma [Abandoned Research]
-
The Ebony Hawk [The Ebony Hawk]
-
First Light Kıyıları [Shores of First Light]
-
Günlük İşin Bir Parçası [All in a Day’s Work]
-
Clemenson’un Notları [Clemenson’s Notes]
-
First Light Enkazı [First Light Wreckage]
-
First Light Mirasları [First Light Legacies]
-
Girdap [The Maelstrom]
-
The Vendetta [The Vendetta]
-
Derin Hanım [Lady Fathom]
FIRST LIGHT ÖYKÜLERİ
[TALES OF FIRST LIGHT]
DAYSPRING’DE GÜNÜBİRLİK YAŞAM
[DAY TO DAY IN DAYSPRING]
Şanslı Olanlar
[The Lucky Ones]
Dayspring Mills’te bulunmaktadır.
Bazıları yolculuk sırasında bazıları ise adayı çevreleyen fırtınayı aşarken öldü.
Gemimiz hasar gördü ama ağır ağır ilerledik ve bizi kabul eden dostane bir yerleşim bulduk. Dayspring Mills hareketli bir kasabaydı, herkes bu topraklarda yeni bir yaşam kurmak için çalışmalara ve üretime katkıda bulunuyordu.
Mahsuller bir gecede olgunlaşıyor gibiydi, avlanan hayvanlar sadece birkaç gün içerisinde yeniden çoğalıyordu… Aeternum’da açlık, kıtlık ve kışı çıkarmak için yiyecek istifleme günleri geride kalmıştı.
Biz şanslı olanlarız.
Ölmeyenlerle Savaşmak
[Fighting the Undying]
Dayspring Mills’te bulunmaktadır.
Bu Yitirilmişler… onlar… ölmüyorlar!
Daha doğrusu ölüyorlar ama eskisinden daha bilinçsiz ve gözü dönmüş olarak geri dönüyorlar. Bu toprakların verimliliği çok az kişinin çiftçilik yapmasını gerektiriyor, bu doğru; ancak kasabayı savunmak için çok daha fazla kişiye ihtiyaç duyuluyor. Biri alt edildiğinde çabucak yok oluyor zira ada kendine ait olanı geri alıyor gibi [bir durum söz konusu]; ancak kısa zamanda geri geliyor. Kasabayı sağlam bir duvarla, hatta bir savunma çitiyle bile çevreleyecek iş gücüne sahip değiliz. Sayıları artmaya devam ediyor ve korkarım ki çok geçmeden bir kenara kakılacağız.
Gün gelir de geri dönersek yerleşimde bize yetecek kadar yer kalmış olmasını umuyorum.
Bir Spartalı Bakış Açısı
[A Spartan Outlook]
Dayspring Mills’te bulunmaktadır.
Bunu asla okunmayacağı ve Yitirilmişler’e karşı savunmamızın yeterli olacağı umuduyla yazıyorum. Uyumuyorlar, düşünmüyorlar, sadece bilinçsizce bize doğru hücum ediyorlar.
Leonidas’ın adamlarından birinin Termopylae’deki bitmek bilmeyen saldırılara karşı savunma yaparken hissetmiş olabileceği gibi hissediyorum. Bizim için tek fark, kendi sayımız azalırken öldürmeye çalıştıklarımızın sayılarında bir son, bir sınır olmamasıdır.
Bir gün geri dönüp evlerimizi, anılarımızı ve hayatlarımızı geri alabilmek umuduyla sırtımızda taşıyabileceğimiz kadarını yüklenerek yerleşime geri çekilmeye hazırlanıyoruz.
GIROUX’NUN NOT DEFTERİ
[GIROUX’S NOTEBOOK]
Felakete Davetiye Çıkarmak
[Recipe for Disaster]
Hilltop Encampment’ta bulunmaktadır.
Tuzak kuran avcılar bugün iyi ganimet getirdiler: hindiler, tavşanlar, hatta yolu düşen bir elk bile vardı. Ben onları küçük parçalara ayırmadan önce yukarı kamptaki deri yüzücülerin işlerini bitirmelerini bekliyorum. Akşama kadar tuzlanacak ve tütsülenecek bir dolu et çıkacak.
Edengrove’dan gelen bir tüccar buradan geçti ve kitabıma eklenecek bir sürü yeni tarif getirdi; bu yüzden iyi ki Rost’u imbiğini ödünç almaya ikna edebilmişim. Buradaki parçalarla muhtemelen bir tane kurabilirdim ama onun teçhizatı benim bir araya getirebileceğim herhangi bir şeyden daha iyi. Bu malzemelerin bazıları tuhaf ama tüccar, o bölgede oldukça popüler tarifler olduklarını söyledi.
Damıtma işlemine et eklemeyi hiç düşünmemiştim ama… her şeyi bir seferliğine deneyeceğim.
Paul’un Yeni İçkisi
[Paul’s New Brew]
Hilltop Encampment’ta bulunmaktadır.
Bu içki… tuhaf. Fena değil ama garip bir tadı var. İçine bir kalıp tereyağı atılmış viski içiyormuşsunuz gibi ağzınızda ince bir tabaka bırakıyor.
