James Eugene Raynor, savaş kahramanı ya da azılı bir suçlu olmadan önce Terran Konfederasyonu’nun sınır gezegenlerinden birindeki izbe Shiloh gezegeninde basit bir çiftçi çocuğuydu. Sert iklim değişiklikleri ve uç noktalardaki meteorolojik değişimler yüzünden Shiloh’ta yaşam zordu; çoğu yerleşim yeri yer altında ve korunaklı şekilde kurulmuştu. Büyürken bütün bu zorlukları ve yoklukları birinci elden tecrübe eden Jim, bu sırada dedesinden vahşi doğada hayatta kalıp avlanmayı ve nişan almayı, babasından ise dövüşmeyi ve kabadayılara karşı durmayı öğrendi. Kendi çabası ve mekanik becerisi sayesinde garajda kurcaladığı tarım araçları ve vulture motorları, Centerville’in vahşi yıkım yarışlarında profesyonel bir oyuncu olmasını sağladı. Ancak bütün bu öğrendikleri ve zorlu çiftlik hayatı onu sadece 18 sene boyunca Shiloh’ta tutabildi.
2485 yılında Terran Konfederasyonu ve Kel-Moria Birliği arasında Lonca Savaşları başladı. Savaşın patlak vermesinden üç yıl sonra zaten kıt kanaat geçinmekte olan Shiloh gibi sınır gezegenlerinde bile vergiler yükselmiş, erzak karneyle dağıtılır olmuştu. Bir yandan da Konfederasyon bu gibi gezegenlerdeki propagandalarını iyice agresifleştirmiş, orduya yazılacak gençlerin kendilerine ve ailelerine büyük zenginlikler sunacağını vadetmeye başlamıştı. Jim’in arkadaşlarından biri, Tom Omer de Konfederasyonun bu süslü yalanlarına kapılan gençlerden birisiydi. Arkadaşlarının orduya katılması, Jim’in de ailesine daha çok yardımcı olmak istemesi ve tabii ki Shiloh’tan ötesini görme arzusu onun da Konfederasyon Piyade Birliği’ne başvurmasına sebep oldu.
Temel eğitim için Turaxis II adındaki gezegene sevk edilen Raynor, burada daha önceden Shiloh’ta rakibi olarak gördüğü ve sıklıkla çatıştığı Hank Harnack ile de arkadaş olmaya başladı. Üçününün birlikte katıldıkları eğitim operasyonlarından birinde içinde bulundukları nakil gemisi vuruldu ve pilotları ölürken taburlarındaki bazı askerler de yaralandı. Jim bu umutsuz durumda sakin kalmayı başararak komutayı eline aldı ve ekibini yardım gelene kadar hayatta tutmayı başardı. Jim’in insiyatifi eline alışından ve verdiği doğru kararlardan etkilenen Başçavuş Hanson, Raynor’ın eğitimini kısa kesip onu terfi ettirdi. Harnack’ın da dâhil olduğu İkinci Müfreze’nin ilk takımı olan D Bölüğü’nü yönetmeye başlayan Raynor kendini ne gibi bir belaya bulaştırdığını merak etmeden de edemedi. Bir yandan Tarsonis’in yönetici ailelerinden birine mensup olan ve “Ryk Kydd” adı altında kaçırılıp orduya satılan Ark Bennet ile de arkadaş oldu. Hatta tam da askerî akademiden mezun olmalarından önceki gece Raynor, Harnack ve Kydd kaçamak yaparak körkütük sarhoş olup bir bar kavgasına karıştılar. Peşlerine düşen polisi bir vulture motoru çalıp atlatmaya çalışsalar da yakalandılar ve hapse atıldılar; lakin ertesi gün daha başka sorun yaşamadan serbest bırakıldılar.
Akademiden mezun olduktan sonra ailesine ulaşan Raynor, ordudan aldığı askere yazılma parasına rağmen artan vergiler ve zorlu koşullar yüzünden ailesinin maddi durumunun çok da parlak olmadığını öğrendi. Görevlendirildiği bölgelerde de benzer koşullar gördüğünde yemek istihkakını zor durumdakilerle ve aç kalmış çocuklarla paylaşmaya başladı ancak bunun yeterli olmadığının da farkındaydı. Önce Boro Havaüssü’ne, daha sonra da Howe Hisarı’na atanan D Bölüğü’nün konvoyu bu sırada Kel-Moria’lıların saldırısına uğradı. Raynor tekrar komutayı ele alıp piyadeleri Topçuüssü Zulu’ya yönlendirdi. Zulu’dan yaptıkları karşı saldırıyla Kel-Moria zırhlı personel taşıyıcılarını ele geçirip geri püskürttüler. Ancak çatışmalar sırasında ağır şekilde yaralanmış olan Jim’in çocukluk arkadaşı Tom Omer, bu operasyonda hayatını kaybetti. Savaş alanındaki becerisi sayesinde Jim yine terfi alarak Birinci Sınıf Er rütbesine getirildi.
Jim, Howe Hisarı’ndaki sıkıcı ve sakin görevleri sırasında rütbesi düşürülmüş ve hapise atılmış iri kıyım bir askerle tanıştı: Tychus Findlay. İri yarı asker başta Jim’in gözünü korkutmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Ancak Findlay bir süre sonra Howe’un kumandanı Yüzbaşı Javier Vanderspool’un gözüne girmeyi başarınca “çavuş” olarak Raynor’ın birliğinin yönetimini ele aldı. Ancak tam bu atamanın duyurusunu yaptıkları sırada Kel-Moria’lıların bir kez daha saldırdığı haberi geldi. Raynor cephaneliğe gitmelerini önerdi ve cephaneliğin olduğu binaya vardıklarında çok kıymetli ikmallerin siviller tarafından sürülen kamyonlara yüklendiğini gördüler. Aslında Kel-Moria’lılarla gizliden iş birliği yapıp vurgun peşinde olan Vanderspool’un planları, Findlay’in Raynor ve diğerlerini ikna ederek ikmallerin bir kısmını kendileri için çalmalarıyla yerle bir oldu. Findlay ve Raynor’ın ekibi “düşmanı kovalama” bahanesiyle ikmalleri üssün dışına çıkarttılar; asıl iyi para edenlerini sattılar ve daha önemsiz bir kısmını geri getirerek çok fazla şüphe çekmemeyi umdular. Vanderspool, Findlay ve Raynor’ın yaptıklarına dair somut bir kanıt bulamadığı için kendini de yakmadan iki askere karşı bir girişimde bulunması imkânsızdı; en azından şimdilik.
Kel-Moria’lıların püskürtülmesinin üzerine Albay rütbesine yükselen Javier Vanderspool, 321. Koloni Korucuları Taburu içerisinde özel bir takım oluşturdu. “Özel Taktikler ve Görev Müfrezesi” adındaki bu takımın liderliğini başta Marcus Quigby almış olsa da Jim ve ekibinin oynadığı bazı oyunlar sayesinde liderlik Tychus’a geçti. Hank Harnack, Ryk Kydd, Jim Raynor, Connor Ward, Max Zander’dan oluşan ekibe sıhhiye Astsubay Lisa Cassidy ve mühendis Hiram Feek de katıldı. Çeşitli operasyonlarla ünlerini ve başarılarını pekiştiren ekip Kel-Moria Toplama Kampı-36’ya sızıp yakalanmış Konfederasyon askerlerini kurtardıktan sonra ekibin nakliye pilotu Clair Hobarth tarafından verilen partide gayriresmî olarak “Cennetin Şeytanları” adını aldı; hatta bunu vücutlarına birer ekip dövmesi yaptırarak kutladılar.
Cennetin Şeytanları müfrezesinin komutası bir kez daha el değiştirip Üst Teğmen Samantha Sanchez’e geçmişti. Albay Vanderspool, Turaxis II’nin ikinci en kalabalık şehri olan Polk’s Pride’ı stratejik konumu ve kaynakları nedeniyle ele geçirmek niyetindeydi. Paddick Nehri tarafından ikiye ayrılan şehrin kuzeyi Kel-Moria’nın elindeyken güneyini ise Konfederasyon kontrol ediyordu. Vanderspool’un emriyle nehri geçmesi için beyni yıkanmış bir grup eski mahkûm asker kullanıldı fakat askerlerin çoğu nehri geçmeye çalışırken öldürüldü. Ancak Cennetin Şeytanları bu karışıklıktan yararlanarak nehri geçtiler. Birliği yöneten Sanchez, bir keskin nişancı tarafından vurularak öldürüldü; Sanchez’den hoşlanan Kydd intikam yemini etti ve Raynor’ın yardımıyla Sanchez’i vuran keskin nişancıyı öldürdü. Operasyonun sonucunda Konfederasyon güçleri Polk’s Pride’ı ele geçirmeyi başardı. EHA (Evrensel Haber Ajansı) muhabiri Max Speer, Cennetin Şeytanları’nın birlikte fotoğrafını çekti ve onların bu zaferini haber yaptı. Bütün bu zafere, görkeme rağmen Kıdemli Astsubay Rockwell’in beyni yıkanıp ölümlerine gönderilmiş askerlerden işe yaramaz olarak bahsetmesi Jim’in fena hâlde damarına bastı. Kendini kaybedip Rockwell’e saldıran Jim, bu hareketi yüzünden er rütbesine düşürülerek tutuklandı. Raynor’ın bu geçici tutukluluğu sırasında Hiram Feek sıklıkla ziyaretine geldi. Bu ziyaretlerden birisi sırasında Albay Vanderspool’un ekiplerinin zırhlarını sabote ettiğinden bahsetti. Neyse ki Cassidy onları bu konuda uyarmış, Feek de zırhları onarmıştı; Raynor’a da tutukluluğu bittiğinde siyah, kafatası desenli yeni zırh sözü verdi.
Bu sırada Vanderspool yine büyük vurgun planları yapmaktaydı. Kel-Moria’lı Denetmen Aaron Pax ve Kydd’in babası Errol Bennet ile birlikte Kel-Moria’ya ait ardeon kristallerini taşıyan treni basıp kargosunu çalma planı yaptılar. Bu plana kulak misafiri olan Kydd ve Max Zander, durumu o sırada Lisa’yla takılmakta olan Tychus’la paylaştılar. Tychus durumdan yararlanıp kargoyu kendilerinin çalmaları gerektiğine karar verdi ancak aslında ekip içine Vanderspool’un ajanı olarak yerleştirilmiş Lisa Cassidy, Tychus’un planını Vanderspool’a aktardı. Vanderspool sözde operasyonunu başlattığında görevin başına Üst Teğmen Fitz’i getirdi. Korsy’nin küçük uzay istasyonuna inen Raynor ve ekibi buradaki sivilleri Kel-Moria’lılardan kurtardılar. Tren istasyonuna ulaştıklarında Üst Teğmen Fitz, ekibe platformun önünde durmalarını emretti. Tren durduğundaysa Pax ve korumaları Şeytanlar’ın üzerine çöktü. Hank Harnack alev makinesiyle, Connor Ward da roket atarıyla saldırıyı püskürtmeyi başardılar. Pax’ın kendisine de ihanet ettiğini anlayan Vanderspool ise çileden çıktı ve Cennetin Şeytanları’nın zırhlarını kilitleyerek onları öldürmeye çalıştı; neyse ki Feek’in zırhlara yaptığı düzeltme sayesinde bu taktik işe yaramadı. Çaresiz kalan ve açığa çıkan Vanderspool, Findlay’i yavaşlatmak için Cassidy’yi rehin aldı. Findlay’in moralini iyice kırmak için Cassidy’nin crab bağımlısı bir hain olduğunu ve başından beri kendisi için çalıştığını söyledi. Öfkeden küplere binen Tychus, Lisa’yı vurmaya çalıştı ancak Jim araya girip engel oldu. Böylece Vanderspool ve Cassidy kaçma şansı buldular; Raynor ve ekibiyse çaldıkları ekipman ve araçlarla istasyona doğru ilerlediler. Bu sırada hâlâ aktif olan çatışma alanına giren bir kadını korumak için aracından inen Max Zander, Vanderspool tarafından vurularak öldürüldü. Hank Harnack ve Connor Ward ise uzay istasyonuna giden yolu kapatan bir çift sloth tankını ortadan kaldırmaya çalışırken hayatlarını kaybettiler; Hank sırtındaki tank alev alıp kendisini de yaktığı için can çekişirken daha fazla acı çekmesin diye Kydd tarafından kafasından vuruldu, Ward da Raynor ve ekibine siper olmak için kendini tank ateşinin önüne attı.
