Lorekeeper

DERİNLEMESİNE… BASTION

“Evrende ilk hayat kıpırtılarının baş göstermesiyle ortaya çıkan ve hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen Shadowlands, ölümden sonraki hayatın yargılandığı ve nihayetinde sonsuz hizmete adandığı, fânilerin algılarının ötesindeki bir varoluş düzlemiydi; dehşetin ve güzelliğin, karanlığın ve erdemin kol kola gezdiği uçsuz bucaksız bir boyuttu.”Kimdir, Nedir: Shadowlands

Zaman kavramının herhangi bir anlam taşımadığı Shadowlands içerisindeki her bölgenin kendine has bir hikâyesi, konumu ve amacı bulunuyor. Ölen kişilerin ruhları öncelikle Oribos adındaki merkezi yerleşimde bulunan Arbiter adındaki kadim varlığın karşısına çıkıyor ve yargılanıyorlar. Bu ruhların hayatları boyunca yaptıkları eylemleri bir bir değerlendiren Arbiter, en nihayetinde bir karara varıp onları sahip oldukları erdemlere en uygun amaca sahip bölgeye gönderiyor.

İsim olarak “tabya”, “burç” ve “sığınak” benzeri anlamlar taşıyan Bastion da işte bu noktada Shadowlands’in en önemli kısımlarından birini oluşturuyor.

Azeroth ile bulunan bağımız sayesinde fâniler olarak içerisinde rahatlıkla seyahat edebileceğimiz Shadowlands’in lineer ilerleyecek olan hikâyesinde kısa bir Maw & Oribos macerasından sonra ayak basacağımız ilk bölge olan Bastion, kelimenin tam anlamıyla cenneti andıran havasıyla fiziksel boyutun çok ötesindeki bir diyarda olduğumuzu fark etmemizi sağlıyor.

Uçsuz bucaksız göğün altında uzanan çayırları, havada yankılanan çan sesleri, durmadan sakin bir akış hâlindeki görselliğiyle büyüleyen enerjisi ve arşa uzanan kuleleriyle huzurlu ancak bir o kadar da heybetli olan Bastion, ölümün aslında düşünüldüğü kadar kasvetli bir son olmadığı hissini veriyor… ta ki anima kıtlığının sonuçları ile karşılaşana kadar.

Bastion – Bölgenin Amacı ve Değerleri

Hayatları boyunca ulvi bir amaca hizmet etmiş, kendilerini hiçe sayarak fedakârlıkta bulunmuş disiplinli, saf ve erdemli ruhlar, Arbiter tarafından Kyrian ırkına ev sahipliği yapan bu bölgeye gönderiliyorlar. Böylece Shadowlands’in oluşumundan bu yana varlığını sürdüren ve Ebedî Olanlar olarak anılan Ölüm Panteonu’nun bir üyesi olan Archon tarafından bizzat belirlenmiş olan yolda ilerlemek üzere görev ve hizmet bilinciyle yoğrulmaya hazırlanıyorlar.

World of Warcraft Baş Hikâye Tasarımcısı Steve Danuser’ın aktarımıyla Bastion ve temsil ettiği değerlere dair genel bir fikir sahibi olmak mümkün.

“Bu bölge, Shadowlands’in temelini oluşturan amaç çerçevesinde oldukça önemli bir rol oynuyor. 

Bastion’a varmak yüzyıllar, hatta çağlar boyu sürecek, titizlikle yönetilen bir sürecin başlangıcını oluşturuyor. Buraya yeni gelen bir ruh sıcak bir karşılamanın ardından fâni hayatının artık geride kaldığı gerçeğine ayak uydurabilme fırsatı yakalıyor. Bu geçişi kolaylaştırabilmek adına bölgedeki vahşi yaşam, ruhun daha aşina olduğu formlara bürünürken kendilerini Bastion ve halkına hizmet etmeye adamış olan yardımsever Steward’lar da her daim destek olabilecek şekilde hazır bekliyorlar.”

Bastion’a varan ruhlar, kendilerini ölümden sonraki bu yeni hayata hazırlamak için çeşitli süreçlerden geçiyorlar. İlk adım olarak fâni yaşamları boyunca aldıkları kararları ve bu kararların getirdiği yükü, hayallerini ve en nihayetinde anılarını geride bırakmalarını sağlayacak ritüellere maruz kalıyorlar. Aynı zamanda hangi dünyadan ve ırktan geldikleri fark etmeksizin bölgeye özgü, mavi tenli Kyrian bedenine kavuşuyorlar.

“Kyrian” ismi, (resmi olarak bir açıklama olmasa da) Hristiyan ayinlerinde sıklıkla edilen önemli bir dua olan “Kyrie, eleison” (Lordum, merhamet et) içerisindeki Yunanca Κύριε (Kyrie) kelimesinden türetilmiş gibi duruyor. Bu kelime Yeni Ahit’te genel olarak İsa Peygamber’den bahsedilirken kullanılan ve eski Yunancada “efendi” anlamına geleni κύριος (Kyrios) kökünden geliyor.