Yine de kesinlikle işe yarıyor, bu yüzden buradaki elemanlar için ilk seti şişelemeye başladım. “Paul’un Yeni İçkisi,” onu şimdiye kadar deneyen herkes tarafından beğenilmiş gibi görünüyor. Kampı topladığımızda belki Rost ile daha büyük bir iş kurarım, herkesin tadını çıkarması için tüm yerleşimlere [bu içkiden] gönderirim!
ENDÜSTRİYEL FAALİYETLER
[INDUSTRIAL ENDEAVORS]
Balığa Çıkma
[A Fishing Trip]
Letum’s Pick’te bulunmaktadır.
Son 80 ton taşı, ek evler inşa etmeyi bitirmeleri için güneydeki yerleşime gönderdik ve kuzeybatıdan yaklaşık bin tonluk bir sipariş daha aldık.
Adamların birkaç günlük izne ihtiyaçları var, sonra o siparişi sağlamaya başlayabiliriz. Sanırım adamların çoğunu kampa geri çekeceğiz ve madenlerde çekirdek kadrolar çalıştıracağız; devam etmeden önce herkesin biraz dinlenmesine izin vereceğiz.
Belki ben de biraz ara veririm, Forellac’a gider ve bizim için balık pişiren o hoş kızla konuşurum.
Banyo yapmam gerekecek.
Yemeğe Karşılık Yakacak
[Will Burn For Food]
Letum’s Pick’te bulunmaktadır.
Odun kömürü ocakları nihayet başarıya ulaşıyor! Bunları esas olarak işçi barakalarını ısıtmak için kullanıyorduk ama oldukça rağbet gören bir şey oldukları ortaya çıktı.
Buradaki odunun çoğu hemen işlenemeyecek kadar ıslak, bu yüzden yanmaya elverişli şekilde kurutulması zaman alıyor…. Yoksa evi dumanla dolduruyor. Ancak bu odun kömürü hemen kullanılabiliyor; bu nedenle Forellac, kömürün ağırlığı karşılığında kurutulmuş balık takası yapıyor. Böyle olmasa peksimet ve kamptan sevk edilen etler ile hayatımıza devam edeceğimizden bu hoş bir değişiklik oldu.
Ayrıca güney yerleşimindeki demirciler, [odun kömürü] fazlasını kendi döküm işlemlerinde kullanmak için alıyorlar; böylece erzaklarımızın geri kalanını güvence altında tutabiliyoruz. Burada gerçek bir endüstrinin temelini atıyor olabiliriz!
Yüzü Taş Gibi, Kalbi Sıcak
[Stone Face, Warm Heart]
Forellac’ta bulunmaktadır.
Ah, madenlerdeki ustabaşı çok hoş! Son balık sevkiyatını Letum’s Pick’e getirdiğimde benim için çiçek toplamış ve ikimiz için harika bir piknik kurmuştu.
Ona balıktan bıktığımı söylemeye gönlüm elvermedi… ama ekmek ve taze pişirilmiş tavşan harikaydı.
Kibar bir adam ve adamlarına iyi davranıyor, bana da aynı şekilde davranacağından şüphem yok. Görünüşü, çalıştığı taş kadar sert ama ondan hoşlanmaya başladım.
Belki onu bir daha gördüğümde benimle resmi olarak çıkabilmesi konusunda babamla konuşmasını önerebilirim.
Kızıl Pota
[The Scarlet Crucible]
Forellac’ta bulunmaktadır.
Yazacak kadar iyi hissedeli çok uzun zaman oldu, ateşim düşeli dört gün geçti. Tam iki hafta gibi görünen bir süredir ilk defa evimden çıktım… Her şey değişmiş.
Aramızda bu hastalıktan kurtulan bir avuç insan var… Babam da annem de öldü. Kardeşlerim öldü. Komşularımız öldü.
Bugün erken saatlerde madenlere yürümeyi denedim ama bulunduğu durumu görünce duruverdim. Orası artık iyi yönetilen, bir amaç uğruna faaliyet hâlinde olan bir yer değil… Artık Yozlaşma ile bozulmuş, iğrenç bir yer. Ustabaşımı, kalbimin sahibini bulmaya çalıştım ama görünüşe göre o da hastalığa yenik düşmüş.
Fark edilmedim ve hızla ayrıldım. Taşıyabileceğimiz kadarını topladık ve kuzeybatıda sığınak olacak yerleşime doğru ilerleyeceğiz.
DE MAGNETE
[DE MAGNETE]
[Çevirmenin notu: Kelime olarak “Mıknatıs” anlamına gelse de William Gilbert ve yardımcısı Aaron Dowling tarafından 1600 yılında yayımlanan kitaptan bahsedildiği için ayırt edebilmek adına ismi orijinal dilinde bırakılmıştır.]
Mıknatıslar ve Azoth Üzerine
[On Magnets and Azoth]
First Light yerleşiminde bulunmaktadır.