Cennetin Şeytanları ani şekilde üç kayıp birden verirken Vanderspool bu fırsatı yararına kullanarak kaçmaya çalışıyordu. Vanderspool ve Cennetin Şeytanları arasındaki husumetten bihaber olan Pax bu sırada yolunu kesip Vanderspool ve Cassidy’yi ele geçirdi ancak durumu yanlış okuyarak Özel Taktikler ve Görev Müfrezesi’ne göz dağı verdi ve geri çekilmezlerse Vanderspool’u öldüreceğini söyledi. Ancak Vanderspool’a ne olacağı Cennetin Şeytanları’nın umrunda değildi; hâliyle tekrar çatışma patlak verdi. Çapraz ateşte kalan Cassidy vurularak öldü; iyi bir noktaya konum almış keskin nişancı Kydd ise Vanderspool’u da yaralayacak şekilde Pax’ı kafasından vurarak indirdi. Vanderspool yaralı bir şekilde kıvranıp yardım ve merhamet dilenirken Tychus ona yardım edebilecek tek sıhhiyenin ölmüş olduğunu soğuk tavırla hatırlattı. Vanderspool can havliyle Pax’ın silahına doğru atılırken Raynor ise albayın elini ezerek engel oldu; sonra da onu vurarak bütün bu karmaşaya son verdi. Ancak öldü sansalar da Vanderspool’un intikam hırsı onu hayatta tutmuştu; her ne kadar onu demirden ciğerlere mahkûm etmiş olsa da…
Bu fiyaskonun ardından Raynor, Findlay ve Kydd, olanların suçunun kendi üzerlerine kalacağını öngörerek ordudan ayrıldılar. Tam da bekledikleri gibi Vanderspool’un başına gelenler ve bütün katliam Raynor ile Findlay’in omuzlarına yüklendi. İki asker arkadaşı birlikte kanunsuz bir yaşam sürmeye başlarken Kydd ise kendi yoluna gidip keskin nişancılık yeteneklerini en çok para verenlere kiralamaya başladı. Kanun kaçağı olarak yaşadığı bu yıllarda Raynor, geride bıraktığı ailesini desteklemeyi sürdürdü ve kazandığı parayı aile dostu Myles Hammond aracılığıyla babasına yolladı ancak babası Raynor’ın karanlık yolda yürüdüğünü ve bu yasa dışı hayatından dolayı utanç duyduğunu söyleyerek parayı reddetti. Kısa süre sonra da çiftlikte yaşadığı bir kaza sonucunda hayatını kaybetti.
Raynor ve Findlay, Yeni Sidney adında Terran Konfederasyonu’nun güç merkezinden uzakta bir sınır gezegenine yerleşip birkaç yılı burada geçirdiler. Burada yaptıkları operasyonlar sırasında Konfederasyon ganimetlerine el koydular -ki bu ganimetler arasında Raynor’ın pek kıymet verdiği Colt altıpatlar ve antika bir müzik kutusu da vardı. Kendilerine belli ahlaki prensipler belirleyen ikili, her ne kadar kanun dışı işler yapsalar da asla çevredeki masumlara dokunmamayı ve mümkünse öldürmek yerine etkisiz hâle getirmeyi düstur edindiler. Namları gittikçe yayılmaya başlayan ikili, Scutter O’Banon adındaki suç patronunun ilgisini çekti. O’Banon’un kötü şöhretini ve ahlaki yoksunluğunu duymuş olan Raynor ise görüşme yapmayı dahi reddetti. Onun yerine Çığıran Kurukafalar adındaki kaçakçı çetesi için iş yapmayı kabul ettiler ve bu iş onları Konfederasyon sınırlarının dışındaki bir uzay istasyonuna yöneltti. O sırada bilmedikleri şey ise bütün bu görevin Ezekiel Daun adındaki bir kelle avcısının kendileri için kurmuş olduğu bir tuzak olduğuydu. İstasyonda kısılı kalan Jim ve Tychus, burada Ezekiel’in eski takım arkadaşları Hiram Feek ve Clair Hobarth’a işkence ederkenki holo görüntülerini izlemek zorunda kaldılar. Ancak onları daha da sarsan şey, Ryk Kydd’in Ezekiel tarafından boğularak öldürüldüğünü görmek oldu. Bu görüntü karşısında başta çaresizliğe kapılsalar da Ezekiel ile çatışmaya girdiler ve biraz da şansın yardımıyla istasyondan kaçmayı başardılar. Jim, Yeni Sidney’e dönmek istedi ancak Tychus bu sefer Ölü Adam Kayalığı’na gidip O’Banon’ın korumasına girmeleri konusunda ısrar etti.
Burada birkaç haftalığına nefes alma fırsatı bulan ikiliden Raynor huzursuz bir şekilde Hammond’la iletişim kurmaya çalışırken Tychus ise kendini Gümüş Dilber adındaki barda seks ve uyuşturucuya vurdu. Hammond’dan mesaj almayı başaran Jim, annesinin çok hasta ve ölmek üzere olduğunu öğrendi. Bu sırada O’Banon ikilinin kendisine olan faydasını test etmeye karar vererek onları bir “paketi” teslim almak üzere Halcyon’a gönderdi. Annesinin durumundan endişe duyan Jim ise önce Shiloh’a uğramaları gerektiğinde ısrarcı oldu; Findlay ise ona işini halletmesi için bir günlük süre verdiğini söyleyerek kendi başına Halcyon’a devam etti.
Myles Hammond, Jim’le son görüştüklerinden bu yana Centerville’in başkanlığına gelmişti ancak Shiloh’taki durum düşünülünce Hammond’ın da bu gezegende kalmaya niyeti yoktu ve gözünü Mar Sara kolonisinde sulh hâkimi olmaya dikmişti. Jim’e annesinin Konfederasyon’un dağıttığı erzak yardımlarında kullanılan kötü maddeler sebebiyle Centerville’in büyük bir çoğunluğu gibi kanser olduğunu anlattı. Aynı zamanda oğullarının kendilerine yolladığı paraya dokunmayı da reddetmişlerdi ancak Hammond, Çiftlik Yardım Fonu aracılığıyla bu paranın bir kısmını onlara fark ettirmeden vermeyi başarmıştı. Annesiyle son kez bir araya gelen Jim, babasının ona bıraktığı holo-videoyu izledi. Karanlık yola saptığı için oğlundan utandığını ve onun kanla kazanılmış parasını asla kabul edemeyeceklerini söyleyen Trace Raynor’ın bu videosu Jim’e oldukça dokundu. Kalbi kırılan Jim, son anına kadar annesinin yanında kalacağını söyledi ve öyle de yaptı: O akşam Karol Raynor, oğluyla tekrar buluşmasının verdiği rahatlamayla son nefesini verdi. Jim’e annesinin defin işlemlerini halledeceğinin sözünü veren Hammond, aynı zamanda Mar Sara’da onu her daim hoşça karşılayacağını belirterek eski dostuyla vedalaştı.
Kanun dışı hayatını ciddi şekilde sorgulamaya başlayan Jim, Halcyon’daki uzay üssünde Tychus ile buluştu. Burada görevlerinin asıl detaylarını öğrendiler: Andrew Forrest adındaki farmakoloğu bulup kaçırmaları gerekiyordu. Forrest aynı zamanda “Ütopya” adındaki fazlasıyla bağımlılık yapan uyuşturucunun formülüne sahipti; bu formülün bir kısmını yazılı olarak tutuyor, kritik bir parçasını da güvenliğini sağlamak adına kendine saklıyordu. İki doktor kılığında tesise sızıp Forrest’ı kaçırmaya başladıkları sırada önce güç kesintisi, hemen ardından da patlama oldu ve Ezekiel Daun ile bir kez daha karşı karşıya geldiler. Çatışma sırasında Forrest öldü ancak Findlay formülü ve uyuşturucunun bir örneğini almayı başardı. Raynor ise Daun’un suratına asit fırlatarak onu yavaşlattı ve laboratuvarı patlatarak Halcyon’dan kaçmayı başardılar. Tabii Forrest’ın ölmüş olması O’Bannon’ın hiç hoşuna gitmedi. O’Bannon için çalışmak zorunda kalmış olmaktan zaten hoşlanmayan ve babasının sözlerinin ağırlığı omuzlarına çöken Raynor hışımla ortamı terk etti ve daha sonra Tychus’u Ölü Adam Kayalığı’ndan kaçmaları gerektiği konusunda ikna etti. Ancak gözler üzerlerindeyken bunu yapmaları neredeyse imkânsızdı ve bu yüzden de bir plana ihtiyaçları vardı.
Aralarındaki kızgınlık bir nebze dindiğinde O’Banon, Tychus ve Jim’e onları asıl neden işe aldığını açıkladı: Bacchus Ayı’ndaki Covington Bankası’ndan 700 milyon kredilik soygun yapmayı planlıyordu ve kendi yaverlerinden biri olan Ash Thompson’ın eşlik edeceği ikili bu iş için biçilmiş kaftandı. Raynor’ın suratına attığı asit yüzünden bir gözünü kaybetmiş ve intikam aleviyle yanan Ezekiel tarafından takip edildiklerini bilmeden Bacchus’a indiler. Burada Jennifer ve Gustav adındaki kontaklarıyla buluştular; Jennifer ekibe soygunu yapmalarında yardımcı olacak teknolojik yelekler dağıttı. İçerisine bir EMP cihazı ve her türlü tanığı zararsızca etkisiz hâle getirecek toksin taşıyan mekanik örümcekler dâhil olan bu yelekler kasaya kolay bir şekilde ulaşmalarını sağlayacaktı. Fakat soygunu hem mümkün kılan hem de zorlaştıran bir faktör daha vardı: Yıldızlararası Şerifler Kongresi. Kongre normalde sıkı olan banka güvenliğinin gevşemesini sağlıyordu ancak bir dolu şerifin Bacchus’ta bulunması hâliyle onlar için tehlikeliydi. Nitekim Jennifer ve Tychus barda eğlenirlerken daha önceden yollarının kesişmiş olduğu Şerif Wilkes’la göz göze gelince kimlikleri ortaya çıktı. Yine de yakalanmadan gözden kaybolmayı başardılar.
Soygunlarının ufak bir provasını çalışmak için bankaya giden ekip, burada bu sefer de Yeni Sidney’deki tren soygunu sırasında Jim’in bayıltarak saf dışı bıraktığı George Woodley ile karşılaştı. Woodley çalmaya çalıştıkları paranın Çiftlik Yardım Fonu’na ait olduğunu ve Jim’in annesi gibi birçok çiftçiye yardım ettiğini, bu yüzden Raynor’ın bu işe kalkıştığına şaşırdığını söyledi. Hem bu bilgi hem de Tychus’un bunu ondan gizleyerek bu işe kalkışmış olmasından dolayı küplere binen Jim, partneriyle hararetli bir tartışmaya girişti. Bu sırada ellerini zorlamak isteyen Thompson, mekanik örümcekleri kullanarak bankadaki tüm tanıkları öldürdü; örümceklerden biri Woodley’e doğru ilerlerken Raynor araya girerek onun hayatını kurtardı. Thompson kontrolden çıkmış olan ve soygunu yarıda bırakmaya çalışan Raynor’ı omzundan vurarak yaraladı; Tychus ise tereddüt dahi etmeden Thompson’ı öldürerek karşılık verdi.
Güvenli bir teras katına kaçan ikili, burada Ezekiel’in kendilerine kurduğu bir diğer tuzakla karşılaştılar. Ezekiel kendinden emin bir şekilde başlarına ödül koyan ve Cennetin Şeytanları’nı ölüme mahkûm eden ismi açıkladı: Javier Vanderspool. Eski kumandanlarının hâlâ hayatta olduğuna şaşırdılar ancak Raynor kendini toplayıp yarası yüzünden kendinden geçmeden önce son gayretiyle Ezekiel’i vurmayı başardı; kendine geldiğinde güvenlik güçleri etraflarını sarmıştı ve apartmana girmeye çalışıyorlardı. Tychus yaptıklarını telafi etmek için Jim’e kaçmasını söyledi ve polisleri oyalamaya başladı. Polisler apartmana girdiğinde Tychus’u ve yaralı haldeki Ezekiel’i tutukladılar.
