Giriş Bölümü – Temeria
Rivialı Geralt, kendini La Valette zindanında zincirlenmiş bir şekilde bulur. Çok geçmeden Mavi Bereliler olarak da bilinen Temeria Özel Güçleri’nin lideri Vernon Roche tarafından sorgu odasına götürülür. Daha önceki macerasında suikastçıların elinden bizzat kurtardığı Kral Foltest’i öldürmekle suçlanan Geralt, bu noktada masumiyetini kanıtlamak için kralın ölümü ve tutuklanışına kadar gelişen süreçte başından geçen olayları Roche’ye anlatmaya başlar.
Geralt’ın hikâyesine göre Witcher ve büyücü Triss Merigold, Temeria kralının La Valette kalesine karşı yürüttüğü sivil savaşta kralın koruması ve saray büyücüsü olarak görev alırlar. Foltest’in gayr-ı meşru çocuklarını politik birer maşa olarak kullanmaya çalışan La Valette baronesine karşı yürüttükleri kuşatma sıkıdır. Ordunun karşılaştığı ufak tefek engelleri yetenekli Witcher sayesinde çok da kayıp vermeden atlatan Foltest’in ordusu için zafer kesin gibidir. Ta ki bir ejderha savaş alanına inip de Foltest, Roche, Geralt ve Triss’ten oluşan grubun tepesine çökene kadar…
Ejderhanın saldırısı sırasında diğer ikiliden ayrı düşen Foltest ve Geralt, kralın gayr-ı resmi çocuklarının tutulduğu kuleye ulaşmayı başarırlar. Ancak çocuklarına çok kısa bir süreliğine kavuşan Foltest, Geralt’ın gardını indirmesinden yararlanan keşiş kılığındaki bir suikastçı tarafından öldürülür. “Kralkatili” olarak bilinen suikastçı, elf isyancılarından oluşan Scoia’tael’in yardımıyla kaleden kaçmayı başarır. Bu sırada boğazı kesilmiş kralın cesedinin başında durmakta olan Geralt, Temeria ordusu tarafından suikastçı sanarak yakalanır.
Geralt’ın anlattığı hikâyeye inanan Roche, Witcher’a bir antlaşma sunar. Geralt’ın hapishaneden kaçmasına göz yumacaktır; karşılığındaysa Beyaz Kurt’un kendisine asıl suikastçı olan Kralkatili’ni bulma konusunda yardım etmesini beklemektedir. Roche’nin teklifini kabul etmekten başka seçeneği olmayan Geralt, Mavi Bereli’nin bıraktığı anahtarı kullanarak uygun bir zamanda kendini serbest bırakır. La Valette zindanlarında görünmeden ilerleyerek limana ulaştığında yelken açmaya hazır bir gemide kendisini bekleyen Roche ve Triss ile buluşur. Bu sırada “Witcher’ın metresi” ve “Kralkatili’nin fahişesi” olarak bellenen Triss de Vizima’daki evini ve saraydaki pozisyonunu kaybetmiştir. Gerçek Kralkatili’nin tahmini rotasını tartışan grup, en olası ipuçlarını Floatsam kasabasında bulacaklarına kanaat getirerek nehir şehrine doğru yola çıkar.
Birinci Bölüm – Floatsam
Floatsam’ın biraz dışındaki limana demir atan grup, yolda Scoia’tael lideri Iorveth ve elflerin saldırısına uğrar. Triss’in yarattığı büyülü bir kalkan sayesinde elf oklarından korunan grup, kaçıp şehre varmayı başarır. Lakin kullanmak zorunda kaldığı güç, Triss’i oldukça bitkin düşürmüştür. Bu sırada Floatsam’da da durum oldukça karışıktır. Halk umumi bir idamı izlemek için meydanda toplanmıştır. İdam edilecek elf ve cücelerin arasında Geralt’ın kadim dostları olan Dandelion ve Zoltan Chivey’in de olması, Witcher’ın idamı durdurmak için müdahale etmesiyle sonuçlanır. Kasaba muhafızlarından birkaçını yumruklayarak saf dışı bırakan Geralt, en nihayetinde yerel garnizon komutanı Bernard Loredo’yla arkadaşlarının serbest kalması için bir antlaşma yapar: Kasabanın başına bela olan ve limana yanaşan gemileri batıran Kayran yaratığının icabına bakarsa arkadaşlarının Scoia’tael ile işbirliği yaptığına dair suçlamalar da düşecektir. Antlaşmayı kabul eden Geralt, Kayran hakkında bilgi toplamaya çalışırken Kovir Kraliçesi Zulika’nın danışmanı büyücü Síle de Tansarville ile karşılaşır. Oldukça nadir görülen ve daha da nadir öldürülebilen Kayran’ın kalıntılarından bir kısmına göz koyan Síle, yaratığın uzuvlarından değerli olanları almak karşılığında Witcher’a yardım etmeyi kabul eder. Bol dokungaçlı yaratıkla dövüşen ikili, Síle’nin büyüleri ve Geralt’ın Yrden tuzakları sayesinde Kayran’ı öldürmeyi başarır. Kontratını başarıyla tamamlayan Witcher, bu sayede Zoltan’ı hakkındaki suçlamalardan kurtararak dikkatini bir kez daha Kralkatili’ne çevirir.
Bu sırada boş durmamış olan Triss, Loredo’nun adamlarının Iorveth’in ekibinden bir elfi yakaladığını öğrenmiştir. Iorveth ve Kralkatili hakkında daha çok bilgi alabileceklerini umarak Geralt’ı da yanına alan büyücü, elf teğmenini hapishanede ziyarete gider. Ancak Ciaran adındaki elfin durumu gördüğü işkencelerden dolayı kötüdür; Triss onu konuşabilecek hale getirmeye çalışırken Geralt da acı yüzünden debelenmesini önlemek adına Axii simgesini kullanarak onu sakinleştirmeye çalışır. Sonunda istedikleri bilgiyi Ciaran’dan alırlar: Kralkatili’nin gerçek adı Letho’dur. Ciaran’a onun için bir teklifi olduğunu ve hatıra güllerinin yetiştiği yerde buluşmak istediğini söyleyen Kralkatili, Scoia’tael birliklerini Iorveth’in komutasından almasını teklif ettiği Ciaran elf kardeşlerine ihanet etmeyi reddedince elfe saldırmıştır. Kısacası Scoia’tael ve Kralkatili ittifağı, ortak çıkarları sona erdiği anda ortadan çatırdamıştır.
