Lorekeeper

DERİNLEMESİNE… ARDENWEALD

“Evrende ilk hayat kıpırtılarının baş göstermesiyle ortaya çıkan ve hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen Shadowlands, ölümden sonraki hayatın yargılandığı ve nihayetinde sonsuz hizmete adandığı, fânilerin algılarının ötesindeki bir varoluş düzlemiydi; dehşetin ve güzelliğin, karanlığın ve erdemin kol kola gezdiği uçsuz bucaksız bir boyuttu.”Kimdir, Nedir: Shadowlands

Shadowlands ana görev zinciri içerisinde ayak basacağımız üçüncü bölge olan Ardenweald, sakin ve huzurlu ortamı, her daim geceymiş hissi veren göğü ve adeta takımyıldızlara ev sahipliği yapıyormuş gibi gözüken ulu ağaçlarıyla bizi içine çekiyor. Bir şekilde doğa ile alakası olan ve kendilerini onu korumaya adamış ruhların ölümden sonraki hayatı geçirmeleri için tasarlanmış olan Ardenweald, aynı zamanda Shadowlands içerisinde yaşamı ve yeniden doğuşu simgeleyerek oldukça benzersiz bir konuma sahip olmasıyla ön plana çıkıyor. Nitekim fâni hayata karşı görevleri henüz tamamlanmamış olan birtakım yüce doğa ruhları, Oribos’ta bulunan Arbiter tarafından yeniden doğuş sürecine başlamaları için buraya gönderiliyorlar.

“Ardenweald” adının diğer bölgelere nispeten daha net bir anlamı bulunuyor. İbranice kökeninden türetilmiş “Cennet Bahçesi” veya Latincedeki “ardentem” kelimesinin İngilizce karşılığı olan ve “ışıltılı/coşkun” gibi anlamlar taşıyan “ardent” üzerinden edinilmiş “arden” ile Eski İngilizcede “orman” anlamına gelen “weald” kelimesinin birleştirilmesiyle oluşturulan ismin, bölgenin Shadowlans’teki konumu göz önüne alındığında neyi temsil ettiği çok açık bir şekilde anlaşılıyor.

Anima kıtlığının baş göstermesiyle birlikte Ölüm Panteonu’nun ve Ebedî Olanlar’ın bir üyesi olan Ardenweald bölge lideri Winter Queen’in aldığı kaçınılmaz ancak bir o kadar da üzücü kararlara şahitlik ediyoruz. Hangi ruhların yeniden doğuş sürecini tamamlayacağına, hangi ruhların ise sonsuzluk içerisinde yitip gideceğine karar vermek zorunda kalan Winter Queen’in önderliğindeki bölgeyi zorlu zamanlar bekliyor.


Ardenweald bölgesinin ve bölgeye özel yaratıklar ile nesnelerin tasarımı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilmek için elimize geçen nadide fırsatı değerlendirerek World of Warcraft’ın Sanat Direktörü Ely Cannon ile özel bir röportaj yapma fırsatı da yakaladık.

Ely Cannon, Azeroth’a hayat verirken istikrarlı bir tarz ve üst düzey sanatsal kaliteye sahip bir oyun için çalışan, disiplinler arası bir sanatçı ekibine liderlik ediyor. Bugünlerde Warcraft evreninde oyuncuları gizemli bir ölüm diyarına götüren Shadowlands genişleme paketi de dâhil olmak üzere farklı WoW içerikleri ile ilgili sanatsal çalışma süreçlerinde vizyon ve yaratıcılığı yönlendirmeye odaklanmış durumda.

Bu keyifli röportajda yönelttiğimiz sorular karşılığında bölge tasarımına yönelik sanatsal yaklaşım ile ilgili oldukça doyurucu cevaplar aldık; nitekim bunları yazının ilgili bölümlerinde bulabileceksiniz.


Ardenweald – Bölgenin Amacı ve Değerleri

Doğa ile iç içe olan ruhlara ebedî dinlenme ve hatta kimilerine yeniden doğma şansı sunan Ardenweald, bu özelliğiyle Shadowlands içerisinde çok özel ve eşsiz bir konumda bulunuyor. Diğer bölgelerin aksine buraya gelen ruhlardan hemen kendilerini hizmete adamaları beklenmiyor ve diledikleri gibi, diledikleri vahşi yaşam formunda yeni hayatlarına devam etmelerine olanak sağlanıyor.

Lorekeeper: “Ölümden sonraki yaşamın yer aldığı bu öbür dünyada hem bu iki temayı hem de yaşam döngüsünü temsil eden böylesine bir bölge yaratmak ne kadar zorluydu?”

Ely Cannon: “Mitoloji ve dinler açısından bakıldığında daha önce ölüm ile ilgili yapılmış olan şeyleri yapmak istemedik. World of Warcraft’a özgü, ona hitap eden bir öbür dünya yaratmak istedik zira nihayetinde birçok farklı ekoloji bulunuyor. Naarular, night elfler, taurenler ve benzeri tüm ırklar düşünüldüğünde hepsinin kendine has bir ‘öbür dünyası’ olabilirdi; taurenler sonsuza kadar avlanabilecekleri topraklara gidebilir, night elfler bir sürü Dünya Ağacı’na sahip olabilirlerdi.

“Sonra oturup ‘Değinmemiz gereken ana temalar ne?” diye düşündük. En başından beri ağırlıklı olarak eğilmek istediklerimizden biri doğaydı zira oyunun içerisinde ruhlar ile birlikte büyük bir yeri var. Bu yüzden oldukça kudretli ve çağrışım yaratabilecek bir ölümden sonraki yaşam yaratmayı düşündük, böylece Ardenweald’da karar kıldık.