Kanun kaçağı hayatını geride bırakmaya kararlı olan Jim, Hammond’ın teklifini hatırlayarak Mar Sara’ya gitti. Hammond burada planladığı gibi sulh hâkimi pozisyonuna gelmişti ve Raynor’ın geçmiş günahlarını affedip ona yeni bir başlangıç sunacak konumdaydı. Böylece ona Mar Sara’da şeriflik teklif etti. Teklif çok cazipti ama Raynor’ın yarım kalmış son bir işi vardı. Bu yüzden aylarca Vanderspool’un izini sürdü ve onu nihayet Tarsonis’te buldu. Yapay ciğerle yaşamaya mahkûm olmuş eski komutanının karşısına çıktı. Vanderspool ona para teklif etti, hayatını bağışlaması için yalvardı… Raynor’ın cevabı ise Colt altıpatlarıyla Vanderspool’u vurup silahı da cesedinin üzerine bırakmak oldu. İntikam için değil, adalet için; Lisa Cassidy, Max Zander, Hank Harnack, Connor Ward, Hiram Feek, Clair Hobarth, Ryk Kydd için. Cennetin Şeytanları adına adaleti sağladıktan sonraysa kendi seçtiği kişi olmak için Mar Sara’ya dönüp Hammond’ın teklifini kabul etti.
Mar Sara’daki Janine’in Yeri’nde Lidya Elizabeth adındaki kadınla tanışan Raynor, ona limonata ısmarladı ve çok geçmeden ikili arasında hızlı bir aşk doğdu. Hammond eski dostunun ordu geçmişini kayıtlardan sildirip ona temiz bir sayfa açarken Jim de Liddy ile birlikte Elmassırtı Çölü’nde eldeki tüm birikimini ortaya koyarak ev satın aldı. Yeni hayatlarına hızlı başlayan Raynor çifti, çok geçmeden Liddy’nin hamileliğiyle mutluluklarını pekiştirdiler. Her ne kadar Raynor onun geçmişinden haberi olan Polis Şefi’yle ufak bir sürtüşme yaşamış olsa da doğru olduğuna inandığı şeyi yapmaya devam etti.
Liddy ve Jim’in oğulları John, henüz iki yaşındayken Tarsonis Sağlık ve Araştırma Enstitüsü tarafından psişik güçleri olup olmadığını anlamak adına bazı testlere tabi tutuldu. Psişik yetenekli olarak teşhis edilen küçük John, Konfederasyon tarafından eğitilmek üzere alıkonuldu. Jim bu karara şiddetle karşı çıksa da Lidya kocasının bu tepkisinin geçmişte yaşadıklarından kaynaklandığını düşünerek onu dizginledi. Sadece birkaç ay sonraysa enstitüden aldıkları mesaj oğulları John’un bir kaza sonucunda öldüğünü bildirdi. Lidya oğullarının ölümü için kendini suçladı ve aynı yılın kış aylarında duygusal olarak yaşadığı çöküntü yüzünden hastalanarak yatağa düştü; çok geçmeden de hayatını kaybetti. Yeni başlamış olduğu hayatta hem oğlunu hem de karısını kaybetmiş olan Jim, üzüntüsünü boğmak için kendini tamamen işine adadı.
Kendini neredeyse bir yıl boyunca tamamen şeriflik görevine adayan Raynor, komşu gezegenleri Chau Sara’dan gelen endişe verici bazı haberler duymaya başladı. Buna göre bunca zamandır galaksiye yayılırken herhangi bir gelişmiş yaşam formuyla karşılaşmayan insanlık, sonunda ilk teması kurmuştu ve bu temasın sonucu oldukça endişe vericiydi: Protoss adındaki bu teknolojik olarak üstün ırk, Chau Sara’yı ablukaya alarak yörüngeden yakıp yok etmişti. Daha da endişe verici olansa bu filonun sonraki hedefinin görünüşe göre Mar Sara olmasıydı. Sulh hakimleri Mar Sara’lı kolonicileri gezegenin daha güvenlikli olan ücra köşelerine nakletmeye başlamışlardı. Konvoyların daha da güvende olması için bölge şerifi olan Raynor’a da kolonicilere eşlik etmesini emrettiler. Yolda Backwater İstasyonu’na ait Komuta Merkezi’nden yardım çağrısı aldılarsa da Alfa Bölüğü kumandanı Edmund Duke, şerif Raynor’a çağrıya kendi takımının cevap vereceğini belirttikten sonra bu meseleye karışmamasını emretti. İçindeki asiyi bastıramayan ve Backwater’a çok yakın olan Raynor ise Alfa Bölüğü’nün zamanında yetişemeyeceğini düşünerek müdahale etmeye karar verdi. Toprağa işlemiş canlı gibi görünen organizma ve oldukça agresif yeni bir başka tehdit olan zerge karşı savaşan Raynor ve ekibi, Backwater üssündeki siloların içine saklanmış kolonicileri kurtardılar. Bölgeyi iyice temizledikten sonra çağrının geldiği Komuta Merkezi’ne ulaşan ekip, toprağa yayılmış organik yapının Konfederasyon binasına da bulaştığını görerek dehşete düştü. Organizmanın daha da yayılmasını göze alamayan Raynor, askerlerine binayı yakmaları emrini verdi ancak tam bu sırada Backwater’a varan Edmund Duke ve Alfa Bölüğü, Konfederasyon binasına zarar verme suçundan Raynor ile ekibinin tutuklu olduğunu buyurarak onları hapishane kruvazörü Merrimack’e hapsetti.
Bir kez daha Konfederasyon tarafından haksızlığa uğrayan Jim, Backwater’da farkında olmadan kurtardığı EHA muhabiri Michael Liberty’nin ikna ettiği isyancı fraksiyon Korhal’ın Evlatları‘nın baskınıyla Merrimack’ten kurtarıldı. İsyancıların lideri Arcturus Mengsk, kurtardığı milis kuvvetlerine Konfederasyon’un yetersizliğini ve Protoss’un Mar Sara’yı da temizlemek üzere olduğunu anlattığında başta Raynor olmak üzere tamamı bu isyancı harekete katılmakta tereddüt dahi etmedi. Korhal’ın Evlatları içerisinde yüzbaşı rütbesine atanan Raynor, böylece gayriresmî adı Raynor’ın Korucuları olan bir bölüğü komuta etmeye başladı. Aynı zamanda yine tam bu sırada Mar Sara’nın tahliyesine yardım etmekte olan Cormorant adındaki nakliye gemisinin yardımcı kaptanı Matt Horner’la tanıştı.
Protoss filosu Mar Sara’ya ulaşmadan çok gizli Konfederasyon araştırma üssü olan Jacobs Installion’a sızan Raynor’ın Korucuları, burada bazı silah tasarımları ve prototipleri bulacaklarına inanıyorlardı. Ancak üsse sızdıklarında buldukları şey çok daha büyüktü: Konfederasyon, esir tuttukları canlı zergler üzerinde deney yapıyordu; yani Backwater İstasyonu’nda olanlar Konfederasyon deneylerinin bir parçasıydı. Konfederasyon’un bu karanlık sırrını öğrenen Raynor, kritik bilgiler taşıyan şifrelenmiş bazı diskleri çaldıktan sonra askerleriyle birlikte Arcturus Mengsk’in savaşkruvazörü Hyperion’a döndü ve çaresiz şekilde Mar Sara’nın Protoss filosu tarafından yakılıp yıkıldığını izlemek zorunda kaldı.
Mar Sara’daki yıkımdan zar zor kaçan Korhal’ın Evlatları, Antiga Prime’ın ikinci ayındaki gizli üslerine çekildiler. İsyancı organizasyonun teknisyenleri Jacobs Installation’dan çaldıkları disklerin şifresini kırmaya çalışırken Jim de Mengsk’in sağ kolu olan Teğmen Sarah Kerrigan ile tanıştı. Mengsk, Konfederasyon’un uç dünyalardaki pençesini gevşettiklerine ve Antiga’da isyan başlatabileceklerine inanıyordu. Hem kolonicileri ayartmaları hem de Alfa Bölüğü’yle ilgilenmeleri için Raynor ve Kerrigan’ı görevlendirdi.
Antiga Üssü’ne giden yolda buluşan Raynor ve Kerrigan’ın birlikte ilk görevleri çok da iyi başlamadı. Bir telepat olan Kerrigan, kendisinden etkilenmiş olan Raynor’ın aklından geçen münasebetsiz düşünceleri açıkça okuyabildiğinden eski Mar Sara şerifi hakkındaki ilk izlenimi çok da parlak olmadı. Raynor ise oğlunun ölümüne sebep olan “Ghost” protokolünün bir başka kurbanı olan Kerrigan’ın yanında kendini huzursuz hissetmeye başladı. Yine de görevleri ikilinin arasındaki ilk intibadan çok daha önemli olduğundan bu ön yargıları kenara bırakarak Antiga Üssü’ne doğru yola çıktılar. Kerrigan hedef üslerindeki Komuta Merkezi’ne sızarak Konfederasyon kumandanlarını öldürdü; üzerlerindeki Konfederasyon baskısından kurtulmuş olan Antiga’lılar da seve seve Korhal’ın Evlatları’na katılarak Alfa Bölüğü’ne karşı ayaklandılar. Antiga’lıların bu isyanı çok geçmeden Alfa Bölüğü’nün dikkatini çekti ve büyükçe bir grup koloniye karşı saldırıya geçti ancak Raynor ve Kerrigan’ın güçleri koloniyi savunmanın yanında karşı saldırıya geçerek bölgedeki diğer Alfa Bölüğü üslerini de yok ettiler.
İsyana dair haber almış ve savaşkrüvazörü Norad II’yle Angita Prime’a gelmekte olan General Edmund Duke, yörüngedeki mutalisk ile diğer zerglerin saldırısına uğradı ve hasar görmüş olan Norad II, zerg yuvalarından birinin tam ortasına düştü. Edmund’ın kendilerine borçlu kalmasının işlerine yarayabileceğine inanan Mengsk, Raynor ve Kerrigan’a generali oradan sağ şekilde kurtarmalarını emretti; ikili başta bu emre karşı çıktılar ancak Mengsk onlara yetkinin kimde olduğunu hatırlatınca kendi düşüncelerini bir kenara bırakarak emre uydular. Norad II’nin düştüğü alana nakil gemileri indirerek bölgedeki zergleri temizlediler. Mengsk elindeki büyük kozu kullanarak Edmund’a zor bir seçim sundu: Ya parçalanmakta olan Konfederasyon ile kalarak onlarla birlikte kaybetmeye mahkûm ol ya da gururunu çiğne ve Korhal’ın Evlatları’na katılarak sektörü her yönden sarmakta olan düşmanlara karşı savaş. Edmund bu teklife karşı çıkacak gibi olduysa da başka çaresi olmadığı için kabul etti ve Alfa Bölüğü ile birlikte Mengsk’in tarafına geçerek Korhal’ın Evlatları’nın bir parçası oldu.
Alfa Bölüğü kendi taraflarına katılmasına rağmen Antiga Prime’daki savaş aylarca devam etti. Bu sırada yakın bir şekilde sırt sırta dövüşen Raynor ile Kerrigan birbirlerine karşı ilk intibalarını aşmayı başardılar ve ne kadar iyi bir takım olduklarını fark etmeye başladılar.
Teknisyenler nihayet Jacobs Installation’dan çalınan disklerin şifresini çözdüklerinde bunun Düzlemötesi Psişik Dalgaboyu Yayıcı ya da diğer adıyla psi-yayıcı olduğunu keşfettiler. Psi-yayıcılar Ghost’ların yaydığı beyin dalgalarının benzerini çok daha büyük ve geniş şekilde yayarak bu psişik dalgalara karşı hassas zergleri belli bir bölgeye toplamakta kullanılıyordu. Konfederasyon’un Mar Sara ile Chau Sara’da denediği ve yaptığı şey de tam olarak buydu. Konfederasyon Antiga Prime’da doğru gitmeyen bir şeyler olduğunu fark edip de Delta Bölüğü’nü Antiga Prime’a yolladığında Mengsk onları kendi silahlarıyla vurmaya niyetlendi. Bu plana göre psi-yayıcıyı Delta Bölüğü’nün üssünün ortasına yerleştirip çalıştıracaklar ve Antiga Prime’da zerg istilası başlatarak gezegenden kaçacaklardı. Kerrigan ve Raynor bu tarz bir taktik kullanmaya çok gönüllü olmasalar da bir kez daha emirlere itaat ettiler. Mengsk’in planı işledi ve Koprulu Sektörü’nün dört yanından psişik çekimi hisseden zergler Antiga Prime’a akın etti. Zerg sürüsünü yakınen takip eden protoss filosu da gecikmedi ve aynen Chau Sara ve Mar Sara’ya yaptıkları gibi gezegeni içerisine doluşan zerglerle birlikte yörüngeden yakarak temizlediler.