Bu bölgeye gönderilmek, sorgusuz sualsiz kabul edildiğiniz anlamına gelmiyor zira kendinizi kanıtlamanız gerekiyor. Bu sebeple Bastion sürecinin özgecil anlayışına hiçbir şekilde ayak uyduramayan, geçmişlerinden ve anılarından kopma düşüncesini kaldıramayan ruhlar, kendilerine daha uygun olabilecek farklı bir bölgeye gönderilmek üzere uzaklaştırılıyorlar.

Geçmişten arınma süreci içerisinde ilk adımlarını başarıyla atmış olan ruhlara “Aspirant” ismi veriliyor ve her biri bölgedeki beş erdem tapınağından birinde eğitim almak üzere yola çıkıyor. Saflık, Cesaret, Tevazu, Sadakat ve İrfan tapınaklarından birine gönderilen Aspirant’lar, burada ilgili tapınağın gözetmeni olan Paragon unvanına sahip üst düzey güçlü Kyrian’lardan eğitim almaya başlıyorlar. Karşılaştıkları tüm sınavları ve engelleri başarıyla geçip geçmişlerinden arınarak kendilerini kanıtlayan Aspirant’lar, Archon’un bizzat katıldığı özel bir törenle en büyük onura ulaşıp kanatlarına kavuşuyor ve “Ascended” unvanını alıyorlar.

Bastion özelindeki süreç, kanatlara kavuştuktan sonra da devam ediyor. Kendi yollarını çizmeleri beklenen Ascended Kyrian’ların Shadowlands’e nasıl daha iyi hizmet edebileceklerine karar vermeleri gerekiyor. Bu noktada önlerinde üç ana yol bulunuyor:

İlk seçenek olarak fiziksel evrendeki sayısız dünyayı gözlemleyip ölen ya da ölümün kıyısında beliren fânilerin yaşama dönüp dönmemeleri gerektiğine kanaat getiren “Watcher” görevini üstlenebiliyorlar. Azeroth halkı olarak biz bu Kyrian’ları “Spirit Healer” adıyla biliyoruz.

İkinci seçenek olarak artık yaşam ile bir bağı kalmamış olan ruhları Arbiter tarafından yargılanmak üzere Oribos’a ulaştıracak “Bearer” görevini üstlenebiliyorlar.

Son seçenek olarak ise Bastion bölgesinde kalıp diğer Kyrian’lara hizmet ve rehberlik edecek farklı görevler edinmeyi tercih edebiliyorlar.

“Bastion olmadan Shadowlands en kutsal görevini, yani ruhları kendilerini bekleyen ebediyete hazırlama işlevini yerine getiremez.” – Steve Danuser

Warcraft evrenini ve hikâyesini yakından takip edenler, kanatlı Kyrian’ların Azeroth üzerindeki val’kyr’ler ile görsel açıdan oldukça büyük benzerlikler taşıdıklarını fark etmişlerdir. Bunun sebebi titanların Azeroth’a gözcülük etmeleri için geride bıraktıkları bekçilerden Odyn’in çağlar öncesinde gerçekleştirdiği eylemlere dayanmaktadır.

En sevdiği ırk olan vrykul’lar arasından kendini kanıtlamış olan savaşçılar Shadowlands’e götürülmeden araya girip onları Valarjar unvanıyla “Halls of Valor”a taşımak isteyen Odyn, bunu yapabilecek varlıkları nasıl yaratabileceğini araştırırken Shadowlands’i incelemiş, bir gözünü feda ederek ölümün diyarına bakma şansı yakalamıştır. Burada Kyrian’ları gören Odyn onlardan oldukça etkilenmiş ve büyücü Helya’yı (onun rızası olmadan) ilk val’kyr’e dönüştürürken kanatlı Kyrian’ların beden yapısından esinlenmiştir. Diğer tüm val’kyr’ler de benzer görüntüye sahip olacak şekilde dönüştürülmüşlerdir.

Daha detaylı bilgi almak isteyenler, Warcraft Tarihçeleri – Bölüm 3 yazımızdaki ilgili kısma göz atabilirler.

Anima Kıtlığının Bastion Üzerindeki Etkisi

“Her ruh “anima” adı verilen bir öz barındırıyor. Bu anima, Shadowlands’i besleyen kaynağın ta kendisi ve bu düzlemdeki hayatın sürekliliğini sağlıyor. Ancak son yıllarda tüm ruhlar yalnızca Maw’u beslediğinden diğer bölgeler anima sıkıntısı çekmeye başlıyor ve çeşitli sorunlar baş gösteriyor.”Ölümden Sonraki Hayat… Shadowlands

Shadowlands’i kasıp kavuran anima kıtlığı tabii ki Bastion gibi önemli bölgeleri ağır şekilde yaralıyor. Normal şartlar altında hiçbir sıkıntı olmadan gelen yeni ruhlar sayesinde serbestçe akan animanın bir anda kesintiye uğraması, bölgelerin doğal işlevlerini sekteye uğratıyor ve sonuç olarak hiç beklenmedik sorunların baş göstermesine sebep oluyor.