“Erken tasarım sürecinde daha önce Drustvar için kullanmayı düşündüğümüz şeylere baktık. Battle for Azeroth’un yapım sürecinde Thros’u semavi bir orman gibi gösterme fikri vardı. Bunun üzerine eğildik ve yıldızları orman yatağına inecek şekilde tasarlamayı düşündük. Yeniden doğuş temasıyla bağlantılı olarak bir bakımevini andırmasını, sakin ve huzurlu olmasını istedik. Asıl zor olan şey, ortaya atılan sayısız muhteşem fikir arasından seçim yapmaktı.”

Bölgenin işleyişinden sorumlu olan ve birden fazla ırkın bir araya gelmesiyle vücut bulan Night Fae oluşumunun eline teslim edilen ruhlar, zamanın hiçbir anlam taşımadığı bu diyarda doğal döngünün birer parçası hâline geliyorlar.

“Doğa her şeyden önce bir döngü. Bu döngünün ilkbaharı ve yazı Emerald Dream yoluyla temsil ediliyorsa sonbaharı ve kışı da Ardenweald bölgesinin temel amacını oluşturuyor. Nasıl ki ekinlerin tekrar büyüyebilmesi için tarlaların nadasa bırakılması, ağaçların baharda yeşermesi için önce yapraklarının dökülmesi gerekiyorsa doğa ruhlarının da yaşayanların diyarına dönmeden önce benzer şekilde uyuyup dinlenmeleri gerekiyor.

“Bu ruhların birçok adı var: Loa. Wild Gods. August Celestials. Ancients. Kendilerine verilen isim her ne olursa olsun, ev bildikleri fâni dünya nerede bulunursa bulunsun en nihayetinde uykuya dalıyorlar ve bir gün uyanıp Büyük Döngü’deki yerlerine geri dönebilmeleri için onlarla ilgilenilmesi gerekiyor.” – Steve Danuser, Baş Hikâye Tasarımcısı

Bölgeye hakim olan huzur hissiyle birlikte sakin bir yaşama adım atan ruhlar, böylece Ardenweald topraklarında hangi hayvanın görüntüsüne bürünerek varlıklarını sürdüreceklerine de karar veriyorlar. Night Fae üyeleri ise bu ruhların sundukları animayı toplayıp yeniden doğuşa hazırlanan ve “wildseed” olarak isimlendirilen kozalarda uykuya dalmış olan ruhları beslemek için kullanıyor, Shadowlands’in ekosistemine büyük katkısı olan bu istirahat ve şifa mekânının sorunsuz işlemesini sağlıyorlar.

“Ardenweald, diğer bölgelerle karşılaştırıldığında birçok farklı sebepten ötürü benzersiz bir yer. Bu sebeplerden en göze çarpanı fâni ruhların buraya geldiklerinde içlerine işleyen sakinlik hissi. Diğer diyarların aksine burada sizden hemen hizmete adanmanız beklenmiyor. Günahlarınızın kefaretini ödemiyorsunuz. Şan ve şeref kazanmanız beklenen bir savaş meydanı yok. Bunların yerine oldukça sıcak karşılanan bir ruhun hayattayken zevk aldığı şeyi sonsuza kadar yapabilmesine fırsat tanınıyor.” – Steve Danuser, Baş Hikâye Tasarımcısı

Anima Kıtlığının Ardenweald Üzerindeki Etkisi

“Her ruh “anima” adı verilen bir öz barındırıyor. Bu anima, Shadowlands’i besleyen kaynağın ta kendisi ve bu düzlemdeki hayatın sürekliliğini sağlıyor. Ancak son yıllarda tüm ruhlar yalnızca Maw’u beslediğinden diğer bölgeler anima sıkıntısı çekmeye başlıyor ve çeşitli sorunlar baş gösteriyor.”Ölümden Sonraki Hayat… Shadowlands

Yeniden doğuşun mekânı olan Ardenweald, anima kıtlığının büyük darbe vurduğu yerlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Shadowlands’in her yerinde olduğu gibi buraya da yeni ruhlar gelmediğinden ve dolayısıyla anima kaynağı tükendiğinden Winter Queen’in oldukça kritik bazı kararlar alması gerekiyor. Nitekim bu kararlar, bölgenin asıl amacını korkunç derecede sekteye uğratacak ve hatta durma noktasına getirecek sonuçların ortaya çıkmasına sebep oluyor.

Ardenweald bölgesinde sayısız koza barındıran ulu ağaçların bulunduğu birçok koru yer alıyor. Bu kozalarda uykuya dalmış olan ruhların az önce de anlattığımız üzere sürekli anima ile beslenmeleri gerekiyor fakat kıtlık sebebiyle akış durunca Winter Queen, hangi korulara ve ruhlara öncelik verilmesi gerektiğine dair kaçınılmaz kararı almak zorunda kalıyor. Tüm kozaları beslemeye çalışıp nihayetinde başarısız olmaktansa gerçekten diğerlerinden daha büyük ehemmiyet taşıyan ruhlara eğilmenin kısa vadede en uygun çözüm olacağına inanan Winter Queen, her ne kadar içi parçalansa da bazı koruların terk edilmesi gerektiğine karar veriyor.

Yaşam döngüsünün korunamaması ile birlikte terk edilen korulardaki ağaçlar ve bitkiler, bir süre sonra kuruyup ölmeye başlıyorlar; canlılar ise akıllarını yitirmeye başlayıp gittikçe daha saldırgan bir doğaya bürünüyorlar. Bu korularda geride bırakılan kozalardaki ruhlar, anima ile beslenemedikleri için zaman içerisinde maalesef varoluştan siliniyorlar.

Anima kıtlığı, bölgeyi korumakla görevli “Wild Hunt” adındaki birliğin de işlevini gerektiği şekilde yerine getirememesine sebep oluyor. Savunması gittikçe zayıflayan bölge, nihayetinde uzun süredir buradaki enerjiye sahip olmayı planlayan tanıdık bir grubun beklenmedik saldırılarına açık hâle geliyor.

