Caleb Dume, hemen hemen her jedi gibi henüz bir bebek iken Coruscant’taki Jedi tapınağında eğitilmek üzere ailesinden alınmıştı. Yavin Savaşı’ndan 33 yıl önce doğan Caleb, tapınakta aykırı düşünce tarzı ve her şeyi sorgulamasıyla nam salmış bir padawandı. Bu tutumu Jedi ustalarını zaman zaman kızdırsa da ara sıra faydası dokunmuyor da değildi. Tapınakta bulunan Jedi Geri Çağırma Sinyali’nin de amaçlandığının tam tersi bir şekilde Jedi’ları tapınaktan uzak tutmak için kullanılabileceği fikrini Obi-Wan Kenobi‘ye vererek Emir 66‘dan sağ çıkabilen az sayıda Jedi’ın hayatının kurtulmasına katkı sağlamıştı.
Klon Savaşları sırasında bir an önce bir Jedi ustası tarafından çırak olarak seçilmek ve savaş bitmeden biraz macera görmek için yanıp tutuşan Caleb, eğitim sırasında yaralandığı bir gün revirde bir bakta tankının içinde iyileşmekte olan Jedi ustası Depa Billaba‘yı gördü. Usta Billaba’nın henüz bir çırağı olmadığını öğrenen Caleb hemen onun çırağı olmak istediğini arkadaşlarına söylediyse de arkadaşları son görevinde askerlerinin tamamına yakını öldürülen Billaba’nın psikolojik olarak hasarlı olduğunu ve muhtemelen tekrar savaşa gönderilmeyeceğini iddia ettiler.Merakı nezaketine üstün gelen Caleb, Usta Billaba’ya “gerçekten hasarlı olup olmadığını” sordu. Depa Billaba ise bunun pek politik bir hamle olmadığını söylese de çocuğun dürüstlüğünü ve cesaretini takdir etmişti. Onlar henüz konuşmalarını bitiremeden Jedi tapınağı bir konfederasyon kaptanı olan Rackham Sear tarafından bombalı saldırıya uğradı. İlk patlamadan kendisini kurtaran Usta Billaba’nın anlık tereddüdünün aksine Caleb hızlı davranarak saldırganı tapınağın çatısına kadar takip etti.
Burada Sear ile çatışırken Depa Billaba, ikinci kez hayatını kurtardığı Caleb’e çırağı olmasını teklif etti ve genç padawan da dileğine kavuşarak henüz 13 yaşında, klon savaşlarının bitmesine 5 ay kala bir Jedi ustasının çırağı olmuş oldu. Çok kısa süre sonra da Büyük Cumhuriyet Ordusu’nun generali olarak atanan Usta Billaba’ya görevinde eşlik etti.
General Billaba ve Caleb, yanlarında bir klon ordusu ile birlikte Kardoa gezegeninde görevlendirildiler. Burada ayrılıkçıların saldırısına uğradıkları sırada savaşta fazlaca ön saflarda olan Caleb yaralandı ve bu kez onu savaş droidlerinin elinde ölmekten kurtaran ustası değil 1157 numaralı henüz bir ismi dahi olmayan acemi bir klon oldu. 1157 komutanının emirlerine karşı gelme pahasına Caleb’in önüne geçerek onu savunmuştu. Bu davranışı ona bir cesaret madalyası ve bir isim kazandırdı: Stance. Ve tabii Caleb Dume’un arkadaşlığını da.
Bir sonraki görev yerleri Mygeeto olarak olarak belirlenen ikili kendilerini 3.Mygeeto Savaşı’nın orta yerinde buldular. Sayıca azınlıkta olan Cumhuriyet askerleri droid ordusu tarafından sıkıştırılmış ve kurtuluşlarından umudu kesmişlerken Fenn Rau yönetimindeki Kafatası Birliği tarafından hayatları kurtarıldı.