Bu sırada geçmişe dair anılarının birçoğu hâlâ kayıp olan Geralt’ın hafızası elf ile konuşurken birden tetiklenir. Eski sevgilisi Yennefer ile ilgili anıları geri gelmeye başlayan Geralt, Rivia’daki katliamda katledildiklerini ve üvey kızı Ciri’nin onları bir şekilde geri getirerek Avallach’ın Adası’na bıraktığını hatırlar. Yennefer ona, Ciri’nin başka dünyaları ziyaret etmeye gittiğini ve orada mutlu olduğunu söylemiştir. Ancak Avallach’ın Adası’ndaki bu mutlu beraberlikleri ne yazık ki Yaban Avı’nın dehşet veren süvarilerinin onları bulmasıyla sona erer. Ciri’nin peşinde olan süvariler, Yennefer’i kaçırmış ve Geralt’ı da Kaer Morhen sınırına kadar kovalamıştır. Bundan bir süre önce Witcher kalesinin hemen dışında hafızasını ve şuurunu kaybetmiş bir şekilde Vesemir ve Eskel tarafından bulunuşu da böylece anlamlanmış olur. Hatırladıklarını Triss’e anlattığında büyücü ona hafızasını bloklayan şeyin zayıfladığını ve eğer Ciaran’ın da bahsettiği efsanevi hatıra güllerinden bulabilirlerse onun yapraklarından bir iksir yaparak hafızasının kalanını da kazanmasına yardım edebileceğini söyler. Böylece birlikte gülün bulunduğu iddia edilen elf harabelerine doğru yola çıkarlar.
Harabedeki heykellerden birinin dibinde bitmiş olan gülü bulan Geralt, hatıra gülünü Triss’e verir. Witcher’a karşı derin hisler besleyen büyücü, bu sırada gül hakkındaki bir efsaneden bahseder: “Cymoril’in hatıra gülü” olarak da bilinen gül, bir zamanlar sevgililer arasında çok yaygın bir hediyedir ve sadece gerçekten çok büyük bir aşkla verildiği zaman asla solmadan kalacaktır. Ancak tam bu sırada bir grup haydutla karşılaşırlar. Haydutlar kolay yoldan para kazanmak amacıyla heykeli çalmaya niyetlidirler. Heykeli nasıl taşıyacaklarına karar vermeye çalışırken sonunda heykeli parçalara ayırıp o şekilde taşımakta karar kılarlar. Elf tarihinin bu değerli yadigarlarının parçalanmak üzere olduğunu duyan Triss dehşete düşer ve haydutlara sataşır. Böylece üç haydut, büyü ve kılıcın ortak hiddetini üzerlerine çekmiş olur. Son anda ortaya çıkan dördüncü bir haydutun saldırısını da savuşturmayı başarırlar ancak bu sırada zayıflamış zeminin çöküşüyle birlikte bir yer altı havuzuna düşerler…
Tekrar yüzeye çıktıklarında Triss, Geralt’ın hafızasını yerine getirecek iksiri hazırlamaya giderken Geralt da Iorveth’in izini sürmek için Zoltan’ın yanına döner. Scoia’tael içindeki bağlantılarını kullanan Zoltan, Witcher’ı ormandaki gizli bir buluşma noktasına götürür. Ancak Scoia’tael ile yapacakları bu sözde buluşmanın bir tuzak olduğu ortaya çıkar. Etrafları Scoia’tael okçularıyla çevrilen Geralt ve Zoltan, Ciaran’dan öğrendikleri bilgiler sayesinde Iorveth’in ilgisini çekmeyi başarırlar. Letho’nun kendisine ve elflere ihanet ettiğini söyleyen Geralt, Iorveth’i en azından Letho’yla yüzleşmeye ikna etmeyi başarır. Iorveth’in söylediğine göre Letho, Cáelmewedd’deki elf harabelerindedir ve Geralt’ın doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak için ufak bir tiyatro oyunu sergileyeceklerdir: Iorveth, Geralt’ın mahkumu gibi davranacak ve Letho’nun ağzından laf almaya çalışacaktır. Bu sırada Scoia’tael okçuları da ters bir hareket yapmaması için Geralt’ı gizlice göz altında tutacaklardır tabii.
Harabelere gittiklerinde Geralt tarafından yakalanmış numarası çeken Iorveth, tam da planladıkları gibi Letho’nun ağzından laf almaya çalışır. Letho, Geralt’a daha önce tanıştıklarını ve hatta hayatını ona borçlu olduğunu söyleyerek Witcher’ın kafasını karıştırır. En nihayetinde Scoia’tael ve Iorveth’in tamamen harcanabilir olduğunu itiraf ettikten sonra iş iki Witcher’ın kılıçlarının çarpışması noktasına gelir. Tam bu sırada Geralt’ın izini sürmekte olan Roche ve Mavi Bereliler baskın yapar. Iorveth rolü keserek Geralt’tan kılıcını geri ister –ki Geralt’ın yapmakta oldukça zorlanacağı büyük bir seçimin ilk adımıdır bu.
Scoia’tael ve Mavi Bereliler birbirlerine girmişken Engerek Okulu ve Kurt Okulu’ndan çıkma iki Witcher da karşı karşıya gelmiştir. Dövüşürlerken daha önce de Triss ile birlikte düşmüş oldukları yer altı havuzuna doğru yuvarlanırlar. Letho, Geralt’ın savunmasındaki boşluktan yararlanarak Witcher’ı yakalayarak önce havuzun dibine batırıp zayıflattıktan sonra harabedeki gizli odalardan birine doğru fırlatır. Bu odada amansız bir dövüşe tutuşan iki Witcher’dan üstünlüğü ele geçiren yine Letho olur. Üstüne üstlük ardında yaralanmış ve mağlup edilmiş bir Geralt bırakıp Aedirn’e kısa yoldan gitmek için Triss’i kaçırarak bir kez daha ortadan kaybolur.