Bahsettiğimiz üzere hikâyede ilerleyeceğimiz üçüncü bölge olan Ardenweald boyunca yaşanacakları ek paket çıkmadan öğrenmek istemeyen okuyucularımızı göz önünde bulundurarak ince detaylara inmemeyi tercih ediyoruz. (Merak eden takipçilerimiz, ilgili kısmın yer aldığı Ardenweald oynanış videomuza göz atabilirler.)

Ardenweald Sakinleri

Doğanın öbür dünyadaki temsili olan Ardenweald- içerisinde birçok farklı ırk barındığına değinmiştik. Vahşi yaşamın her yanından bir parça bulunabilecek olan bölgede hiyerarşik düzen bulunduğu ise pek söylenemez zira her canlının belirli birtakım görevleri bulunsa da normal şartlar altında hepsine eşit derecede önem ve ilgi veriliyor. Anima kıtlığı özellikle ruhlar açısından bu dengeyi sarsmış olsa da olağan işleyişin oldukça eşitçi ilerlediğine değinmekte fayda var.

Night Fae Ahdi’nin ve Ardenweald bölgesinin lideri olan Winter Queen, oldukça ihtişamlı görüntüsüyle adeta mitolojik hikâyelerden fırlamış gibi duruyor. Muazzam derecede uzun boyu, kibar duruşu, ince detaylarıyla büyüleyen ve ağaç dallarını anımsatan boynuzları ile Ölüm Panteonu’nun en huzur dolu ve sabırlı üyesi olarak kabul edilen bu kadim varlık, yeniden doğuş döngüsünün sıkıntısız bir şekilde sürdürülmesi görevini üstleniyor.

Ardenweald’ı yaratan ve onunla bir olan Winter Queen, koruması altındaki her bir ruha eşit derecede bağlılık duyuyor ve onları koruyabilmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor – ki anima kıtlığı sırasında nasıl bir azimle çalıştığına bizzat şahit oluyoruz.

Winter Queen’e hizmet eden canlılar arasında belki de en tuhaf olanı şüphesiz ki Tirnenn ırkı olarak göze çarpıyor. Ardenweald sakinlerinin geri kalanı için bile oldukça esrarengiz olan bu sakin ve sabırlı ırkın üyeleri, yürüyen ve konuşan ağaçları andıran görüntüleriyle adeta Yüzüklerin Efendisi entlerinin Warcraft evrenine uyarlanmış hâlleri olarak karşımıza çıkıyor.

Night Fae Ahdi’nin en kadim üyesi olan Tirnenn ırkı, kızdırması zor varlıklar olarak bilinseler de korumakla yükümlü oldukları korulara zarar verebilecek herhangi bir tehdide karşı toprağı ve bitkileri kontrol edip yönlendirerek düşmanlarına karşı oldukça hızlı bir yıkım yaratabiliyorlar.

Lorekeeper: “Tirnenn ırkının ardındaki tasarım felsefesi neydi? Ardenweald’ın diğer ırklarına nazaran farklı oldukları hemen göze çarpıyor.”

Ely Cannon: “Erken dönemdeki konseptlerde yer alan ve taşlaşmış entleri andıran tasarımlarla bağlantılıydı aslında. Onun yerine ent benzeri farklı bir varlık yaratmak ve onları birer mimar gibi yansıtmak istedik. Ağaçların kabuğundan tutun da diğer Night Fae ırklarının yaşadıkları yerleşimlere varana kadar her şeyi inşa etmiş, bu topluluğun bel kemiğini oluşturan varlıklar olarak yarattık. Barışçıllar, huzur veriyorlar ve hepsi ormanın birer parçası. Diğer Night Fae ırklarından farklı olarak bitkisel canlılar.”

Dryad benzeri bedenleriyle ön plana çıkan ve Wild Hunt ekibinin büyük bir bölümünü oluşturan Vorkai halkı, Ardenweald bölgesinin korunması görevini yürütüyor. Düşmanlarına karşı acımasız olmalarıyla bilinen bu korkusuz canlılar, anima kıtlığı sırasında Winter Queen’in aldığı kararlara göre terk edilecek veya korunacak koruların düzenlenmesine yardımcı oluyorlar.

“Vorkai ırkını tasarlamak ilginçti. Oyunda benzer centaur anatomisine sahip birçok canlı var ve bu yüzden Vorkai’ler için yeni bir görünüm yaratmak keyif veren bir zorluktu. Tasarımın erken evrelerinde Ardenweald yaratıklarının vahşi görünümleri olmasını istediğimize karar kılmıştık. Geçmişte yarattıklarımızdan farklı olduklarının ayırt edilmesi önemliydi, bu yüzden daha hayvani özelliklere eğildik. Bu tasarımdaki en büyük ilham kaynaklarından biri, adeta bedenlerini boydan boya kateden tuhaf boynuz şekillerine sahip dağ keçileriydi. Tasarımlarına büyük boynuzlar koymak, görünümlerine kudret hissi kattı.” – Ariel Fain, Karakter Sanatçısı

Sadakati, kibarlığı ve zarafeti ile bilinen Sylvar ırkı, oldukça yetenekli zanaatkârlar ve büyü kullanıcıları barındırmasıyla ön plana çıkıyor. Ardenweald bölgesindeki varoluşun akışını kontrol altında tutup koruyabilmek için çeşitli nesneler ve büyülü eşyalar yaratan bu canlılar, Roma mitolojisinde barışın ve bereketin sembolü olan Faun ırkıyla olan benzerlikleri ile de dikkat çekiyorlar.