Söz konusu Bastion olduğunda ruhların arındırılmasından tutun da kendini kanıtlayanların kanatlarını kazanmasına, bölgede kullanılan Automaton (Centurion) adındaki robotumsu varlıkların (ki detaylı değineceğiz) harcadıkları enerjinin sağlanmasından zırh ve silah yapımına kadar birçok olağan işin anima kıtlığı yüzünden durma noktasına gelmiş olması, iç savaş çanlarının çalmasına yol açıyor.

Bölgede yeterli anima bulunmadığından arınma sürecindeki ruhlar, etkin bir işlemden geçemedikleri için karamsarlığa düşüp huzursuzlaşıyorlar; Ascended mertebesine ulaşması gereken Kyrian’ları kanatlarına kavuşturacak tören gerçekleştirilemediğinden, Automaton’lar animayla beslenemeyip tükendiklerinden ve yeni ruhlar gelmediğinden Bastion savunması zayıflamaya başlıyor. En nihayetinde saldırıya açık hâle gelen bölgede geçmişlerinden ve anılarından feragat etmenin doğru bir yaklaşım olmadığını düşünmeye başlayan ve Forsworn adıyla anılan bir grup yüzünden iç çatışmaya varacak olaylar yaşanıyor. Azeroth’un en bilinen karakterlerinden biri olan Uther ile de bu vesileyle karşılaşmış oluyoruz.

Bahsettiğimiz üzere lineer ilerleyecek olan hikâyede Bastion ardından gideceğimiz Maldraxxus ile de bölge görevleri sonunda gerçekleşen bir saldırı üzerinden bağlantı kuruluyor; ancak yaşanacakları ek paket çıkmadan öğrenmek istemeyen okuyucularımızı göz önünde bulundurarak bu olayların ince detaylarına inmemeyi tercih ediyoruz. (Merak eden takipçilerimiz, ilgili kısmın yer aldığı Bastion oynanış videomuza göz atabilirler.)

Bastion Sakinleri

Bölgenin yukarıda da kısaca bahsettiğimiz üzere birçok sakini bulunuyor ancak derinlemesine incelediğimizde kendi dünyamızdan alınan ilham kaynaklarını net bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle karakterlerin isim yapısı, unvanları ve görünümleri ile Kyrian’ların görevi ve Ahit hiyerarşik düzeni göz önünde bulundurulduğunda Yunan-Roma mitolojisi ile dinlerdeki melek anlayışından esinlenildiği rahatlıkla görülüyor.

Kyrian’ların lideri olan Archon, Bastion’ın en görkemli varlığı olarak ön plana çıkıyor. Aynı zamanda az evvel değindiğimiz üzere adıyla Yunan tarihine de göz kırpıyor zira “Archon” eski zamanlarda Atina’da görev yapan yüksek mahkeme yargıcına verilen bir unvan.

“Archon’u tasarlamak inanılmaz bir deneyimdi. İşin en zorlu yanı, tüm Bastion sakinlerinden bir adım ileride bir karakter yaratmaktaydı. Kyrian kültürü anlaşılması güç ve görkemli olduğundan bu özelliklerin zirve noktasını yansıtacak bir tasarım çıkacağından emin olmamız gerekiyordu. Archon’un her şeyi bu özellik göz önünde bulundurularak hazırlandı. Giydiği yarı-şeffaf büyülü kıyafetlerden tutun da saçı ile bedeninden akan enerjiye kadar her şeyiyle Kyrian olmanın en tepe noktasının vücut bulmuş hâli…” – Kelvin Tan, Karakter Sanat Denetmeni

Kyrian ırkının geri kalanına baktığımızda oldukça belirli bir çizgide ilerleyen hiyerarşik bir yapı barındırdığını görebiliyoruz. Saflık, Cesaret, Tevazu, Sadakat ve İrfan tapınaklarının liderleri olan ve Paragon unvanını taşıyanlar, bu yapıda Archon’dan sonra gelen basamağı oluşturuyorlar. Ascended olarak anılan kanatlı Kyrian’lar Bastion içerisinde üstlendikleri çeşitli görevler üzerinden rütbelendirilirken en son basamağı ise Aspirant adıyla anılan ve arınma sürecini henüz tamamlamamış Kyrian’lar oluşturuyor.

