Lorekeeper

KİMDİR, NEDİR: ALBERT WESKER

Benim adım Albert Wesker.
En büyük hayalim Biyo Organik Silah yani daha iyi bilinen ismi ile B.O.S. ( B.O.W.)’un üretimini gizli bir şekilde yürütmüş olan, farmolojik çalışmalarıyla ün kazanmış şirket Umbrella’nın önde gelen bir araştırma görevlisi olabilmekti. Fakat Raccoon Şehri’nde bulunan araştırma laboratuvarında tanıştığım, oldukça zeki ve yetenekli araştırmacı “William Birkin”, beni başka bir yol izlemem için teşvik etti.
Bir süre sonra Raccoon Şehri Polis Departmanı’nın özel kuvvet kolu olan S.T.A.R.S. ekibine katıldım. Umbrella şirketi birçok çalışanını, yasal olmayan biyo organik silahların geliştirilmesi sırasında oluşabilecek krizlerin önüne geçebilmek için Polis Merkezi’ne yerleştirmişti.
S.T.A.R.S.’ın lideri oldum ve Umbrella için her türlü istihbarat faaliyetlerini yürüttüm. Hizmetim süresince kendi planlarımı oluşturdum ve onları hayata geçirebilmek için doğru zamanı bekledim.
Ve sonunda firsat kapımı çaldı.

Umbrella şirketi uzmanları, 1960lı yıllarda Afrika kıtasının batı kesiminde bulunan Kijuju bölgesinde Oswel Spencer, Dr. James Markus ve öğrencisi Brandon Bailey tarafından keşfedilen „Öncül Virüs” üzerinde uzun yıllar boyunca çalıştılar. Çift sarmallı RNA virüsü olduğu ve yüksek derecede kansere sebebiyet veren mutejen içerdiğinin keşfedilmesiyle de takip eden yıllarda “T-virüsü” adını alan bu virüs, biyolojik silah yapımı ve çeşitli araştırmalar için Umbrella Şirketi tarafından kullanıldı.

4 Aralık 1966 tarihinde Umbrella şirketinin kurucuları olan Dr. James Markus ve Oswel E. Spencer, “Wesker Projesi” olarak isimlendirdikleri yeni bir virüs üzerinde çalışmaktalardı. Spencer bu araştırma için ebeveynleri üstün zekaya sahip olan yüzlerce çocuğun kaçırılmasını sağladı. Kaçırılan çocukların beyinleri yıkandı ve her birine Wesker soyismi verildi. Araştırma kapsamında tüm çocuklara prototip virüs enjekte edildi ancak aralarından yalnızca bir çocuk hayatta kalabildi. Albert Wesker!

1977 yılında Albert Wesker 17 yaşını doldurmuş ve Umbrella Eğitim Merkezi’nde Dr. James Markus’un kontrolü altında görevlendirilmişti. Wesker bu eğitim merkezinde viroloji üzerinde çalışmalar yaparken William Birkin adında kendisi kadar hırslı ve istekli bir araştırmacı ile tanıştı. Aralarındaki rekabet, kendini sadece laboratuvarına ve araştırmalarına adamış olan Dr.James Markus’un gözünden kaçmadı. Fakat kısa bir süre sonra eğitim merkezinin kapatılmasıyla birlikle William Birkin ve Albert Wesker, Raccoon Şehri’nin dışında bulunan dağlardaki Arklay Laboratuvarı’na yönetici olarak atandılar.

1988 yılında Oswel Spencer’ın emri üzerine Wesker ve Birkin, akıl hocaları olan Dr. James Markus’u öldürerek tüm araştırmalarını ele geçirdiler. İkili Dr.Markus’un araştırmalarını kullanarak Tiran isimli biyolojik silahı yaratırken aynı zamanda T-Virüsü araştırmalarınının da sonuna gelmişlerdi. Birkin ve Wesker’ın çalışmalarına göre Tiran yaratmak için gerekli olan ender insan genomu, 10 milyonda bir görülmekteydi.

