Lorekeeper

KİMDİR, NEDİR: CIRI – BÖLÜM 2

Geçtiği portalın dengesizliğinden dolayı Korath çölünün ortasına yüksekten düşerek çakılan Ciri, başını çarparak yaralanmıştır. Aç, susuz ve hazırlıksız bir halde kalakalmış, çölde daireler çizerek dolanmaktayken karşısına beklenmedik bir şey çıkar: Yavru bir tekboynuz. Ciri tıpkı kendisi gibi çölde kaybolmuşa benzeyen bu tekboynuza “Minik At” adını takar. Asıl adı Ihuarraquax olan tekboynuz, başta temkini elden bırakmayarak Ciri’nin kendisine yaklaşmasına izin vermemiş olsa da susuzluktan bayılan kıza kıyamaz ve boynuzuyla kazması gereken yerleri işaret eder.

Sıradışı arkadaşlıkları burada başlayan Ciri ve Ihuarraquax, birbirlerine su ve yiyecek bulmakta yardım ederek beraberce çölden çıkmaya çalışırlar. Ancak yine yiyecek aradıkları seferlerden birinde tekboynuz, bir çöl yaratığı tarafından yaralanır ve güçten düşmeye başlar. İlk başta yarasını Ciri’ye göstermek istemese de zehir vücudunu zayıflatmaya başlayınca başka çaresi kalmaz. Ciri, su kullanarak Minik At’ı iyileştirmek istediyse de etrafta yeterince su yoktur. Bu yüzden de Yennefer’in kendisine yasaklamış olduğu ateş elementinin gücünü çağırmaya çalışır ve başarır da. Ateşin gücüyle tekboynuzu iyileştirdikten sonra kendi gücünün farkına varır: Artık su bulmak için sefalet içerisinde koşturmasına gerek yoktur, çöl yaratıklarını yemek yerine ateşin gücüyle kendine yemyeşil bir vaha bile kurabilecektir.

Ülkesini yıkan, anneannesi kraliçeyi öldüren, kendisini kaçırmak isteyenlerden intikamını alacaktır bu yeni bulduğu güç sayesinde. Hayallerinde Cintra’yı yakan alevler onun ellerinde düşmanlarını yakmaya başlamıştır ve Ciri yapabilecekleri karşısında büyülenmiştir… Ta ki o alevler büyüyüp de tapınakta ona bakan yaşlı rahibe Nenneke’yi, orada rahip ve tarihçi olmak için eğitim gören çocukluk aşkı Jarre’yi, anne-babası yerine koyduğu Yennefer ve Geralt’ı da yutana kadar. İntikam için kullanacağı ateşin sevdiklerine de sıçrayacağını farkeden Ciri, bu güçten vazgeçmek ister ancak ateşin onu bırakmaya niyeti yoktur. O, insanlardan intikam almaya yemin etmiş isyan lideri Falka’nın soyundan gelmektedir. Ve Falka, soyundan gelecek olan çocuğun dünyayı yok ederek küllerinden başka bir dünya yaratacağını kehanet etmiştir. Bu felaketi engellemek için Ciri, kendisini bir “kaynak” haline getiren büyü güçlerini tamamen reddederek çölde tekrar büyüsüz ve çaresiz kalır. Ancak kendisinin bilmediği bir şey, belki de bu fedakarlığın o anda hayatını kurtarmış olduğudur. Zira Ihuarraquax’ı kurtarmaya gelen tekboynuzlar arasında Falka’nın varisi olan bu çocuğun çok tehlikeli olduğu ve öldürülmesi gerektiğini savunanlar olsa da, bazıları da büyü gücünü feda ettiğini ve zaten o gücü de Ihuarraquax’ı kurtarmak gibi iyi niyetlerle kullandığını belirterek bu teklifi reddetmişlerdir.