De Magnete üzerine yazdığım tam bilimsel inceleme Aeternum’a yapılan yolculuğu benimle birlikte başarıyla tamamladığı ve diğerlerinin [De Magnete’in] bir kopyasına sahip olmadıklarını bildiğim için Gilbert’ın mıknatısın doğası üzerine yaptığı araştırmaları devam ettirmek benim üzerime düşüyor. Gilbert’ın belirttiği üzere mıknatıslar hakkındaki bilgi eski Yunan, Yahudi ve Mısırlı bilim insanlarından tutun uzak Çin topraklarına kadar tüm dünyada mevcuttur ve etkileri üzerine uzun yıllar süren çalışmalar yapılmıştır. Burada, Terra Aeternum’da araştırma konusunda çığır açabilirim.
Azoth bu mıknatısları bir şekilde etkileyebilir mi? Pusula ibresini yeni bir kuzeye mi yönlendirecek? Mıknatısların kabiliyetlerini arttırıp geliştirecek mi? Sadece zaman ve yapılacak deneyler gösterecek.
Aeternum Mıknatıs Taşı
[Lodestone Aeternum]
First Light yerleşiminde bulunmaktadır.
Gilbert son kitabında tüm cisimleri uyum içinde birbirine bağlayan gizemli bir beşinci temel özelliğe atıfta bulunmaktadır – çünkü filozofların cenneti de tıpkı ilahiyatçılarınki gibi nazik, ongun ve sakin olmalı, hiçbir şekilde değişime tabi olmamalıdır. Azoth’un mıknatısların etkileştiği evrensel madde, o görünmez ama ölçülebilir kuvvet olup olmadığını keşfetmeye çalışıyorum. Yoksa azoth, taşıyıcıya bu normalde saklı olan bu maddeyi idare edebilmenin yeni bir şeklini sunan, yukarıda bahsedilen etkileşim için kullanılabilecek yeni bir araç mı?
Belki de Aeternum’da çıkarılan malzemeden yapılan mıknatısların özellikleri, gösterdikleri etki açısından farklıdır. Letum’s Pick’teki madenciler, madenlerindeki kaliteli cevherlerden bahsettiler… Daha fazla araştırma yapmalıyım.
BİR KÖŞEYE ATILMIŞ ANILAR
[DISCARDED MEMORIES]
Güvenliğe Çekiliyoruz
[Retreating to Safety]
Clearwater Bend’de bulunmaktadır.
Bunu Her Kim Bulursa:
Her ne kadar mükemmel olsa da burayı terk ediyoruz çünkü havada ihanet kokusu var. Üç aile olarak taşıyabileceklerimizi yüklendik ve en yakın yerleşim olduğu için Cutlass Keys’e doğru yola koyulacağız. Normalde güneye, Dayspring Mills’teki dostlarımızın yanına gidecektik ancak o taraftan yükselen alevleri gördük; madenciler artık gördükleri yerde bize saldırıyorlar ve vahşi doğada seyahat etme riskini göze alamıyoruz. Sadece onların güvenliği için dua edebiliriz.
Burada bulabileceğiniz her şeyi edinmekte özgürsünüz. En önemli olan eşyaları alıp ayrıldık.
Direniyoruz
[Standing Our Ground]
Campbell’s Rest’te bulunmaktadır.
Bu hafta bir domuz daha kaybettik, bu ay yedinci oldu. O Yitirilmiş yaratıklardan bir adım önde olmaya, ekinleri topladığımızdan ve hayvanları beslediğimizden emin olmaya çalışıyoruz ama gelmeye devam ediyorlar.
İki gece önce Wulfgang’i öldürdüler. Umarım o şeylerden biri olarak değil de bozulmadan döner…
Burada veya Nyhart’ta daha ne kadar kalabileceğimizi bilmiyorum… ama bu yer için savaşmaya devam edeceğim. Burayı kendi ellerimle inşa ettim ve ayaklarını sürüyen bir güruhun bunu elimden almasına izin vermeyeceğim.
YARIDA BIRAKILMIŞ ARAŞTIRMA
[ABANDONED RESEARCH]
Bir Kâr Kâhini
[A Prophet of Profit]
Saircor Bridge’de bulunmaktadır.
Toprağı eşelediğimiz başka bir gün.
Yaklaşık iki haftadır bu harabelerde bulunuyoruz ve bu ahmak bize çanak, çömlek ve kumaş parçaları aratıyor. Altın nerede? Cevherler nerede? Söz verdiği gibi hepimizi zengin edecek hazineler nerede?
Kannan Tomb alanından asla ayrılmamalıydım… Buradaki iş patlayınca oraya geri döneceğim. En azından yakınlarında o büyük harabeler vardı. Orada bazı güzel parçalar bulunuyordu, iyi paraya gidiyordu.
Yanlış Bilinen Antropoloji
[Misguided Anthropology]
Saircor’da bulunmaktadır.
Gerçekten güzel bir gün! Adamlar avuç dolusu çömlek parçası buldular ki bunların bir tür kurban etme kasesine ait olduğuna inanıyorum; bu da Kadimler’in bir çeşit kurban etme ayini yapmış olabileceklerini gösteriyor. Diğer araştırmacıların bu çömlek parçalarının alelade bir yemek kasesinin parçaları olduğunu belirten argümanları çok saçma, özellikle de bulunan diğer nesneler göz önüne alındığında: kırılmış bir bıçak, infaz için kullanılan uzun, sivri uçlu demir ve bir ateş çukurunun üzerinde bulunan, ölümden sonra kurbanı muhafaza etmek için kullanılmış olması muhtemel metal kafes.