Lisa Trevor

Wesker ve Birkin göreve başladıklarından kısa bir süre sonra Lisa Trevor isimli insan denek ile tanıştılar. Şirket uzun yıllar önce Trevor ailesini kaçırmış, yıllarca üzerlerinde çeşitli deneyler yaparak silah ve virüs geliştirmeyi amaçlamıştı. Wesker ve Birkin’in yapmış oldukları araştırmalar sırasında Lisa’ya Nemesis Alfa isimli parazit enjekte edildi ve yeni bir virüs türü olan G-Virüsü keşfedildi. G-Virüsü herhangi bir insan üzerinde kullanıldığı takdirde olağanüstü ve canavarımsı bir mutasyona sebep olmak ile birlikte bireyin kişiliğini kaybetmesine ve hayvansal içgüdüler ile hareket etmesine yol açıyordu. Ancak aynı zamanda rejenerasyon yeteneği, dayanıklılık ve kas gücü gibi özelliklerinin de muazzam derecede artmasına sebebiyet veriyordu.

Spencer’ın G-Virüsü projesini onaylamasının ardından Albert Wesker, Spencer’ın amaçları hakkında kuşkular duymaya başladı ve Umbrella Şirketinin istihbarat birimine geçiş yaptı.

Wesker’ın ajanlık kariyeri, Amerikan ordusuna kimyager olarak katılmasıyla başladı ve yardımları karşılığında Umbrella adına ordunun biyo kimyasal programlarına erişim hakkı kazanmış oldu.
1992 yılında soyadı Muller olan genç bir göçmen kadın ile tanışan Wesker, kısa bir süreliğine ilişki yaşadı ve bu ilişki sonucunda Jake Muller adında bir oğlu oldu; fakat çocuğu olduğunu hiç bir zaman öğrenemedi.

1996 yılının Nisan ayında Raccoon Şehri’ne dönen Wesker, özel polis kuvvet kolu olan S.T.A.R.S. ekibinin lideri oldu ve geçen iki yıl süresince iki taraflı oynayarak karşı istihbarat faaliyetleri ile Umbrella şirketinin yasa dışı aktivitelerini gizlemiş oldu.

22 Temmuz 1998 tarihinde Arklay laboratuvarında gerçekleşen T-Virüsü sızıntısının ardından Wesker, Biyo Organik Silahlar’ın test edilmesi ve beraberinde bilgi toplanması için görevlendirildi. Wesker’ın gerekli verileri toplayabilmesi için halihazırda elinde mükemmel bir ekip olan S.T.A.R.S. vardı. Böylelikle hem araştırmalarını test edebilecek hem de Arklay Laboratuvarı ve S.T.A.R.S. ekibinden kurtulmuş olacaktı.

23 Temmuz günü gerçekleşen Ecliptic Express kazası ile birlikte Umbrella’nın yasal olmayan biyo organik silah çalışmaları, yavaşça gün yüzüne çıkmaya başladı. Şirketin güvenliğinden sorumlu olan Sergei Vladimir, Wesker’ın olası bir ihanet yolunda olduğunu düşünerek harekete geçti ve Umbrella’nın süper yapay zekası Kızıl Kraliçe’yi kullanarak bunun önüne geçmek istedi. Bu sırada Albert Wesker ise kendi sahte ölümünü tezgahlayıp Umbrella’nın tüm araştırmalarıyla beraber rakip firmaya kaçmayı planlıyordu. Sergei’in durumu önceden farketmesiyle, Wesker’ı öldürmek üzere Ivan isimli Tiran görevlendirildi ancak Wesker bir şekilde kaçmayı başardı.

24 Temmuz günü S.T.A.R.S. ekibinin BOW ile karşılaşmasını test etmek ve gerekli verileri toplamak isteyen Wesker, sonunda Arkly Laboratuvarına ulaşabilmişti. Birçok farklı biyo organik silah karşısında direnen S.T.A.R.S. ekibi ağır kayıplar verdi ve aralarından sadece Chris Redfield, Jill Valentine, Barry Burton ve Brad Vickers hayatta kalabildi. Sonunda Wesker, S.T.A.R.S. ekibi ile yüzleşip tüm planlarını ve niyetini kalan üyelere anlatırken, bir yandan da kilit altında tutulan Tiranı serberst bırakarak öldürülmelerini amaçladı. Ancak hayatta kalanların yeteneklerini küçümseyen Wesker’ın planladığının aksine ekip, başarılı bir şekilde Tiranı öldürebildi. Ekip tesisi zamanında terk ederek kendi kendini imha etme prosedüründen de kurtulabilmişti.

