“Sana hiç güvenmedim. Ama en karanlık anımızda bizi kurtaracak olanın sen olacağını da hiç hayal bile edemezdim. Ruhlar düşüncelerime berraklık verdiler… ve bir görü. Bir isim fısıldıyorlar. Birçoğu bunu anlamayacak. Ancak gölgelerden çıkmalı ve liderlik etmelisin. Sen Savaşşefi olmalısın.”
Savaşşefi Vol’jin’in son sözleri
Boğmadiken Vadisi‘nden sürüldükten sonra Karamızrak Adaları‘nda yaşayan Karamızrak kabilesinin lideri trol cadı hekim Sen’jin, bir gün ateşlerin içine baktı ve bir görüye tanık oldu. Karamızrak kabilesi için değişim yaklaşmaktaydı ve oğlu Vol’jin hazır olmalıydı. Böylece Sen’jin, oğlunu adaların bir parçası olan İlk Yuva‘ya gönderdi. Vol’jin burada Yaban Tanrılar olarak da bilinen ve trol ırkının taptığı loalar tarafından test edilecek ve başarılı olursa bir gölge avcısı olacaktı. Ancak bu kadar genç bir trol daha önce bu teste hiç gönderilmemişti. Bu yüzden Vol’jin, en yakın dostu Zalazane’den yardım istedi ve İlk Yuva’ya birlikte gittiler. Test sırasında Vol’jin’e olası geleceklere dair birtakım görüler bahşedildi. Orklar ve taurenlerle birlik olup Orda‘ya katılmaları, Zalazane ile düşman olup ölümüne savaşmaları bu görülerden sadece bazılarıydı.
Testin ilk aşamasında Vol’jin muazzam bir acıya maruz bırakıldı ve loa ona yakındaki uçurumdan atlarsa acılarının son bulacağını fısıldadı. Vol’jin acıya dayandı ve birinci aşamayı geçerek loayı görebilme yetisine kavuştu. İkinci aşamada Vol’jin’in karşısına iki yol çıktı. Birinde huzurlu ancak zincire bağlı bir yaşam, diğerinde savaşlarla dolu ama özgür bir hayat onu bekliyordu. Vol’jin gülerek savaşlarla dolu yolu seçti; onun için basit bir seçimdi. Oysa testin bu aşaması Vol’jin’in yapacağı seçimi değil, tereddüt edip etmeyeceğini sınıyordu. Vol’jin özgürlüğün aksini bir an bile düşünmemiş, böylece loayı duyabilme yetisine kavuşmuştu. Son aşamada ise babası gibi görünen bir varlıkla savaşması gerekiyordu. Savaş sırasında eli parçalanmış, başparmağı kullanılamaz duruma gelmişti. Vol’jin eski trollerin uzuvları yenileyebilen rejenerasyon özelliğine sahip olduğunu biliyordu ve artık silah kullanması mümkün olmayan başparmağını kesti. Bunun üstüne başka bir loa ortaya çıktı ve Vol’jin’e Zalazane ile savaşını gösterip neden kendi ırkından biriyle savaştığını sordu. Vol’jin de kesik başparmağına baktı ve Karamızrak kabilesinin geleceği için her şeyi yapıp herkesle savaşabileceğini söyledi. Aynı kabilesi için savaşabilmek adına başparmağını kesmesi gibi… Böylece Vol’jin son aşamayı da geçti ve loa ile iletişim kurabilme gücüne kavuştu. Artık bir gölge avcısıydı. Bu arada Zalazane de testi geçmeyi başarmıştı ve o da çeşitli görülere tanık olmuştu. Ancak İlk Yuva’dan ayrıldıktan sonra gördükleri olaylar hafızalarından silinmeye başladı ve anılarında yalnızca onları uyaran üç kelime kaldı: Dayanmak, hakikat, vahşet.
