Lorekeeper

KİMDİR, NEDİR: ANA AMARI

Birinci Omnik Krizi patlak verdiğinde ve makineler insanlığa karşı savaş açtığında bir çok ülke gibi Mısır da hazırlıksız yakalanmıştı. Kaynaklarının birçoğunu omniklerle savaşmaya adayan Mısır, personel yetersizliğini de güvenlik güçlerini elit bir keskin nişancı takımıyla destekleyerek bertaraf etti. Bu efsanevi nişancılar arasından bir tanesi vardı ki neredeyse herkes tarafından dünyanın en iyi nişancısı olarak kabul ediliyordu: Ana Amari. Birleşmiş Milletler omniklerle savaşmak için dünyanın en iyi askerlerini toplamaya başladığında ilk saldırı timi olan Overwatch’a katılanlardan birinin Ana olması da haliyle kimseyi şaşırtmadı.

Kahireli Ana Amari, güçlü iç güdüleri ve müthiş isabetliliğiyle Overwatch’un kazandığı zaferlerde büyük rol oynadı. Sibernetik gözü sayesinde normal bir insan gözünden altı kat daha iyi görebiliyordu; operasyonlarda tercih ettiği “Kinamura” tüfeğinin merceği ise bu oranı altı yüz kata kadar çıkartabiliyordu. Overwatch adına aldığı başarılar ve ekip içindeki anaç tavırları, ona Omnik Krizi sona erdiğinde Jack Morrison’ın ardından organizasyonun ikincil lideri olmanın yolunu açtı.

Ana ve Fareeha, Overwatch’un efsane ekibiyle birlikte…

28 yaşındayken Fareeha adında bir kız çocuğu doğuran Ana, kızını Overwatch’un artık birer efsane olmuş askerleri arasında büyütüp yetiştirdi. Genç Fareeha, etrafındaki kahramanların başarıları ve yaptıklarından etkilenerek büyüdüğünde onlar gibi olma aşkıyla yanıp tutuşuyordu. Savaşın gerçek yüzünü gayet iyi bilen Ana ise bunun geçici bir heves olmasını ve vakti geldiğinde kızının başka ilgi alanlarına kayacağını umuyordu. Anne-kız arasındaki bu çatışma, yıllar boyunca hayli dalgalı bir ilişkileri olmasına sebebiyet verdi.

Overwatch, asıl misyonunu başarıyla yerine getirip Omnik Krizi’ni sona erdirdikten sonra bile Ana, uzun yıllar boyunca Saldırı Komutanı Morrison’ın yardımcılığını yapmaya devam etti. Organizasyonun yönetimindeki önemli rolüne rağmen çatışma içeren görevlere katılma konusunda inatçılık etti ve aktif görevde kaldı. Ancak terörist organizasyon Talon’a karşı yapılan bir rehine kurtarma görevi sırasında işler Ana’nın beklediğinden çok daha farklı gitti. Her zamanki gibi Kinamura tüfeğiyle ekibine destek sağlayan Ana, iki Overwatch ajanını bir anda indiren nişancıyı bulmak için kendini tehlikeye attı. Çok hızlı bir şekilde mevzi değiştirip iki farklı bölgeden ateş açmayı başaran rakip keskin nişancının Talon’un “meşhur” yeni nişancısı olduğundan şüphelenen Ana, Morrison’ın tahliye emrini hiçe sayarak ölen ajanların intikamını almak için nişancıyı takibe başladı. İmkansız bir atışla rakip nişancıyı yaralamayı başaran Ana, Talon’un yeni suikastçısının yakın zamanda öldürülmüş Overwatch ajanı Gérard Lacroix’ın sözde kaçırılmış karısı Amélie olduğunu görünce şaşkınlıktan duraksadı ve ikinci atışı yapmadan önce tereddüt etti. Talon tarafından zihni yıkanmış ve bir ölüm makinesine dönüştürülmüş “Widowmaker” adındaki rakip suikastçı ise tereddüt etmedi. Sibernetik gözünden vurulan Ana, bir süreliğine kayıplara karıştı ve resmi olarak öldü kabul edildi.

Overwatch’un çöküşü sırasında tam da bu yüzden ortalarda olmayan Ana, bu süreçte hayatını gözden geçirerek gücünü geri kazanmaya odaklandı. En sonunda hâlâ korunması gereken değerler olduğuna kanaat getirdi ve Overwatch’un bir parçası olamamış olsa da Helix Uluslararası Güvenlik’e katılarak omniklere karşı savaşa devam etmiş kızına bir mektup yazdıktan sonra bir kez daha keskin nişancı tüfeğini kuşandı.

Ancak bu sefer can almak için değil, hayatları kurtarmak için… Zira hâlâ korunması gereken bir ailesi vardı.