Ardenweald boyunca sıklıkla karşımıza çıkacak olan Faerie ırkının üyeleri (ya da bildiğimiz karşılığıyla “periler”), muzip ancak bir o kadar da sevgi dolu doğalarıyla biliniyorlar. Uykudaki ruhları şarkılar söyleyerek sakinleştiren ve anima ile besleyen periler, kolaylıkla dost olabildikleri gibi en ufak yanlış harekette düşman da kesilebiliyorlar.

“Periler, bu bölge için tasarladığım ilk yaratıklardandı. Amacım klasik fantezi anlatımındaki peri tasvirini alıp Ardenweald ortamına has semavi ışıltılarla birleştirerek World of Warcraft estetiğine uygun olacak eşsiz bir canlı yaratmaktı. Perileri yaratırken birçok güve görseline baktım; onların kanat şekillerinden ve tüylü görünümlerinden ilham aldım. Bu canlıların oyunbaz olacağını biliyorduk, o yüzden onlara haylaz bir hava katmak önemliydi.” – Ariel Fain, Karakter Sanatçısı

Lorekeeper: “Diğer bölgeleri ele aldığımızda farklı temalar ön plana çıkıyor; örneğin Bastion için meleksi tasarımlar ile Yunan/Roma mitolojisi, Revendreth için vampir görünümü ve gotik mimari gibi. Ardenweald için de böyle özel bir yaklaşımınız oldu mu?”

Ely Cannon: “Sanıyorum ki Ardenweald en saf fanteziyi barındıran bölge. Burada peri masallarına ve mitolojisine eğildik. Bir çocukken halk masallarından ve peri mitolojisinden çok keyif alırdım, nitekim hâlâ Brian Froud’un ve diğer sanatçıların eserlerini severim. Özünde daha az gerçek dünya göndermesi olan şeyler ancak çocukluğumuzda (ve peri masallarından keyif aldığımız yetişkinliğimizde) bizler için oldukça değerli şeyleri yansıtıyor.”

Mütemadiyen baş belası olan Spriggan ırkı, Ardenweald boyunca da kimseye rahat vermiyor. Bölgenin yerlilerinden kabul edilen bu yaratıklar, kötü niyetli canlılar olmaları ve her daim kaos yaratacak boyutta eylemler gerçekleştirmeleri ile biliniyorlar. Ardenweald yaşayanlarının başına türlü sorunlar açan Spriggan’ların bir kısmı meşum bir loanın fısıltılarına kapılarak onun planlarını hayata geçirmek için çabalarken bir kısmı da kontrolsüz bir şekilde yıkım getiriyor.

Ardenweald bölgesinde sadece yaşamın değil, aynı zamanda ölümün ve çürümenin simgesi olan yaratıklar da yer alıyor. Gorm olarak isimlendirilen bu canlılar, farklı böcek türlerinin birleşimi gibi gözüken bedenleriyle dikkat çekiyorlar.

“Gorm’lar, gerçekçi ve tanıdık hisler uyandırmalı ancak bir yandan da mistik ve yeni görünmelilerdi – aklımdaki Ardenweald da böyle bir yerdi. Bu yüzden birçok gerçek böcek cinsinden farklı kısımları alıp yeni bir şey yaratmaya çalıştım. Örneğin Gorm antenleri güvelerden alındı, boynuzu ise geyik böceğinden. Hülyalı renkler seçtim ki insanlar ne yedikleri ve nasıl büyüdükleri ile ilgili çıkarım yapabilsinler.” – Jay Nam, Karakter Sanatçısı

Night Fae Ahdi’nin bir üyesi olmaya karar veren karakterlerin en nihayetinde binek olarak da edinebilecekleri bir hayvan olan Runestag, Shadowlands için özel olarak tasarlanmış. Bu noktada Karakter Sanatçısı Natacha Nielsen, detaylı açıklamasıyla konuyu anlatıyor:

“İlk bakışta hemen bir geyik olduğu anlaşılabilen ancak Azeroth üzerinde gördüklerimizden farklı bir his uyandırabilecek bir yaratık tasarlamak istedik. Runestag hem zarif hem de kudretli gözükmeliydi. Bu canlının ormanın bir parçası olduğunu vurgulamak için postuna ve kuyruğuna yapraklar, bedenine ise parıldayan anima şekilleri ekledim. Aynı zamanda bölgedeki geyiklerin görünümüne çeşitlilik katmak amacıyla üç farklı boynuz tipi de tasarladım.

“Bu yaratığın aynı zamanda iki aşamalı zırha sahip bir binek olması da gerekiyordu. Ardenweald bölgesinin genel görünümünü ve temasını yansıtabilmek için yaprak benzeri şekiller ve organik tasarımlar kullandım. Malzemelerin Ardenweald’ın geri kalan ırkları tarafından da kullanılan şeyler olması gerekiyordu ki Night Fae elinden çıktığı anlaşılabilsin. Ahit ile uyumlu olsun diye ana madde olarak deride karar kıldım ve sonrasında bitki özü, yaprak ve az da olsa metal aksesuarlar karıştırdım.”

Geyiklerin sembolik bağlamda da çeşitli kültürlerde önemli bir yeri bulunuyor. Ormanın lideri ve tüm hayvanların koruyucusu olarak kabul edilen geyikler, aynı zamanda hassasiyeti, önseziyi ve nezaketi simgeleyen ruhani otorite olarak da saygı görüyor. Geyik boynuzlarının bereket sembolü olduğu düşünülürken bu yaratığın yeniden can verebilme gücüne sahip olduğuna da inanılıyor. 

Lorekeeper: “Ardenweald topraklarına gelmeye hak kazanan ruhların diledikleri hayvan şeklinde bürünerek yaşamlarına devam edebildiklerini öğrendik. Bunun ardındaki fikir neydi?”