Triss’i bulmak için alelacele kasabaya dönen Geralt, Iorveth’e kılıcını verip vermemiş olmasına bağlı olarak iki manzaradan biriyle karşılaşır: Eğer kılıcı verip Iorveth’in kurtulmasını sağladıysa galeyana gelen Floatsam halkı, insan olmayanlara karşı sivil savaş başlatmıştır. Geralt bir yandan sokaklarda yakaladıkları cüce ve elfleri katleden insanları durdurmaya çalışırken bir yandan da Triss’e ulaşmaya çalışır. Eğer kılıcı Iorverth’e vermemeyi seçmiş ise manzara farkılıdır. Bu sefer Floatsam’ın sokaklarında Scoia’tael liderinin yakalanmış olmasını kutlayan ve sarhoş olan insanlar vardır.
Seçimi nasıl olmuş olursa olsun Triss Merigold’u arayışı, Witcher’ı Síle de Tansarville’in handaki odasına götürür. Burada Letho’nun gerçekten de Triss’i yakalamış ve büyücüyle birlike Aedirn’e ışınlanmış olduğunu öğrenir. Bu noktada yapacağı seçim, Geralt’ın macerasının tamamen farklı iki şekilde gelişmesine sebep olur.
İkinci Bölüm – Vergen
Geralt, Triss’i bulmak için Scoia’tael’in yardımına güvenir. Elf harabelerinde Iorveth ile buluşan Geralt, Letho’yu elinden kaçırdığını ve Triss’in de rehin alındığını anlatır. Letho tarafından kandırılmış olan ve intikam isteyen Iorveth, Geralt’a ihtiyaç duyduğu yardımı sunmayı teklif eder ancak tabii ki bir şartı vardır: Önce Floatsam’ın insan olmayanları hapis tuttuğu filika hapishaneyi ele geçirmelidirler. Geralt, Letho’da kullandıkları taktiği kullanarak gardiyanları kandırmayı önerir; Iorveth’in planıysa yollarını savaşarak açmaktır. İki plandan hangisini uygularlarsa uygulasınlar, sonuç olarak filikanın kontrolünü ele geçirmeyi başarıp Aedirn’e doğru yola çıkmaya hazırlanırlar. Tam bu sırada Bernard Loredo, eğer geri çekilmezlerse alıkoyduğu elf kadınlarını canlı canlı yakma tehdidiyle filikayı durdurmaya çalışır. Iorveth devam etmeleri gerektiğini ve elf kadınlarının davaları uğruna ölmeyi çoktan göze aldığını söyler. Ancak buna izin vermeye niyeti olmayan Geralt, filikadan aşağı atlayarak üç elf kadınını kurtarmayı başarır. Lakin bu karmaşa sırasında Loredo da kaçmıştır. Iorveth, birilerinin elbet Loredo’yu haklayacağını söyleyerek Geralt’a kadınları kurtardığı için teşekkür eder. Ve böylece Vergen’e doğru yelken açarlar…
Bu sırada Pontar Vadisi’nde Kral Henselt ve Lormarklı bir delege arasında bir görüşme yapılmaktadır. Kral Demavend’in Kralkatili’nin ellerindeki ölümü Aedirn’i oldukça zayıf bırakmıştır. Krallık çeşitli köylü isyanlarıyla çalkalanmaktadır ve Kaedwen gibi fırsatçı ülkeler de bu durumdan faydalanma niyetindedir. Bu yüzden de normalde pek geçinemeyen Demavend’in oğlu Prens Stennis ve Ejderkatili Saskia, güçlerini birleştirip Henselt’in istilasını sona erdirme niyetindedirler. Görüşme alanına gelen Stennis ve Saskia, Henselt ile aralarındaki durumu bir düello yaparak çözmeyi teklif ederler. Ancak düelloyu durdurmaya çalışan rahip Olcan, Henselt tarafından vahşice öldürür ve dökülen onca kan, uzun yıllardır toprakta uykuda olan bir laneti uyandırır. Zamanında bu topraklarda savaşırken can vermiş askerlerin hayaletleri ayağa kalkıp savaşlarını tekrar vermeye başlarken Geralt da yanında Dandelion, Zoltan ve Iorveth ile birlikte Vergen’e doğru yol almaktadır. Yolda cüce Yarpen Zigrin ile karşılaşan ekip, Iorveth’in ısrarlarıyla Saskia’yı bulmak üzere antlaşmanın yapıldığı Pontar Vadisi’ne doğru yol alır. Ancak lanet çoktan yayılmıştır ve Aedernli şövalyelerin savaş alanında katledilmiş cesetleri, intikam isteyen ruhlar olarak ayaklanmıştır. Saskia, Iorveth ve Geralt, bu ruhlara karşı pozisyonlarını korumak için dövüşürken beyaz bir baykuşun onlara yol göstermek için alçaldığını görürler. Baykuş, büyücü Philippa Eilhart’ın ta kendisidir ve grubu savaş alanında yönlendirerek ölümcül sisin içinden sağ salim geçmelerini sağlar. Böylece nihayet Vergen’e ulaşmayı başarırlar.
Sıkı yönetim altına giren ve kapılarını dışarıya kapatan Vergen, Kaedwenlilerin oluşturduğu tehlikeye çözüm bulmak için bir savaş konseyi toplamaktadır. Geralt ve Philippa, bizzat şehir heyetinden Cecil Burdon tarafından konseye katılmaya davet edilirler. Yakınlardaki bir cüce hanına yerleştikten sonra konsey toplantısına giden Geralt, bir yandan da en az Kaedwenliler kadar büyük bir tehdit taşıyan başka bir sorunla karşı karşıya olduklarını öğrenir: Pontar Vadisi’ni kaplamakta olan ölümcül sis genişlemektedir ve bu gidişle Vergen’i de kaplaması sadece bir an meselesidir. Bu gizemli sisin sebebinin çok yüksek ihtimalle bir kan laneti olduğunu açıklayan Philippa, dirilen askerleri öldüren koşulları araştırmaları ve askerlere ait eşyaları toplamaları gerektiğini açıklayarak Cecil’i görevlendirir. Gizemli sis meselesinden sonra konu Kral Henselt’in Yukarı Aedirn’deki agresif girişimlerine gelir; başta konsey üyelerinden bazıları “Kralkatili” olarak nam salmış olan Geralt’a güvenmekte tereddütlü davransa da Saskia’nın telkinleri bu endişeleri yatıştırır. Henselt’in ordularına karşı güçlerini birleştiren konseye Iorveth ve Scoia’tael’in de katılması gerektiğini savunan Saskia, konuyu oylamaya açar. Konseyin çoğunluğunun onayıyla Scoia’tael güçleri de savaşa resmen dahil olur. Ancak bu olayı kutlamak için kadehler kaldırıldığında Saskia, içtiği zehirli içkinin etkisiyle komaya girer.