Öte yandan Wesker, planlarını S.T.A.R.S. ekibi ile paylaşmadan önce eski dostu Birkin ile görüşmüş ve ondan prototip bir virüs almıştı. Umbrella şirketinin araştırmalarını çalma girşimi Sergei tarafından önlenmişti ve planları suya düşmüştü. Wesker, onurunu ve gururunu bir kenara bırakarak G-Virüsünün geliştirilmesinde önemli rol taşıyan eski dostu Birkin’e ulaşmış ve kendisine G-Virüs enjekte ederek daha güçlü olmayı amaçlamıştı. Bu virüsü kendine enjekte eden Wesker, öncelikle Tiranı kendisine saldırtarak intihar etti. Bunu yapmasının ardındaki sebep ise kullanmış olduğu virüsün kendisine yeniden hayat vermesini, normal bir insanın kabiliyetlerinin çok üzerinde özellikler kazandırararak süper insana dönüştürmesini sağlamaktı. Virüs etkisini gösterdiğinde hayata yeniden gözlerini açan Wesker artık daha fazla nefret doluydu. Ancak bu deneysel virüsün dengesiz hallerinden dolayı düzenli olarak belli dozlarda ilaç almak zorundaydı zira aksi taktirde ya kazanmış olduğu tüm yetenekleri kaybedecek ya da ölecekti.

Gerçekleşen olayların ardından Wesker, bir süre boyunca yakın çevresi dışında kalan dünyada ölü olarak bilindi. Umbrella Hunk kod isimli ajanını Birkin’i bulup öldürmesi ve G-Virüsü araştırmasını ele geçirmesi için görevlendirdi. Hunk görevi başarı ile tamamlamak üzereyken ölümün kıyısında olan Birkin, G-Virüsünü kendisine enjekte etti ve canavarımsı bir mutasyon geçirdikten sonra karşısına çıkan herkesi öldürdü. Bu olay, aynı zamanda aşırı düzeyde T-Virüsü’nün Raccoon Şehri’ne yayılmasına sebep oldu. Kazanın gerçekleşmesinin hemen ardından Wesker, Ada Wong isimli ajanı şehre göndererek Birkin’in araştırma sonuçlarını saklamış olduğu ve kızı Sherry Birkin’e ait olan kolyeyi bulması için görevlendirdi. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri ise kaza sonucu ortaya çıkan bu felaketin yayılmasını önlemek üzere Raccoon Şehri’ne nükleer başlıklı füze fırlatarak şehri yok etme kararı aldı.

1998 yılının Aralık ayına gelindiğinde Wesker, t-Veronica isimli virüsün taşıyıcısı Alexia Ashford’un Umbrella şirketinin Güney Pasifik Okyanusu’nda bulunan Rockfort Adası’nda görüldüğüne dair istihbarat aldı. Bunun üzerine oluşturmuş olduğu özel harekat timini harekete geçirerek Rockfort Adasına operasyon başlatan Wesker, operasyon sırasında T-Virüsünü ve çeşitli biyo organik silahları kullanarak planlarını gerçekleştirmekte başarılı oldu. Wesker ve ekibi tüm tesisi detaylı bir şekilde aramalarına rağmen Alexia’yı bulamamış olsalar da sürpriz bir şekilde Chris Redfield’ın kız kardeşi Claire Redfield ile karşılaştılar. Böylesine bir fırsatı kaçırmak istemyen Wesker, Alexia’yı bulabilmek adına Claire’i koz olarak kullanmaya karar verdi. Kız kardeşini kurtarmak için Rockfort Adasına ulaşan Chris, Wesker’ın insan üstü yeteneklerinden habersiz bir şekilde çatışmaya başladı ve kaçınılmaz bir şekilde alt edildi. Çarpışmanın ardından Wesker, Claire ve Alexia’nın birlikte çoktan Umbrella’nın Antartika Tesisine doğru yola çıktıklarını farkedince hemen peşlerine takıldı. Antartika’ya ulaşan Wesker hiç bir şekilde t-Veronica virüsünü elde edemeyince Steve Burnside’ın cesedini alarak adadan kaçmaya çalıştı; fakat yolu yine Chris ile kesişen Wesker, öncelikle Chiris ile konuşup onu kandırarak alt etmeye çalıştı. Ancak bu denemesinde başarısız olunca tekrar birbirlerinin yakalarına yapıştılar. Wesker’ın üstün yeteneklerine karşı çaresiz kalan Chris, sonunda kaçmaya karar verdi ve çarpışma sırasında yaşanan patlamalar sayesinde bunu yapmayı başardı.