Ely Cannon: “Burada lehimize çalışan birkaç nokta oldu. Öncelikle genel temaya uyuyordu. Örneğin geyik, gerçek dünya mitolojisinde, halk masallarında ve birçok farklı kültürde doğayı temsil ediyor. Bölge için oldukça geniş bir ekoloji yarattık ve içerisindeki birçok hayvanı düşününce kendi dünyamızı da resmediyor. Yıllardır ne kadar çok ve farklı yaratık tasarladığımızı göz önüne aldığımızda onları değiştirip daha fantastik hâle getirmek bizim için çok büyük bir fırsattı.”

Bölgede buranın yerlisi olmayan ancak görevler sırasında sıklıkla karşılaştığımız bir grup daha yer alıyor fakat “spoiler” olabileceğini düşündüğümüzden bu kısmı yalnızca görmek isteyenlerin açabileceği şekilde ayarladık. Merak ediyor ve sorun olmayacağını düşünüyorsanız aşağıdaki kutucuğu açıp okuyabilirsiniz.

'Spoiler'

Anima kıtlığı ile birlikte Ardenweald savunmaları da zayıflamaya başlayınca bunu fırsat bilen Drust’lar, kendi karanlık diyarları olan Thros’tan buraya gelerek istilaya girişiyorlar. Ölmekte olan koruları ele geçirmeye çalışan bu varlıklar, çarpıtılmış druid büyülerini kullanıyor ve yok edilen her wildseed ile daha da güç kazanıyorlar. Sayıları az olsa da karanlık ritüeller gerçekleştirerek kontrol altına aldıkları Night Fae üyelerini saflarına çekmeye çalışıyorlar.

Lorekeeper: “Ardenweald ile Thros arasındaki bu bağlantının, saldırı altındaki bölgelerin tasarımına nasıl bir etkisi oldu?”

Ely Cannon: “Legion söz konusu olduğunda yaptığımıza benzer bir yaklaşımda bulunmak istemedik. Legion bir yere gittiğinde orayı tamamen yozlaştırıp değiştiriyor ancak burada yapmak istediğimiz bu değildi.

“Drust halkı her ne olursa olsun doğal ve ruhani dünyalar ile iç içe bir topluluk. Adeta ölümün druidleri gibiler. Bu yüzden buraya saldırdıklarında toprağı değiştiren veya yok eden taraf olarak betimlemek istemedik. Yalnızca bu zayıf anı bir fırsat olarak kullanarak uzun zamandır planladıkları istilayı gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Tabii ki büyülerinin birtakım etkileri bulunuyor ama bölgeyi kökten değiştirmeleri gibi bir durum söz konusu değil.”

Ardenweald Mimarisi, Çevre Tasarımı ve Renk Paleti

Shadowlands bölgelerinin her birinin kendine has bir anima rengi bulunuyor; nitekim Ardenweald için bu renk, bölgenin gece atmosferine ve rüya bütünlüğüne uygun bir şekilde mavi olarak göze çarpıyor.

Bölgenin ana renk paleti mavi, mor, yeşil ve uçuk sarı gibi soğuk renk ağırlıklı diyebileceğimiz çeşitli tonlar barındırıyor. Doğada çokça bulunabilen bu renklerin rahatlatıcı ve huzur verici etkileri olduğu biliniyor. Çevre ve doğa açısından en göze çarpan renk olan yeşil, büyümeyi ve sürekliliği vurgularken mavi ise güvenilirlik aşılayıp bir yandan da ahenk ile bütünleşmiş bir bölgede olduğunuz hissi veriyor. Ruhsal anlamda gizem katan bir renk olarak düşünülen mor, aynı zamanda bolluğu ve bereketi de simgeliyor. Tüm bunlara ek olarak saflık ve incelik katması için eklenmiş olan sarı tonları ise sıcakkanlılık aşılayıp bölge sakinlerinin neşesini ve enerjisini size aktarırken bir yandan da diğer renkleri toprakla bütünleştiriyor.

Nitekim bu renkleri Ardenweald bölge tasarımının her yanında görmek mümkün.

Bölgeyi başından beri galaksilerin kendine has uhrevi görüntüsü ile ağaçların oluşturduğu yer örtüsünün birleşimi olarak hayal eden tasarım ekibi, bu fikri en iyi şekilde yansıtabilmek için uğraş vermiş. Ne tarz bir yaklaşım izlediklerini Çevre Sanatçısı Gabriel Gonzalez anlatıyor:

“Gök kubbeyi tutan sütunvari ağaçlar ve bu ağaçların oluşturduğu bitki örtüsünü kaplayan bulutsu bir büyü kütlesi hayal ettik. Bu düşünce ile birlikte Ardenweald için oldukça tematik bir his uyandıracak bir şeyler yaratmak istedim ve doğadaki yaşam ile yeniden doğuş sembolizmini işledim. Böylece Emerald Dream’de gördüğümüz şeylere de göz kırpan, dalları zarafetle bükülerek adeta bir semavi örgü oluşturan devasa bir ağaç fikrinde karar kıldım. Ağacı Ardenweald üzerindeki animayı toplayacak ve bölgedeki hikâye anlatımı için temel düzeneği oluşturacak bir yer olarak düşündüm.”

Lorekeeper: “Ardenweald göğünde bazı takımyıldızlar var. Azeroth tarafında taze yaratılmış ejderha görünümünde bir takımyıldız olduğunu düşündüğümüzde bu durum tasarımı nasıl etkiledi? Ardenweald göğünü yaratırken bunu dikkate aldınız mı?”

Ely Cannon: “Burada henüz özel olarak bir takımyıldız yaratmadık ancak geçmişte yaptıklarımız üzerinde tabii ki oynuyoruz. Bu tasarımı daha önce belirli şeyleri temsil etmek ve hikâyeyi aktarmak için kullandık ancak Ardenweald açısından böyle bir çalışmamız henüz olmadı.”

Doğayla bu kadar iç içe olan bir bölgede başımızı çevirdiğimiz her yerde bitki örtüsü ve çeşitli boyutlarda ağaçlar görmememiz zaten oldukça tuhaf kaçardı.