Ayrıca burada saklanan güçlü bir nesneyi belirten ilkel çizimler de buldum. Bu eser, Kadimler için önemli olan, bir tür dini heykel benzeri bir parça olabilir mi? Ne kadar uzun sürecekse sürsün onu aramaya devam edeceğim.
THE EBONY HAWK
[THE EBONY HAWK]
Bosun’un Notu
[Bosun’s Note]
Sleepy Tallow’da bulunmaktadır.
Son karaya çıkışımızda Kaptan bir çeşit kitap buldu. Bu lanetli adadan ayrılabilmemiz için gereken çözümü içerdiğine inanıyordu. Ebony Hawk iyi bir gemi ve çoğu kişi yolculuğu atlatacağını düşünüyordu. Korkunç bir sonla karşılaşan Vendetta ile ilgili hikâyelere rağmen mürettebatın çoğu bu çabaya değeceğini hissediyordu.
Kaptan, kamarasında saatlerce kitabı gözden geçirdikten sonra nihayet kararlı bir şekilde güverteye çıktı. Bize güvenli geçiş sağlayacak bir tür ritüel keşfettiğini iddia etti. Israrla girdaptan korkmamıza gerek olmadığını söyledi. Ama bunun için bir tür ödün vermemiz gerekiyordu. Konu hakkında üsteleyince sessizleşti ve kamarasına çekildi.
Topçunun Mektubu
[Gunner’s Letter]
Sleepy Tallow’da bulunmaktadır.
Klaus’un cesedini kasabaya geri getirdik… ya da ondan geriye ne kaldıysa. Bedeni hemen yok olmadı, bu yüzden adada büyünün doğru işlemesi için gereken uzaklıktan çok daha öteye gitmiş olabiliriz. Kara bulutlar yaklaşana kadar her şey normal görünüyordu. Gün ortasıydı ve bir parça bile güneş ışığı bulunmuyordu… sanki burası artık sıcağı hissetmeye uygun değilmiş gibi.
Kurtlar karanlıkla birlikte geldiler ve… Sanki mürettebatta kimlerin olduğunu biliyorlardı! Onlara saldırdılar, paramparça ettiler! Sonra ailelerimize giriştiler…
Buradan kaçmak zorundayız. Karım ile birlikte kayaların üzerinden koşacağız… ışığa doğru…
Kaptanın Güncesi
[Captain’s Journal]
Sleepy Tallow’da bulunmaktadır.
Kara bir rüzgâr uğulduyor. Çığlıklar kayalardan yankılanıyor. Bildiğim kadarıyla hayatta kalan son kişi benim. Bu, aklımın ermediği güçleri hafife almamın cezası.
Bizi fırtınaya yönlendirdim. Klaus’u direğe bağladım ve o lanet ritüeli uyguladım. Deneyecek başka bir şey yoktu. Bu kahrolası yerden kaçacağımıza yemin etmiştim. Herhangi bir fedakârlığın özgürlüğümüze değeceğine inanmıştım.
Bu kutsalımıza şirk koşan ritüelin canavarı yatıştırması gerekiyordu. Onun yerine bir başkasını yarattı.
Hâlâ kitaba sahip olsaydım belki bunu telafi etmenin bir yolunu bulabilirdim. Ya da zavallı Klaus’un dönüştüğü şeyi kontrol etmenin bir yolunu… Ama kitabı deniz aldı, başarısız girişimim sırasında gemiden düştü.
Çığlıklar kesildi. Ama şimdi bir şey kapıma vuruyor. İçeri girmesine ve bu korkunç kâbusa son vermesine izin vereceğim…
Bir Armadorun Özrü
[A Rigger’s Plea]
Fırtına
Biz ne yaptık? Bunun şirk koşmak olduğunu biliyorduk ama hiçbirimiz karşı çıkmaya cesaret edemedik. Bir güç sesimizi bastırıyor gibiydi. Ama Kaptan ritüele başladığında çığlıkları duyduk. Sonsuza kadar peşimi bırakmayacaklar!
Ve hepsi boşunaydı! Fırtına dinmedi! Canavar yatışmadı! Geri dönmek zorunda kaldık! Hiçbirimiz ikinci kaptandan geriye kalanlara bakmayı kaldıramadık.
Gizlilik yemini ederek eve dönüyoruz. Ama günahımız temizlenmeyecek. Yaptıklarımızın bedelini mutlaka ödemeliyiz…
FIRST LIGHT KIYILARI
[SHORES OF FIRST LIGHT]
Günlük Rapor
[Daily Reporting]
First Light Watchtower’da bulunmaktadır.
Bugün on yedi Boğulmuş alt edildi. Zırhım az hasar aldı, bu rapordan sonra onarılması gerekecek. Daha fazlasının gruplaştığını fark ettim, taktiklerinde bir değişim olduğunu gösteriyor olabilir mi?
Bugün dünden daha fazlalar ama rutin aynı.
Hava Gözlemi
[A Weather Eye]
First Light Watchtower’da bulunmaktadır.