2002 yılına gelindiğinde Güney Amerika uyuşturucu karteli „Sacred Snakes”in lideri Javier Hidalgo, Wesker ile iletişime geçti. Hidalgo’nun söylediğine göre eşi Hilda ağır bir hastalığın pençesine düşmüş, eski bir Umbrella araştırma görevlisi de kendisine T-virüsünü satmıştı; ancak bu olay korkunç sonuçlar doğurmuştu. Kızı Manuela da aynı hastalığı taşıdığından bir çözüm yolu arayan Hidalgo, Wesker’den yardım istedi. Wesker ise oldukça yüklü bir ödeme ve uyuşturucu tacirliğinden kazandıkları üzerinden hisse edinme sözünü aldıktan sonra Hidalgo’ya t-Veronica virüsünü sattı.

Javier Hidalgo

2003 yılının Şubat ayında Kafkasya bölgesinde gerçekleşen bir takım cinayetler ilgisini çektiğinde Wesker, Rusya’ya doğru yola koyuldu. Aynen tahmin ettiği gibi bu cinayet olaylarının arkasında Umbrella’nın Rusya Tesisi bulunmaktaydı. Umbrella’nın son ve en güçlü kozu olarak yaratmış olduğu ve kendisinin de yok etmek istediği TALOS, normal bir Tiran’dan farklı olarak yüksek teknoloji silahlara ve zırhlara sahip olmasının yanında kendi bilincine sahip olan üstün bilgisayar Kızıl Kraliçe tarafından kontrol ediliyordu. Başarılı bir şekilde tesise sızan Wesker kendisiyle aynı zamanlı operasyon düzenleyen Chris ve Jill ile de karşılaşmış oldu. Sergei Vladimir tesise sızan konuklarına hoş geldin hediyesi olarak TALOS’u sunduğu sırada çoktan harekete geçmiş olan Wesker, Sergei’yi buldu. Jill ve Chris TALOS’a karşı verdikleri mücadeleden zaferle çıkmayı başarırken Wesker ise kendisine T-Virüsü enjekte etmiş olan Sergei ile çarpışmaya koyuldu. Her ne kadar virüsün etkisiyle mutasyon geçirip çeşitli güçler edinse de Sergei, Wesker’ın gücüne denk olamadı ve öldürüldü. Böylelikle Wesker uzun zamandır gerçekleştirmek istediği hayalini hem Sergei Vladimir’i öldürerek hemde Kızıl Kraliçe’yi ele geçirerek tamamlamış oldu. Artık Umbrella’nın ana bilgisayarına sahip olan Wesker, ilk iş olarak şirketin yasa dışı gerçekleştirdiği tüm işlemleri ve araştırmaları Amerikan Birleşik Devletleri’ndeki mahkemelere gizli bir tanık sıfatıyla sunarak şirketi iflasa sürükledi.

Umbrella’nın yok edilişinin ardından Wesker, TRICELL isimli başka bir şirketin ilaç bölümü yöneticisi Excella Gionne ile görüşmelere başladı. Böylelikle Excella, Wesker’dan virüsleri tedarik ederek TRICELL şirketinde gizlice yürütülecek yeni araştırmalar ve biyo organik silah çalışmalarını başlattı.

