Bizi aldattığını ve çok zeki olduğunu düşünüyordun. Kardeşlerimiz teker teker tuzağına düştü; ben hariç! Sana meydan okuyorum. Kara Ruhtaşı‘nın bütün planlarının anahtarı olduğunu biliyorum ve o yüzden benim elime geçmeli. Çok yakında bu dünyayı tahrip etmiş bu paramparça dağdan ordularım fışkıracak ve direnişe dair tüm umutlar ölecek. Hizmetkârlarım taşı bulacak… her nereye saklamayı seçersen seç. Sonraysa, nihayet, Azmodan Baş Habis olarak hüküm sürecek!
Yaratılışın ilk zamanlarında Anu tüm kötülüğü üstünden atmış ve bu kötülük Tathamet isimli yedi kafalı ejderhaya dönüşmüştü. Ölümlü yıllarıyla ölçülemeyecek kadar uzun süren savaşları sona erdiğinde iki varlık birbirini nihayet öldürdü ve Tathamet’in çürümüş leşi Yanan Cehennemler’e dönüşüp iblisleri doğurdu. Yedi kafasından üçü Baş, dördü ise Art Habisler diye bilinecek yedi kudretli varlığa dönüştüler. İşte Azmodan, bu yedi iblisten biriydi: Günah Alemi’ne Günahın Efendisi ismiyle hükmeden ve Baş Habislerden olmasa da onlara kök söktürecek bir kurnazlığa ve hırsa sahip, tüm alemlerin en tehlikeli varlıklarından birisi…
Tüm günahlar kendisinde vücut bulan Azmodan, her daim diğer iblislere karşı güvensizlik ve çekememezliğe, kendisi dışındaki tüm varlıkları küçümseme ve onlara hükmetme isteğine, kendi varlığına dair sınır tanımaz bir kibre ve ayrıca akıl almaz bir açgözlülükle alev alev yanan bir hırsa sahipti. Bu özellikleri ve diğer güçleri Azmodan’a belli avantajlar sağlasa da sıklıkla kendi amaçlarına ulaşmasına da engel olmuştu.
Cehennem güçlerinin strateji uzmanı olarak bilinen Azmodan, Cennet ordularıyla sayısız savaşa girmiş ve kurnazlığını sadece savaş alanında değil, savaş dışında da gösterip Cehennem ordularını güçlendirerek nice zafere taşımıştı. Örneğin melekler kanatları sayesinde yarattığı savunmaları geçmeyi başarınca Azmodan da kanatlı iblisler yaratmaya başlayarak gelecek savaşlarda bu zayıflığı kapatmıştı. Her türlü duruma adapte olabiliyor olması onu Cehennem ordularının en önemli mihenk taşlarından biri hâline getirdi.
Azmodan, iblisleri özellikle ölümlülere üstün gördüğünden Günah Savaşı sırasında Baş Habisler’in nefalem güçlerine sahip insanları Cehennem güçlerinin parçası olarak kullanmalarına öfkelenmişti. Sığınak ve nefalemlerin kendilerinden gizlenmesine zaten tepkili olan Günahın Efendisi, kendine sadık ve kudretli iblisleri kullanarak müdahalede bulunmaya çalıştı. Ancak Diablo, müdahale ederek onun bu kudretli yaratılarını daha ufak ve aptal yaratıklara dönüştürdü. Eski haşmetlerinin gölgesi bile olamayan bu yaratıklar daha sonra Düşmüşler olarak bilineceklerdi. İyice hiddetlenen Azmodan, Diablo’nun manipülasyonuna karşı duramadıkları için suçladığı bu iblisleri o şekilde bırakmayı tercih etti.