Saskia’ya ilk müdahaleyi Philippa Eilhart yapar; Thaumador adlı zehre maruz kalan Ejderkatili’nin yaşamsal fonksiyonlarını olabildiğince yavaşlatan Philippa, zehrin yayılma hızını da böylece azaltır. Lakin Saskia’yı tamamen iyileştirecek antidotu hazırlamak için immortele, hatıra gülü, asil kan ve biraz da büyüden oluşan bir karışım gerekmektedir. Geralt hem Saskia’yı iyileştirecek şifayı aramak hem de laneti kaldırmanın yolunu bulmaya çalışmakla meşgulken Iorveth de şehirde Saskia’yı zehirleyeni bulmak için işe koyulur.
Beraber Cáelmewedd’de buldukları hatıra gülünün hâlâ Triss’te olduğunu hatırlayan Geralt, Triss’e ait bir bandanayı Philippa’ya verir. Böylece Philippa büyüyle Triss’in yerini arayabilecektir. Bu sırada Vergen halkı ise sevgili Saskialarını zehirleyeni bulduklarını düşünmektedir. Savaş konseyinde içki dağıtan hizmetlilerden biri, Stennis’in Saskia’yı zehirlettiğini iddia etmektedir. Bu yüzden hâlihazırda Saskia’nın örgütlediği köylü hareketini de tasvip etmeyen Stennis’in hükmünü veren halk, prensin evini ablukaya alarak linç girişiminde bulunmak için toplanmıştır. Iorveth, toplanmış kalabalığın gözünü korkutup onları kontrol altına almaya çalışırken Geralt da bu sırada bahsi geçen hizmetliyi bulup sorgulamaya girişir. Hizmetli, rahip Olcan’ın prense “Mutfaktaki hizmetlileri çeksen yeter” dediğini duymuştur ancak gerçekten zehirletmeyi onların yapıp yapmadığına dair kanıtı yoktur; Olcan da Henselt tarafından öldürülmüş olduğu için sorgulama gibi bir ihtimal mevcut değildir. Araştırmaları en nihayetinde Witcher’ı Thorak adındaki bir yerel rün ustasına götürür ve Geralt aradığı kanıtı bulur: Zehir içkide değil, kadehin ta kendisindedir ve kadeh de Olcan’ın emriyle Thorak tarafından yapılmıştır. Ancak Prens Stennis’in bu olaylarla herhangi bir bağlantısı olup olmadığı hâlâ muammadır ve Geralt’ı oldukça zorlu bir seçim beklemektedir: Ya halkın Stennis’i linç etmesine izin verecek ve prensin cesedinden antidot için gereken asil kanı alacaktır ya da Stennis’i linçten koruyacak ve prensin hapse atılıp Saskia’nın hükmünü beklemesine razı olacak, haliyle de kanı bir şekilde Henselt’ten almaya çalışacaktır; zira Stennis’i içeren herhangi bir durumun halk arasında daha çok infial çıkartacağı ortadadır.
Bütün bunlar olurken Philippa da Triss’in sisin karşısında, Kaedwen kampının olduğu tarafta olduğunu keşfetmiştir. Geralt yine Philippa’nın yardımıyla sisin içinden geçer ve diğer tarafındaki bir cesedin üzerinde garip bir figür bulur. Tam da bu sırada Vernon Roche ile karşılaşırlar. Triss’i bulmaya çalıştığını öğrenince Geralt’a yardım etmeyi kabul eden Roche, bunun için Nilfgaard kampına girmesi gerektiğini söyler ve iki yoldan birini önerir: Ya Kaedwen kampının altında, güneydeki genelevden geçen yol ya da kuzeydeki Kaedwen kampından gizlice geçerek ulaşabileceği yol… Seçtiği yol hangisi olursa olsun rotfiendler ve bir de golem ile dövüşmek zorunda kalan Witcher, sonunda Nilfgaard kampına ulaşır. Ancak kampın girişinde yakalandığı askerler tarafından Nilfgaard elçisi Shilard Fitz-Oesterlen’in çadırına eşlik edilmek zorunda bırakılır. Shilard, Geralt’a gerçekten de Iorveth ve Scoia’tael’le iş birliği içinde olup olmadığını sorar ve Iorveth’in Vrihedd Tugay’ının savaş suçluları arasında idam edilmeye mahkum olduğunu hatırlatır. Bu bilgi, Geralt’ın hafızasındaki kayıp kısımlardan birini tetikler. Cintra Barışı’nın ertesinde Vrihedd Tugayı’nın boğazları kesilerek bir uçurumdan aşağı atıldığını hatırlar. Ve daha da önemlisi, Vrihedd Tugayı’ndakilerin cesetleriyle karşılaştığında Yaban Avı’nın izini sürdüğünü… Bir yıl kadar süren bu takip sırasında Yaban Avı, yaşı küçük olan çocukları çeşitli kasabalardan kaçırıp durmaktadır; bunun tek istisnası da Yennefer’dir. Geralt hafızasının bir kısmına geri kavuşurken Shilard da muhafızlarına Geralt’ın üzerini aramalarını söyler. Sisten hemen çıkışta bulduğu figürü kırdıklarında, içinden boyutları büyüyle küçültülmüş Triss çıkar. Philippa’nın çırağı Cynthia’nın çifte ajan olduğu ve Nilfgaard’ın bütün bu planlarında büyük bir rol oynadığı da ortaya çıktıktan sonra Shilard, kişisel büyücüsü Vanhemar’a Geralt’ın icabına bakmasını emrederek Triss’le birlikte kampı terk eder. Tam da durum iyice sarpa sarmışken Witcher’ın yardımına Roche ve Ves yetişir; Geralt’ı serbest bırakırlar. Geralt kılıcına geri kavuştuğunda ise icabına bakılan kişi, planlananın aksine Vanhemar olur. Roche’tan öğrendiğine göre Shilard ve Triss’in bir sonraki durağı Loc Muinne olacaktır. Cadılar Loncası, büyücüler konseyini geri getirmek istemektedir ve kuzeyin bütün önemli büyücüleri ve hükümdarları da bu konunun görüşüleceği bir oturum için Loc Muinne’de olacaktır. Son olarak eğer Geralt asil kanı Stennis’ten alamadıysa Henselt’i görmesi gerektiğini söyleyerek Roche’u ikna eder. Roche korumaları oyalarken Geralt, Henselt’in çadırına sızar ve gereken kanı (laneti kaldırıp Vergen’e giden yolu açması karşılığında) Henselt’in rızasıyla alır.