İlk Yuva’da bir hafta geçirdiklerini zanneden Vol’jin ve Zalazane, geri döndüklerinde aslında üç ay geçtiğini öğrendiler. Geçen zaman içinde Sen’jin’in görüleri gerçek olmuş, orklar Thrall’ın önderliğinde Karamızrak Adaları’na gelmişlerdi. Sen’jin adaya saldıran insanlara karşı Thrall’dan yardım istemiş ve orklarla troller birlik olup insanların yarattığı tehdidi ortadan kaldırmışlardı. Ancak bu arada farklı bir tehlike ortaya çıkmıştı. Deniz Cadısı olarak bilinen bir nagaya tapan murloclar, trolleri yakalayıp cadıya kurban etmektelerdi. Thrall ve orklar kendilerini de yakalayan murloclardan kurtulmayı başarmışlardı ancak Sen’jin, onların trollerle birlikte adadan güvenle uzaklaşabilmeleri için kendini feda etmiş ve Deniz Cadısı’na kurban edilmişti. Olan biteni öğrendikten sonra kabilenin başına geçen Vol’jin önderliğindeki troller, aynı görüsündeki gibi Orda’ya katıldılar. Trollerin bir kısmı orkların ardından Kalimdor’a giderken, Vol’jin bir yıl daha Karamızrak Adaları’nda kalarak Deniz Cadısı’na kafa tuttu. Ardından o da kalan trollerle birlikte Durotar’a gitti.
Yakan Lejyon‘a karşı verilen ve lejyonun başkumandanlarından Archimonde’un düşüşüyle son bulan Üçüncü Savaş‘ın ardından orklar, Durotar’da Orgrimmar’ı kurdular. Troller de yakınlardaki Yankı Adaları‘na yerleştiler.
Admiral Daelin Proudmoore önderliğindeki insanlar, trollere karşı bir saldırıya hazırlanmaktalardı. Yarı-ork yarı-ogre Rexxar, gölge avcısı Rokhan ve pandaren Chen Stormstout, Savaşşefi Thrall’ın talimatıyla Vol’jin’i uyarıp trollerin adalardan ayrılarak ana kıtaya gelmelerine yardım etmek için yola çıktılar. Vol’jin ile buluştuklarında insanlar trol köylerine saldırmaya başlamışlardı bile. Birlikte insan işgalini durdurmayı başardılar ve Karamızrak kabilesi Yankı Adaları’na geri döndü. Ancak bu kalıcı bir dönüş değildi. Vol’jin’in eski dostu Zalazane, karanlık voodoo güçleriyle çıldırmış ve kabile üyelerini kendi kölesi hâline getirmeye başlamıştı. Bunun üzerine Vol’jin, kabilesini Durotar’ın sahilinde kurdukları Sen’jin köyüne taşıdı. Kendisiyse Orgrimmar’da Thrall’in yanında kalarak Savaşşefi’ne danışmanlık yaptı, Azeroth’taki trol tehditlerine karşı Orda’nın maceracılarını bilgilendirdi ve Undercity savaşında görev aldı.
Bu arada Orda’nın maceracıları Zalazane’i öldürmek üzere Yankı Adaları’na gönderilmiş ve Zalazane’i kafasını keserek öldürdüklerini zannetmişlerdi. Oysa ki bu voodoo büyüsünün yanılsamasından başka bir şey değildi ve Zalazane hâlâ hayattaydı; ta ki Vol’jin Yankı Adaları’nı ele geçirmek için yeni bir planla gelene dek. Karamızrak kabilesini ve Orda’nın kahramanlarını toplayıp adalara bir saldırı başlatan Vol’jin, druid Zen’tabra gibi trollerin de yardımıyla ilerleme sağladı. Müttefiki olan trol cadı hekimi Hez’tok’un yönlendirmesiyle kendisini Bwonsamdi‘ye de kanıtlayan Vol’jin, böylece loanın da Zalazane’e karşı yapılan savaşa katılmasını sağladı. Kendisine yapılan saldırıya dayanamayan Zalazane kaçtı ve kara büyüsüne başvurdu. Vol’jin’in kendisine teslim olması için tanıdığı şansı onu bir tuzağa sürüklemek için kullanarak Karamızrak savaşçılarını kontrol edip Vol’jin ile Orda’nın güçlerine saldırmalarına sebep oldu; ancak Zalazane’in bu planı da işe yaramadı. Kaybetmesinin bir anlam ifade etmediğini ve kara büyüyle yarattığı bariyerden hiçbir yaşayan varlığın geçemeyeceğini iddia eden Zalazane’in sonu ise beklenmediği bir şekilde gerçekleşti. Loa Bwonsamdi tekrar ortaya çıkarak ölü Karamızrak trolleri üzerindeki hakimiyetini kullandı ve onları dirilterek Zalazane’in yaşamına son verdi. Böylece Karamızrak trolleri, Yankı Adaları’nı geri aldılar.