Kimi zaman bir Aspirant, aşması gereken engeller ve geçmesi gereken sınavlarda başarısız olabiliyor. Bu gibi durumlarda gittikçe karanlığa gömülen bu ruhlar, amaçlarından şaşıp kendilerini kaybediyorlar. Bastion’ın sakin kırlarında herhangi bir gayeleri olmadan düştükleri vaziyet için yas tutan bu Kyrian’lar, Forsworn ismiyle anılıyorlar. Halkın geri kalanına içlerindeki karamsarlığı yaymamaları için kontrol altında tutulması gereken Forsworn’lar, Bastion görev zincirinin önemli bir kısmını oluşturuyorlar.

Bastion bölgesinde sıklıkla karşılaşılan ve Stewards (Kâhyalar) olarak anılan varlıklar ise hem Kyrian’lara hizmet etme hem de Aspirant’lara yardımlarını sunma bilinciyle hareket ediyorlar. Görsel tasarım olarak bir çift kanat yerine kaslı kollar ile donatılmış olan bu baykuş görünümlü canlılar, bir yandan bakım ve onarım işleriyle de ilgilendikleri için Bastion’ın en önemli sakinleri arasında yer alıyorlar. Hatta beden yapıları o kadar göze çarpıyor ki topluluk içerisinde şakayla karışık olarak ne kadar kaslı olduklarını vurgulayan “swolekin” adıyla anılıyorlar.

“Yaşadığımız dünyadaki hayvanları fantastik ortamlara aktarma olayını her zaman sevmişimdir. Tıknaz ebatları ve tuhaf doğaları, Steward konsepti üzerinde çalışmayı çok keyifli hâle getirdi. Malzemeler açısından Kyrian altını ana unsur olduğundan bu maddeyi Steward tasarımına yedirmemiz gerektiğini biliyorduk. Bu da tüylerle altının iç içe geçtiği enteresan bir kombinasyon oluşturdu.” – Kelvin Tan, Karakter Sanat Denetmeni

Bastion’da Automaton (Centurion) olarak adlandırılan birtakım robotsu varlıklar olduğundan bahsetmiştik. Burada da tarihe bir göz kırptıklarından ve Centurion adının eski Roma’da bazı lejyon bölüğü komutanlarına verilen bir unvan olduğundan bahsetmeden geçmeyelim.

Savunma ve saldırı dışında Steward’lar tarafından yapılamayan bazı ağır işlerle de ilgilenen bu robotlar, anima kullanılarak aktifleştiriliyorlar – ki anima kıtlığının bölgede yarattığı en büyük sıkıntılardan biri olduğu gözden kaçmıyor.

“Bastion muhteşem mimarisi, uhrevi varlıkları ve gösterişli zarafetiyle oldukça güzel bir diyar. Böylesine ütopik bir manzaranın içerisine karışacak büyük ölçeklerde (robot) yapılar kurgulamak zorlu bir işti. Genel tasarım, üzerinde çalıştıkça gelişti. Kyrian Ahdi’nin ağır zırh setinden öğeler ekledim ve onları çevreleyecek ortama ait çalışmaları hem ilham almak hem de yol bulmak için kaynak olarak kullandım.” – Tom Yip, Kıdemli Karakter Sanatçısı

Automaton’lar yalnızca büyük robotlardan da oluşmuyorlar. Aynı zamanda aslan görünümlü tasarlanmış olanlar da var.

“Bu (görsel), bölgedeki yaratıkların genel biçimleriyle ilgili son karar verilmeden önce kedimsi Automaton’lar üzerinde yapılan ilk çalışmalardan biriydi. En nihayetinde bu modelin büyük bir kısmını kullandık ama mekân ve konsept ekiplerinin oluşturduğu mimari yapıyla kültürel tasarımdan daha fazla unsur katmaya karar verdik.” – Dan Pingston, Karakter Sanatçısı

Bölgede aynı zamanda tek boynuzlu atlar, kaplumbağalar, keçiler ve benzeri hayvanları barındıran geniş çeşitlilikte vahşi yaşam da bulunuyor – ki Larion adı verilen kanatlı aslanlar bunlar arasında en ön plana çıkanlardan diyebiliriz. Cesaret, kuvvet ve bilgeliğin kültürlerinde büyük bir yer taşıdığı Kyrian’lar söz konusu olduğunda tüm varoluşlarını simgeleyen bu yaratıkları binek olarak kullandıklarını görmek pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

Bastion Mimarisi, Çevre Tasarımı ve Renk Paleti

Bölgenin genel tasarımına girmeden önce oldukça sık göreceğimiz bir efektten başlamakta fayda var: anima.

Anima tüm Shadowlands için tasarım bakımından genel olarak aynı akışkan görünüme sahip iken bulunduğu bölgeye göre renk değişimine uğruyor. Bastion söz konusu olduğunda bu rengin beyaz ile açık mavi aralığında belirlendiğini görüyoruz.