Ciri ve Ihuarraquax

Nilfgaard tarafından Cintra üzerinde hak elde etmek için ele geçirilmek, kuzeyli krallar tarafından ise Nilfgaard eline geçmesin diye öldürülmek istenen ve Minik At’ın da hayatındaki herkes gibi kendisini terk ettiğini düşünen Ciri, bu dönemde çölün kıyısında kendisini atın arkasına bağlayıp götüren kuş kanadı miğferli şövalyeyi bile kafaya takmayacak kadar hayattan vazgeçmiştir. Bir süre sonra kanat miğferli şövalyenin, kabuslarına giren Nilfgaard’ın Kara Şövalyesi olmadığı anlaşılır. Kendisini kaçıran Nilfgaard şövalyesi yolda karşılaştıkları başka bir şövalye tarafından öldürülünce, beraberinde bulunan köle tüccarları Ciri’yi İmparator’a kendilerinin de satabileceğine kanaat getirir ve hazır Nilfgaard ile iş yapmışken, imparatorluğun kellesine ödül koyduğu başka birini de aradan çıkarmak isterler.

Civardaki kasabaların başına bela olan Fareler adlı grubun lideri Giselher yakalanmıştır. Onu da Ciri’yle birlikte imparatorluğa satmak üzere almak için Glyswen kasabasındaki bir hana giderler. Burada Giselher, Ciri’yi kendisini kurtarmasının tek yolunun ona yardım etmesi olduğuna ikna eder ve hancıdan bir bıçak istemesini tembihler. Ciri denileni yapar ve Giselher’in bağlarını keserek onu serbest bırakır. Bu sırada hana saldıran Fareler de içeride hancı dahil olmak üzere herkesi öldürürler. Ciri’yi ise hem Giselher’e yardım ettiğinden dolayı, hem de kendileri gibi Nilfgaard tarafından avlanan bir kaçak olduğu için öldürmeyip yanlarına alırlar. Farelerin sorgusuz sualsiz öldürdüğü hancıyı uyaramamış olmak Ciri’nin en büyük pişmanlıklarından biri olacaktır ancak şimdilik hayatını kurtarmış olan bu gruba katılmaktan başka çaresi olmadığına kanaat getirir. Aralarına katılmış olmasına rağmen katil ve soyguncu olduğunu düşündüğü kişilere gerçekte kim olduğunu açıklamak istemez, zaten açıklasa da inandırıcı bulacaklarını düşünmemektedir. O yüzden ona bir takma isim sorduklarında aklına ilk gelen elfçe kelimeyi söyleyiverir: “Gvalch’ca”. Ancak bilmeden kendine verdiği bu isim “Falka” demektir ve Ciri böylece anlar ki büyüsünü feda etmesine rağmen kaderinden kaçmak o kadar da kolay olmayacaktır.

Bu sırada artık Fareler’e katılmış olan Ciri bir süre onlarla birlikte kaçak hayatı sürmektedir. Giselher’in eski bir arkadaşı olan tüccar Hotsporn onlara tüccarlara dokunulmazlık sağlayan işaretleri sızdırmakta, karşılığında ise (kimi zaman suikaste kadar varabilen) görevler istemektedir. Giselher önderliğindeki Fareler bu duruma pek aldırıyor gibi görünmese de Ciri’nin vicdanı rahat değildir. Yine bu görevlerden birinde, o bölgede kendilerine dokunulmazlık sağlayacak olan dövmelerini yaptırırken (ki bu sırada Ciri, sevgilisi Mistle ile birlikte baldırının iç kısmına bir gül dövmesi de yaptırmıştır) Hotsporn onlara farklı bir teklifle gelir: Nilfgaard imparatoru, Cintra kraliçesi Cirilla ile evlenecek olmasının şerefine genel af ilan etmiştir ve eğer Fareler tüccarlar loncasına (yani bizzat kendisine) çalışmayı kabul ederse karşılığında aftan yararlanmalarına yardım edecektir. Bunu duyan Ciri küplere biner ve adamı yalancılıkla suçlar. O kendini bildi bileli Nilfgaard’dan kaçıp sefalet içinde yaşarken, onun kimliğini çalmış başka birinin “Cintra Kraliçesi” olmasına dayanması mümkün değildir. Üstelik bu sahte kraliçe, ailesini öldüren Nilfgaard imparatoruyla evlenecektir! Hakkının gasp edilmesine bir dur demeye karar veren Ciri, Mistle’a aftan yararlanmasını ve onu almaya geri geleceğini söyleyerek Hotsporn’la birlikte yola çıkar. Bu sırada fareler de kendilerini avlamak için Baron Casadei tarafından tutulduğu söylenen ödül avcısı Bonhart’ı öldürmek için Jealousy denilen şehre doğru yola çıkarlar.