Hani bilmesem o fırtınaları bir şeyin kontrol ettiğini düşünebilirdim… sanki bir geminin ne zaman yaklaştığını biliyorlarmış gibi. Bu kumsalda konuşlanmış biri olarak düzinelerce [fırtınanın] masmavi gökyüzünde bir anda koptuğunu gördüm. Burada çok tuhaf bir şeyler oluyor.
Nekahet
[Convalescence]
Ducan’s Docket’ta bulunan bir günce parçası
Şimdilik Docket’ta kalıyorum, bir sonraki adımımın ne olacağını bulmaya çalışıyorum. Başka kimse kıyıya ulaşmamış gibi görünüyor.
Bacağım her geçen saat beni gittikçe daha az yavaşlatıyor ve bu şekilde iyileşmeye devam ederse akşama yürümeye, sabaha ise koşmaya başlayacağım. İnanılmaz.
Yardım Çabaları
[Relief Efforts]
First Light’taki bir yaban domuzu sürüsünün yakınlarında bulunan çiğnenmiş ancak okunaklı bir mektup
Gözcü Linch –
Boğulmuşlar’ın durumuyla ilgili [verdiğiniz] özenli raporlar için teşekkür ederiz ve durum göründüğü kadar vahimse devriyeler için ek Gözcüler yetiştirme olanaklarını incelememiz gerekebilir. Eylemleriniz örnek teşkil ediyor ve göreve bağlılığınızı takdir ediyorum.
Sulh Hakimi Bond
GÜNLÜK İŞİN BİR PARÇASI
[ALL IN A DAY’S WORK]
Gelecek İçin Plan Yapmak
[Planning for the Future]
Hatchburg Fishery’de bulunan sahipsiz bir sayfa
Biwa başardı! Biraz zaman ve deneme-yanılma gerektirdi ama nihayet o göl midyelerinin inci üretmesini sağladı. Okyanus incileri kadar güzel değiller ama bu sadece başlangıç!
Aeternum’dan dönecek ilk gemilerin inci dolu sandıklarla yüklenmiş olduğunu gördüklerinde Eski Dünya’dakilerin yüzlerinde oluşacak ifadeyi bir düşünün… İstediğimizden çok daha zengin olacağız! Tabii bu adadan ayrılma kısmını halletmemiz lazım ama bu bir başkasının sorunu.
Derinlerden Gelen Azoth
[Azoth From the Deep]
Bir araştırmacının Dayspring Mills’te bulunan notları
Burada geçirdiğim süre içerisinde araştırma yapmak ve üzerinde çalışmak için yüzlerce numune ve eser toplandı. Ancak bir tanesi bu zamana dek bizi atlatmayı başarmıştı. Yapım sürecinde eşyalara aktarılabilen ve onların yeteneklerini artıran azoth, şimdiye kadar hep sıvı hâlinde bulunmuştu. Kuzeye yaptığım gezilerden birinde, bir mağara yapısının derinliklerinde uzun zamandır var olduğunu farz ettiğim bir şey buldum: katılaşmış azoth! Bununla neler yapılabileceğini bir hayal edin!
Çürümüş ve Atılmış
[Rot and Shot]
Hilltop Encampment’ta bulunan bir levazımatçı kaydı
Yerleşimden 3 yük arabası dolu odun, 4 kasa (muhtelif) alet edevat, 2 kasa temiz kıyafet ve çizme teslim aldık. Ek olarak Yargıç Jeffrey, gerektiğinde ok uçları ve tüfek bilyeleri yapılmak üzere sevkiyata İşlenmemiş Kutsal Demir Parçaları eklemişti. Eğer bunlar kullanışlı durumdaysa kampın yakınlarında bulunan daha nahoş şeylerden bazılarına karşı işe yarayacaktır.
Bu haftanın kayıpları korkarım ki geçen haftadan daha kötü. 4 elkten ve fazla meraklı bir kurttan edinilen et, neredeyse bir gecede bozuldu; kararıp hastalıklı bir pisliğe dönüştü. Bu artık daha sık oluyor ve taze et edinemezsek tası tarağı toplamaya başlamamız gerekebilir.
CLEMENSON’UN NOTLARI
[CLEMENSON’S NOTES]
Yüklü Noktalar
[Hotspots]
Olta Kullanma Sanatı
Sanırım daha fazla balık tutmanın yolunu buldum.
Eğer keskin gözleriniz varsa ve viraz balık tutmaya yatkınsanız onları görebilirsiniz: Yüklü Noktalar. Yüklü Noktalar, suda balıkların bolca bulunduğu yerlerdir ve balık tutma yetinizi geliştirdikçe onları giderek daha iyi bir şekilde fark edebilirsiniz. İşin püf noktası olta mantarınızı bu Yüklü Noktalar üzerine denk getirmektir ki sonrasında orada bulunan nadir balıklardan istifade edebilesiniz. Bu noktaları tüketebilirsiniz, o yüzden siz ve diğer maceracılar bu noktalardaki balıkları talan ettikten sonra ortadan kaybolursa şaşırmayın.