“Anima olarak belirlenen bu konsepti Shadowlands geliştirme sürecinin çok erken bir safhasında, Bastion henüz yalnızca bir çizimden ibaretken hazırladım. Birbirinden oldukça farklı dört bölge içeren genişleme paketini ortak bir noktada bağlayacak tamamen yeni bir büyü tipine ihtiyacımız vardı. Bu tasarım, size artık Azeroth’ta olmadığınızı sürekli hatırlatmalı ve Shadowlands’in tamamını görsel olarak bütünleştirmeliydi.

“Stiks (Styx) Nehri ve yaşam iplikleri gibi aşina olduğumuz fikirlerin yarattığı hissiyatı yakalamaya çalışarak bu son konsepte varana kadar birçok çizim hazırladım. Animanın her bölgede, o bölgenin tarzını görsel olarak yansıtacak farklılığa sahip olarak şekil almasını ancak temel olarak aynı elementi barındırdığının anlaşılmasını istedik. Bastion söz konusu olduğunda anima burada serbestçe akıyor, kontrollü ancak bir o kadar da bağımsız – adeta dalgın bir havası var. Bu konsept yalnızca Bastion değil, tüm genişleme paketinin özel efekt yönelimi için başlangıç noktası oldu.” – Sarah Carmody, Özel Efekt Sanat Denetmeni

Bu noktada Yunan mitolojisinin yalnızca Bastion özelinde değil, aynı zamanda Shadowlands genelinde de birtakım önemli tasarımları etkilediğini resmen öğrenmiş oluyoruz.

Shadowlands’teki anima ile Azeroth’taki (özellikle Mists of Pandaria döneminde karşılaştığımız) anima arasında resmi olarak kabul edilen bir bağ da bulunuyor. Pandaria’da animanın “kontrol altına alınmış ve yoğunlaştırılmış yaşam enerjisi” olduğunu, moguların “ten bükme” yöntemini kullanarak yeni canlılar ve golemler yaratabildiklerini biliyoruz.

Mimari açıdan baktığımızda ise bölgenin genel olarak düzene ve yükselmeye yönelik bir yapısı olduğu, muntazam geometrik şekiller içerdiği gözden kaçmıyor. Özellikle Kyrian’ların hiyerarşik yapısı ve engelleri aşarak ilerleme mantığı göz önünde bulundurulduğunda bu kavramların mimariye yansımış olması çok da şaşırtıcı bir durum değil. Bu yansımaları atılan her adımda ve gidilen her mekânda görmek mümkün. Zindanların görsel sunumundan sorumlu olan Lianna Tai, ilham aldıkları kaynağı kısaca açıklıyor:

“Bastion için bu diyarın sakinleri olan ancak Azeroth’tan aşina olduğumuz Spirit Healer’lardan ilham aldık. Onların renk paletini kullandık; motiflerimiz için kanatlarına, Bastion sancakları için de dalgalanan kıyafetlerine yoğunlaştık. Aspirant’ların transandantal yolculuklarını yansıtacak desenler tasarladık. Bu set içerisindeki motiflerimizin çoğu, bakanın gözlerini göğe çevirecek şekilde dikey olarak yaratıldı.”

Bastion’ın dört bir yanında bulunan heykeller, Kyrian’ların azametine şahitlik etmemizi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu ırkın onur anlayışını ve zarafetini de net bir biçimde yansıtıyor. Bu heykellerin bulundukları yerlere göre kullanılan materyallerin görkemi de bir o kadar artıyor. Zindan görselliğinden sorumlu bir başka isim olan Brian Youn, konsept tasarımını nasıl ele aldıklarını açıklıyor:

“Bu konsept için oluşturulan fikir, Bastion içerisinde bulutlar ve şelalenin yarattığı pusu ile birlikte ortamdaki ihtişamı ve soyutlanmayı vurgulayacak, görkem ve zafer duygularını hissettirecek, adeta bir stadyuma benzeyen bir alan yaratmaktı. […] Örnek olarak kolonların kademeli olarak yükselmesi, Kyrian hiyerarşisi içerisindeki yükselmeyi de simgelerken ortadaki heykelin Aspirant’lar için esin kaynağı olması planlandı. Ortamdaki ışıklandırma, gelecekteki sınavlara ve kazanılacak başarılara çağrışım yaptıracak şekilde yaratıldı.”

Kyrian ırkı söz konusu olduğunda kanatlarının duruşundan bahsetmeden geçmek de olmaz; nitekim dekordan sorumlu baş isimlerden Jay Hwang, heykeller ele alındığında bu konuda özel olarak çalıştığını anlatıyor:

“Kyrian endamının gururlu ve heybetli olması gerektiğini biliyorduk. İlk çizimlerimiz bu yönlerini yansıtmak üzerineydi. Bu konsept çizimde kanatlarının ne kadar görkemli olabileceğini, yalnızca tüylerden oluşmasının ötesinde adeta bir pelerin gibi gözükebileceğini vurgulamaya çalıştım. Bu tarz eskizler, bir kültürü ve o kültürün sakinlerini hızlıca yansıtmak açısından oldukça büyük önem taşıyor.”