Hotsporn yolda Ciri’yi aftan yararlanması ve arkadaşlarını ele vererek kendini kurtarması için ikna etmeye çalışır. Hatta Mistle’ı “iğrenç ve doğa dışı” yönelimlere sahip olduğundan dolayı Ciri’ye göz koymakla suçlar. Jealousy’ye giderse kesinlikle öleceğini ve fareleri unutmasını söyleyerek kendisiyle gelmesini teklif eder. Bu sırada soyguncularla karşılaşırlar ve atlarını kaybederler. Ancak Hotsporn, büyülü bilekliği sayesinde atını istediği zaman çağırabilmektedir. Ne var ki, kendisi de bir ok ile yaralanarak kan kaybından ölür. Ciri bilekliği alarak atı çağırır ve ona Kelpie adını verir. Kelpie’ye atlayan Ciri, Cintra’dan vazgeçerek Mistle’ı kurtarmak için Jealousy’ye doğru döner. Orada arkadaşlarına bir tuzak kurulduğunu anlamıştır, anlamadığı şey ise tuzağın neden bir ordu asker yerine tek bir adamdan oluştuğudur. Ta ki o adamla tanışana dek…

Fareler büyük bir öz güvenle Jealousy kasabasına gider ve hanın önünde kelle avcısı Bonhart’a meydan okurlar. Bonhart uzun boylu zayıf bir adamdır. Bir elinde ekmek, öbüründe soyulmuş bir yumurta bulunduğu halde meydana çıkar ve onlarla alay edercesine teslim olmalarını ister. Fareler teslim olmak yerine saldırmayı seçerler ve Ciri onlara yetiştiğinde hepsini ölmüş ya da ölmek üzere olarak bulur. Bonhart ile savaşırlar; Ciri Witcher eğitimi sayesinde Bonhart’a arkadaşlarının tamamından daha uzun süre direnmeyi başarabilmiştir. Bonhart Ciri’nin kılıç kullanmadaki yeteneklerinden etkilenir ve Ciri’ye eğitimini kimden aldığını sorar. Ciri cevap vermez. Bonhart onu etkisiz hale getirdikten sonra bir kazığa bağlar ve gözlerinin önünde can çekişen Fareler’in kafalarını keser. Arkadaşlarının vahşice katledilmesinden sonra cesareti kırılan Ciri’yi bir köpek gibi tasmalayıp Esterhazy adlı bir demirciye götürür.

Ciri ve Fareler

Demirci, Bonhart’ın pek de hoşuna gitmeyen pek çok silahtan sonra, benzersiz bir kılıç sunar onlara. Üzerinde elf sembolleri olan, orjinal gnome yapımı, siyah çelikten bir kılıç. Kabzasında yıldırım çarpmış bir kule vardır ve kulenin tepesinde de bir kuş sembolü… “Kırlangıç” der Ciri, “Zirael. Benim adım.” Demirci de ona kabzadaki sembollerin anlamlarını açıklar: Yıkılan kule kaos ve yıkımı temsil etmektedir, kırlangıç ise umudu. Ve kaderinde olanı gerçekleştirmesini dileyerek kılıcı ona verir.

Ciri’yi söz verdiği üzere Baron Casadei’ye vermekten vazgeçen Bonhart, onu bir arenada dövüşmeye ve uyuşturucu kullanmaya zorlar. Baron Casadei, Falka’nın kendisine söz verildiği halde teslim edilmemesine öfkelenerek arenaya adamlarını yollasa da Bonhart kızı vermez ve çok istiyorlarsa adamların arenada dövüşerek onu alabileceklerini söyler. Ciri ise adamların kendisini almasına izin vermeyecek ancak kendisinin de Bonhart’tan asla kurtulamayacağını anlayarak intihar etmeye çalışsa da başarılı olamayacaktır.

