Lorekeeper

KİMDİR, NEDİR: CIRI – BÖLÜM 4

Kuleden çıktığında Ciri’yi kısaca Avallac’h olarak da bilinen Crevan Espane aep Coamhan Macha adında bir elf karşılar. Ciri’nin babasının elflerden çaldığını iddia ettiği Lara Dorren’in genlerini geri istediğini belirtir; ancak Ciri babasının adının Cregennan değil Duny olduğunu söyler. İşin aslındaysa Cregennan adındaki insan büyücü zaman-mekanda yolculuk yapma yetisine sahip elf Lara Dorren ile evlenerek Lara’yı elflerden “çalmış”tır ve Ciri de onun soyundan gelen son kişidir. Bu yüzden de elfler Ciri’nin kendi kralları olan Auberon’dan bir çocuk yaparak Lara’nın genlerini elflere geri vermesini talep etmektedirler. Bir zamanlar insanlar, dünyalar arasında geçebilme yeteneğine sahiptir ve gittikleri dünyalarda yol açtıkları sorunları düşünmeden, dünyaları yok ederek ilerlemişlerdir. Daha sonrasında gelişen Kürelerin Birleşmesi olayıyla birlikte ulaşılabilecek dünya sayısı artmıştır ancak dünyalar arasında geçiş yapma yeteneğine sahip kişi sayısı ciddi ölçüde azalmıştır. Kendi ailesinin de üzerinde yaşadığı dünyanın yok olmanın eşiğinde olduğunu ve insanların dünyasını tehdit eden Ithilinne’in Kehaneti’ni öğrenen Ciri, Elflerin Ard Gaeth’i -yani Ulu Geçit’i açıp elfleri ve insanları kurtarma amaçlarını öğrenince razı gelir. İstemeyerek de olsa kraldan çocuk yapmayı kabul eder.

Avallac’h ile olan konuşmaları sırasında bir tekboynuz sürüsü yanlarına yaklaşır ve Ciri’ye kim olduğunu sorar. Elfler tekboynuzluların varlığından dolayı tedirgin olsa da hızla uzaklaştıklarında gardlarını düşürürler. Elflerin gardı düşünce iki farklı sürü belirir ve Ciri’ye telepatik bir şekilde seslenirler. Tepelerden bir tabur elf binici geldiğindeyse tekrar uzaklaşmak zorunda kalırlar. Gelen elf binicilerinin lideri Yaban Av’ın kralı, kızıl binicilerin lideri, tekboynuzlular arasında Atmaca olarak da bilinen Eredin Breacc Glas‘tır. Ciri’nin güvenini kazanmaya çalışan Eredin, Auberon’la çocuk yapsa da elflerin onu bırakmaya niyeti olmadığını genç kıza itiraf eder ve elf kralının onunla birlikte olmasını sağlayacak bir iksir verir. Zamanın elflerin dünyasında farklı bir hızda geçtiğini ve tanıdığı herkesin çoktan ölmüş olduğunu iddia eder. Ciri inanmayınca da Yaban Av tarafından kaçırılıp seneler sonra ortaya çıkan insanları örnek göstererek onu geri dönmeye çalışmaktan vazgeçirmeye çalışır.

Ciri Auberon’la çocuk yapmayı dener ancak başarılı olamazlar. Bunun üzerine Eredin’in verdiği iksiri Auberon’a verir. Auberon ona kendisi ya da Avallac’h’ın laboratuarı arasında bir seçim yapması gerektiğini, eğer çocuğu doğal yollardan yapamazlarsa Lara’nın genlerini başka yollarla ondan alacağının gözdağını verir. Aynı zamanda ailesi bildiği Yennefer ve Geralt’ın öldüğünü anlatan bazı görüler gösterir. Kendi rüyalarında da benzer şeyler gören Ciri, bunun üzerine kaçıp ailesini kurtarma konusundaki kararını netleştirir. Kelpie’ye atladığı gibi Auberon’un yanından kaçan Ciri kısa sürede büyülü bariyere ulaşır ancak bariyerin ötesine geçmesinin bir yolu yoktur. Bu kaçışı sırasında kızıl yeleli bir tekboynuz tarafından takip edildiğini fark eder. Tekboynuz onu durdurmaya çalışırken hafifçe yaralar; biraz sonra ise diğer yanında başka bir beyaz tekboynuz belirir. Ciri bu beyaz tekboynuzluyu tanır: Zamanında hayatını kurtardığı ve “küçük at” adını verdiği Ihuarraquax’ın ta kendisidir.  Artık büyümüş olan Ihuarraquax, tekboynuzluların Ciri’ye yardım etmek istediklerini söyler. Ciri başta bu teklife şüpheyle yaklaşır çünkü etraftaki herkesin Ciri’nin güçlerini kendi çıkarları için istediğine şahit olmuştur. Ancak tekboynuzlar Tilki ve Atmaca‘ya diğer dünyalara kapı açma gücünü vermemesi gerektiğini söylerler ve bu dünyadan kaçması için kendilerinin de sahip olduğu bu gücü nasıl kontrol edeceğini öğretmeyi önerirler. Bununla birlikte son şüpheleri de silinen Ciri, Ihuarraquax’ın da kendisiyle birlikte gelmesi şartıyla teklifi kabul eder.