Droidlerden paçalarını kurtaran Cumhuriyet birlikleri ana üsse geri döndüklerinde onlara tapınakta saldıran Rackham Sear’ın kardeşi Coburn Sear ve General Grievous yönetimindeki Konfederasyon askerlerinin saldırısına uğradılar. Sear, Stance’i öldürdükten hemen sonra Caleb ile savaşa tutuşurken ona yardım etmek isteyen Usta Billaba da baş düşmanı Grievous tarafından engellendi. Caleb dostunu öldüren Sear’a öfke ile saldırırken nefretin ona verdiği gücün farkına vararak karanlık tarafla yüzleşti; ancak karanlığa düşmenin arkadaşının anısına ihanet olacağını anlayarak bu duyguyu bir kenara itti ve bir Jedi gibi alt ettiği düşmanının hayatını bağışladı. Fakat Sear vazgeçmedi ve Caleb’in yakıt deposunu kesmiş olduğu alev silahını kullanarak kendi kendini ateşe verip Caleb’i de kendiyle birlikte öldürmeye çalıştı. Caleb ise ışın kılıcının bir darbesiyle alevler içindeki Sear’ı yere serdi. Arkadaşını katleden adamı öldürmüş ancak bundan keyif almamış olan Caleb bir daha hiç can almamayı dilese de ne yazık ki bu dileği gerçek olmayacaktı.
Depa Billaba kendisini komaya sokan, askerlerinin yüzde doksanını öldüren ve bir general olarak hayatındaki en büyük başarısızlığa imza atmasına sebep olan Grievous karşısında cesurca direndiyse de ağır bir şekilde yaralanmıştı. Neyse ki Caleb kendini kurtarır kurtarmaz beraberinde klon askerleriyle birlikte ustasının yardımına koştu ve Grievous’un etrafını sararak Billaba’nın hayatını kurtardılarsa da Grievous’un kaçmasına engel olamadılar.
Usta ve padawanın birlikte son görevleri ise Kaller gezegenindeydi. Jedi’ların katılımıyla Kaller gezegenindeki savaşın seyri değişmiş ve Konfederasyon askerleri gezegenin yönetimini bırakarak kaçmışlardı. Kaller’in yerel önderi Gamut Key ve beraberindeki Kasmir Janus‘a Konfederasyon baskısından kurtulduklarını müjdelediler. Ne yazık ki Kallerlilerden sıcak bir karşılama görmediler; hatta Kasmir Janus daha da ileri giderek Jedi’ı yalnızca bir başka işgalci general olarak gördüklerini söyledi. Caleb ve Klon kumandan Grey, Billaba’ya karşı saygısızca tutumundan dolayı Janus’a öfkelendilerse de usta Jedi onları sakinleştirdi ve Jedi’ların askerî rütbe almasının doğru bir hamle olmadığını düşündüğünü belirtti.
O gece muzaffer Cumhuriyet askerleri dinlenirken muhabbetleri Kumandan Grey’in bir telsiz çağrısı almasıyla bölündü: “Emir 66’yı infaz edin!”
Daha kısa bir süre önce birlikte meyve yiyip şakalaştıkları klon askerlerin bir anda kendilerine saldırması Caleb’i şoka uğratmıştı. Ustasının “Savaş ya da kaç!” emriyle kendine geldikten sonra silah arkadaşlarına karşı savaşmaya başladı; ancak klonların sayısı fazlaydı ve kazanmalarına imkân yoktu. Ustasının emriyle kaçmaya başlayan Caleb bir lazer tüfeğine hedef olmak üzereyken son kez Billaba tarafından kurtarıldı; fakat bu hareketi Jedi ustasının canına mal olmuştu. Sırtından vurulan Billaba oracıkta ölürken Caleb kaçarak klonlardan saklandı. Aç ve uykusuz bir hâlde günlerce saklandıktan sonra bir hırsız ve kaçakçı olduğunu öğreneceği Kasmir Janus tarafından bulundu.