Gelelim Bastion’ı diğer bölgelerden ayıran bir diğer özelliğe: çanlar. Yalnızca dekoratif anlamda katkı sağlamakla kalmayan bu eşyalar, aynı zamanda Kyrian halkı üzerinde kullanım amacına bağlı olarak değişen farklı etkilere de sahipler. Bazen görevlerde de karşımıza çıkan bu çanlar, kimi zaman bir Kyrian’ı yatıştırmaya kimi zaman ise onların kurtulmaları gereken yükleri açığa çıkarmada kullanılırken genel anlamda arındırıcı özellikleriyle bölgeye sakin ve huzurlu bir tını katıyor.

Görev ve hizmet anlayışı oldukça kuvvetli olan Kyrian’lar söz konusu olduğunda uyandırdıkları dini çağrışımlardan ötürü uyumlu bir benzerlik de sağlayan çanlar, aynı zamanda (ayrıca değineceğimiz üzere) Bastion bölge müziği ile arka plan ses efektlerinde de sıklıkla kullanılıyorlar.

“Bölge içerisinde çan kullanmaya karar verdiğimizde onların neye benzeyeceğini bulmak bana düştü. Kavisli ve alt kısımda genişleyen çan şekliyle başladım ancak bunun keskin hatları olan dikey geçişli Kyrian mimarisine uygun olmadığına karar verdik. Denediğim bir sonraki tarz, bu konsept çizimde gördüğünüz uzun, yatay çizgilere sahip geometrik silindirler oldu. Alt kısmından sarkan kumaş da ekledim zira kumaş kullanımı da Kyrian görünüşünün önemli bir parçası ve esinti ile dalgalanmasının bölgeye hoş bir hava katacağını biliyordum.

“Normal çan gibi görünüyorlar ancak daha önce gördüklerinizden de farklılar. Shadowlands’te hiçbir şeyin sıradan gözükmemesine dikkat ettik ki her şey farklı bir dünyadaymışsınız hissini verebilsin. Ne olduğunu anlayacağınız kadar tanıdık ancak öbür dünyada olduğunuzu fark ettirecek kadar değişik dekorlar hazırlamak zorlu bir iş.” – Ashleigh Warner, Dekor Sanatçısı

Bastion’daki tasarım sadece heykeller, çanlar ve diğer dekorlarla sınırlı değil; aynı zamanda duvarlardaki işlemeler de oldukça özenilerek tasarlanmış. Bölgenin diğer her yerine görüldüğü gibi burada da geometrik desenlere eğildikleri net bir şekilde anlaşılan ekibin Bastion için seçtiği renk paleti de ortamın sükûnetini vurgulayan tonlar barındırıyor.

Ağırlıklı olarak kullanılan renklerden beyaz, saflık ile mükemmeliyeti, masumiyet ile saffeti ön plana çıkarıyor. Göğün rengi olan mavi, ilham ve irfana önem veren Kyrian halkının sakin ama bir o kadar da kararlı yanını simgeliyor. Bu iki rengi birbirine bağlayan ton olarak kullandıkları uçuk sarı ve altın rengi ise onların aralarındaki güçlü bağı, sahip oldukları iyimserliği ve cesareti vurguluyor. Bu üç rengin yarattığı ahenk, tüm bölgeye yumuşak bir dinginlik katıp sizi içine çekiyor.

Zindanlardaki görsellik de yine Kyrian kültürüyle iç içe geçecek ve animanın önemini vurgulayacak şekilde tasarlanmış.

“Bastion’da animanın nasıl idare edildiğini yansıtmanın ilginç ve bir o kadar da önemli olduğunu düşündüm. Zindandaki bu bölümün ardındaki fikir dağıtıma başlanmadan önce animanın nasıl arıtılıp korunduğunu göstermekti. Anima merkez havuzda birikirken arka planda yer alan çanlar da tınılarıyla onu arındırıyorlar. Buradaki düşmanı alt ettikten sonra dört Kyrian heykeli kılıçlarını kaldırarak animanın dağıtılmaya hazır olduğunu işaret ediyorlar.” – Mongsub Song, Konsept Sanatçısı

Bölgenin renk paletinin yalnızca mimaride ve çevresel düzenlemede değil, aynı zamanda bitkilerde de sıklıkla kullanıldığı hemen fark ediliyor. Bölgesel çevre tasarımından sorumlu isimlerden Kate McKee, Bastion için yarattığı çiçekler için nasıl bir yol izlediğini açıklıyor:

“Bu işin amacı, var olan çevresel sete uyacak şekilde bölgeye özel bir bitki eklemekti. Renk paletini seçerken bu amacı göz önünde bulundurarak vurgunun taç yapraklarında olduğundan emin olmaya çalıştım. Bölgede bulunan renkler üzerinde oynamakla kalmayıp aynı zamanda bu bitkiyi özel kılacak ancak hâlihazırda ortamda bulunanlar arasından çok da göze batmayacak şekilde eklemeler yaptım. […]

“Taç yaprakların şekli üzerinde çalışırken adeta yuvası üzerinde oturan bir kuşu andırması fikrine yoğunlaştım. Bu sırada farklı açılardan bakınca sanki görsel bir illüzyon oluşturan farklı şekiller gördüğümü fark ettim. Böylece taç yaprakları, bu illüzyonu ön plana çıkaracak biçimde geliştirdim. Nihayetinde bir oyuncu -nerede durduğuna bağlı olarak- beyaz yelken çiçeği (barış çiçeği olarak da anılır), yuvalayan bir kuş ve hatta Kyrian kanatları bile görebilir!”