Günahın Efendisi’nin Baş Habisler’e duyduğu kin gittikçe birikmiş ve Ebedî Çatışma‘nın sürdüğü sayısız yıl boyunca dağ gibi büyümüştü. Bu biriken kin, Yalanlar Presi Belial, Izdırabın Hanımı Andariel ve Acının Efendisi Duriel‘i de içeren bir komployla Ebedî Çatışma’nın sadece iblislere ait olduğunu iddia ederek Baş Habisler’i oluşturan üçlüye isyan etmelerine sebep oldu. İsyanın sonucunda sürpriz ve sayı avantajını elinde tutmakta olan Art Habisler kendilerinden çok daha güçlü olan üçlüyü ölümlülerin alemine zayıflamış ve vücutsuz bir şekilde sürmeyi başardılar. Günahın Efendisi çoğu zaman olduğu gibi bir taşla iki kuşu birden aradan çıkartmıştı: Hem Cehennem’in liderliği Baş Habisler’den alarak onları yolundan çekmiş hem de onları zayıf bir hâlde Sığınak’a sürerek Cennet’in dikkatini insanların dünyasına çevirmişti; bu hamlesi onları Cehennem’in onun kontrolündeki ordulara karşı açıkta bırakıyordu.
Bundan sonrası için birçok kaynakta çatışan ifadeler ve hikâyeler bulunmaktadır. Kimisi Belial ve Azmodan’ın beraber çalıştığını, kimisiyse Cehennem liderliği için daha en baştan birbirlerine düştüklerini söylemektedir. Hangisinin doğru olduğunu bilmek mümkün olmasa da bir noktada gerçekten de birbirleriyle savaştıkları ve ikisinin de kendi yollarıyla Sığınak’ı hükümleri altına almayı denediklerine dair kanıtlar Horadrim’in “Üçlü İçin Av” olarak isimlendirilen kadim yazıtlarında kaydedilmiştir.
Dünyataşı‘nın kırılmasını takip eden olaylar sırasında Azmodan, bu Kara Sürgün sırasında Diablo’nun da kendi planlarını yaptığını fark etti. Kara Gezgin olarak bir grup kahramanı peşine takıp Andariel ve Duriel’in öldürülmesini sağlamıştı. Daha sonrasındaysa Mephisto, Diablo’nun kendisi ve Baal düşmüştü. Ancak bu görünürdeki başarısızlığına rağmen Diablo’nun planları umduğu gibi ilerliyordu: Bütün Habisler tek tek Kara Ruhtaşı‘na hapsediliyorlardı. Belial da düştüğünde geriye bir tek Azmodan kalmıştı. Diablo’nun etkisinden ve konağı olacağı gelecekten habersiz olan Leah‘ya görünen Azmodan, genç kızın içinde pusuda olan Diablo’ya meydan okudu. Hemen ardındansa ordularını Arreat Oyuğu üzerinden Tabya Kalesi‘ne yolladı. Amacı Diablo’nun planını ona karşı çevirmek, Kara Ruhtaşı’nı ele geçirerek kendisini Baş Habis’e dönüştürmekti. Ne var ki kudreti gittikçe artan nefalemler her alanda Azmodan’ı ve ordularını bozguna uğrattı. Oburluk Efendisi Ghom ve Şehvet Hanımı Cydaea gibi güçlü teğmenlerini kaybeden Azmodan, en nihayetinde nefalemlerle yüzleşti; lakin planları bir kez daha Sığınak’ın savunucuları tarafından sona erdirildi. Muzaffer nefalemler ise içinde yatan karanlık ve sinsi planlardan habersiz şekilde Kara Ruhtaşı’nı ele geçirdiler.Diablo’nun planı böylece bir nevi başarıya ulaştı: Sayısız asır önce yedi farklı parçaya bölünmüş olan Tathamet, ruhtaşının içinde bir kez daha bir araya geldi. Ancak bu bile Diablo’nun kazanmasını sağlayamadı ve Dehşetin Efendisi nefalemler önünde düştü. Daha sonra aynı taş, Ölüm Vekili Malthael tarafından ele geçirilip parçalandı ve Tathamet’in habis güçleri bu sefer de Malthael’in gücü ve bilinciyle birleşti; fakat yedi iblis ve bir başmeleğin birleşmiş gücü dahi nefalemlerin her iki taraftan beslenen gücüne karşı duramadı.
Söylentiler Baş Habis’in ruhunun Malthael’in ölümüyle bir kez daha serbest kaldığını ve günün birinde tekrar ortaya çıkacağını söylese de sonsuz hırsı Azmodan’ın geri gelmesini sağlayacak mı; orasını ne Horadrim kâtiplerinin ne de Itherael’in kendisinin bildiği şüpheli…