Lorekeeper: “Şu anki Ardenweald, yapım sürecinde konsept üzerine konuştuğunuzda ortaya çıkan ilk hâli mi, yoksa zaman içerisinde değişime uğradı mı?”

Ely Cannon: “Geniş çerçeveden bakarsak aslında ilk hâli. En başından beri gece vaktinde maviye boyanmış bir orman fikri üzerinde duruyorduk, üzerine eklediğimiz şey sonbahar ve kış temalarıydı. Emerald Dream’e baktığımızda yaptıklarımız bolca yeşil, parlak sarı ve pembe içeren, çiçeklerle süslenmiş ilkbahar ve yaz temalarıydı ve bundan farklı olmasını istedik. Fikir olarak örneğin ayıların kış uykusuna yatmasını ele aldık ve bunu yakalamaya çalıştık. Buraya gelen güçlü doğa ruhları uykuya yatacak, iyileşecek ve sonra uyanacaklardı.

“İlk konsept tasarımlarında ağaçların belirgin şekilde yüzleri olsun mu diye düşündük ancak daha sonrasında bu fikirden vazgeçtik. Eğer ağaçların yüzleri olsaydı sanki entler buraya ölmeye gelmişler gibi bir görüntü olacaktı. Yansıtmak istediğimiz bu değildi.

“Bizim için büyülü bir orman yaratmak oldukça kolaydı. Ancak ne zaman ki içerisinden animayı çekmeye başladık, işte o zaman sıkıntılar baş gösterdi. Ne kadar çok çekersek o kadar dünyevi, o kadar normal bir görüntüye büründü. Büyünün azaldığı yerlerde bile uygun renk tonlarını ve cazibeyi yakalamak gerçek bir zorluktu.”

Night Fae Ahdi’nin merkezini oluşturan ana ağaç da farklı tasarımıyla göze çarpıyor. Winter Queen ve maiyetinin yer aldığı bu yerleşim, yalnızca liderin en güvendiği kişilerin girebileceği bir yer olarak belirlenmiş.

“Bu devasa büyülü ağacın kaidesindeki pencere ve sütun gibi mimari eklentilerin, kabuğun ve dalların doğal çehresine kıvrılıp karışıyormuş gibi bir izlenim bırakmasını istedik.” – Matt OConnor – Kıdemli Konsept Sanatçısı

Bölgedeki bitki örtüsünün tasarımı ve detayları da olabildiğince birbiriyle sarmalanmış dallar ve adeta kafes görünümlü örgülerden oluşuyor.

“Ardenweald bölgesini tanımlayan şekil olarak için dallardan oluşan örgümsü bir görüntüyü vurgulamak istedim. Bunu kendi hâlinde duran bir anima kafesi üzerinde denemeler yaparak en iyi şekilde yansıtabileceğimi düşündüm. Bir ağırlığı olmasını ancak aynı zamanda ne kadar zarif bir büyüme sürecinden geçtiğini, Ardenweald sakinlerinin çevrelerini şekillendirirken kullandıkları büyüsel yöntemi de aktarmak istedik. Denemelerimizde Art Nouveau (Yeni Sanat) mücevherlerinden ve The Dark Crystal’dan ilham aldık.” – Gabriel Gonzalez, Çevre Sanatçısı

Ardenweald boyunca sıklıkla karşılaşılan bir tasarım da hem tanıdık hem de bir o kadar fantastik olmasıyla göze çarpıyor: düş kapanları.

Lorekeeper: “Yaşam, ölüm ve yeniden doğuşa değinen büyük kıvrımlı ağaçlar dışında bölge tasarımında ne tarz sembolizm kullandınız?”

Ely Cannon: “Ağaç yataklarında ve Night Fae motiflerinde bulunan kıvrımlar aslen birer düş kapanı. Burada biraz da Emerald Dream’e göz kırptık. Ardenweald söz konusu olduğunda ise bütün bölgenin anima toplama üzerine çalıştığını düşündüğümüzde her yerde düş kapanı kullanmak nihai karardı.

“Aslen burada uyuyan varlıkların rüyalarındaki enerjiyi yakalama fikrini temsil ediyor. Nitekim bu tarz bir yaklaşımı bölgenin her noktasında, hatta zırh parçalarında da kullandık. Night elflerin sahip oldukları telkâri işlemeleri de kullandık ki burayla doğal olarak ilişkisi olabilecek ırklar ile bir bağlantı kurulabilsin.”

Doğal yaşamın döngüsü ve Ardenweald bölgesini kaplayan bitki örtüsü yalnızca mimari yapıların değil, zırhların tasarlandığı noktada da ön plana çıkartılmış. Nitekim bölgedeki her tür renk tonunu bulabileceğimiz çok çeşitli zırh setleri hazırlanmış ve hepsine doğanın bir parçası olduğumuz hissini verecek motifler eklenmiş.

“Geçmişte Val’sharah, Ashenvale ve Hyjal gibi birçok hoş ormanlık bölge yaratmış olsak da Ardenweald çok daha ileri, bildiğimizden çok daha gerçek dışı bir konsept. Bu anlayışı aklımda tutmaya ve Night Fae Ahdi’nin zırh seti tasarımlarına işlemeye çalıştım. Bunu gerçekleştirecek ilk adım, herhangi bir zırh parçasının üzerinde metalik hiçbir madde olmamasıydı. Oldukça zorlu bir karardı, özellikle kumaşlardan da dâhil olmak üzere geçmişte yarattığımız zırhların üzerinde ne kadar sık metal kullandığımız düşünülünce… Böylelikle anima gücüyle sağlamlaştırılmış ve pekiştirilmiş tahtadan yapılma bir ağır zırh (plate armor) seti fikri ortaya çıktı.” – Sukjoo Choi, Karakter Sanatçısı

Lorekeeper: “Bölgenin ana temasını zırhlara yedirmek ne kadar zorluydu?”