Korhal’ın Evlatları, Tarsonis gezegenine geri çekildiler ancak ne Kerrigan ne de Raynor organizasyonun sapmış olduğu yoldan ve Mengsk’in giderek artmakta olan güç hırsından memnundu. Sonraki aylarda da birlikte çıktıkları çeşitli görevlerde bu hisleri derinleşti ve ikili arasında romantik bir ilişki yeşermeye başladı. Orna III adındaki Konfederasyon dünyasındaki operasyonları başarıya ulaştıktan sonra Raynor, Kerrigan’ı Sam’in Mekânı‘na götürdü ve birlikte ilk randevularına çıktılar. Sarah’yı ilk defa zırhıyla değil de elbise içinde gören Raynor’ın dili tutuldu. Geceyi birlikte geçirdikleri sırada endişelerini paylaştılar ve Sarah ona Ghost programının zorluklarından bahsetti. Oğlunu da bu programa kaybetmiş olan Raynor, onun içindeki karanlığı uzak tutmak için elinden geleni yapacağına söz verdi. İkilinin arasında başlamış olan romantik gelişmeleri öğrenen Mengsk ise bunun işleri zorlaştıracağını iddia ederek ilişkilerine karşı çıktıysa da Raynor ve Kerrigan bu sefer taviz vermedi. Yine de Mengsk söz konusu olduğunda ikilinin arasında ufak bir gedik açmıştı: Kerrigan, Mengsk’in yöntemlerini her zaman kabul etmese de insanlığın ihtiyacı olan parlak geleceğe bu sayede ulaşacaklarını düşünüyordu; Raynor ise güç peşinde olan bir tiran görüyordu ve bu ona göre Konfederasyon’un yaptıklarından çok da farklı değildi.
Bütün bunlar olurken Mengsk artık Konfederasyon’a karşı son adımlarını atmaya ve merkez gezegen olan Tarsonis’i vurmaya hazırlanıyordu. Edmund Duke, gezegeni daha önce otuzdan fazla büyük savaşta savunduğunu ve içini dışını gayet iyi bildiğini söyleyerek saldırının komutasını üstlendi. Merkeze yapacakları bu saldırı aynı zamanda ufak bir ekibin gizlice konum alarak gezegendeki psi-yayıcıları aktif hâle getirmesine de olanak verecekti. Psi-yayıcılar aktif hâle geldiğinde zerg sürüsü Tarsonis’in büyük şehirlerini ve merkezi bölgelerini istilaya başladı ancak protoss filosu beklendiği gibi gezegeni yüzeyden bombardımana tutmak yerine Vasi Tassadar önderliğinde gezegene çıkartma yaptı. Protoss’un bu beklenmedik hareketinin Konfederasyon’a gezegenden kaçmak için vakit tanıyacağından endişelenen Mengsk, Raynor’ın itirazlarına aldırış etmeden zerg yuvalarını koruması ve protoss üssünü dağıtması için Kerrigan’ı yüzeye yolladı. Kerrigan görevini başarıyla yerine getirerek protoss’u hizada tutmayı başardı; ancak Kerrigan’ın koruduğu zerg sürüsü kontrolden çıkarak Korhal’ın Evlatları’nın üssünü yok etmeye başladı. Teğmeninin destek için yaptığı çağrıları görmezden gelen Mengsk, Kerrigan’ı kaderine terk etmeyi tercih etti. Bu hareketi Raynor için bardağın taştığı nokta oldu ve Korhal’ın Evlatları’yla olan bağını kestiğini ilan ederek kendine sadık korucularla birlikte sevdiği kadını kurtarmak için Yeni Gettysburg’e iniş yaptı. Komuta savaşkruvazörü Hyperion’la onları engellemeye ve Raynor’ı ihaneti dolayısıyla tutuklamaya çalışan Edmund Duke, korucular tarafından etkisiz hâle getirildi ve Korhal’ın Evlatları’ndan bir grup daha Raynor’ın davasına katıldı; Raynor’ın Cormorant’ta tanıştığı ve çok yakın dostluk kurmak üzere olduğu Matt Horner da bunlardan birisiydi.
Protoss ve zerg güçleri Tarsonis’te aylar boyunca savaşmaya devam ederken Mengsk ise Konfederasyon’un güçten düşmesini fırsat bilerek kendini “Terran Hükümdarlığı”nın İmparator’u ilan etti; bu yeni oluşumun merkezi de tabii ki Korhal’dı. Artık Raynor’ın Akıncıları adını almış Jim’in tarafındaki milis kuvvetleri ise kendilerini bir isyandan diğerine geçmiş buldu. Tarsonis’te zerg ve protoss savaşının arasında kalanları kurtarmaya çalışırlarken General Edmund Duke, bu isyancı güçlerin gezegenden ayrılmasını engellemek için iyon topunu aktif hâle getirdi. Dylarian Tersanesi’ni yağmalayan Raynor’ın Akıncıları, burada Mengsk’in komuta gemisi Hyperion’ı ele geçirerek kaçmayı başardılar.
Konfederasyon’un düşüşü ve Terran Hükümdarlığı’nın doğuşunun ardından gördüğü garip rüyalar Raynor ve akıncılarını Char adındaki aktif volkanik gezegene yönlendirdi. Benzer garip rüyalar gören İmparator Mengsk de gezegeni araştırması ve bulduğu bütün zerg sürülerini yok etmesi için General Edmund Duke’u yollamıştı. Raynor ve akıncıları, Duke’un kuvvetleriyle kontağa girmekten sakınarak gezegene iniş yaptılar ve zerg sürüsünün korumaya çalıştığı krizalite denk geldiler. Kısa bir süre içinde kozanın içinden çıkan varlık ise hepsi için büyük şok oldu: Öldü sandıkları Sarah Kerrigan zerg tarafından ele geçirilip mutasyona uğratılmıştı. Kozanın içinde uykudayken bilinç altıyla Jim’e ulaşan Kerrigan, yeni güçleriyle terran birliklerinin büyük kısmını yok edip filosunu darmadağın ettiyse de Jim’i sağ bıraktı. Hem Duke’un hem de Raynor’ın kalan güçlerine karşı savaşan Kerrigan, Amerigo adındaki bilim gemisine girerek Ghost eğitiminin psişik güçleri üzerine koyduğu limitleri kaldırmanın yolunu aramaya başladı. Tam bu sırada Tassadar’ın önderliğindeki protoss filosu yörüngeye girdi ve karşılarına çıkan bütün güçlere saldırmaya başladı. Raynor’ın Akıncıları bir kez daha ağır kayıplar verdi ve Hyperion da acil durum manevrası yaparak körlemesine sıçrama yapmak zorunda kaldı. Jim ve geriye kalan bir avuç akıncı bu yüzden Char’da kısılı kaldı.
Çaresiz kalan Jim, Tassadar’ın izin sürdü ve hem onu hem de bir nerazim mistiği olan Zeratul’u bularak uzun çabalar sonucunda onları zerg sürüsüne karşı iş birliği yapmaya ikna etti. Üç ordunun birleşmiş güçleri Kerrigan’ın zerg sürüsüne karşı uzun süre mücadele ettiler, hatta Zeratul’un çözgü yalımı sayesinde kuluçka Zasz’ı geri doğamayacağı şekilde öldürmeyi başardılar ancak sayıları tükenmek bilmeyen zerg güçleri eninde sonunda üçünü de geri çekilip defansa kapanmaya zorladı. Kerrigan’ın sürüsüne karşı savaştıkları seferlerden birinde Zeratul, diğer iki ordudan ayrı düşerek bir terran yerleşimine sığındı. Tassadar ve Jim, umutlarını protoss yurdu Aiur’dan gelecek destek filosuna bağlamışlarken Aldaris ve Artanis komutasındaki bu filonun asıl görevinin Zeratul’la kurduğu dostluk nedeniyle hain olmakla suçlanan Tassadar’ı tutuklamak olduğunu öğrendiler. Tassadar yaptığı her şeyi Aiur’un iyiliği için yaptığını söyleyerek suçlamayı reddetti ve Zeratul’un zerg sürülerini kontrol eden kuluçkaları nihai olarak yok etmek için tek şansları olduğunu söyledi. Anlattıkları Artanis’i ikna etmek için yeterliydi; böylece birlikte Zeratul’u bulmak için tekrar Char yüzeyine indiler. Onlar Zeratul’u ararken Aldaris ikisine de gemiye dönmezlerse suçlu bulunacaklarına dair tehditler savurdu ancak Tassadar ve onun davasına inanan Artanis emirlere uymayı reddetti. Zeratul’u kurtaran ikili, yanlarına Char’a dönmüş olan Hyperion’ı da alarak durumun ciddiyetini protoss konseyine aktarmak adına Aiur’a döndü. Protoss Meclisi, Aiur’a ayak bastıkları gibi Tassadar ve Zeratul’un güçlerine saldırarak onları teslim olmaya zorlamaya çalıştı. Ancak Artanis’in de savunduğu protoss asileri geri karşılık verdiler; hatta Khor-shakal, yani Meclisin Kalbi’ne saldırarak birçok konsey üyesinin ölmesine ve mevcut yönetimin zayıflamasına yol açtılar. Yeni bir İhtilaf Çağı yaşanmasını istemeyen Tassadar, daha fazla kan dökülmemesi için teslim olmayı kabul etti. Tassadar teslim olmuş olsa da meclisin adil davranmayacağını bilen müttefikleri onu bu kadar kolay bırakmaya niyetli değillerdi. Antioch’u savunurken düşmüş ve dragoon zırhının içinde diriltilmiş olan protoss kahramanı Fenix, Jim Raynor’la birlikte Tassadar’ı nasıl kurtaracaklarının planlarını yapmaya başlamıştı bile.
Tassadar’ın mahkemesinin vakti geldiğinde Hyperion’la birlikte mahkeme alanını basan akıncılar, bölgeyi koruyan Ara ve Furinax kabilelerini yenilgiye uğratarak Tassadar’ı kurtarmayı başardılar. Kaçmalarını engellemek için ufak bir filoyla yollarını kesen Aldaris ise iç savaş sırasında gizemli şekilde ortadan kaybolmuş olan Tassadar ve Kara Templar’ların pususuna düştü.
Raynor, Tassadar, Zeratul, Fenix ve Artanis böylece bütün dikkatlerini zerg kuluçkalarını ve en nihayetinde de Overmind’ı yok edecek plana çevirdiler. Fenix iki kuluçkaya düzenlenecek saldırıyı yönetmeyi teklif etti; böylece grubun ve ordunun kalanı sürüyü oyalarken Zeratul kuluçkalara yeterince yaklaşıp onları yok edebilecekti. Kuluçkaların ölümünün Overmind’ın dikkatini bir süreliğine dağıtacağını ve bu süreçte de topyekûn saldırı için fırsat yakalayacaklarını umuyorlardı. Planın ilk kısmı gerçekten de işe yaradı ve Baelrog ile Grendel kuluçkaları Zeratul tarafından öldürüldü. Tassadar’ın komuta gemisi Gantrithor ve Raynor’ın komuta gemisi Hyperion, Overmind’a doğru saldırıya geçmeye hazırlanırken Aldaris ortaya çıkarak Meclis adına orada olduğunu ve hatalı olduklarını kabul ettiklerini belirterek desteğini sundu. Lakin terran ve protossun birleşmiş güçleri cesurca ve canlarını dişlerine takarak mücadele etseler bile Overmind’a ciddi bir hasar vermeyi başaramadılar. Tassadar ağır hasar almış Gantrithor’u protoss halkının khala öğretilerinin gücü ve Zeratul’dan öğrenmiş olduğu hiçlik enerjileriyle kapladı ve rotasını Overmind’a çevirdi. Devasa gemi birleşmiş bu zıt enerjilerle Overmind’ı yok etmekle kalmadı, Overmind’ın olduğu bölgeyi koca bir kratere çevirdi.