Kendi Umbrellasını kurmak ve yüceltmek isteyen Wesker, 2004 yılında Avrupa’da Los Illuminados tarikatının sahip olduğu Plaga isimli yeni bir parazit keşfedildiğinde onu elde etmek için vakit kaybetmeden harekete geçti. Tarikatın içine sızması için ABD Başkanının kızı Ashley Graham’i kaçırıp Avrupa’ya götürmesi görevini verdiği ajanı Jack Krauser, bu girişimi ile tarikata katılmayı başardıysa da tarikat lideri Osmund Saddler’ın güvenini kazanamadı. Wesker daha sonra Ada Wong’a da tarikata sızma görevi vererek Krauser’e destek olmasını istedi. Ancak asıl sadakati Wesker’a olmayan Wong, ona ihanet etti. Plaga’yı ele geçiren Wong, Krauser’i öldürdükten sonra parazitin sahte bir kopyasını Wesker’a gönderirken asıl paraziti, sadık olduğu „Üçüncü Organizasyon” adlı oluşuma verdi.

Ancak Wesker bu ihanetten çok fazla etkilenmedi zira Krauser’ın cesedinden elde ettiği Plaga paraziti ile hedeflerine bir adım daha yaklaşmıştı. Geçen onca zaman boyunca Wesker, bir çok virüs ve parazit elde etmiş, bunlarla birlikte kazandığı zaferler ve kurduğu ticaret ağıyla şöhretini ve gururunu yeniden elde etmişti.

2006 yılının Ağustos ayından Wesker, Spencer’ın yerini tespit etti ve Avrupa’daki Spencer Malikanesi’ne doğru yola koyuldu. En nihayetinde tekrar karşılaştıklarında Spencer, Wesker Projesi’nin ve tüm araştırmalarının amacının temelde insanları geliştirerek üstün bir ırk oluşturmak ve yaratmış olduğu bu yeni dünyada kendisinin tanrı olarak görülmesini sağlamak olduğunu dile getirdi. Ancak Spencer, planlanan her şeyi anlatırken bir konuda Wesker’a yalan söyledi: Wesker Projesi’nden tek sağ kurtulanın Albert olduğunu anlatmıştı ancak gerçek bu değildi. Alex Wesker adındaki denek de bu projeden sağ çıkabilmişti ancak Albert’in Alex’in peşine düşeceğini tahmin ettiği için bunu gizli tuttu. Wesker kendisi ve araştırmalar ile ilgili öğrendiği tüm gerçeklerden sonra Spencer’ı öldürdü. Tam bu sırada malikaneye bir operasyon düzenlemekte olan Jill ve Chris ise Wesker ile Spencer’ı öldürdüğü sırada karşılaştılar. Chris’i öldürmeye yönelik hamle yapan Wesker, onu engellemek için araya giren Jill ile birlikte uçurumdan aşağı düştü.

Düşüşten sağ kurtulan Wesker, ağır yaralanmış olan Jill’i beraberinde götürerek tedavi etti ve uzun süreli koma uykusunda tutarak gelecek planları ve amaçları için kullanmayı hedefledi.
Ancak yıllar önce her şeyin başladığı yer olarak bilinen Afrika, Wesker için de her şeyin sonu olacaktı. 2009 yılına gelindiğinde Wesker, Excella ile birlikte birçok biyolojik silahı ve Uroboros virüsünü tamamlamıştı. Fakat bunları üzerinde uygulamak istedikleri Jill’in metobolizmasındaki antikorların çok güçlüydü; bütün virüslere karşı bağışıklı ve dayanaklıydı. Virüs yerine P30 isimli ilacı kullanmaya karar veren Wesker artık Jill’i bir kukla gibi istediği şekilde kontrol edebilecekti. Uroboros virüsünü uçaklar ile tüm dünyaya yayarak kendisini dünyanın yeni tanrısı yapmayı amaçlayan Wesker, Chris ve Sheva tarafından engellenmeye çalışıldı. Uçağının bir volkan kenarına düşmesinin ardından Uroboros virüsünü kendisi üzerinde kullanan Wesker, kendisini alt etmek amacıyla inatla peşinden gelmekte olan Chris ve Sheva ile savaşmaya başladı. Ancak nefretinin ve öfkesinin kurbanı olan Wesker, uçağının düştüğü volkanda bulunan lavlara düşerek en büyük mağlubiyetini aldı ve hayata veda etti.

Ölümünün ardından haberler kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Fakat Wesker’ın ölümü, hiçbir şeyin sonu değildi. Bıraktığı ayak izlerini takip ederek araştırmalara devam etmek isteyen başka insanlar da vardı.