Ely Cannon: “Bazıları oldukça kolaydı. Zincir zırh (mail armor) daha zorlayıcı oldu – ki bir noktada baştan tasarladık. İlk setin temaya uygun olmadığını düşündük. İlk olarak Gorm adındaki yaratıkla başladık ve zırhın neden yapıldığına dair referans olarak kullandık.

“Yaptığımız tüm zırhlar, bölgedeki öğeleri ve maddeleri içeriyor. Örneğin ağır zırhı ele aldığımızda ağaçların kabuklarından yapıldı. Zincir zırha baktığımızda ise üzerindeki yaprak şekillerinin pulları oluşturduğunu görüyoruz. Önceki tasarımda Gorm kabuğundan oluşturulan bir kitin zırhtı ancak istediğimiz etkiyi vermiyordu; ayrıca zincir zırhtan çok ağır zırha benziyordu. Bu yüzden geriye dönüp baştan tasarlamaya ve bölgedeki diğer temalara uygun hâle getirmeye karar verdik.”

Shadowlands ile birlikte gelecek yeni özelliklerden biri ise oldukça farklı görünümlere sahip sırt eklentileri. Normalde bu kıyafet parçaları bu zamana kadar hep pelerin olarak tasarlanmış olsa da genişleme paketindeki her Ahit için bulundukları bölgeye özgü birbirinden değişik tasarımlar yaratılmış; nitekim Ardenweald için de doğa temasına yoğunlaşan parçalar görmek mümkün.

“Organik tasarımları çok seviyorum ve tüm bölge esin kaynağı olabilen birçok havalı yaratık ile muhteşem ortamlar barındırıyor. Bu sırt eklentilerinin her birinin eşsiz olmasını istedim. Kanatlar için Ardenweald boyunca yer alan ağaç ve bitki örgüsünden ilham aldım, üzerlerindeki parlayan ufak noktaların da güve kanatlarında görebileceğiniz ‘gözleri’ anımsatmasını istedim. İkinci eklenti için karakterin sırtında üzerine bölgedeki güvelerin konduğu bir fener bulunması fikrinin eğlenceli olabileceğini düşündüm. Ara sıra bu güveler kanatlarını açarak sanki karakterin de kanatları varmış gibi bir görüntü sergileyecekti. Son eklenti için ise sanki bölgedeki büyüleyici yeni bitkileri inceleyen bir bitki bilimcinin ihtiyaç duyabileceği tarzda bir çanta yaratmak istedim.” – Natacha Nielsen, Karakter Sanatçısı

Ardenweald Müziği ve Ses Efektleri

Her bölgenin işlevine ve temsil ettiği değerlere özel olarak hazırlanmış olan ses efektleri ve besteler, buradaki görevleri tamamlamanızda sizi teşvik eden unsurlar olarak da ön plana çıkıyorlar. Nitekim konu Ardenweald olduğunda ise oldukça huzurlu, kişiyi sakinleşmeye ve tasalarını geride bırakmaya iten, adeta bir ninni havasında parçalar yer alıyor – ki kimi kesimlerdeki sıkıntılar da müziğin tonunun değişmesi ile hemen fark edilebiliyor.

(Maalesef parçalar resmi olarak yayınlanmadıkları için kendimiz paylaşamıyoruz ancak YouTube üzerinden ulaşıp dinleyebilirsiniz.)

Baş Bestekâr Glenn Stafford, Ardenweald müziği için nelerden ilham aldıklarını ve nasıl bir yolda ilerlediklerini detaylarıyla paylaşıyor:

“Ardenweald’da anima kıtlığı sebebiyle hangi doğa ruhlarının yeniden doğacağı veya varoluştan silinip tükeneceği ile ilgili bir karar verilmesi zorunluluğu baş gösteriyor. Bu yeniden doğuş ve yok oluş kavramları, bölge müziği boyunca da yansıtılıyor.

“Yeniden doğuş daha çok bir ninni gibi aktarılıyor; temanın en basit ve en kaba şekliyle olsa da daha ileri seviyede geliştirilmiş versiyonlarının temel ‘DNA’sını barındırıyor. Tematik olarak 3/4 vuruş sayısında, çocuksu ve masumane olmakla birlikte benzersiz ve beklenmedik akorlar ile ton değişimleri sayesinde bilindik ninni kavramından da farklılaşıyor. Sade güzelliği yansıtırken bir yandan da bu doğal ve büyülü bölgenin altında yatan karmaşık yapıya da dokunuyor.

“Yeniden doğuş ile yok oluş arasındaki kısım, performansta daha yoğun bir ifadenin kullanıldığı, temanın çok daha geliştirilmiş ve durumu net olarak anlatan hâli. Ana vurgusu yine doğanın sade güzelliği ancak aydınlık ve karanlık kavramlar arasında gidip gelen daha büyük aranjman aralıkları, adeta doğanın mevsimler değiştikçe çalkalanmasına benzer şekilde hızlanan ve yavaşlayan bir tempo içeriyor.

“Yok oluş ise aynı temel fikirleri barındırsa da çok daha korkunç ve donuk bir yol izliyor. Yaşamın ve gücün kaynağı burada yitip gitmiş durumda. Hava bile daha kuruymuş gibi geliyor. Zaman, adeta aman vermeyen uzun ve kurak bir kış gibi yavaş ve değişmeden ağır ağır ilerliyor. Açılış melodisi sonradan eklenmiş havası veriyor, ışığı ve güzelliği hatırlatıyor ama sanki çok eski bir anıymış gibi…”

Konu ses efektlerine geldiğinde ise yine Ardenweald bölgesine has olan değerler ve özellikler ön plana çıkıyor. Doğa, yeni bir hayat için duyulan umut, huzur ve nezaket en çok üzerine eğilinen temalar olarak kolaylıkla ayırt ediliyor.