Overmind’ın ölümü ve Tassadar’ın bu büyük fedakârlığı galakside büyük dalgalanmalara yol açtı. Onları doğrudan kontrol eden bir zihin olmadan başıboş bir şekilde saldırmaya başlayan zerg sürüsü Aiur nüfusunun yüzde yetmişini katletti. Hayatta kalmayı başaranlar Zeratul’un önerisiyle çözgü geçitlerini kullanarak Kara Templar gezegeni olan Shakuras’a doğru geri çekilmeye başladılar. Raynor ve Fenix geride kalarak tahliye olmaya çalışan Khalai halkını ve geçitleri korudular. En sonunda zerg sürüsünün Shakuras’a geçmesini önlemek için Aiur tarafındaki geçidi kapamaya karar verdiler ancak bu hareket zerg ordusunun ortasında tek başlarına kalmalarına sebep olacaktı. Artanis bu fedakârlık karşısında etkilenerek ayırabildiği kadar çok birliği geçit kapanmadan yardımlarına yollayacağını söyledi.
Fenix ve Raynor çözgü geçitlerinden birinin yakınlarında hayatta kalmaya çalışırken beklenmedik şekilde Kerrigan onlarla iletişime geçti. Overmind’dan dolan boşluğu doldurmaya çalışan yeni kuluçka Daggoth’tan, BDD (Birleşmiş Dünya Direktörlüğü)‘nin bu yeni Overmind’ı kontrol etme planlarından bahsetti ve bu yeni tehdidi durdurmak için Jim ve Fenix’in yardımını istedi.
İnsanlığın beşiği olan Dünya’dan çıkagelmiş ve Koprulu Sektörü’nü kontrol altına alma amacındaki Birleşmiş Dünya Direktörlüğü, oldukça agresif bir politika izliyordu ve tek hedefleri de yeni Overmind aracılığıyla zerg sürülerinin kontrolünü kazanmak değildi. Korhal’ın başkenti Augustgrad’ı kuşatarak İmparator Arcturus Mengsk’in kaçmasına sebep olmuşlardı. Kerrigan BDD’ye karşı Mengsk’in psi-yayıcılarına ihtiyaçları olduğu konusunda Jim’i ikna etti. Böylece aralarındaki büyük husumeti bir süreliğine kenara koyan Jim Raynor, BDD Amirali Gerard DuGalle tarafından köşeye sıkıştırılmış Mengsk’i Hyperion ve ufak bir protoss filosu eşliğinde kurtararak ipten döndürmüş oldu. Mengsk’in yeni komuta gemisi Nomad III ile birlikte önce Aiur’a sıçradılar; sonrasındaysa çözgü geçidini arkalarından yok ederek Shakuras’a geçtiler.
Birbirinin düşmanı olan bu dört zıt güç, Tarsonis’te BDD’ye karşı narin bir ittifak kurdu. Sıra dışı bir dostluk geliştirmiş olan Jim ve Fenix’in orduları, Daggoth ve BDD’nin herkese tehdit oluşturduğunun bilinciyle savaşmaya hazırlardı; Mengsk onu tahtından eden BDD’yi aradan çıkartmak ve Korhal’ı geri almak istiyordu; Kerrigan için ise Overmind’ın tam güce ulaşıp onu kontrol altına alma ihtimali göze alamayacağı kadar büyük riskti. Ancak onlar bu ittifağı kurarken BDD de boş durmamıştı. Mengsk’in zamanında arayıp yerini bir türlü bulamadığı psi baskılayıcı cihazı bulan Amiral DuGalle, bu cihazı kullanarak Daggoth’un güçlerini bastırmayı ve sıhhiye birliklerinin enjekte ettiği nörostimlerle Char’daki bu yeni Overmind’ı kontrol altına almayı başardı. Psi baskılayıcının sinyali o kadar kuvvetliydi ki etkisi sadece Char ile sınırlı kalmayarak Tarsonis’teki Kerrigan’ın zerg sürüsüne kadar bile ulaştı. Sürüsünün kontrolünü kaybeden Kerrigan, bütün iradesini kullanarak zerglerini dizginlemeye çalışırken Raynor’ın Akıncıları psi baskılayıcının güç jeneratörlerini patlatmak amacıyla Braxis gezegenine indiler. Baskılayıcı devre dışı kalınca Mengsk’in psi-yayıcılarını kullanarak Kerrigan’ın kontrol gücünü arttırdılar ve Kerrigan bir kez daha sürülerinin tam hakimiyetini kazandı. Ancak DuGalle’ın Overmind üzerindeki kıskacını kırmak için bu da yeterli değildi zira her ne kadar bu dört büyük güç etkili bir ittifak oluşturmuş olsa da kaynakları çok sınırlıydı. Bu yüzden Moria gezegenine inerek buradaki Kel-Moria üslerine saldırdılar. Mineral açıdan fazlasıyla zengin olan Moria, onlara BDD’ye saldırmaya ve Korhal’ı geri almaya yetecek kadar kaynak sağladı.
Jim ve Fenix’in güçleri BDD’nin Korhal’daki dış tahkimatlarına saldırırken Kerrigan ise sürüsünü Augustgrad’a, BDD üssünün kalbine yolladı. BDD’nin köleleştirdiği zerg sürüleriyle de savaşmak zorunda kalan Kerrigan’ın zergü, düşmanlarını ağır bozguna uğratarak kaçmaya zorladı. Mengsk en başından beri amaçladığı gibi Korhal’ı geri aldı ve tekrar Terran Hükümdarlığı’nın İmparatoru titrini kazandı; BDD’nin ise elinde kalan son kale Char’daydı. Ancak ittifak için bu “zafer” anı aynı zamanda Kerrigan’ın da gerçek yüzünü gösterdiği an oldu. Müttefiklerine daha fazla ihtiyacı kalmayan Kerrigan, onları zayıf düşürmek için önce General Edmune Duke’un sonra da Fenix’in üslerine sürülerini yollayarak ikisini de öldürdü. Sarah’ın içinde eski hâlinden bir parça kaldığına inanmayı çok istemiş olan Jim, bu ihanet karşısında büyük hayal kırıklığına uğradı ve bir gün bir şekilde Kerrigan’ı öldürüp Fenix’in ve düşen bütün protossların intikamını alacağına yemin ederek Korhal’ı terk etti.
“Seni bunun için öldüreceğim, Kerrigan; Fenix ve seninle o güç deliliğin arasında telef olan diğer herkes için. Hemen yarın olmayabilir, tatlım. Arkamda bir orduyla bile olmayabilir. Ama şundan emin ol: Seni bir gün öldürecek olan kişi benim. Tekrar görüşeceğiz.”
Kuluçka Savaşı’nın sonuçlanmasının ardından Raynor ve ekibi savaşmaya devam etti. Artanis tarafından Braxis’te geriye kalan kuluçkaları yok etmeye çağrıldılar ve buradaki kuluçkalar tarafından diriltilip mutasyona uğratılmış olarak buldukları Alexei Stukov’a yardım edip onun mutasyonunu geri çevirmeye yarayacak bir serum bulmaya çabaladılar. Protoss ırkıyla aralarında gelişen bu dostluk ilişkisini iki ırkın ortak çabası olan “İttifak” ile taçlandırdılar ve Raynor bir süre bu ekibin de liderliğini yaptı. Bir yandan da anti-Hükümdarlık propagandaları ve operasyonları düzenlerken diğer yandan da akıncıları genişletmeye devam ettiler. Ölü Adamın Kayalığı’nda ipten çekip aldıkları genç bilim adamı Egon Stetmann Araştırma ve Geliştirme bölümünün başına gelirken, Kel Moria Birliği’ne karşı yapılan madenci ayaklanmalarını çıkartan ve daha sonrasında Raynor’ın Akıncıları tarafından kurtarılan Rory Swann ise ekibin Başmühendisi oldu. Raynor’ın Akıncıları’nın özgürlük savaşçıları olarak bu kadar hızla güç kazanıyor ve Terran Hükümdarlığı’na ciddi tehdit oluşturmaya başlıyor olması herkesin hoşuna gitmiyordu tabii. Hükümdarlık İçsel Güvenlik Bölüğü yöneticisi Tamsen Cauley, Jim’i öldürmesi için Savaş Domuzları adındaki paralı asker grubunu kiraladı. Çoğunlukla hüküm giymiş ve beyni yıkanarak ıslah edilmiş suçlulardan oluşan bu grup Raynor’ın peşine düştüğünde yolları önce bazı Kara Templar’larla kesişti. Savaş Domuzları’nın niyetini zihinlerinden okuyup öğrenen Narezim mistikleri, Raynor’ı suikast konusunda uyardılar. O sırada zerg tarafından istila altında olan Urona Sigma gezegeninde olan Raynor, bu bilgiyi paralı askerleri tuzağa düşürüp yakalamakta kullandı. Lakin liderlerinin yıllar önce Kel-Moria Toplama Kampı-35’da tanışıp dost olduğu Cole Hickson olduğunu görünce bir anlığına gardını düşürdü. Bilinç altında Raynor’ı öldürmek için programlanmış olan Hickson farkında bile olmadan silahını çekerek Jim’i vurmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Toplama kampında yapılan beyin yıkamalarına aşina olduğundan durumun farkında varan Jim, Hickson’ı kim olduğunu hatırlamaya zorlayarak beynine kodlanmış emri aşmasını sağladı. Tam da bu sırada protoss filosu gezegene yayılmış zerg sürüsünü temizlemek için yörüngeden bombardımana başladı; Raynor, protossların kendisine zaman kazandırmak için uzak bölgeleri hedef aldığını fark etse de en nihayetinde risk altında olduklarının farkındaydı; bu yüzden hayatta kalmak ve gezegenden canlı kaçabilmek için Savaş Domuzları ile geçici ittifak kurmak zorunda kaldılar.
Raynor’ın kazandığı destek ve zaferler halkın gözündeki popülaritesini de arttırmıştı. Mengsk bunun önüne geçmek için Raynor’ın Akıncıları’nı sektörün en çok arananlar listesine ekletti, medya kontrolü ve propagandayla isimlerini karalamaya başladı. Sürekli savaşmaktan ve değer verdiği şeyleri kaybetmekten yorulmuş olan Jim, her ne kadar ekibini çoğunlukla zafere taşısa da Kerrigan’ın kaderi için kendini suçlamaya, yaptığı işten şüphe duymaya başladı. Dertlerini unutmak için Mar Sara’ya dönerek kendini Joey Ray’in Barı‘nda içmeye verdi. Raynor’ın Akıncıları tam da Mengsk’in planladığı gibi yavaş yavaş dağılarak güç kaybetmeye başlamıştı; şanslarına zerg sürüleri de bu dönemde iyice sessizliğe gömülmüştü ve bu sayede Terran Hükümdarlığı nüfuzunu arttırma ve genişleme şansı buldu. Bu zor dönemde özellikle Matt Horner’ın çabaları akıncıların dağılmasını engelleyen en büyük etkendi.
Kuluçka Savaşı biteli aşağı yukarı dört yıl geçmişti. Jim her zamanki gibi Joey Ray’in Barı’nda vakit öldürürken Terran Hükümdarlığı’nın Backwater İstasyonu’ndaki sivilleri madende çalışmaya zorladığının haberini aldığında duruma kayıtsız kalmakta zorlandı ve akıncıları konuşlandırıp sivilleri özgürlüğüne kavuşturdu. EHA, haberlerde bunu Raynor’ın terörist saldırıları olarak yorumlayarak propaganda yapmaya devam etse de Mar Sara halkı eski şeriflerine büyük destek gösterdi. Mar Sara’yı özgürlüğünü kavuşturmasının hemen akabininde Covington Bankası’ndaki soygunda yakalandığından beri hiç haber almadığı Tychus, Mengsk’in işlerine daha da çomak sokacak ve sağlam para kaldırmalarını sağlayacak beklenmedik bir teklifle Jim’in kapısını çaldı. Tychus’un söylediğine göre kendisini hapishaneden kurtaran Moebius Vakfı adındaki bilim ve araştırma organizasyonu, Mengsk’in ilgisini çekmiş bazı uzaylı artefaktlarıyla ilgileniyordu; Mengsk’in elinden “kurtardıkları” her artefakt için yüklü ödeme yapmaya da hazırlardı. Akıncıları tekrar ayakları üzerine kaldırmak için kaynağa ihtiyaç duyan Jim, sıkı bir pazarlığın ardından Tychus’un teklifini kabul etti. Birlikte Terran Hükümdarlığı’nın Mar Sara’daki kazı alanını yağmalayıp ilk artefaktı ele geçirdiler. Lakin artefaktı ele geçirişlerinin hemen ardından muazzam bir zerg sürüsü artefaktın çağrısına kapılarak Raynor’ın Akıncıları’na ait komuta üssünü kuşatma altına aldı. Neyse ki Hyperion yine tam zamanında yardımlarına yetişerek akıncıları zerg sürüsünün elinden kurtardı.