Çiçek tasarımlarından bahsederken oyuncular olarak toplayacağımız bir tanesine değinmeden de olmaz. Rising Glory olarak adlandırılan bu bitki, hem Bastion renklerine uygun hem de bir o kadar farklı olmasıyla dikkat çekiyor.

“Bu bitkiyi tasarlarken bölge içerisindeki yapıya uyacak ancak bir o kadar da özel gözükecek bir şey yarattığımdan emin olmak istedim. Bastion tamamen ışıyan renklerden ve akıntı hissi veren meleksi estetikten oluşuyor; ben de çizimlerimi yaparken bu özellikleri aklımda tutmaya çalıştım. Genel olarak çayırlarda bulunacak bir bitki olduğundan otların üzerinde yükselip büyülü etkileri olduğunu hissettirecek şekilde dikkat çekmesini istedim.” – Kelli Hoover, Mekân Sanatçısı

Bastion Müziği ve Ses Efektleri

Shadowlands müziği ses ekibine genel anlamda farklı tınıları ve yapıları deneyebilecekleri paha biçilemez bir fırsat sunmuş. Hikâye boyunca oyunculara eşlik eden parçalar, bölgelerin kendi yapılarını en iyi şekilde yansıtmak üzere yazılmış.

Bu noktada Bastion müziği de ait olduğu bölge gibi sakin ve yaşamın ötesinde bir deneyim sunarken çatışmanın baş gösterdiği yerlerde daha uyumsuz ve sert tonlara bürünüyor. Havadaki çan sesleri nerede ve hangi görevde olduğunuza bağlı olarak ya sizi yatıştırıyor ya da ortamın gerginliğini işiterek algılamanıza yardımcı oluyor.

(Maalesef parçalar resmi olarak yayınlanmadığı için kendimiz paylaşamıyoruz ancak YouTube üzerinden ulaşıp dinleyebilirsiniz.)

World of Warcraft için daha önce de muhteşem parçalar yaratmış olan Baş Bestekâr Glenn Stafford’ın sözleri, bölgeleri yalnızca görsel olarak değil, akustik olarak da en doğru şekilde yansıtmak için ne kadar titizlikle çalıştıklarını ortaya koyuyor:

“Bastion müziği, Kyrian Ahdi’nin bir parçası olanların gelişimleri boyunca yaptıkları yoğun ve duygusal yolculuğu vurgulayacak, güzel ve uhrevi bu diyarda yaşamayı, uçabilmeyi, kendini durmadan eğitime ve güçlenmeye adamayı, her daim daha da iyi olmak için çabalamayı yansıtacak şekilde yaratıldı.”

Bastion söz konusu olduğunda çanlar da büyük önem taşıyor zira sadece görsel doyumluluk sağlamak için tasarlanmış objeler değiller. Hem bölge müziğinde hem de arka plan seslerinde sıklıkla duyulabilen çanlar, meleksi Kyrian ırkının yarattığı dini çağrışımlar sebebiyle seçilmiş gibi duruyor.

Birçok farklı dini inanca bakıldığında çan sesi, sembolik olarak ruhlarla iletişime geçme yollarından biri olarak görülüyor ve kutsal gücü simgelemesinin yanında kötücül ruhları kovmaya yardımcı olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda yarattığı yankının rahatlatıcı bir etkisi olduğuna ve inananları bir araya getirdiğine inanılıyor. Nitekim Bastion açısından düşündüğümüzde sembolik anlamlarıyla paralel olarak geçmişin yüklerinden arınmak için önce onları çan seslerini kullanarak ortaya çıkarmak, bölgedeki ruhları sakinleştirmek ve bir araya toplamak için kullanıldığını görüyoruz.

“Çanlar bu dünyanın önemli estetik parçalarından biri. Dinleyiciye buranın kutsal ve kudretli bir yer olduğunu hatırlatma gayesiyle müziğin içerisine işlenmiş çan tınıları ve nota vurguları bulunuyor. Koro da aynı şekilde önemli kısımlardan biri; saf ve temiz insan seslerinden oluşuyor ancak bir o kadar uzak ve uhrevi. İnsan sesi, bu diyarda akıp giden animanın hayati gücüyle ilişkilendiriliyor ve bu anima akışı durduğunda şüphenin baş göstermesiyle birlikte müzik de daha karanlık ve bilinmez bir yöne gidiyor.