Savaşşefi Thrall, Azeroth’un oldukça dengesiz hâle gelen elementlerine müdahale etmek için görevini Garrosh Hellscream’e bıraktı. Garrosh’un savaş tutkusu ve Orda’ya zarar verici hareketleri Vol’jin’i rahatsız ediyordu. Garrosh ile tartışmalarından sonra Orgrimmar’dan kovulan Vol’jin, kabilesiyle birlikte kadim yuvalarına benzer isme sahip olan Yankı Adaları’ndaki Karamızrak Adası’na yerleşti. Burada eski düşmanları naga Deniz Cadısı Zar’jira’nın saldırısına uğrayan troller, bu kez ondan kaçmadı ve Vol’jin, Zar’jira’yı öldürerek babasının intikamını aldı. Deniz Cadısı öldükten sonra Thrall ile iletişime geçip Garrosh’un hareketleri hakkında onu uyaran Vol’jin, Thrall’ın nasihatleriyle Orda’ya olan bağlılığını devam ettirmeye karar verdi. Siyah ejderha Ölüm Kanadı geri gelmişti ve Thrall Azeroth’u kurtarmaya çalışırken Vol’jin’in onu desteklemesi gerekiyordu. Vol’jin’in Orda’ya olan bağlılığı o kadar güçlüydü ki Kara Kâhin Zul ortaya çıkıp tüm trol kabilelerini birleştirerek yeni bir trol imparatorluğu kurmak istediğinde onlara katılmayı reddetti. Vol’jin, Orgrimmar’a ve insanların başkenti Stormwind’e elçiler göndererek onları Zandalari trollerine karşı uyardı. Yeni kurulan trol birlikteliğiyle Zul’Gurub ve Zul’Aman’da yeniden yükselen Gurubashi ve Amani trollerine karşı savaşan Orda ve İttifak güçlerine yardım etti. Böylece trol tehdidin bastırılmasına da öncülük etmiş oldu.
Garrosh, Ölüm Kanadı’nın düşüşünden sonra Orda liderlerini huzuruna çağırdı. Savaşşefi, Theramore’dan başlayarak Kalimdor’u ele geçirmeyi planlıyordu. Diğer Orda liderlerleriyle birlikte Garrosh’a çeşitli uyarılarda bulunmaya çalışsa da savaşın artık kaçınılmaz olduğunu fark eden Vol’jin, Kuzeygözlem Kalesi‘ne yapılan saldırıyı bizzat yönetti ve Orda kaleyi ele geçirdi. Sonrasında Garrosh, Theramore’a ilerlemek yerine Kuzeygözlem Kalesi’nde kalmayı tercih etti. Bu bekleyiş, İttifak güçlerine Theramore’da toplanması için büyük bir fırsat veriyordu ve kimse böyle bir taktiğe anlam verememişti.
Günler sonra Theramore savaşı nihayet başladığında Vol’jin, tauren lideri Baine ile birlikte Theramore’un kuzey kapısına saldıran Garrosh’un özel saldırı timinde bulunuyordu. Savaş sürerken Vol’jin, İttifak’a yardım eden mavi ejderha Kalecgos’un Orda güçlerini geri çekilmesi imkânsız bir tuzağa hapsetmekte olduğunu fark etti ve Garrosh ile Baine’i uyardı. Böylece Orda tuzağa düşmeden geri çekildi ve Garrosh’un asıl planı ortaya çıktı. Savaş şefi, İttifak’ın mümkün olduğunca çok generalinin ve savaşçısının Theramore’da bir araya toplamasını beklemişti. Böylece tek bir mana bombasıyla hepsini yok edebilecekti. Goblinlerin bir zeplinden bıraktığı mana bombası Theramore’u yerle bir ettikten sonra Vol’jin ve Baine gibi Garrosh’un hareketlerinden rahatsız olanlar Ustura Tepesi‘nde toplanıp Theramore’un yok edilişine dair gerçek düşünceleri üzerine görüşmeye başladılar. Kısa zaman sonra Garrosh’un başgardiyanı Malkorok ve hizmetindeki Kor’kron gardiyanları, Ustura Tepesi hanını havaya uçurup olaya kaza süsü verdiler. Vol’jin bu olay üzerine Yankı Adaları’na geri dönmeye karar verdi; ancak henüz ayrılamadan İttifak donanmasının Orgrimmar’a saldırdığı haberi geldi. Theramore’un lideri Jaina Proudmoore mana bombasından sağ kurtulmuştu ve Orgrimmar’ı sular altında bırakmaya geliyordu. Garrosh ise İttifak donanmasının karşısında krakeni serbest bırakmıştı. Thrall ve Kalecgos, Jaina’yı güçlerini Orgrimmar’ı sular altında bırakmak yerine İttifak donanmasını kurtarmak için kullanması yönünde ikna etti. Garrosh’un savaş çılgınlığı bu olay üzerine iyice çığrından çıkmıştı. Baine, kendilerinin desteğini istiyorsa yeni bir Theramore’un asla olmaması için Garrosh’u uyardı; Vol’jin de sessizce onu onayladı.