Jim ve Tychus, çok geçmeden zerg probleminin sandıklarından çok daha büyük olduğunu ve Mar Sara’yla sınırlı olmadığını öğrendiler. Bizzat Kerrigan’ın yönettiği saldırı sayısız insanın canına mal olmuştu ve Mengsk bu tehdide karşı Terran Hükümdarlığı’nın merkez dünyalarını korumaya odaklandığı için sınır gezegenler tamamen savunmasız kalmıştı. Bu yüzden de Hükümdarlık tarafından terk edilmiş olan Agria’dan yardım çağrısı aldıklarında çok da düşünmeden yardıma koştular. Buradaki kolonistlerin tahliyesine yardım ettikten sonra yardım çağrısını yapan Dr. Ariel Hanson da Raynor’ın Akıncıları’na katılarak davalarına dâhil oldu. Jim’in farkına varmadığı şey ise en umutsuz zamanında ortaya çıkarak kurtardığı Dr. Hanson’ın kendisine romantik ilgi beslemeye başladığıydı. Hanson’ın halkı sınır dünyalardan biri olan Meinhoff’taki mülteci kamplarına yerleşti ancak çok geçmeden kampta yayılan bir salgın haberi geldi. Dr. Hanson tekrar Jim’in yardımını istedi ve Meinhoff’a indiklerinde bir zerg hiper-evrim virüsünün buradaki mültecileri mutasyona uğrattığını gördüler. Meinhoff’un yıldızından gelen yüksek UV ışınlarına karşı zayıf olan mutasyon, zerg virüsünün etkisi altındaki mültecilerin geceleri Raynor’ın üssüne saldırmasına sebep oldu. Birkaç gün ve gece boyunca bu zerg etkisine karşı savaşarak ele geçirilmiş binaları yok ettiler ve virüse yakalanmamış mültecileri kurtardılar. Jim yine de kurtardıkları mültecilerin de virüse yakalanmış olabileceğinden endişeleniyordu, bu yüzden Dr. Hanson’a bir tedavi araştırması ve hazırlıklı olması gerektiğini söyledi; zira Hanson’ın tavsiyesi üzerine mültecileri bırakacakları Haven gezegeni, protoss uzayının sınırındaydı ve Jim protossların herhangi bir zerg virüsüne karşı koca gezegenleri yok etmeye çalışacağını birinci elden yeterince tecrübe etmişti.
Mültecileri Haven’a yerleştirdikleri sırada Vasi Selendis komutasındaki protoss filosu Hyperion’la bağlantı kurdu ve mültecilerin zerg virüsü taşıdığını haber verdi. Selendis, protoss ırkıyla olan iyi ilişkileri nedeniyle akıncılara gezegeni kendi başlarına temizleme şansı verdi ancak Dr. Hanson tedaviyi bulmaya çok yakın olduğunu söyleyerek Jim’i koloniyi savunmaya ikna etti. Böylece akıncılar protoss filosuna karşı Haven’ı savundu. Filo geri çekilmeye zorlandığında Dr. Hanson tedaviyi bitirmek ve kolonistleri iyileştirmek için Raynor’ın Akıncıları’ndan ayrılarak Haven’da kalmayı tercih etti.
Tychus’un Moebis Vakfı’ndan aldığı istihbarata göre sonraki xel’naga artefaktı Monlyth adındaki bir aydaydı ve Tal’darim adındaki fanatik protoss kabilesi tarafından korunuyordu. Monlyth’e yaklaştıklarında gezegende Tal’darim’in zerg ile savaştığını gördüler ve bunu yararlarına kullanarak iki ırk birbiriyle savaşırken artefaktı alıp mümkün olduğunca sessiz bir şekilde gezegenden çekilmeyi planladılar. Ancak artefaktın peşinde olan sadece Raynor’ın Akıncıları değildi; bizzat zerg kraliçesi Kerrigan da aynı xel’naga artefaktının peşindeydi. Kerrigan’la yine karşı karşıya gelmek Jim’i sarsmış olsa da herhangi bir çatışma yaşamadan Molyth’i terk etmeyi başardılar; lakin ikili arasındaki mazi Tychus’un gözünden kaçmamıştı. Bu yüzden Hyperion’a döner dönmez zerg kraliçesiyle ilgili dosyaları karıştırmaya başladı. Kaptan Horner onun bu hareketini yakalayıp Raynor’a bildirdi fakat Jim eski dostuna borçlu olduğunu söyleyerek Matt’e onu rahat bırakmasını söyledi.
Sıradaki xel’naga artefaktıyla ilgili istihbarat beklerken tekinsiz bir uzay korsanı olan Gabriel Tosh, bir iş teklifiyle akıncıların kapısını çaldı. Redstone III adındaki volkanik gezegen sıklıkla yükselen lav seviyeleri yüzünden çok bereketli minerallere sahipti ancak yine aynı sebepten bu minerallerin elde edilmesi oldukça zordu. Tosh, zerg dışında tamamen terk edilmiş gezegendeki mineralleri toplaması için Raynor ile anlaştı. Redstone III’teki görevin başarısının ardından Hyperion’a gelerek Jim ile yüz yüze tanışan Tosh, akıncılar için bir görevi daha olduğunu söyledi. Bu seferki görev Bel’Shir gezegenindeydi ve akıncıların yolunu bir kez daha Tal’darim kabilesinden protosslarla kesiştiriyordu. Bel’Shir’den Tal’darim’in kutsal saydığı terrazine gazını topladılar. Hyperion’a döndüklerinde Matt, Jim’e şifreli bir mesaj aldıklarını ve bu mesajda Tosh’un aslında Project: Shadowblade adında yeni jenerasyon, çok daha tehlikeli bir Ghost eğitimi geçirmiş olan “Spectre” birimine dâhil olduğunun iddia edildiğini söyledi. Tosh mesajı gönderenin muhtemelen Mengsk olduğunu ve aralarını bozmaya çalıştığını öne sürdü. Çok geçmeden hem Tosh’un asıl amacı hem de mesajı gönderenin kimliği ortaya çıktı: Tosh, Yeni Folsom Hapishanesi’ne sızarak orada tutsak tutulan Spectre’leri serbest bırakmak ve Raynor’ın Akıncıları’na toplattığı mineral ve terazine’leri kullanarak onları güçlendirmek istiyordu. Bu planı haber veren ve Tosh’un ayağını kaydırmak isteyense Mengsk’in emrindeki Ghost’lardan olan Nova Terra’ydı. Jim planlarını kendisine daha önceden anlatmadığı için Tosh’u azarladıysa da Mengsk’in kuklalarından birine güvenmektense omuz omuza çarpıştığı birini seçmeyi yeğleyeceğini söyledi ve Yeni Folsom’a saldırmak için hazırlıklara başladı. Yeni Folsom’da sadece Tosh’un Spectre’lerini değil Mengsk hükümetine tehdit olabilecek her türlü karşıt düşünce suçlusunu da serbest bırakan Raynor’ın Akıncıları, böylece kendilerine yeni destekçiler de sağlamış oldular.
Raynor’ın Akıncıları artık bünyesindeki Terran Hükümdarlığı karşıtlarıyla gitgide büyümekteydi. EHA ve diğer Mengsk yanlısı kanallar, sıklıkla aleyhlerinde propaganda yaparak akıncıları halkın gözünden düşürülmeye çalışsalar da Jim ve grubunun yaydığı umut kulaktan kulağa duyulmaktaydı. Mengsk’in Tarsonis’te eski Konfederasyon günlerine ait bazı teknolojileri kazıp trenlerle taşıttığı haberini aldıklarında Mengsk’e karşı kullanabilecekleri bir koz kazanmak adına aynı eski kanunsuz günlerinde olduğu gibi tren soygunu planlamaya başladılar. Kalabalık sayıda korumaya sahip trenleri durdurup soyduktan sonra Mengsk’in neyi saklamaya çalıştığını buldular: Eski bir Konfederasyon yardımcı yapay zekâsı. Yapay zekâyı vakit kaybetmeden Hyperion’ın laboratuvarına kurmuş olsalar da Jim’in kayıtlı bilgilere ulaşması mümkün olmadı; zira yapay zekâ Jim’i suçlu olarak tanıyor ve dosyalara ulaşma izni vermeyi reddediyordu. Bu yüzden de yapay zekânın korumasını kırdırmak için Ölü Adam Kayalığı’na dönmeye karar verdiler. Burada kiraladıkları Albay Orlan, elde ettiği bilgiyi Mengsk’e çok daha iyi fiyata satabileceğini düşündüğünden Mira’nın Yağmacıları’nı kiralayıp akıncıların üzerine saldı. Ancak Orlan’ın bilmediği şey, Mira Han’ın bir poker oyunu iddiası sonucunda Matt Horner’la evlenmiş olduğu ve pek sevgili “Matty”sine ihanet etme niyeti olmadığıydı… en azından Raynor, Orlan’ın teklif ettiği miktarı kendisine ödediği sürece.
Mira’nın yardımıyla Orlan’ın deşifre ettiği yapay zekâyı geri aldılar ve hafıza bankasında Mengsk’in psi-yayıcıları Tarsonis üzerinde kullanmak üzere emir verdiğini, sektörün yönetimini başkasına bırakmaktansa yakıp yıkmayı tercih edeceğini söylediği ses kayıtlarını buldular. Geriye bu kayıtları galaksiye yayıp Mengsk’in maskesini düşürmek kalmıştı. Bunun için de yine Mira’nın verdiği ipucu üzerine Sigmaris Prime’daki gizli üs olan Valhalla’da geliştirilmekte olan yeni kuşatma makinesi “Odin”i çalıp ele geçirdiler. Daha sonra Odin’i kullanarak EHA’nın Korhal’daki merkezini bastılar ve kanalın uyduları aracılığıyla Mengsk’in suçlarını bütün sektöre duyurdular. İmparatorlarının gerçek yüzünü gören halk, Korhal başta olmak üzere Terran Hükümdarlığı’nın çeşitli gezegenlerinde ayaklanma çıkartmaya başladı. Raynor ve akıncılarının isyanı yıllarca kat edemedikleri gelişmeyi tek günde, tek bir hareketle kazanmıştı; ancak ele geçirdikleri tek avantaj halkı Mengsk’e karşı çevirmek de değildi. Korhal’a yaptıkları baskın sırasında Castanar’daki gizli araştırma üssü hakkında bazı belgeler buldular. Raynor yanına aldığı ufak bir takımla kayıtlarda “berilyum depo ambarı” olarak geçen üsse baskın yaptı fakat burada buldukları şey kesinlikle berilyum değildi. Mengsk bu laboratuvarda kendi protoss/zerg melezini geliştirmeye çalışıyordu. Üssü sabote etmeye karar veren Raynor’ın Akıncıları laboratuvardaki reaktöre ulaşmaya çalışırken deneylerin aslında başarılı olduğunu birincil elden tecrübe ettiler. Raynor serbest kalan melezden kaçarken canını zor kurtardı ama en azından laboratuvarı yok etmeyi başardı. Yine de Mengsk’in buna benzer daha kaç tane laboratuvarı olduğu sorusu onu tedirgin etmeye devam etti.