Warwick’in Olta Salışı
[Warwick’s Casting]
Bir Yakınlık Duyuyorum
Son birkaç yılımı Warwick’in oltasını nasıl saldığını büyük bir hayranlıkla izleyerek geçirdim. Olta kamışını kavisleyişi ve misinayı salışı adeta şiir gibi. Bu atışların ardındaki kuvvetin, vücudundaki tüm kas yapısını kullanarak yapmasından kaynaklandığını görebilirsiniz. Aeternum içindeki ve dışındaki savaşlarda geçirdiği günlerden bahsetmeyi pek sevmiyor ama oltayı savuruşundan bile muhteşem bir savaşçı olduğunu söyleyebilirim.
Machera, son zamanlarda Warwick ile iletişime geçtin mi? Hiç benden bahsediyor mu diye merak ediyorum…
Albenaja
[Albenaja]
Karanlıktaki İlk Işık
Başındaki parlak fenerin parıltısının yüzeye, oltama doğru süzüldüğünü ve sonra hızla uzaklaştığını görüyorum. Dişi Albenaja, fenerinde bulunan Azoth’un ışığıyla parlamakta ve gördüğüm kadarıyla sadece First Light’ta bulunmaktadır. Yüklü miktarda et sağlar ancak [onu yakalayabilmekten doğan] övünme hakkı belki de bundan daha önemlidir.
FIRST LIGHT ENKAZI
[FIRST LIGHT WRECKAGE]
Kain’in Görev Listesi
[Kain’s Roster]
Kain’s Knot’ta bulunmaktadır.
Kaptan Kain
İkinci Kaptan Landry
Sorumlu Teknik Başkan Gilson
Üçüncü Kaptan Gauthier
Dümenci Marchant
Lostromo Rochette
Armador Stuart
Cerrah Dubost
Mühendis Jean
Topçu Silverstre
Dümenci Courbet
Levazımatçı Derocles
Aşçı Peletier
Servis Elemanı Flandin
Kain’in Kaptanının Seyir Defteri
[Kain’s Captain’s Log]
Kain’s Knot’ta bulunmaktadır.
Kaptanın Seyir Defteri, Birinci Gün:
Bugün belki de sadece bir efsaneden ibaret olan yere doğru yelken açtık. Fısıltılarda konuşulan Aeternum toprakları beni uzun zamandır büyülemiştir. Mürettebat, bu keşif gezisiyle neye bulaştıklarının ve adayı belki de asla bulamayacağımızın farkında. Denizde bize aylarca yetecek kadar erzağımız var ki bu da araştırmamızın bir engel olmadan ilerlemesini sağlayacak. Bugün gökyüzü açık ve moralimiz yerinde.
The Knot’un Manifestosu
[The Knot’s Manifest]
Kain’s Knot’ta bulunmaktadır.
Yirmi kasa bozulmaz erzak
On beş tüfek
İki yüz takım mermi
Yirmi beş uzun kılıç
Olası takas için altın külçeler
Bir süt keçisi
FIRST LIGHT MİRASLARI
[FIRST LIGHT LEGACIES]
Karanlığı Kucaklamak
[Embracing the Darkness]
First Light’a giden yol üzerinde bulunmaktadır.
Albert,
Yerleşime geri dönmeyeceğim ve [bu yüzden] herkesin rahat edeceğini düşünüyorum… özellikle de annemin. Ama bu lanetli kıyılara geldiğimizden beri geçen onca yılda benim sıkıntımın onunkinden çok daha kötü olduğunu biliyorsun.
Bir çocuğun yaşlandığı sürede ebeveynini genç kalışını izlemesi kesinlikle doğal değil. Neden burada yaşlanmaya devam etmekle lanetlenen bir avuç insandan biri olduğumu asla anlayamayacağım. Annemin gençliğini kabullenmeye çalıştım ama o Emniyet Amiri olduktan sonra imkânı kalmadı. Onun öylesine büyük bir şevkle idareyi ele alışı sadece benim sağlığımın kötüye gidişini hızlandırdı. Bugün bile onu ve Zanaatkâr Kim’i parlak bir gelecek için planlar yaparken dinledim. Kulağa ne kadar aptalca geldiklerinin farkında değiller.
Burada yaşlanalım veya yaşlanmayalım, acı çekelim veya gelişelim fark etmez; hiçbirimiz ebedî uykunun huzurunu bulamayacağız. Ve ölüm vaadi olmayınca yaşıyormuş gibi davranmamızın bir anlamı yok.
Arkadaşlığın için teşekkür ederim, Albert ama şimdi First Light’ı ardımda bırakmalı ve karanlığı kucaklamalıyım… beraberinde ne getirirse getirsin.
Aethelgard Oakes
Emniyet Amiri Oakes’ın Güncesi
[Constable Oakes’ Journal]
First Light’ta Emniyet Amiri’nin masasında bulunmaktadır.
On Sekiz Mart,
Ne kadar süredir Aeternum’da olduğumun kaydını tutmayı çoktan bıraktım ve Eski Dünya’daki hayatımı, çocuk doğurduğuma dair belirsiz hatıralar dışında hatırlamıyorum bile. Hafızamı kötüleştiren şey zaman mı, yoksa tüm bu yalanlar mı bilmiyorum. Her yıl [bu yalanlar] daha da üst üste bindiler ve artık gerçeği düzmeceden ayırt edemiyorum.