Vergen’e geri döndüğünde cüce immortellesini bulmak için madenlere inmesi gerektiğini öğrenen Geralt, madenlerin en karanlık ve dip köşesinde bulunan nadir bitki için nekrofagilerle dövüşür. Madenlerin bir kısmını da çökerttikten sonra tekrar yüzeye çıkar ve Philippa’nın evine döner. Philippa’nın dediğine göre Cynthia, olaylardaki rolü anlaşıldığında kaçmış ancak kaçarken hatıra gülünü ardında bırakmıştır. Bütün malzemeler de toplanınca Saskia’yı uyandıracak olan büyünün yapılmasına sıra gelir.
Philippa önce hazırladığı antidotu Saskia’ya içirir, sonrasındaysa asil kanı doğrudan Vergen’in Bakiresi’nin kalbine enjekte eder. Son aşamadaysa hatıra gülünü Saskia’nın dudaklarına yerleştirerek büyüyle zehri etkisiz hale getirir.
Zehrin etkisinden kurtulup kendine gelen Saskia, Geralt ve Philippa’ya teşekkür ettikten sonra Witcher’a laneti kaldırıp kaldırmamış olduğunu sorar. Laneti kaldırmak için Pontar Vadisi’nde yıllar önce gerçekleşmiş olan savaşla sembolik bağlantısı olan eşyaları aramakta olan Geralt da aradığı eşyalardan birinin Saskia’ya ait olabileceğini söyler. Bir zamanlar Kaedwen güçlerinin eski komutanlarından Vandergrift’e ait olan ancak artık Saskia’nın kullandığı kılıcın, geçmişi nedeniyle “nefreti” sembolize edebileceğini düşünmektedir. Saskia kılıcı seve seve Geralt’a teslim eder ve Witcher da laneti kaldırmak için gereken diğer nesnelerin peşine düşer. Philippa, Geralt’a inancı sembolize eden bir madalyon ve cesur Seltkirk’e ait bir zırh parçası bulabileceğini söyler; Geralt ise geriye kalan “ölümü” temsil edecek eşyayı aramaya koyulur. Cecil Burdon, aradığı eşya için Witcher’a sağlam bazı ipuçları verir. Böylece Dun Banner Sancağı’nı bulmak için yer altı mezarlığına inen Witcher, burada bir tayf tarafından korunan söz konusu sancağı bulur.
Böylece laneti kaldırmak için gereken tüm nesneleri toplamış olsalar da ayinin başarıya ulaşması için gereken son bir adım daha vardır: Vandergrift’in ruhu çok güçlü bir savaş iblisi olan drauga dönüşmüştür ve Geralt’ın draugu ortadan kaldırması gerekmektedir; bu amaçla Witcher bir kez daha lanetli sislerin arasına dalar. Ve adımını attığı gibi de savaş alanındaki bir ruh tarafından ele geçirilir. Aedirnli askerin gözünden üç yıl önceki savaşı yaşayan Geralt, askerin düşman sancaktarını öldürerek Kaedwen sancağını ele geçirme çabasını seyreder. Rakip ordunun komutanıyla konuşan ve savaş alanını bir meteor yağmuruyla kavuran büyücüye de tanıklık ettikten sonra Seltkirk’in ruhu tarafından ele geçirilir. Seltkirk’in kontrolde olduğu bedeni savaş alanında dövüşerek ilerleyen Geralt, en nihayetinde kendini Vandergrift’in dönüştüğü iblisin karşısında ve tekrar kontrolde bulur. Bu sefer kendi yetenekleri ve çabasıyla dövüşen Witcher, draugu yendikten sonra Henselt’in Sabrina Glevissig’i ölüme mahkum ettiği bir görüye şahitlik eder. Ve enteresan bir şekilde bu anı aynı zamanda kendi hafızasındaki bir boşluğu da tetikleyerek Angren ormanlarında bir slyzard’ın zehirli kuyruğu ucunda ölmekte olan Letho’yla ilk karşılaşmalarını hatırlatır. Bir mucize eseri Geralt’ın da yardımıyla hayatta kalmayı başaran Letho, karşılık olarak Yaban Avı’nın izini sürmede Beyaz Kurt’a yardım etmiştir. Bu görüden sonra kendine geldiğinde Philippa’nın evinde olduğunu fark eden Geralt, aynı zamanda Henselt’in de lanetin kalkmasıyla birlikte Vergen’i kuşatmaya aldığını öğrenir.