Bunca badirenin ve başarıya ulaşan bir isyanın ardından Moebius bir başka artefakt parçasını bulduklarını haber verdi. Bu seferki parça Xil gezegenindeydi. Moebius Vakfı buradaki xel’naga tapınağına girmeye çalışmış ancak Tal’darim ile karşı karşıya kaldıkları için kaçmak zorunda kalmışlardı. Yarım kalan işi tamamlamaksa her zaman olduğu gibi Raynor’a kaldı. Moebius’un geride bıraktığı devasa lazeri kullanarak tapınağın girişini kazdılar ve artefaktı ele geçirdiler. Jim gemiye geri döndüğünde eski dostu Zeratul tarafından ziyaret edildi. Yaralı olan ve hafi şekilde konuşan Zeratul büyük bir tehlikenin yaklaştığını ve Kerrigan’ın felaketi önlemek için anahtar rolü oynayacağını söyledi. Jim’e içerisinde kendi anılarının ve peşine düştüğü kehanetin parçalarının olduğu Ihan kristalini verdikten sonra geldiği gibi ani şekilde ortadan kayboldu. Raynor kristaldeki anılardan xel’naga’nın dönüşü kehanetini, zergün orijinal dürtülerinin aslında bu ırka hizmet edecek şekilde değiştirildiğini ve Overmind’ın Kerrigan’ı yaratma sebebinin zergü özgür bırakarak galaksiye savaşma şansı vermek olduğunu öğrendi. Geleceğe dair bu meşum kehanetlere ve sözde herkesi kurtaracak olmasına rağmen Kerrigan şu an onlar için hâlâ bir tehditti. Üstelik Tychus’un Tyrador VIII’dan aldığı yardım çağrısına bakılacak olursa artefaktların yerini bulmak için buradaki Moebius Vakfı üssüne saldırmıştı. Dr. Emil Narud, Raynor ile iletişime geçerek Kerrigan’ın veri tabanına ulaşmasını engellemelerini istedi; aksi takdirde Kerrigan kalan artefaktların yeriyle ilgili bilgilere ulaşacak ve bir adım önlerine geçecekti. Raynor, Dr. Narud’un sağladığı Medivac gemilerini kullanarak üç veri binasına da Kerrigan’dan önce ulaşarak onları yok etti.
Tychus’un onu içine soktuğu bu artefakt arayışı, Zeratul’un uyarısı ve diğer her şeyin onu sürekli Kerrigan’a yönlendiriyor olması Jim’in yaşlı ruhuna fazla gelmeye başlamıştı. Vaktinin çoğunu geminin barında sızana kadar içerek geçirmeye başladı ve sızdığı zamanlarda da Kerrigan’ı Tarsonis’te kaderine terk ettikleri anı görerek daha da suçluluk duydu. Onu bu durumdan çekip çıkartan eski dostu, Hyperion’ın kaptanı ve sağ kolu Matt Horner oldu. Şerif rozetini masaya bıraktıktan sonra Kerrigan konusunda ne yapmak istediğine artık karar vermesi gerektiğini söyledi.
Moebius’taki irtibatları sıradaki artefakt parçasının Typhon XI adlı gezegende olduğunu söylüyordu. Ancak Hyperion gezegenin yörüngesine vardığında yıldızın süpernovaya girdiğini ve Typhon XI’ı yakarak tüketmeye başladığını gördüler. Önlerinde sadece birkaç saatleri kalmış olan akıncılar gezegene indiler ve bir yandan yıldızın yarattığı yangınlardan kaçarken bir yandan da xel’naga tapınağını korumakta olan Tal’darim’lerle çatıştılar. Artefaktı ele geçirdiklerinde arkalarına bakmadan gezegeni terk ederek Moebius Vakfı’ndaki irtibatlarıyla bulaşacakları koordinatlara sıçradılar. Onları koordinatlarda bekleyen Mengsk’in amiral gemisi Bucephalus’tu. Matt bunun tuzak olduğunu ve derhâl başka bir pozisyona sıçramalarını önerse de Raynor bu tavsiyeye kulak asmadı ve Bucephalus’u bordalamaya hazırlandı. Geminin komuta odasına ulaştıklarında karşılarındaki Mengsk’in Arcturus değil, onun oğlu Valerian olduğunu gördüler. Babasıyla çoğu konuda fikir ayrılığı yaşayan genç prens, Moebius Vakfı’nın kendisine ait olduğunu ve onları artefaktları toplamak için kiralayanın kendisi olduğunu açıkladı. Jim buna rağmen çok ikna olmamış olsa da ona en çok arzu ettiği şey teklif edilince bütün ihtiyatı bir kenara attı: Sarah Kerrigan’ı tekrar insana çevirme şansı. Valerian’ın söylediğine göre xel’naga artefaktlarının yapacağı şey tam olarak buydu ve bu planın işe yaraması için de Kerrigan’ı en iyi tanıyan, onun taktiklerini en iyi bilen kişinin, yani Jim’in yardımına ihtiyaçları vardı. Jim bütün risklerine ve Matt ile tayfasının itirazlarına rağmen teklifi kabul etti ve son artefakt parçasını barındıran xel’naga uzay gemisinin kalıntılarını bulmak için Sigma Kuadrantı’na sıçradı.
Uzay gemisinin kalıntılarında bulunan jeneratörleri patlatarak son parçayı da elde ettiler. Raynor gemiye geri döndüğünde Tychus’un Valerian için çalışma konusunda zaten şüpheleri olan tayfayı dolduruşa getirdiğini gördü. İki eski dost arasında çıkan bar kavgasında Raynor çevikliğinin, Tychus ise cüssesinin avantajını kullanarak üstünlük elde etmeye çalıştı. Sonunda Tychus barın üstüne asılı olan ve Raynor’la birlikte soygun yaptıkları günlerden kalma çok kıymetli müzik kutusunu sökerek üzerine fırlattı. Lakin bu hareketi Raynor’a beklediği avantajı verdi ve müzik kutusunun elektrik kablolarını Tychus’un zırhına sokarak devasa cüsseli adamı yere serdi. Tychus’u herkesin içinde madara ettikten sonra daha önce ne için savaşıyorlarsa hâlâ onun için savaştıklarına dair tirada başladı. Asıl savaştıkları şey yaşlı Arcturus’tan çok daha büyüktü ve milyarlarca hayatı kurtarmak için Valerian ile iş birliği yapıyorlardı. Bunun üzerine kumandanlarına olan inancı tazelenmiş olan akıncılar tekrar işlerinin başına, artefaktları kullanarak Jim’in çılgın planını uygulayacakları zergün ana gezegeni Char’a yol aldılar.
Terran Hükümdarlığı’nın filosunun neredeyse yarısını yanına alan Valerian, Raynor’ın Akıncıları eşliğinde Char’ı kuşatma altına aldı. Raynor ve General Horace Warfield ile saldırı planlarını konuştukları sırada Arcturus arayarak ne halt yemeye filonun yarısını alıp ortadan kaybolduğunu sormaya çalıştı. Valerian babasına meydan okuyup onun asla başaramayacağı şeyi başaracağını ve Kerrigan’ı yenerek tarihin görmüş olduğu en korkunç katillerden birini tekrar insan hâline getireceğini söyledi. Raynor araya girerek Arcturus’un iyice damarına bastı ve bağlantıyı ani şekilde kesti.
Warfield, Char’a olan saldırılarını doğrudan yapmayı önerdiyse de Raynor bu tarz bir saldırının başarılı olmayacağı konusunda uyardı ve kendilerine önce bir ön cephe açmaları gerektiğini söyledi. Warfield yeterince tecrübeli olduğunu söyleyerek yine de kendi bildiğini okudu. Bu hareketini amiral gemisinin düşürülmesi ve zerg tarafından köşeye sıkıştırılmasıyla ödedi. Neyse ki Raynor’ın Akıncıları yetişerek Warfield’ı ve ekibini kurtardı; fakat Warfield bu sırada kolundan yaralanmış olduğu için savaş alanının komutasını Raynor’a bırakmak zorunda kaldı.
Kerrigan’ın Char’da gücünün doruğunda olduğunu bilen Raynor, başarılı olmak için onun takviye birliklerini kesmeleri gerektiğini söyledi ve nydus ağını çökerterek yer altından saldırmayı planladı. Bu sırada Warfield’ın birlikleriyse Char üzerindeki uzay platformunu meşgul edecekti. Yüzeyde kalan birlikler büyük ölçüde katledildiyse de Jim Raynor, Tychus Findlay, Rory Swan ve Egon Stetmann’dan oluşan ekip görevini başarıyla tamamladı. Warfield ve Raynor’ın ekibi tekrar bir araya geldiğinde Warfield’ın yaralı kolu mekanik bir kolla değişmişti. Artık birleşmiş olan xel’naga artefaktını da yanında getiren General, son aşamaya geldiklerini söyleyerek Raynor ile birlikte askerlerin moralini arttıracak bir konuşma yaptı.
Artefaktı Kerrigan’ın ana üslerinden birinin yakınında aktif hâle getirip güç seviyesi kullanmaya hazır olana kadar son direnişlerini yapmaya başladılar. Kerrigan elindeki bütün zergleri artefakta ulaşmak için kullandı; hatta savaşa kendi bizzat katılıp terran savunmasını aşmaya çalışmasına rağmen her seferinde geri püskürtüldü. Artefakt yeterli güce ulaştığında büyük bir enerji patlamasıyla yakınlardaki bütün zergleri yok etti ve Kerrigan’ın zerg DNA’sını büyük ölçüde tersine çevirdi. Jim, sevdiği kadını kurtarmak için Kerrigan’ın üssünün altındaki mağaralara girdi fakat bu sırada Tychus onu en başından serbest bırakıp zırhın içine kilitleyen kişinin kimliğini açığa çıkarttı: Arcturus Mengsk. Mengsk telsizden Tychus’a Kerrigan’ı öldürmesini yoksa zırhını kilitleyerek onu öldüreceğini söyledi. Tychus eski dostunun arzusuyla çakışan durum için büyük pişmanlık duyarak silahını doğrultup ateşledi. Jim araya girip Tychus’un kurşununu kendi zırhıyla karşıladı ve onu kurtarmak için dokuz yılını hapiste geçirmiş olan adamı alnının ortasından vurdu. Mağaradan kollarının arasında Kerrigan’ın tekrar insan hâline gelmiş bedeniyle çıkan Jim, sevinç ve hüznü bir arada yaşadı. Zira her ne kadar zaman zaman çekilmez olsa da Mengsk için sakladığı son kurşunu en yakın dostlarından birini vurmak için kullanmıştı…
Kraliçelerini kaybetmiş olan zerg sürüleri başıboş bir şekilde etrafa saldırmaya devam ederken Matt yolladığı bir nakliye gemisiyle Jim ve Sarah’yı kurtararak ikiliyi Bucephalus’a getirtti. Burada Sarah’ya ilk tıbbi bakım uygulanırken Hükümdarlık filosunun Arcturus’ta kalan yarısı Char’a ulaşarak gemileri ablukaya aldı. Kerrigan’ın kendisine teslim edilmesini emreden Arcturus, aksi takdirde ateş açmaktan çekinmeyeceğini buyurdu; Valerian bu talebi reddettiği anda iki filo arasında bir çatışma patlak verdi. Karmaşadan yararlanan Bucephalus ve Hyperion hiper-uzaya atlamayı başardı ve Ölü Adam Kayası’na giderek Mira Han’dan yardım istediler. Gemilerini buraya sakladıktan sonra Dr. Emil Narud’la buluşarak Sarah’nın tedavisi için Kirkegaard Kuşağı’ndaki Prometheus Uzay İstasyonu’na yolculuk ettiler. Bu sırada Sarah, sıklıkla Jim’le geçmiş pişmanlıklarına dair konuşarak bu yeni duruma alışmaya çalışıyordu; Jim onu her şeyin yoluna gireceği konusunda telkin etmeye devam etti. Büyük bir savaştan çıkmış olan ekip gücünü geri kazanmaya çalışırken Dr. Narud’un da aslında Arcturus adına çalıştığı ve Arcturus yeni amiral gemisi Beyaz Yıldız ile Prometheus üssüne gelmeye çalışırken onları oyalamakta olduğu ortaya çıktı. Dr. Narud iki adet melezi Raynor’ın Sarah’yı kurtarmasını engellemek için kullandı. Arcturus’un sesini duyunca öfkeye kapılan Sarah ise iki melezi birden zahmetsizce yok etti. Her ne kadar filo üsse ulaşmış olsa da Valerian, Jim ve Sarah bir kez daha kaçmayı başardılar ancak Dr. Narud bu karışıklığı fırsat bilerek Sarah’yı dönüştüren xel’naga artefakt Kilittaşı’nı alarak kayıplara karışmıştı. Artık yan yana savaştıkları için Jim’in güvenini kazanmış olan Valerian, Sarah’yı babasının bile bulamayacağı çok gizli Umoja uzay platformuna götürmeyi teklif etti. Başka çareleri olmayan Jim ve Sarah, bu teklifi kabul ettiler.
