“Kimbilir belki de bir insanın yüz farklı duyusu vardır. Öldüğünde sadece bizim bildiğimiz beş duyusu yok oluyordur ve geriye kalan doksan beşi varlığını sürdürmeye devam ediyordur.”
Henüz bir çocukken omnik saldırılarının geride bıraktığı yıkımını birinci elden görmüş, kendini vücut geliştirmeye adayıp ulusal atletizm şampiyonalarında rekorlar kırmış, Rus Savunma Kuvvetleri’ne katılarak halkını omniklere karşı korumuş dünyadaki belki de en güçlü kadın… Aleksandra Zaryanova… Ya da dünyanın onu en iyi bildiği ismiyle Zarya.
Yıllar önce, makineler henüz insanların hizmetindeyken Sibirya’nın ücra bir kasabasında dünyaya gelen Aleksandra Zaryanova, takip eden seneler boyunca nelere şahit olacağından bihaber bir şekilde büyüdü. Yaşadığı kasaba “omnium” adı verilen ve insanlara hizmet eden makinelerin, diğer bir deyişle “omniklerin” yaratıldığı üretim tesisine oldukça yakındı ve bu yüzden yaklaşık 30 yıl önce ilk Omnik Krizi patlak verdiğinde henüz küçük bir kız çocuğu olan Aleksandra, yaşanan kaosu ve kıyımı birinci elden görmüş oldu.
İlk Omnik Krizi sırasında gösterdikleri olağanüstü başarılardan ötürü özel bir birliğe davet edilen bireylerin katılımıyla oluşan Overwatch ekibi, bu sırada Rusya’da çok fazla varlık gösteremedi. Bu yetmiyormuş gibi Birleşmiş Milletler de Rusya’ya yardım gönderme konusunda çekinceli davranıyordu. Bunun üzerine Rus Savunma Kuvvetleri kendi başlarının çaresine bakmak durumunda kaldılar. İpleri eline alan Volskaya Endüstrisi adındaki kuruluş, Syvagator adı verilen ve insanlar tarafından kontrol edilip kullanılan özel bir robot türü geliştirdi. Bu yeni güçle dünyanın hiçbir yerinde yapılamayanı başaran Ruslar, Sibirya’daki saldırıları püskürterek omnium tesisini kapattılar. Ancak savaş yaşanmış, sayısız hayat kaybedilmiş, geride kalanlar ise yaşadıkları travmanın etkisiyle hayatlarını devam ettirmek zorunda kalmışlardı.
Omnik Krizi çatışmaları – Rusya
Tüm olan biteni bizzat yaşayan Aleksandra, henüz yaşça küçük olmasına rağmen geleceğini nasıl şekillendireceğine karar vermişti bile: Ailesini, sevdiklerini ve muhtaç olanları koruyup kollayacak kadar güçlü bir insan haline gelmek istiyordu. Bu amaçla kendini vücut geliştirme ve ağırlık kaldırma antrenmanlarına adadı. Öylesine azimle çalışıyordu ki başarıları Rusya ulusal atletizm programı yetkililerinin gözünden kaçmadı. Böylece şampiyonalara katılmaya başlayan Aleksandra, kısa süre içerisinde rekor üzerine rekor kırarak ne kadar başarılı bir atlet olduğunu kanıtladı. Yıllar boyunca ara vermeden Dünya Ağırlık Kaldırma ve Atletizm Şampiyonası’na hazırlanan Aleksandra, kendisini farklı bir geleceğin beklediğinden habersizdi.
Şampiyona başlamak üzereyken gelen bir haber, herkesi şaşkına çevirmişti: Sibirya Omnium’u tekrar aktif hâle gelmiş ve omnikler saldırmaya başlamışlardı. Doğup büyüdüğü kasabanın korkunç bir tehditle karşı karşıya olduğunu duyan Aleksandra, tüm çalışmalarını bir kenara atarak şampiyonadan ayrıldı ve vakit kaybetmeden evine dönerek soyadının kısaltması olan Zarya kod adıyla Rus Savunma Kuvvetleri’ne yazıldı. İkinci Omnik Krizi sırasında aktif bir asker olarak da olağanüstü başarılara imza atan ve kendini kanıtlayan Zarya, bir süre sonra Rusya için ulusal bir umut sembolü oldu.
Yıllar geçti, Omnik Krizleri atlatıldı ve omniklerle insanlar arasında nispeten barışçıl bir ortam sağlanmaya çalışıldıysa da yaşananların ardında bıraktığı izler silinecek gibi değildi. Büyük darbe almış olan ekonomi, kaybedilmiş yüz binlerce insan ve yakılıp yıkılmış şehirler bunun en büyük kanıtıydı. Asker hayatını sürdüren Zarya ise nice saldırıyı savunmuş bir birey olarak omniklere karşı nefret beslemeye ve onlara kuşkuyla yaklaşmaya devam etti. Onun için dünyadaki en önemli şey sevdikleriydi ve onları korumak için her şeyi göze almaya niyetliydi.