Her ne kadar doğa kavramı World of Warcraft içerisinde sıklıkla işlenen bir konu olsa da tamamen farklı bir boyutta olan Ardenweald için bunun bir adım ötesine geçilmesi gerekmiş. Bir ormanın içerisinde yürüyormuşsunuz izlenimi vermeye devam ederken aynı zamanda daha gizemli ve olağanüstü betimlenmesi istenmiş. Sesler de bölgenin içinde bulunduğu zor durumda alınması gereken kararları ve yapılması gereken fedakârlıkları vurgulayacak şekilde hayatta kalma ve koruma öğelerine eğilerek yaratılmış.

“Ardenweald’ın tonu ve renk paleti anında üzerinizde etki yaratıyor. […] Bölgenin büyüsü saf, hoş ve ahenk dolu. Bu büyü ortadan kaybolunca toprak da kuruyup kırılganlaşıyor. Bölgenin seslerini tasarlarken ‘astral’ kelimesine yoğunlaştım. ‘Astral’ denince derin düşüncelere dalma, sakinlik ve durgunluk anlaşılsa da içerisinde maneviyat da bulunduruyor. Burası druidlerin yeri. Bölgenin önderi olan Winter Queen de tutumunda ve hatta konuşma tarzında bu özellikleri barındırıyor.

“Kuşlar, rüzgâr ve rüzgâr çanları gibi kaynaklar üzerinden çalışmaya başladım. Bu tarz seslerin doğal olarak bölgeye uyum sağlayan tınıları var ancak aynı zamanda animanın var olmadığı yerlerde bulunmamaları tam anlamıyla zıtlık oluşturabilmeye yardımcı oluyor. Bu ölü bölgeler toz, kuru rüzgâr, kuru bitkiler ve dallar gibi daha topraksı tınılar barındırıyor. Bu da bize yaşam, ölüm ve yeniden doğuş temalarını ses efektleri üzerinden aktararak bölgenin hikâyesini anlatmamızda yardımcı oluyor.” – David Rovin, Ses Denetçisi

Ardenweald müziğinde ninni kullanılması, bölgenin işlevine de oldukça uygun olmasıyla dikkat çekiyor. Yatıştırıcı bir etkisi olduğu bilinen ninniler, dinleyen kişinin üzerinde çevresindeki kişiler tarafından değer verildiği, destek gördüğü ve önemsendiği hissi uyandırıyor. Bilinçaltında güvende olunduğu izlenimi bırakan ninniler, stres ve kaygı gibi negatif hisleri de azaltıyor. Nitekim Ardenweald görevleri sırasında bunun nasıl işlendiğine bizzat şahit oluyoruz.

Öte yandan rüzgâr sesi, bir ruhun kudretini ve bu ruhun yaşamı devam ettirmek için harcadığı gücü simgeliyor. Rüzgâr çanları ise mutluluk, neşe ve huzur hissiyatı vermesiyle biliniyor; ek olarak çeşitli kültürlerde kötücül ruhları ve negatif enerjiyi defetmek için evlere veya kutsal mekânlara asılan nesneler olarak ön plana çıkıyor.

Ardenweald Kime Hitap Ediyor?

Ardenweald, anima kıtlığı sırasında oldukça kötü bir dönemden geçiyor. Diğer bölgelerden farklı olarak burada daha çok temsil edilen değerlerin aksi yönünde alınması gereken kararların ağırlığı altında ezilme hissi çok daha vurucu bir hikâye anlatımıyla karşılaşmamıza sebep oluyor. Bizzat şahit olduğumuz bu karanlık dönemde Ahit seçimimizi Night Fae tarafında yapma ve onlara her türlü yardımı sunma fırsatı yakalıyoruz.

“Ardenweald, yaşanan ruh kıtlığında Shadowlands diyarları arasında en derinden etkilenen bölge oldu. Night Fae lideri Winter Queen’in sayısız çağdan beri ilk defa önceden verimli olan korulardan ve bu korulardaki ruhlardan hangilerinin son anima yudumlarıyla besleneceğine, hangilerinin ise sonsuza kadar kaybedileceğine karar vermesi gerekiyor.”World of Warcraft, Night Fae Covenant

Doğayla iç içe olan ya da hangi sınıftan olursa olsun onu korumayı görev bilmiş karakterler, Night Fae Ahdi’ni tercih edebilirler. Özellikle peri masallarına ve ormanlara has huzur hissine ilgi duyan oyuncular, Winter Queen’in saflarına katılıp bu gecenin hüküm sürdüğü büyülü diyarı kurtarmak için çabalayabilirler.

Lorekeeper: “Karakterlerimizin açısından bakarsak Ardenweald kimlere hitap edebilir?”

Ely Cannon: “Doğal seçimler olarak Druid ve Hunter diyebilirim. Elementlerle aralarındaki yakın bağdan ötürü Shaman oynayanlara da hitap edecektir. Ancak tamamen dürüst olmam gerekirse insanları belirli bir bölgeye ve Ahit seçimine itecek şey daha çok hikâyenin fantezi tarafındaki temalar ve yarattığı hissiyat olacaktır.”

Heart of the Forest sizi bekliyor!


Spoiler ile bir sorununuz yoksa ve Ardenweald hikâyesiyle ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz YouTube kanalımızdaki Ardenweald yayın kayıtlarımıza göz atabilirsiniz.

“Derinlemesine…” yazılarımız genel olarak genişleme paketinin sanatsal yönüne eğileceğinden oynanış ile ilgili detaylara fazla yer verilmeyecektir. Night Fae yetenekleri ve ödülleriyle alakalı daha fazla bilgi edinmek isterseniz detaylı Wowhead yazısına bakabilirsiniz.