Bonhart Ciri’nin kim olduğunu öğrendiği zaman onu Baykuş olarak da bilinen Stefan Skellen’e satarak iyi bir kar elde edebileceğini düşünür. Unicorn adlı kasabada buluşma ayarlarlar. Bu sırada Skellen, Vysagota’nın çırağı Rience’i yakalayıp konuşturmuş ve onların da Ciri’nin peşinde olduğunu öğrenmiştir. Ciri Rience’i hatırlar. Çöle açılan geçide atladığı sırada peşinde olanların arasında o da vardır. Rience, Yennefer’e “bu eller ve bu parmaklarla” işkence ettiğini ve aynısını kendisine de yapacağını söyleyerek Ciri’yi tehdit etmeye çalıştığında Bonhart ona ellerini kaybetmek istemiyorsa dikkatli olmasını söyler. Skellen, Rience ve Bonhart pazarlığa otururlar. Skellen, Bonhart’ın amaçları konusunda şüphecidir ancak Rience kızın kim olduğunu öğrendikten sonra değerini fark ettiği kanısındadır.

Konuşmaya xenophone ile dahil olan Vilgefortz, kızın Kadim Kan’dan olduğunu ve onun kanından gelenin dünyayı yöneteceğini anlatarak sadece plasentasına ihtiyacı olduğunu söyler. Daha sonra kızla ne yapacakları onlara kalmıştır. Ayrıca Vilgefortz, Bonhart’a 2000 Florin, Stefan Skellen’e de İmparatorluk Gizli Servisi’nin başına geçme imkanını teklif eder. Ancak önce Baykuş’un adamlarının içindeki Gizli Servis köstebeğini ortaya çıkaracağını söyler. İfşa olacağından korkan Neratin Ceka da Baykuş’un zihin okuyucusu Kenna’ya İmparator adına çalıştığını açıklayarak kendisine yardım etmesini ister. Yardım etmeyi kabul etmezse Baykuş’un yaptığı vatan hainliğine ortak olanlarla birlikte cezalandırılacağını söyler. Kenna, Neratin’in isteğini reddetse de içi rahat etmez. Kararından emin olmak için Ciri’nin zihnini okuyarak onun kim olduğunu anlamaya çalışır ancak Ciri zihnine yapılan bu saldırıya karşı koyar.

Kelpie’ye atlayarak uzaklaşırken Rience, Bonhart ve Skellen de hemen arkasındadır. Skellen, Orion diye de anılan ninja yıldızını fırlatarak yüzünde devasa bir yara açtığında, kanlar içinde kalan Ciri atından düşecek gibi olsa da son anda toparlanarak Kelpie’nin boynuna sarılır. Düşmanları arayı kapatmalarının an meselesi olduğunu zannetseler de, Kelpie sıradan bir at olmadığını ispatlarcasına kapıların üzerinden atlayarak geçerken karnı kapının üstündeki sırıkların ucuna değmemiştir bile.

Skellen, Bonhart ve Rience, Ciri’yi takip etmek için peşi sıra ormana dalarlar. Bu sırada kovalamacaya köylüler de ellerinde meşaleleriyle katılmaya başlamıştır. Lakin şafak vakti geri döndüklerinde elleri boş, gözleri ise korku doludur. Kasabanın merkezindeki samandan tekboynuz, bir ejderhaya dönüşüp atları korkutmuş, gökyüzünde iskelet atlarını süren alevler içindeki şövalyeler kara kısrağın izlerini silerken gece boyunca ölümün habercisi Banshee’nin çığlıkları duyulmuştur. İz sürücülerin söylediğine göre atın izleri kesilmiş, adeta binicisiyle birlikte sırra kadem basmıştır.

Sonbahar ekinoksunun gecesi zamanın başından beri hayaletlerin, kabusların ve huzursuz, korku dolu uyanmaların gecesi olmuştur. İşte bu gece de Nilfgaard’da İmparator Emhyr van Emreis çığlıklar atarak uyanır; Mahakam’da cüce Yarpen Zigrin, Kaer Morhen’de yaşlı Witcher Vesemir ve daha pek çok kişi aynı sebepsiz korku ile doğrulurlar yataklarında. Tüm bu olayların sebebini, tüm bu kişilerin ortak noktasını bilebilecek pek az sayıda kişi vardır ve bu kişilerden üçü o anda aynı çatı altındadır: Ellander’deki Melilete tapınağında Jarre, Triss ve Başrahibe Nenneke rCiri’nin yüzünden kanlar akarak ölüyor olduğunu görerek uykularından doğrulurlar…