Şehrin kapılarında Zoltan ile buluşan Witcher, şehre saldıran ilk dalgayı kırmak için Zoltan’la birlikte kapıların önünü kaynayan yağla kaplayacak bir cüce mekanizmasını çalıştırır. Kaedwenlilerin sayısı ve kararlılığı azalsa da saldırıları durmak bilmemektedir. Dengeleri Henselt’in tarafı için geri eşitleyen büyücü Dethmold olur; bariyerleri büyüleriyle parçalayan büyücü, Aedirnlileri geri çekilmeye zorlar. Dethmold’un sağladığı avantajla coşan Kaedwenliler ise kuşatma merdivenleriyle iç duvarlara yüklenmeye başlarlar. Neyse ki Witcher’ın da yardımıyla Aedirnliler bu saldırıyı püskürtmeyi başarırlar. Ancak bu sırada başka bir problem ortaya çıkar: Cüce madenlerinden şehre giren bazı gizli tünelleri kontrol etmesi için yollanan gözcüler geri dönmemiştir. Ve eğer Saskia’nın şüphelendiği gibi Henselt tünelleri keşfettiyse ve Vergen’i iki ayrı noktadan kıskaca alma peşindeyse bu, şehrin düşüşünü kaçınılmaz yapmaktadır. Tünelleri araştırdıklarında Saskia’nın haklı olduğu anlaşılır. Tünellerdeki askerlere bizzat Dethmold eşlik etmektedir, Geralt da problem üstüne problem yaratan büyücüyü bir anda aradan çıkartmak için saldırır. Dethmold ise bu saldırı için hazırlıklıdır ve büyüsünü kullanarak Geralt’ı saf dışı bırakır. Çaresiz durumda kalan Witcher’ın kurtuluşu sürpriz bir şekilde gerçekleşir: Ejderkatili Saskia, gerçek formu olan Saesenthessis’i ortaya çıkartır ve ejderhaya dönüşerek Dethmold’u kaçmaya zorlar. En büyük sırrı Witcher tarafından öğrenilen Saskia, daha fazla gizlemenin anlamı olmadığını söyleyerek La Valette kalesine saldıran ejderhanın da kendisi olduğunu itiraf eder. Henselt’in güçlerine ejderha formunun desteğiyle karşı çıkmayı düşünürler ancak Saskia’nın kendini ifşa etmesi, Yukarı Aedirn halkı tarafından sevilen halk kahramanı imajını yerle bir edeceği için bunu göze alamazlar. Kaedwenlilerin üçüncü ve en büyük taaruzunu durdurmak için geri dönmek durumunda kalırlar.
Elindeki kuvvetin tamamını bu son saldırıya dahil eden Henselt’in ordusu karşısında durmak imkansıza yakındır; yine de Vergen halkı ve Witcher, Saskia’nın cesaret veren konuşması sayesinde cesurca mücadele etmeye devam eder. Her şeye rağmen durum umutsuzdur. Dethmold’un büyüleri Vergen’in savunmalarını tek tek aşmaya devam eder. Ve tam da savunanların umutlarının kırıldığı anda Iorveth, peşinde destek güçleriyle birlikte Vergen’e girer. Iorveth’in yarattığı açıklıktan yararlanan Zoltan ve Geralt ise Dethmold’un büyüyle açtığı kapıları geri kapatmaya koşarlar. Kapılar kapandığında şehrin iç kısmında, ordularının kalanından ayrı bir şekilde kısılmış kalan Henselt, teslim olmak zorunda kalır. Saskia, Kaedwen Kralı’nın Yukarı Aedirn’den koşulsuz bir şekilde vazgeçmesi, savaş tazminatı ödemesi ve Vergenli Saskia’nın Yukarı Aedirn üzerindeki hükmünü kabul etmesi şartıyla Dethmold ve onun gibi savaş suçu işleyenler dışındaki herkesi serbest bırakacağını söyler. Henselt, Dethmold konusunda karşı çıkmaya çalışır ve bir danışmana ihtiyacı olduğunu söyler; Philippa ise krala, danışmanının Síle de Tansarville olacağını ilan eder. Dethmold, kafası kesilerek idam edilir ve böylece Pontar Vadisi Savaşı sona ermiş olur. Ancak Philippa ve Saskia kutlamalara katılmak yerine herhangi bir açıklama bile yapmadan ortadan kaybolurlar. Bir şeylerin döndüğünden şüphelenen Geralt ve Iorveth de bunun üzerine Philippa’nın odasını ararlar. Philippa’nın odasında “Ağılar ve Zehirler” başlıklı kitabı bulurlar; Philippa’nın Saskia için kullandığı antidot tarifinde hatıra gülünün adı bile anılmamaktadır. Ancak kitabın işaretli olan başka bir sayfasında birinin zihnini kontrol etmeye yarayan bir zehrin tarifinde hatıra gülü gerektiği yazmaktadır. Odada buldukları diğer deliller de en başından beri dostu ve danışmanıymış gibi davranan Philippa’nın aslında Saskia’yı zehirleyenin ta kendisi olduğunu ortaya çıkartır. Üstelik kurnaz büyücü, Saskia’yı ilk zehrin etkisinden iyileştirirmiş gibi yaparken ejderhayı kontrol etmesini sağlayacak yeni bir zehri de Saskia’ya enjekte etmiştir. Böylece Iorveth ve Geralt, Saskia ve Philippa’yı bulmak için Loc Muinne’deki oturuma yetişmek için yola koyulurlar…
Üçüncü Bölüm – Loc Muinne Oturumu
Geralt artık bu macerasının da son dönemecine girerken Philippa ve Saskia’yı bulup Kralkatili’ni durdurmaya her zamankinden daha da yakındadır.
Loc Muinne’e Iorveth ile birlikte geldiyse, bir zamanlar elflere ait olan bu kadim şehre Philippa’nın izini takip ederek gelmiştir ve aynı izin kendisini Triss Merigold’a da ulaştıracağını ummaktadır. Iorveth ise Saskia’yı kurtarmanın peşindedir. Loc Muinne’e yaklaştıklarında, şehrin kapılarının hemen dışına kamp kurmuş olan Yanan Gül Tarikatı şövalyelerine rastlarlar. Iorveth bu durumdan hiç hoşlanmaz, zira şövalyelerin sadakatlerini Radovid’e sunduğunu duymuştur ve Radovid’in de kafasında büyük bir ödül olan elfi –hele ki Iorveth’i- sorun çıkartmadan şehre alacağından fazlasıyla şüphelidir. Bu yüzden kendisi şehre girmek için başka bir yol bulacağını söyler ve Geralt’a da aynısını yapmasını tavsiye eder. Iorveth’in tavsiyesine uyup uymamak Geralt’a kalmıştır. Zira Yanan Gül Şövalyeleri’yle arasındaki gerilim, daha önce Vizima’daki olaylar sırasında Tarikat’la arasının ne durumda olduğuna göre değişkenlik gösterir. Eğer Iorveth’le birlikte gitmeyi tercih ederse beraber şehrin yakınlarındaki bir mağaradaki gizli tünellerden Loc Muinne’e giriş yaparlar.