Pandarya çevresindeki sis çözüldüğünde Orda’nın küçük bir kuvveti bu yeni kıtaya gitti. İki ay sonraysa Garrosh ve kalan Orda güçleri onları takip etti. Vol’jin, Garrosh’a güvenmiyordu ve bu yüzden o da Pandarya’ya gelmeyi uygun görmüştü. Burada Pandarya’daki savaş ve Karamızrak kabilesinin sadakati hakkında konuştuğu Garrosh, kendisine bir görev verdi. Ancak Vol’jin, yanında orklardan oluşan bir ekiple araştırmaya gittiği mağarada Garrosh’un ulaşmaya çalıştığı gücün çok karanlık bir büyü olduğunu fark etti ve bu gücü ele geçirmeyi reddetti. Vol’jin ile göreve yollanan orklara, trol liderinin ihanet etmesi durumunda onu öldürmeleri emredilmişti. Vol’jin bu sebepten ötürü uğradığı saldırıda ağır yaralandı ve zehirlendi. Yanındaki Orda kahramanı sayesinde hayatta kaldı ve Savaşşefi’ne kendisinin öldüğünü söylemesini istedi.
Vol’jin’in bedenindeki zehir doğal trol iyileşmesine engel oluyordu. Ölümle cebelleştiği o anlarda Bwonsamdi ve babası Sen’jin’i gördü. Bwonsamdi ona kendi halkı için yaşamasının bir kusur olduğunu, vahşi trol doğasını kabul ederek sınırlarını korumaktan daha fazlasını yapabileceğini söyledi. Ama Vol’jin ne kadar ilgi çekici görünse de bu gücü reddetti. Onun tepkisiyle eğlenen Bwonsamdi, Vol’jin’i yaşayanların diyarına geri gönderdi. Pandaren çocukları tarafından bulunan ve Chen Stormstout tarafından kurtarılan Vol’jin, sağlığını geri kazanmaya çalışırken bir Orda kahramanına Thrall’ı bulmasını söyledi. Bu arada Kor’kron gardiyanları Garrosh’un emriyle Yankı Adaları’nda sıkı yönetim ilan etmişlerdi. Durumu gören Thrall, Vol’jin’in yandaşlarını kurtarıp o geri dönene kadar trollerle birlikte hareket etmeye karar verdi. Vol’jin ise Chen tarafından pandarenlerin Shado-Pan Manastırı‘na götürülmüştü.
Manastırdaki tek yabancı Vol’jin değildi: Pandarya’daki savaş sırasında yaralanmış Tyrathan Khort isimli bir insan da manastırda kalıyordu. Shado-Pan lideri Taran Zhu, Orda ve İttifak çatışmasından hiç haz etmese de Vol’jin ve Tyrathan’ın birbirlerini tamamladıklarını düşünüyordu çünkü Vol’jin İttifak pandarenlerinin, Tyrathan ise Orda pandarenlerinin felsefi özelliklerini taşıyordu. Manastırda kaldığı dönemde keşiş öğretilerini öğrenmeye başlayan Vol’jin’e ise “Vol’jian” ismi verildi.