“Yalan söyleyeceksin. Aldatacaksın. Çalacaksın. Hayatta kalacaksın. O tapınakta size hiç mi faydalı bir şey öğretmediler?”―Janus Kasmir
Janus, Caleb’e yemek ve yatacak bir yer vermişti ancak Caleb’in aklı Coruscant’tan gelen haberlerdeydi. Bütün Jedi’lar tapınağa çağrılıyordu. Janus’un uzay gemisini çalarak Coruscant’a doğru yola koyuldu. Yolda ustasının ölmeden önceki gece kendisine verdiği holocrondan bir mesaj aldı. Obi-Wan Kenobi bütün Jedi’lara Coruscant’tan uzak durmalarını söylüyordu. Bu mesajı aldığı sırada hiper uzaydan henüz çıkmış olan Caleb, maalesef geri dönmek için çok geç kalmıştı. Etrafı sarılmıştı ancak Janus’un gemisi oldukça sağlamdı. Bu sayede bulduğu ilk açıklıkta kuşatmayı kırarak ışık hızına geçti ve düşmanlarının onu arayacağı en son yer olduğuna kanaat getirdiği Kaller’e geri döndü.
Gemisini iade ettiği Janus onu kapı dışarı koydu koymasına fakat Caleb’den kurtulmak o kadar da kolay değildi. Kaçakçıyı takip eden Caleb, onu Tapusk ve adamları tarafından köşeye sıkıştırılmışken kurtardı. Esasen kurtarılmaya hiç de ihtiyacı olmayan Janus pazarlığını mahvettiği için kızsa da bir iş için tayfaya gereksinim duyduğunu söyleyerek Caleb’i tekrar yanına aldı. İlk iş çocuğu bu Jedi görüntüsünden kurtarması gerekiyordu. Padawan örgüsü kesildi, ışın kılıcının yerini bir lazer tabancası, kahverengi cüppesinin yerini yeni yaşamına daha uygun kıyafetler aldı. Hatta bundan sonra çok uzun süre değiştirmeyeceği saç modeli bile Janus’un bir armağanıydı; zira Caleb gergin olduğunda sürekli elini saçlarının içinden geçiriyordu.
Birlikte giriştikleri ilk görevde artık bir imparatorluk için çalışan Gamut Key’e yakalanan Janus, kendisini kurtarmak için Caleb’in kimliğini açığa çıkardı. Ancak bu hareketi kendisini kurtaramadığı gibi Caleb’in klon askerlerinin eline düşmesine sebep olmaktan başka bir işe yaramadı.
Eski dostları Stills ve Grey’in ellerinde bir uzay gemisinde tutsak olan Caleb, onları Palpatine tarafından kandırıldıklarına ve Jedi’ların asla Cumhuriyet’e ihanet etmediğine ikna etmeye ne kadar çalıştıysa da başarılı olamadı. Sonunda kendini Güç’e teslim ederek iki klon askerini geminin bir ucuna, kendisini ise uzay boşluğuna doğru ittirdi. Kendisi başka bir uzay gemisiyle peşine düşmüş olan Janus tarafından kurtarılırken Grey ise artık Güç’ün yardımı ile mi yoksa çarpışmanın etkisiyle biyo-çipinin zarar görmesinden midir bilinmez, Caleb’in dediklerine hak vermeye başlamıştı. Ancak Stills’i ikna edememişti ve uzun uzadıya düşünecek zamanı yoktu. Stills, Janus’un gemisini yok edecek silahları ateşlemek üzereydi. Grey, arkadaşını vurup kontrol paneline de hasar vererek geminin kalkanlarının devre dışı kalmasına sebep oldu ve böylece içinde bulundukları gemi Janus tarafından patlatıldı. Caleb bir kez daha arkadaşlarını ölüme göndermişti ancak artık patlayan gemide öldü sanıldığı için imparatorluk tarafından aranmaktan kurtulmuştu.
Kaller’e döndükten sonra Janus’tan ayrılarak Moraga gezegenine gitmek için yola çıktı. Jedi’lığı ve Caleb Dume’u geride bırakarak kendi yolunu bulması gerekiyordu. Orada adını soranlara ise inişli çıkışlı bir ilişkileri olsa da hayatını kurtarmış olan dostunun adından türettiği yeni ismini söyleyecekti:
Kanan Jarrus.