Şehre giriş yaptıktan sonra sıra Philippa’yı bulmaya gelir. Iorveth, Philippa’yı ana meydana yakın bir yerde aramalarının daha mantıklı olacağını söyler. Çok da göze çarpmadan meydana doğru ilerlemeye çalışırlarken şehir muhafızlarının kendi aralarındaki muhabbetine tanıklık ederler. Bu muhabbete göre Radovid, Philippa’yı yakalamayı başarmıştır. Derhal ellerine büyü yapmasını engelleyecek dimetrum kelepçeler takılan Philippa, Redania kontrolündeki zindanlarda çürümektedir. Iorveth her ne kadar Philippa’nın başına gelenleri hak ettiğini düşünse de Saskia’yı iyileştirmek için büyücüye ihtiyaçları olduğundan onu kaderine terk etme gibi bir seçenek söz konusu bile değildir. Iorveth, Philippa’nın Loc Muinne’deki dairesini ipuçları için aramaya giderken Geralt da bir şekilde hapishanede Philippa’ya ulaşmaya karar verir. Bunun için aklında iki farklı plan vardır: Bölgedeki muhafızlara sataşarak kendini hapse attırmak ya da lağımlardan geçerek hapishaneye daha gizli yoldan ulaşmak.
İster tutuklanarak isterse de gizli gizli girmiş olsun, Geralt hapishaneye ve Philippa’nın hücresine ulaşmayı başarır. Ancak tam da Witcher büyücüye yeni ulaşmışken Kral Radovid çıkagelir. Philippa yaptığı her şeyin Radovid’in çıkarlarına hizmet ettiğini savunur ve Radovid’i büyük bir hata yapmak üzere olduğuna ikna etmeye çalışır. Ancak Radovid’in umrunda bile olmaz, zira Shilard’ın yardımları sayesinde Triss’ten Cadılar Loncası’na dair istediği tüm bilgiyi çoktan almıştır. Dokuz büyücüden oluşan Lonca, önce Demavend’in sonraysa Foltest’in suikast emrini vermiştir. Hatta Radovid, babası Vizimir’in ölümünde de Philippa’nın parmağı olduğundan şüphelenmeye başlamıştır. Şu an da tek istediği Philippa’ya boyun eğdirmektir. Philippa’nın gururu üstün gelir ve Radovid’e boyun eğmeyi reddeder. Bunun üzerine Radovid, diğer büyücülere de örnek olması amacıyla muhafızlarına Philippa’nın gözlerini oydurur. Philippa kanlar içerisinde hücresinde kıvranırken tekrar görüşeceklerini söyleyerek büyücünün hücresini terk eder.
Geralt kendini hapse attırdıysa Radovid, Witcher’ın hücresine uğrayarak onunla kısa bir sohbette bulunmayı da ihmal etmez. Radovid’in ardından Shilard gelip Witcher’ı ortadan kaldırmanın en güvenli yol olduğunu söyler. Fakat Geralt, Igni sembolünü kullanarak ellerindeki bağları yakar ve muhafızlarla Shilard’ı etkisiz hale getirir. Eğer lağımlardan geldiyse Philippa’nın hücresine ulaşmaya çalışırken Shilard ve muhafızlarla karşılaşır ve yine hepsini etkisiz hale getirir.
Philippa ile baş başa kalan Geralt, büyücüyü kısa bir sorgulamaya maruz bırakır. Öğrendiğine göre Saskia’ya yaptığı büyü, ejderhanın büyücüye aşka benzer bir duyguyla bağlanmasına ve bu yüzden de onun istediği her şeyi sorgusuz sualsiz yapmasına sebep olmaktadır. Büyüyü kaldırmak için gereken şeyse Philippa’nın zindandan kurtulmasıdır, zira Philippa ölürse büyüyü kaldırmak mümkün olmayacaktır. Cadılar Loncası’yla ilgili söylenenlerinse yarım doğrular olduğunu ve ardındaki amaçların aslında daha farklı olduğunu savunur. Vakit daralırken Geralt’ın iki büyücüye birden yardım etmeye yetecek zamanı kalmaz ve aralarında bir seçim yapması gerekir.
Síle, ejderhanın yardımıyla amfi-tiyatrodan kaçmayı başarmış olsa da çok da uzağa kaçamamıştır. Yakınlardaki bir kuleye inmek zorunda kalan büyücünün peşinde ise tabii ki Geralt vardır. Bir yandan Saesenthessis’in saldırılarını savuştururken bir yandan da kuleye tırmanarak Síle’ye ulaşmaya çalışan Geralt, en nihayetinde amacına ulaşır. Megaskoplarını ayarlayarak bir geçit yaratmaya çalışan Síle ise Geralt’ın aklını karıştırmak için son bir çabada bulunur. Síle’nin dediğine göre Cadılar Loncası gerçekten de Demavend’in ölümünü organize etmiştir; ancak Foltest ve sonrasındaki ölümler tamamen Letho’nun kendi başına hareket etmesinin ürünüdür. Cadılardan aldığı para ve kaynakları Scoia’tael’i ayartmakta kullanarak Nilfgaard’ın işine gelecek şekilde kuzeyi zayıflatmıştır. Kendi güvenliğini Geralt’ın ona inanıp inanmamasına bırakmaya niyetli olmayan Síle, bunları anlattıktan hemen sonra teleport olmaya çalışır. Lakin megaskopundaki elmaslardan biri kusurlu bir tanesiyle değiştirilmiştir ve bu yüzden de büyü Síle’yi ortadan ikiye parçalamaya başlar. Síle yardım etmesi için Geralt’a yalvarır. Geralt elması çıkartmazsa Síle, ters tepen büyünün etkisiyle büyük acı içerisinde parçalanarak ölür. Eğer çıkartırsa Síle, Witcher’ın bu iyiliğinin karşılığını Yennefer’in yerini söyleyerek öder: Nilfgaard. Geralt’ın seçimi ne olursa olsun, ejderha saldırılarına hâlâ devam etmektedir ve Geralt’ın bu problemi bir an önce çözmesi gerekmektedir.