Bir gün Tyrathan dağda her zamanki gezintilerinden birini yaparken bir kar fırtınası çıktı. Vol’jin onun peşinden gitmek istese de Taran Zhu, henüz tam olarak iyileşmemiş olan trolü durdurmak istedi. Keşişler Tyrathan’ı ölmek üzereyken buldular, Vol’jin ise Pandarya’daki negatif duyguların bedenleşmiş hali olan sha ruhları ile ilk defa bu şekilde karşılaştı. Bu shalar, Tyrathan’ın manastıra gelmeden önce yaralandığı savaştaki şüphelerinden ortaya çıkmışlardı ve maruz kaldığı kar fırtınasından kaynaklı yeni yaralarının iyileşmesine engel oluyorlardı. Vol’jin sha ruhlarını yenmeyi başardı ve Tyrathan’ın hayatını kurtardı. Bu hareketinden sonra loaların kendisinden uzaklaştığını hisseden Vol’jin ise yarasaların loası Hir’eek ve Zehirler Kraliçesi olarak bilinen loa Elortha no Shadra tarafından ziyaret edilince duyduğu şüpheler ortadan kalktı; ancak böylece Pandarya’da loaların lütfunu edinmek isteyen başka troller olduğunu da öğrenmiş oldu: Zandalari.
Bu olaydan sonra birbirlerini daha iyi anlamaya başlayan Vol’jin ve Tyrathan zamanla iki iyi dost olmakla kalmayıp aynı zamanda Chen ve Taran Zhu ile birlikte Kun-Lai Zirvesi‘nin kuzeyinde bulunan Zouchin adındaki bir yerleşim bölgesinde Zandalari trollerine karşı savaşmaya da başladılar. Çatışmalar sırasında düşman gördüğü birçok trolü alt eden Vol’jin ile iletişime geçen Bwonsamdi, kendisine ölümden sonra ilgilenmesi için bu kadar çok trol göndermesinden dolayı teşekkür etti ve ona doğal trol iyileşme gücünü geri verdi. Taran Zhu ise iki dostun pandarenlere ne kadar yardımcı olduklarının altını çizerek taştan heykellerinin Pandarya dağlarından birine oyulmasını emretti. Tüm bunlar yaşanırken Vol’jin’e, pandarenleri uzun yıllar boyu esir etmiş mogu ırkı ile Zandalari trollerinin arasında yapılan kadim bir anlaşmanın ve yaklaşan yeni bir işgalin haberini veren bir loa görüsü bahşedildi.
Vol’jin ve Tyrathan, bir İttifak grubunu Zandalari’nin elinden kurtarırken trol akınını yöneten Khal’ak’a esir düştüler. Khal’ak burada Vol’jin’e bir kez daha Zandalari’ye katılma şansı verdi. Vol’jin, Orda’nın geldiği nokta sebebiyle teklife bu kez daha ılımlı yaklaşsa ve bu şekilde zaman kazansa da nihayetinde kendisine sunulanları reddetti ve Zandalari esaretindeki tutsakları serbest bıraktı. Manastıra döndükten sonra Vol’jin, Taran Zhu’ya olan biteni anlattı ve hep birlikte manastırı yaklaşan Zandalari akınına karşı korudular. Akın akın gelen trol birlikleri karşısında sayıca oldukça az olan grup, neredeyse ağır bir yenilgi almak üzereydi. Savaş sırasında Tyrathan, bir mızrak ile deşilmek üzere olan Vol’jin için kendini feda etti. Vol’jin ise Zandalarilerin lideri olan Khal’ak’ı yakın zamanda öğrendiği keşiş dövüş tekniğiyle alt ederek trollerin moralini kırdı ve geri çekilmelerine sebep oldu. Ancak ağır darbe almış olan Tyrathan ölmek üzereydi. Buna izin vermek istemeyen Karamızrak lideri, Bwonsamdi’den dostunun hayatını bağışlamasını istedi. Loa, Vol’jin’in isteğini kabul etti ve Tyrathan bir kez daha hayata döndü.
Daha sonra kan elflerinin lideri Lor’themar Theron’un desteğini garantileyen Vol’jin, Durotar topraklarına geri döndü ve Garrosh’a karşı açık bir isyan başlattı. Chen Stormstout, diğer Orda liderleri ve kahramanlarının da katılımıyla önce Kuzey Çoraklıkları‘nda Kor’kron askerlerinin erzak ve techizatını çalarak başlayan hareket, tauren lideri Baine’in “Orda dışından yardım istemeleri gerektiği”ne dair nasihatte bulunmasıyla hâlihazırda Garrosh’a karşı yeterince bilenmiş olan İttifak’ın gücünü de arkasına almış oldu. Orgrimmar Kuşatması olarak tarihe geçen olayda Orda ve İttifak liderleri ile kahramanları, Garrosh’u alt ederek egemenliğine son verdiler.