Avallac’h, Ciri ve Eredin

Bütün bunlar olurken Ciri’nin Eredin’den almış olduğu iksiri içen Auberon ölür; Ciri ise tekboynuzlulardan öğrendiklerini uygulamaya koyarak şehirden nehir yoluyla kaçmak için bir kayık bulur. Kaçışını engellemeye çalışan Eredin’le nehrin üzerinde, kayıkta dövüşürler. Dövüş sırasında Ciri Eredin’i elf kralını öldürmekle suçlar, Eredin ise bu suçlama karşısında şaşırmış görünür. Dövüş esnasında arkasında kalan alçak köprüyü göremeyen Eredin kafasını çarparak düşer, Ciri’ye onu bacağından yaralayacak açığı verir. Hayatını kurtarmak için suya atlamaktan başka çaresi kalmayan Eredin, Ciri’yi durdurmakta başarısız olarak kıyıya çıkmak zorunda kalır.

Kayıktan indiğinde Ciri’ye Ihuarraquax eşlik ederek yol gösterir. Ormana girip dar bir geçitten ilerleyen ikili, ayaklarının altında çatırdayan kemikleri hisseder ve buranın toplu bir mezar olduğunu fark eder. Göz alabildiğince kemiklerle dolu mezardaki kafataslarından birini kaldıran Ciri, bunun bir insana ait olduğunu anlar; zira elflerin köpek dişleri yoktur. Ihuarraquax’tan bu katliamın sorumlusunun Tilki ve Atmaca olduğunu, elflerin aslında onlara ait olmayan bu dünyayı ele geçirdiklerini öğrenir. Zamanında Ard Gaeth’i tekboynuzluları kullanarak açmışlardır ve aynı şeyi yapmak için şimdi de Ciri’yi kullanmaya çalışmaktadırlar. Ciri kandırıldığını böylece anlar. Ihuarraquax’ın yardımıyla zaman ve mekanda bir sıçrama yapmayı başarır; gökyüzüne baktığında tanıdığı yıldız ve takım yıldızları görür ve kendi dünyasında olduğunu anlar. Ancak mekan ve zaman doğru değildir. Doğru anı tutturmak için defalarca farklı zaman ve mekanlarda sıçrama yaparlar. Bir keresinde Gölün Hanımı Nimue’ye görünürler; gölün kuruduğu ve ağaçların yandığı bir zamanda ortaya çıkarlar; gökte iki ayın olduğu bir mekana ayak basarlar… Dearg Ruadhri onlara yetiştiğinde Ihuarraquax öne atılır ve Ciri’ye kendini kurtarmasını söyler; Kelpie ile dört nala kaçan Ciri, zaman ve mekanlar arasındaki seyahatlerine tekboynuz olmadan devam etmek durumunda kalır.

Ciri’nin zaman ve mekandaki bu maceraları oldukça çeşitlidir: Bir seferinde Vizima’da bir astronoma denk gelir ancak adam şaşkınlıktan konuşamaz. Ciri yanlış yerde çıktığını düşünerek başka bir sıçrayış yapar. Bu sefer farklı bir teknik deneyerek Geralt’a konsantre olmaya çalışır ve kendini karlı bir dağ tepesinde, bir kar fırtınasının içinde bulur. Yine yanlış geldiğini düşünerek burayı da terk eder; lakin sadece birkaç dakika sonra Angouleme, Kelpie’nin nal izlerini Geralt’a gösterir. İzler biraz ilerleyip bir anda yok olmaktadır. Kaderin bir cilvesi sonucu baba-kız birbirlerini sadece birkaç dakikalık bir farkla kaçırmışlardır. Bir sonraki seferde Ciri ve Kelpie kendilerini sineklerin her yere yapıştığı, cehennemvari bir mekanda bulurlar ve vakit kaybetmeden tekrar sıçrayarak Nilfgaard’da ortaya çıkarlar. Ancak bilmedikleri şey cehennemvari dünyada Ciri’nin üzerine yapışmış sineklerden birinin Nilfgaard’daki farelerden birinin derisine yuva yaptığıdır. Fare, Kuzey Krallıkları’na giden Catriona adındaki bir gemiye binince Krallıklar’ın bildiği en ölümcül vebalardan biri olan Kızıl Ölüm ya da Catriona adıyla bilinen hastalık yayılır; birçok kişinin ölümüne sebep olur.

Bir sonraki durağında tabelasındaki yazıları okuyamadığı bir hana rastlayan Ciri, tabeladaki kedi resmine ithafen buraya “Kara Kedi” adını verir. Hancı kadın Ciri’ye yaklaştığında genç kız ağzını işaret edip karnına vurarak aç olduğunu anlatır ve gömleğinin gümüş düğmelerinden birini sökerek kadına uzatır. Eli diğer düğmeye de uzanacakken kadın onu durdurur ve ona yemek ile şarap getirir. Ciri birbirlerinin dilini anlamadıkları Le Chat Noir hanının sahibesine vücut diliyle teşekkür ederek oradan ayrılır. Bir sonraki sıçrayışı onu bir gölün ortasına getirir; gölün ortasındaki kulenin terasındaysa iki kadın vardır: Gölün Hanımı Nimue ve yardımcısı kahin Condwiramurs. Bu sefer genç kıza yardım etme fırsatını kaçırmayan Nimue, büyülü bir geçit çağırarak Ciri’ye kaderiyle karşılaşmak için geçitten geçmesi gerektiğini söyler. Yine şüpheciliğe kapılan Ciri’nin tereddütünü “Pavetta’nın kızı” ve “Witcheress” diye hitap edişiyle silip atan Nimue, böylece genç kızın güvenini kazanır. Ciri, Gölün Hanımı’na da teşekkürlerini sunar ve kaderiyle yüzleşmek için geçitten geçer…