Aethelgard’ın bedenen ve ruhen yavaş yavaş çöküşünü izlerken kendi içimde nasıl hissedersem hissedeyim yine de umut dolu bir gülümseme takınmayı alışkanlık hâline getirdim. Azizler biliyor, denedim. Onun iyiliği için bu adadan kaçabilmek amacıyla ümitsiz bir girişimle her şeyi riske attım ama buradaki diğer her şey gibi bu da hayal kırıklığıyla sonuçlandı.
Nedense yeni doğduğu andaki teninin kokusunu hâlâ hatırlıyorum ama Aethelgard buradan ayrılmadan önceki yıllarda hasta, yaşlı bir adam gibi kokuyordu. Öyle ki yanına yaklaşamaz hâle geldim. Bunun için kendimi asla affetmeyeceğim. Umarım şu anda olduğu yerde bir nebze huzur bulmuştur.
GİRDAP
[THE MAELSTROM]
İskandinav Gemi Yapımcısı
[The Northman Shipwright]
Tanığı Bulmak
Pek Muhterem Beyefendi:
Vendetta’nın Kaptanı Tavares, beni Didrik Gundersen adındaki bir İskandinav gemi yapımcısını bulmakla görevlendirdi. Anladığım kadarıyla bu adamı tanıyor olabilirsiniz.
Bu İskandinav’ın bir Kaybedilmiş’e dönüştüğünü iddia eden söylentilerin tamamen yalan olduğuna inanıyorum. Onu bu mekânda içerken gören bir levazımatçı ile konuştum. Bir Yitirilmiş için tuhaf bir hareket, sizce de öyle değil mi?
Müsaade ederseniz bu İskandinav’ı gördüğünüzde Kaptan Tavares’in kampına derhâl haber göndermenizi rica ediyorum. Kaptan, bu çabanızın karşılığını verecektir.
Yardımınızı bir borç bilirim,
Duarte Pontes, Gemi Yapımcısı
Canavar Hakkında Söylentiler
[Rumors of the Beast]
Deli Didrik
Yaşlı İskandinav düpedüz deliydi. Bir Yitirilmiş kadar solgundu, delice lanet etmekten başka bir şey söyleyebilmesine şaşırdım. Bir zamanlar olduğu o yetenekli gemi yapımcısından geriye kalan hiçbir şey görmedim. Tek görebildiğim kafayı sıyırmış bir cesetti.
Fırtınanın kalbinde pusuya yatmış bir canavar hakkında saçma sapan bir şeyler söyledi. Ona “Krake” diyordu, İncil’deki Livyatan gibi bir canavardı. Adını söyledikten sonra sanki ruhunun varlığı buna bağlıymış gibi yalvararak beni sımsıkı tuttu. “Gitmeye kalkışmayın! Fırtınaya girmeyin!”
Zavallı adamcağızı bir şişe rom ile başbaşa bıraktım. Umarım onu bir daha asla görmem.
DP
Kaçış Girişimi
[Attempted Escape]
Tavares’in Çılgın Planı
Umutsuz yakarışlarıma kulak asılmadı.
Kaptan Tavares çılgın planından vazgeçmeyecek. Hiçbir geminin Girdap’ın yıkıcı etkisine direnemeyeceği konusunda ısrar ettim. Hiçbir zırh geminin gövdesini koruyamayacak. Beceriyle hazırlanmış hiçbir yelken kurulumu bu fırtınayı atlatamayacak. Bu tam bir aptallık!
Ama kaptana hayatımı borçluyum. Onurum adına onun emirlerine itaat etmeye mecburum.
Korkarım ki başımız belada. Sadece Vendetta’nın başkaları için bir uyarı niteliğinde olacağını umuyorum.
Tanrı ruhlarımıza merhamet etsin!
DP
Açığa Çıkan Girdap
[The Maelstrom Revealed]
Canavar Belirdi
Tanrı aşkına, İskandinav haklıymış! Şüphe edenler şimdi bulanık derinliklere çekildiler. Ve yakında onlara katılacağım. Bir zamanlar gurur veren gemimizden geriye kalanlara tutunuyorum.
Nihayet onu gördüm. Fırtınanın kalbinde gizlenen canavarı. Didrik’in uyardığı gibi bir Eski Dünya krakeni. Meşum bakışları suyu adeta hayali bir ay gibi aydınlatıyor. Bu iblis, bu lanetli adanın gerçek koruyucusu!
Aeternum’dan kaçış yok. Girdap bunu garanti altına alıyor.
Kaçış yok…
DP
THE VENDETTA
[THE VENDETTA]
Hayalet Gemiyi Görmek
[Sighting the Ghost Ship]
Hayaletli Kumsal
Dün gece hayaletimsi ışıkları gördüm.
Sis azalmış, denizin daha ilerisini görmeye olanak tanımıştı. Dostlarım, dalgaların üzerinden yansıyan ay ışığından başka bir şey olmadığı konusunda ısrar ediyorlar. Ama geminin direklerini seçebildiğime, yırtık yelkenlerini görebildiğime yemin ederim.