Valerian’ın bilim adamları Umoja uzayının bir parçası olan XT39323 adlı küçük gezegendeki laboratuvarda Sarah üzerinde çeşitli testler yapmaya devam ettiler. Gerekli olduğunu bilmesine rağmen bu testler Jim’i rahatsız ediyordu; bu yüzden de zerg sürülerini kontrol edip edemeyeceğini test edecekleri gün bunun son testleri olacağını ilan etti zira Sarah’yı da alarak güvenli bir yere götürmeyi ve onunla birlikte yeni bir hayata başlamayı istiyordu. Sarah, zerg sürüsünü rahatlıkla kontrol etmenin yanında Valerian’a zerg ile oyun oynamanın ne kadar tehlikeli olduğunu da gösterdi ve yarattığı zerglinglerle prensin yarattığı tüm güvenlik önlemlerini çok kolay bir şekilde aşarak bütün katı kontrol altına aldı. Valerian paniklemiş bir şekilde yenilgiyi kabul ettiğindeyse zerglerini hücrelerine geri gönderdi. Bu son testin ardından Jim ile konuşma fırsatı yakalayan Kerrigan, her ne kadar zerg kraliçesi olduğu dönemi hatırlamıyor olsa da milyarlarca insanın ölümüne sebep olmaktan dolayı duyduğu pişmanlığı dile getirdi. Jim ve Sarah’nın bu konuşması, Nova önderliğindeki Terran Hükümdarlığı birliklerinin tesise saldırmasıyla bölündü. Sarah psişik güçlerini kullanarak saldırganlarının işini hızlıca bitirdi ve Jim ile birlikte nakliye gemisine ulaşarak tesisten kaçmaya çalıştı. Fakat Archangel sınıfı bir gemi üzerlerinden geçtikleri köprüyü patlatarak Jim ve Sarah’yı ayırdı. Jim, Sarah’ya kendi gemisini alarak Hyperion’la belirledikleri buluşma noktasına gitmesini söyledi. Valerian da kendi birliklerini Jim’i kurtarmak için yollayacağının sözünü vererek Sarah’yı ikna etti. Planları pek de bekledikleri şekilde gitmedi ve Jim, Nova tarafından yakalanarak ele geçirildi.
Sarah, Phaethon yörüngesinde buluşan filoya Jim’in dâhil olmadığını görünce Valerian’ı suçladı ve saldırdı. Arcturus’un filosu bir kez daha yerlerini tespit edip üzerlerine ateş açınca Raynor’ın gemisine atlayarak Phaethon yüzeyinde bekleyen Terran Hükümdarlığı güçlerine saldırdı; bilhassa da eğer Jim buluşma noktasına sonradan ulaşabilecek olursa ona tehdit olabilecek olan Drakken topunu imha etti. Ancak gemiye dönüp Jim’in dinliyor olabileceği frekansları denediği sırada EHA’nın “Terörist James Raynor yakalanıp idam edildi” haberini gördü. Gerçekte olansa Jim’in yakalandıktan sonra Moros hapishane kruvazörüne tıkılmış olmasıydı; Arcturus, elinde Kerrigan’a karşı kullanabileceği koz varken onu kenara atacak kadar saf değildi. Yine de Arcturus’un planları çok da umduğu gibi gelişmedi. Jim’in kaybını kaldıramayan Sarah, her şeyin intikamını almak için zerg ırkının orijinal gezegeni Zerus’u buldu ve kendini bir kez daha (bu sefer kendi isteğiyle) zerg mutasyonuna maruz bıraktı. Tamamen özgür iradesine sahip “ilkel” formda yeniden doğan Kerrigan güçlerini tekrar kazanmaya, zerg sürülerini kendine katmaya başladı. Gittikçe büyüyen ordusuyla yavaş yavaş Arcturus’a yaklaşınca İmparator elindeki son kozu kullandı ve eğer Korhal’dan çekilmezse Jim’i öldüreceğini söyledi. Kerrigan geri çekilip Hyperion’a ulaştı ve Matt Horner’a Jim’in hâlâ hayatta olduğunu haber verdi. Böylece birlikte çalışarak Raynor’ın nerede tutulduğunu öğrendiler.
Moros, Atlas İstasyonu’nda yakıt ikmali yapmak için durduğunda Kerrigan gemiye saldırdı fakat İmparator Mengsk buna dair önlem aldığı için gemi otomatik olarak kendini imha etme moduna girdi. Kerrigan yine de Jim’in hücresine ulaşmayı başardı ancak Jim uğruna her şeyi ortaya koyduğu, en yakın dostlarından birini öldürdüğü kadını tekrar zerg formuna bürünmüş görünce dehşete düştü. Bunca zamandır bastırmaya çalıştığı hisleri ve Fenix öldükten sonra ettiği yemini tutmamış olmanın pişmanlığı yüzeye çıktı. Kerrigan, Jim’in silahını kendi alnına dayayıp ona hâlâ inanıp inanmadığını sordu. Tetiği çekip çekmemek için kendiyle mücadele eden Jim, hıncını duvara birkaç el ateş ederek çıkarttı. Kerrigan onu her zaman sevmeye devam edeceğini söylerken Jim ise aralarındaki ilişkinin bittiğini söyleyerek Hyperion’a, akıncıların yanına döndü.
Jim, Kerrigan’ın kararıyla hayal kırıklığına uğramış olsa da Korhal’a saldırmadan önce sivillerin tahliyesine izin vermesiyle bunun kana susamış o eski zerg kraliçesinden çok daha farklı olduğunu fark etti. Elindeki tüm güçle Korhal’ı işgal eden Kerrigan, Terran Hükümdarlığı’nın güçlerini paramparça ederek Mengsk’in sarayına ilerledi. Kendi çıkarları için onu bir canavara dönüştürmüş olan adamla yüzleştiğinde Mengsk son kozunu kullanarak Dr. Narud’un ele geçirdiği xel’naga Kilittaşı’nı kullandı ve Kerrigan’ı etkisiz hâle getirdi. Ancak Kerrigan’ın sırtını kollayan Jim, kontrol cihazını alıp kırarak Mengsk’in avantajını elinden aldı. Kendine gelen Kerrigan her ne kadar yola intikam için çıkmış olsa da onlara ve daha nicesine yaptıklarının adaletini sağlamak için İmparator Mengsk’in hayatına son verdi. Kerrigan artık özgür kalmış olan zerg sürüsüne katılmadan önce kendisine inandığı için Jim’e teşekkür etti. Jim ise bunun onun için bir zevk olduğunu söyledi ve sevdiği kadının gidişini izledi.
Bir Mengsk’in hükmü sona ererken bir diğerininki yeni başlıyordu. Valerian, Terran Hükümdarlığı’nın yönetimini ele aldı ve Raynor’ın Akıncıları’yla birlikte İkinci Büyük Savaş’ın ardından Koprulu Sektörü’ndeki terran medeniyetinin yaralarını sarmaya başladı. Jim, Hükümdarlık Silahlı Kuvvetleri’nde kumandan pozisyonuna geldi ve Zeratul’un kehanetinde bahsedilen büyük savaş için hazırlıklara başladı. Zira kehanete göre yozlaşmış sonsuz döngüyü kıracak ve yaşamı kendi inandığı şekilde yeniden yaratacak olan bir xel’naga geri dönmek üzereydi; bu xel’naga’nın adı Amon‘du.
İkinci Büyük Savaş’ın bitiminden sadece bir sene sonra Amon planlarını neredeyse tamamlamıştı. Sadık hizmetkârı Dr. Narud zerg kraliçesi Kerrigan’ın ellerinde can verdikten sonra Moebius Vakfı’nın askeri kolu olan Moebius Müfrezesi‘nden geri kalanları kendine itaat edecek iradesiz kölelere çevirmiş, gizlice yarattığı sayısı belirsiz melezi açıktan açığa ordusunun bir parçası yapmıştı. Şimdi de topladığı bu tehlikeli orduyla Kilittaşı’nı ele geçirmek için gözünü Korhal’a dikmişti. Önce Gök Kalkanı defans platformunu sabote ederek Augustgrad’a doğru düşmesine sebep oldu. Kumandan Raynor ve Hükümdarlık filosu platformun şehrin üzerine düşmesini engellemeye çalışırken çıkan karışıklıktan yararlanan Moebius Müfrezesi, Korhal Sarayı’nı istila etti. Tam bu umutsuz anda Adun’un Mızrağı gezegene vardı ve eski dostu Artanis, Jim’e yardım eli uzattı. Daelaam filosunun da yardımlarıyla Gök Kalkanı’nın düşüşünü durdurarak platformu stabil pozisyonuna döndürdüler ancak bu sırada Moebius Müfrezesi, Kilittaşı’nı ele geçirmeyi başarmıştı. Artanis bu haberi kederle karşıladı zira Daelaam filosunun Korhal’a gelme sebebi de bu artefakttı.
Moebius ve melezler hiçlik enerjisini artefakta yükleyerek bölgedeki bütün terran güçlerini sersemletmeye başladılar. Bu yüzden Hükümdarlık güçleri direkt bir saldırı yapmakta zorlandılar ancak protosslar bu etkiye bağışık oldukları için terranlara yardımcı oldular. Birlikte Moebius birliklerini Augustgrad’dan attılar ve Kilittaşı’nı geri aldılar. Daha kısa süre önce yeniden inşa etmeye başladıkları şehir yeniden harabe hâline gelmişti. Raynor yıkıntıların arasında düşmüş askerleri defnederken Artanis yanına gelerek ona cesaret verdi ve onu bir dost olarak gördüğünü söyleyerek insan adetlerinde olduğu üzere elini sıktı.
Artanis, Zeratul’un başlattığı savaşı devam ettirmek için Adun’un Mızrağı’na dönerken Raynor da tekrar Augustgrad’ın inşasına yardım etti. Ancak bu, Amon’a karşı savaşmaktan vazgeçtiği anlamına gelmiyordu. Moebius Müfrezesi’nin istilasından iki yıl sonra Kerrigan’dan Amon’a karşı yardım çağrısı aldığında Hyperion’a atlayan Jim, onu Hiçlik’in içine doğru takip ederken tereddüt dahi etmedi.
Jim, Artanis ve Kerrigan’ın birleşmiş güçleri xel’naga Amon’a karşı gelebilmek için Hiçlik denilen başka bir boyuta geçtiler. Burada onları Emil Narud ve Samir Duran adlarıyla tanımış oldukları xel’naga karşıladı ve onlara karşı koymaya çalıştı. Hayatını Duran’ın yalanları yüzünden kaybetmiş ve görülecek gayet kişisel bir meselesi olan Alexei Stukov, Duran’ın icabına bizzat bakmak istedi ve nihayet intikamını aldı. Duran/Narud’un ölümü, Amon’a karşı koyabilecek güçteki son xel’naga olan Ouros‘u serbest bıraktı. Tassadar’ın ruhu şekline bürünen Ouros, sadece Kerrigan’ın Amon’u yenebileceğini ancak bunun için önce xel’naga’ya dönüşmeyi başarması gerektiğini söyledi. Artanis ve Jim’in güçleri Hiçlik’in saldırılarını engellerken Kerrigan da Ouros’un özüyle birleşerek xel’naga formuna yüceldi. Yeni kazandığı güçle Jim’e psişik olarak bir mesaj yolladı ve birlikte geçirdikleri zamanları asla unutmayacağını söyleyerek veda etti. Böylece Amon tarafından sayısız asırdır oyuna getirilen ve yönlendirilen üç ırk son bir saldırıyla birlikte xel’naga’ya karşı koydu ve Kerrigan’ın son çabasıyla birlikte galaksiye karşı en büyük tehdidi ortadan kaldırdı.
Amon’un yenilgisinin ardından Terran Hükümdarlığı altın bir çağa girdi. Jim, Hükümdarlık’taki pozisyonunu ve akıncıları Matt’e bırakarak Mar Sara’ya geri döndü. Sonraki iki yıl boyunca sıklıkla Joey Ray’in Barı’nda yalnız başına içip eski fotoğraflara bakarken görüldü. Derken bir gün şerif rozetini barda bırakarak ortadan kayboldu ve bir daha kimse tarafından görülmedi.