Garrosh, Taran Zhu tarafından yargılanmak üzere Pandarya’ya götürülürken Vol’jin, Thrall’a Orda’nın gerçek Savaşşefi’ne ihtiyacı olduğunu söyledi. Thrall ise yaşanan tüm bu karmaşanın içinde Orda’nın onurunu koruyanın Vol’jin’in ta kendisi olduğunu ve liderlik ederse onu takip edeceğini söyleyip önünde eğildi. Vol’jin bu göreve layık olmadığını düşünüp tereddüt etse de diğer Orda liderleri de kendisini destekleyince yeni Savaşşefi oldu ve Orda ile İttifak arasında ateşkes ilan edildi.
Vol’jin Savaşşefi olduktan sonra Garrosh’un en büyük destekçilerinden olan Zaela’nın kellesine ödül koydu; ancak Zaela’yı yakalamak üzere gönderilen grup başarısız oldu. Ardından Vol’jin, diğer liderlerle birlikte Kun-Lai topraklarında Garrosh’un mahkemesinin yapılacağı Ak Kaplan Tapınağı‘na davet edildi. Garrosh’u savunmak için bir aday gerekiyordu. Unutulmuşlar ırkının lideri Sylvanas bu görevi kendisi için istese de Vol’jin onun daha çok bir suçlayıcı olacağını söyleyerek savunma görevini Baine Bloodhoof‘a önerdi. Baine, isteyerek olmasa da babasının ölümüne giden yolu açan orku savunma görevini kabul etti. İttifak tarafı ise suçlayıcı olarak İttifak’ın ve insanların kralı Varian Wrynn’i önerdi ancak Vol’jin kararı veto etti; böylece gece elflerinin lideri Tyrande Whisperwind seçilmiş oldu. Mahkeme esnasında Vol’jin, trollerin ve kendisinin Garrosh’un hüküm döneminde yaşadıklarını anlattı. Ancak mahkemenin hüküm verme vakti geldiğinde Garrosh, bronz ejderha Kairozdormu ve siyah ejderha Wrathion ile alternatif bir zaman dilimindeki Draenor’a kaçtı. Bunun üzerine trol Savaşşefi, Garrosh’u bulmaya yardım edeceğine dair Thrall’a yemin etti.
Garrosh’un geçmişe olan müdahalesiyle kurulan Demir Orda, savaş lordu Zaela ile birlikte Kara Geçit‘ten gelerek Azeroth’a saldırıya geçti. Artık Orgrimmar’daki Grommash Kalesi‘nde yaşayan Vol’jin, Orda kahramanlarını savaşa gönderdi. Zaela öldürüldü ve Orda ile İttifak kahramanları Kara Geçit ile alternatif geçmişin Draenor’una gittiler. Garrosh, Thrall tarafından öldürülür ve savaş Draenor’da ilerlerken Vol’jin, Orda güçlerinin kumandanını Draenor’daki orduların generali ilan etti. Yakan Lejyon’un en büyük hizmetkârlarından biri olan fel büyü ustası Gul’dan Demir Orda’yı ele geçirdiğinde Vol’jin Draenor’a geldi ve kelle avcılarını yardıma gönderdi.
Gul’dan’ın başa geçmesiyle Draenor’u istilaya başlayan Yakan Lejyon başarılı olamadı. Ancak Gul’dan, Archimonde tarafından Azeroth’a gönderildi ve gelmiş geçmiş en büyük Lejyon istilasını başlattı. Parçalanmış Sahil‘de Lejyon’a karşı verilen savaşta ölümcül bir yara alan Vol’jin, Sylvanas’tan Orda’nın o gün ölmesine izin vermemesini istedi. Sylvanas, ruhani val’kyr hizmetkârlarını çağırarak Orda güçlerini geri çekti. Orgrimmar’a döndüklerinde Vol’jin son nefesini vermeden önce loaların kendisine bir isim fısıldadığını söyledi ve Sylvanas’ı yeni Savaşşefi ilan etti. Dostu Tyrathan Kort’un da güvenli bir mesafeden katıldığı cenazede Vol’jin’in bedeni yakıldı.
Böylece Vol’jin’in mistik maceralarla dolu hayatı son bulmuş oldu. Artık söylenecek tek şey kalmıştı: Yeni Savaşşefi Sylvanas’ın da Orda ordularına sorduğu gibi içimizden kimler onun intikâmını almamıza yardım edecekti?