“İlham kaynaklarından biri Azeroth’tan geldi. Eğer herhangi bir Spirit Healer ile karşılaştıysanız Bastion müziğinde de oradan tanıdık gelecek tınılar duyabilirsiniz.” – Glenn Stafford, Baş Bestekâr

Bölgedeki ses efektlerinin nasıl hazırlandığı konusuna gelindiğinde ise Kıdemli Ses Tasarımcısı Michael Hill, ne tarz bir çalışma yaptıklarını detaylıca açıklıyor.

“World of Warcraft’taki birçok mekân için seslerin gerçekçi ve inandırıcı olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ardından duygusal nitelik katmak için hemen anlaşılmayan hafif öğeler ekliyoruz – örneğin huzurlu bir orman, meşum bir lav mağarası, tüyleri diken diken eden bir bataklık gibi. Bastion ise farklı.

“Bahsettiğim doğal ortamların aksine Bastion çok belirgin bir amaç için yaratılmış: Kyrian’ları eğitmek. Bölge tasarlandığı şekilde işlediğinde sakinleştirici ve huzur dolu bir etki yaratarak meditasyona ve iç düşüncelere dalmaya uygun bir ortam sağlıyor. Otları dalgalandıran rüzgârın, uzaklardaki ritüellerden duyulan çanların ve barışçıl vahşi yaşamın sesleri bölgeye hakim oluyor. 

“Ancak oyuncular Bastion’da her şeyin pek de iyi gitmediğini ortaya çıkardıklarında bu rahatlatıcı ortam bir anda tuhaflaşıyor, huzursuz hissettiriyor ve belli belirsiz bir saldırganlığa bürünüyor. Rüzgârın ve hayvanların sesleri yerini bölgeye sızan yozlaşmanın ve düşmanlığın meşum tonlarına bırakıyor.”

Bastion Kime Hitap Ediyor?

Oyuncu karakterler olarak Bastion bölgesinde neler yapacağımız hakkında çok detaylı bilgi vermek istemesek de bu cennetvari yerde hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını söyleyebiliriz. Anima kıtlığı sebebiyle Shadowlands’in her yanında olduğu gibi burada da büyük bir sıkıntı içine girildiğini, ölen herkesin Oribos’a varamadan Maw’a düşmesinden ötürü Kyrian saflarına yeni bireyler katılamadığını, hâlihazırda bölgede bulunan ruhların arınma sürecinden ve eğitimden geçirilemediğini ve çeşitli sebeplerden ötürü iç çatışmaya varacak problemlerin oluştuğunu dile getirmemizde bir sakınca yok. Tüm bunların üstüne bir de dış tehditlerin olaya karıştığını öğrenen bizlerin Bastion’da yapacak çok işi var.

Shadowlands ana hikâyesinde belli bir noktaya gelip son seviyeye ulaştığımızda bizi bekleyen Ahit seçimlerinden birini de Kyrian oluşturuyor.

“Kyrian’lar en başarılı, en disiplinli ve en saf olanları kendilerine çeken ebedî varlıklardır. Fakat ruhlar Maw’a düşmeye ve Shadowlands çalkalanmaya başladığında sayısız Kyrian, yükselme yolunda ilerleyemediklerini fark etmişlerdir. Sayıları azalan Kyrian ırkının ruhları ebediyete taşıma görevi de böylece tehlike altına girmiştir. Archon’un sadık halkı birlik olabilecek mi, yoksa bu bağlılık sınavı ışık saçan krallıklarının parçalanmasına mı sebep olacak?”World of Warcraft, Kyrian Covenant 

Özellikle onur, cesaret, fedakârlık ve saflık gibi nitelikleri ön planda tutan Kyrian ırkı göz önüne alındığında Bastion, aynı değerlere önem veren oyuncu karakterler için adeta biçilmiş kaftan. Eğer sizin karakter hikâyeniz de bu niteliklere eğiliyorsa Ahit seçeceğiniz zaman yemininizi Kyrian halkına edebilir, bölgeyi düşmekte olduğu karanlıktan kurtarmaya çalışırken bir yandan da ruhunuzu Bastion sularında arındırabilirsiniz.

Elysian Hold sizi bekliyor!


Spoiler ile bir sorununuz yoksa ve Bastion hikâyesiyle ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz YouTube kanalımızdaki Bastion yayın kayıtlarımıza göz atabilirsiniz.

“Derinlemesine…” yazılarımız genel olarak genişleme paketinin sanatsal yönüne eğileceğinden oynanış ile ilgili detaylara fazla yer verilmeyecektir. Kyrian yetenekleri ve ödülleriyle alakalı daha fazla bilgi edinmek isterseniz detaylı Wowhead yazısına bakabilirsiniz.