Kulenin bir kısmını parçalayan Saesenthessis’i kulenin tepesine doğru çeken Witcher, en tepede ejderhayla uzun bir dövüşe tutuşur. Fırsatını yakaladığında kendini ejderhanın sırtına atmayı başaran Witcher, avladığı yaratıkların uzuvlarını astığı kancayı ejderhanın gözüne sokarak dengesini kaybetmesini sağlar. Ejderhayla birlikte şehrin yakınlarındaki bir ormana sert bir iniş yaparlar ve kalın bir ağaç kütüğü Saesenthessis’in göğsüne saplanır. Bu noktada Saesenthessis’in kaderi Geralt’ın Triss ya da Philippa’yı seçmiş olmasına göre değişir. Eğer Geralt Philippa’ya yardım edip hançeri aldıysa yaralı yaratığın yanına gider ve hançeri kullanarak büyünün etkisini kaldırır; ejderha da insan formu olan Saskia’ya dönüşür. Yarasına rağmen hızla iyileşeceği konusunda Geralt’ı telkin eden Saskia, Philippa’nın muhtemelen en azından bir süreliğine Özgür Pontar’a bulaşmayacağını düşündüğünü söyler ve Witcher’a yardımları için teşekkür eder. Eğer Triss’e yardım ettiyse, hançere sahip olmadığı için yaralı yaratığı Philippa’nın büyüsünün etkisi altında bırakmak ya da acısına son vererek öldürmek arasından seçim yapar.
Son Bölüm – Kralkatili Letho
Geralt şehre geri dönmeyi başardığında ortalığın iyice birbirine girmiş olduğunu görür. Yanlarında ufak birer ordu getirmiş olan krallar çıkan karışıklıkta askerlerini kullanmayı ihmal etmemiştir; işin içine büyücülerin komplosu da girince iki taraf arasında çatışma kaçınılmaz bir şekilde patlak verir. Sözde barış yapmak için düzenlenen oturum, yerini kan ve yıkıma bırakmıştır. Harap olmuş cesetler her yere saçılmıştır ve kadim elf yıkıntıları da alev alev yanmaktadır. Letho, Iorveth’e Geralt’ı eski Temeria kampında beklediğine dair bir mesaj bırakmıştır ve Witcher da bütün bu karmaşanın içinden yolunu bularak sonunda Kralkatili’yle yüzleşmek için Temeria Kampı’na ulaşmaya çalışır.
Temeria Kampı’na geldiğinde gerçekten de Letho elinde oynadığı bir elmasla birlikte kendisini beklemektedir. Geralt elmasın Síle’ye ait olup olmadığını sorduğunda, Letho büyücüye son bir “şaka” yaptığıyla övünür. Daha da garibi, Geralt’a hafızasını geri kazanıp kazanmadığını sorarak viski ikram eder. Geralt hâlâ hatırlamadığı boşluklar olduğunu ancak Letho ile nasıl tanıştıklarını hatırladığını söyler. Letho’yla olan sohbetleri, Geralt’ın hafızasındaki son boşlukları da tetikler ve Witcher hatırlamaya başlar: Gerçekten de Letho’nun yardımları sayesinde Yaban Avı’nın izini sürüp onlara yetişmeyi başarmışlardır. 1270 yılının Kış Gündönümü’nde –yani büyünün gecesinde Witcher grubu Yaban Avı’yla çarpışır. Ancak tayfların öldürülememesi gerektiği halde kestikleri süvariler kızıl kanları gümüş kılıçları lekeleyerek ölürler. Geralt ölümü taşıyan zırhlarının altında etten ve kemikten bedenler taşıdığını böylece anlar. Sayıları çok fazla olduğu için hepsinin üstesinden gelemezler fakat Geralt liderleriyle yüz yüze gelmeyi başarır. Liderlerinin bugüne kadar gördüğü tüm elflerden farklı ve mağrur duruşa sahip bir elf olduğunu gören Geralt, bu elfin başka bir dünyadan geldiğinden şüphelenir. Yaban Avı’yla yenişemeyeceklerini anlayınca, Yennefer’i bırakmaları karşılığında kendi ruhunu teklif eder. Ve Yaban Avı’nın eline düşüşü (ve daha sonrasında kurtulduğu zamanki hafıza kaybı da) bu şekilde gerçekleşir.
Letho’dan hâlâ alması gereken cevaplar olan Geralt, fedakarlığının ardından Letho ve dostlarının aynı Geralt gibi hafızasını kaybetmiş olan Yennefer’in grup içinde ve dışında sürekli sorun çıkarttığını öğrenir. Derken bir gün, Nilfgaard’ın gizli servisi Letho, Auckes, Serrit ve Yennefer’i yakalayıp sorguya çeker. Bu noktadan sonra Yennefer ve Witcherların yolları ayrılır; Letho ve grubu bizzat Emhyr tarafından Kuzey Krallıkları’nı dize getirecek göreve yollanırken, Yennefer de Nilfgaardlı büyücüler tarafından tedavi edilir. Hatta Letho’nun tahminlerine göre Emhyr’in Cadılar Loncası hakkında bildikleri de Yennefer’den öğrendiklerinden ibarettir. Yaban Avı konusundaki bilgilerini de Engerek Okulu’nda Av hakkında öğrettiklerine borçlu olduğunu anlatan Letho, aynı zamanda Síle’nin dediklerini de onaylar: Gerçekten de bütün olayların ardında Nilfgaard’ın imparatoru Emhyr van Emreis vardır ve her şey Kuzey Kralıkları’nın Nilfgaard’ın hazırlanmakta olduğu istiladan önce yumuşatılması amaçlıdır.
Hafızasını artık geri kazanmış olan ve Letho’dan istediği cevapları almış olan Geralt, son bir seçimle karşı karşıyadır: Bütün yaptıkları için Letho’yla ölümüne dövüşerek kozlarını paylaşmak ya da Letho’nun da istediği üzere gitmesine izin vermek… Eğer dövüşmeyi tercih ederse, kendisi de yaralansa da Letho’yu öldürmeyi başarır. Gitmesine izin verirse, başka bir macerada yolları tekrar kesişecektir.
Kralkatili’nin, Geralt’ın ve bütün bu komploların ortasında kalmış herkesin tüm çabalarına rağmen Nilfgaard’ın planı işe yaramıştır. Kuzey Krallıkları’nın sınırları Geralt’ın hareketleri sonucunda farklı biçimlerde şekillenirken, Nilfgaard tüm gücüyle ve önüne geleni süpürerek bütün Kuzey’i işgal etmeye başlar…