Ve o [ses] sadece inleyen rüzgâr olabilir miydi? Yoka lanetlenmiş mürettebatın uzaktan duyulan feryatları mıydı? Bu zavallı ruhlar, deli kaptanlarına ve onun gemisine bağlanıp kalmışlar. Yitirilmişler denizlere de musallat oluyorlar. Bu düşünce beni ürpertiyor.
Giuseppe
The Vendetta Efsanesi
[Legend of the Vendetta]
Gerçek bir Uçan Hollandalı
Elbette Uçan Hollandalı’yı biliyorum. Onun her zaman kasvetli deniz yolculuklarını canlandırmak amacıyla anlatılan hayal ürünü bir öykü olduğunu düşünmüştüm. Ama Aeternum’da azoth’un gizemli gücü her şeyi değiştiriyor.
Uzun zaman önce Aeternum’dan ayrılmaya çalışan talihsiz gemiyle ilgili fısıltılar, sadece halk hikâyesi denerek savuşturulamaz. Onu hiç görmedim ama var olduğundan şüphe etmiyorum.
Bu hayalet gemi hakkında toplayabildiğim kadar bilgi toplayacağım. Mürettebatı Yitirilmişler mi? Yoksa o zavallı adamlar tamamen farklı bir şeye mi dönüştüler? Yaşamın ve ölümün anlamını yitirdiği bu topraklarda bizi ne tür yeni dehşetlerin beklediğini hayal bile edemiyorum.
Arzuhâlci Zachariah
Uyarı Niteliğinde Bir Öykü
[A Cautionary Tale]
Balıkçının Hikmeti
“Denizde Yitirilmiş olmaktansa karada Kaybedilmiş olmak daha iyidir.”
Bugün yerel bir balıkçının bunu söylediğini duydum. Dostları onaylarcasına başlarını salladılar. Bunun, az sayıda şanslı kişinin gördüğü hayalet gemiye bir gönderme olduğuna inanıyorum. Uzaktaki ufku gözlerimle tarayarak saatler harcadım ama bir anlık bir görüntü bile yakalayamadım.
Balıkçıyı sorgulamaya çalıştığımda sadece “Yaşamımız artık burada. Başka hiçbir şey gerçek değil,” diye mırıldandı. Şüphesiz ki şaşırtıcı derecede bilgece bir gözlem. Bu balıkçının Eski Dünya’da kim olduğunu merak ediyorum.
Arzuhâlci Zachariah
DERİN HANIM
[LADY FATHOM]
Derinlerin Anası
[Mother of the Deep]
Denize Edilen Bir Dua
Selam olsun sana, Derinlerin Anası. Duamızı duy ve bize korumanı bahşet. Aeternum’un üzerinde olduğu gibi aşağıdaki krallığında da… Senin ellerin rehberlik eder. Senin nefesin yeniden canlandırır. Sana yalvarıyoruz, bizi Ebedî Işık’a götür. Buna layık olmasak da bize sevgi dolu rahmetini bahşet. Amin.
Melanthe
İntikam Arayan Deniz
[The Vengeful Sea]
Koruyucu Anne
Bir mucizeye tanık oldum. Clearwater Bend yakınlarında güneş balığı tutarken bir Yitirilmiş sürüsü tepemize çöktü. Başka kaçış yolumuz olmadığından suya doğru geri çekildik. Amansız Yitirilmişler peşimize düştüler ve onların saflarına katılmaya mahkûm edileceğimizden korktum.
Sonra deniz çekildi. Kendimizi çırpınan balıklarla çevrelenmiş bulduk. Deniz bize geri çarpmadan önce güçlü bir kükreme duyduk. Dalgalar beni suyun altına çekti, bedenini nefessiz bıraktı. Görüşüm karardı…
Sahilde uyandım, şaşkına dönmüş yoldaşlarım etrafımı sarmıştı. Yitirilmişler’den hiç iz yoktu. Sahil temizlenmişti. Geriye sadece martıların çığlıkları ve dalgaların hafif uğultusu kalmıştı.
Caliban
Derin Hanım
[Lady Fathom]
Bir Denizci Efsanesi
Birkaç kıyı balıkçısının “Derinlerin Anası” dedikleri bir şeyden bahsettiklerini duydum. Bu dünyadaki diğer topraklar gibi Aeternum da kendine özgü halk bilimine sahip. Bu tür öyküler, özellikle denizci halk arasında yaygındır. Ancak burada efsaneyi gerçeklikten ayırt etmek kolay bir iş değil.
Bu varlık bazen Derinlerin Hanımı olarak da bilinir. Onun diyarı da Eski Dünya’daki Poseidon, Lir veya Njord gibi denizdir; havanın iyi olması veya bol balık bahşetmesi karşılığında kendisine hediyeler sunulur. Hayırsever olduğu ve ismini zikredenleri koruduğu söylenir.
Böyle bir varlığın gerçekten var olup olmadığını merak ediyorum. Sanırım şüphe etmek için bir sebep yok. En azından burada. Ancak şu ana kadar bu tür hikâyelere inanmak için de bir neden bulabilmiş değilim. Bir gizem olarak var olmaya devam ediyor.
Arzuhâlci Zachariah