WARCRAFT TARİHÇELERİ – BÖLÜM 5: BEKÇİLER, TENİN LANETİ VE TYR’İN DÜŞÜŞÜ

Disklerin çalındığını öğrendiğinde Loken’ın hissettiği öfke ve panik muazzamdı. Eğer Tyr ve müttefikleri olup bitenleri Algalon’a gösterirlerse hayatının sonlandırılacağına inanıyordu; bu yüzden de onları durdurmak için bir şeyler yapmalıydı. Ne yapabileceğini düşünen Loken, en sonunda çağlar öncesinde Yogg-Saron ile birlikte Ulduar’ın içerisine gömülen n’raqi kuvvetlerinin C’Thraxxi olarak adlandırılan kadim komutanlarının mezarlarını açarak onları diriltti. Zakazj ve Kith’ix adındaki bu iki C’Thraxxi, Eski Tanrı Yogg-Saron’un Loken’ın zihnindeki kontrolünü hissettikleri anda hiç düşünmeden hizmetlerini sunmaya yemin ettiler.

Güney topraklarına ilerleyen Tyr ve takipçilerini bitmek bilmez bir azimle takip eden iki C’Thraxxi, sonunda onları açıklık bir alanda kıstırdılar. Oldukça güçlü olan Zakazj ve Kith’ix, tüm titan-yapımları ve özellikle de Tenin Laneti ile etkilenenler için büyük tehdit oluşturuyorlardı. Bunun bilincinde olan Tyr, Archaedas ve Ironaya’dan bir istekte bulundu: Kendisini orada yalnız bırakıp daha güneye ilerlemelerini söyledi; böylece kendisi iki düşman kuvvetle çarpışırken müttefikleri de güvenle kaçabileceklerdi.

Tyr ile C’Thraxxi komutanları arasında geçen muazzam savaş, tam altı gün ve gece boyunca devam etti. Müteffikleri güvenle güney topraklarına doğru ilerlerken Tyr, azimle savaştı; ancak düşmanları da bir o kadar zorlu rakiplerdi. Onları herhangi bir şekilde alt edemeyeceğini anlayan ve savaşmaktan bitkin düşmeye başlayan asil Bekçi, en sonunda zor bir karar verdi: Yaşam enerjisini harcayarak büyülü bir patlama yaratacak, kendi canını feda ederken düşmanlarını da öldürmeyi başaracaktı. Planı doğrultusunda ilerleyen Tyr’in yarattığı büyük patlamayı uzaktan gören Archaedas ve Ironaya, açıklık alana geri döndüklerinde yalnızca Tyr’in ve Zakazj’ın cansız bedeleriyle karşılaştılar. Kith’ix ise ölümden ucu ucuna kurtularak gizlice batıdaki topraklara ilerledi ve kendisinden çağlar boyunca haber alınamadı.

Bir zamanlar Tirisfal topraklarında yer alan ancak günümüzde nerede olduğu bilinmeyen Tyr'in gümüş eli

Bir zamanlar Tirisfal topraklarında yer alan ancak günümüzde nerede olduğu bilinmeyen Tyr’in gümüş eli

Tyr’in fedakârlığını onurlandırmak isteyen Ironaya, Bekçi’nin cansız bedeninin bulunduğu topraklara “Tyr’s Fall” (Tyr’in Düşüşü) adını verdi; öyle ki sonraki dönemlerde bu topraklar, vrykul dilinde aynı anlama gelen “Tirisfal” olarak bilinecekti. Tyr ve düşmanının bedenlerini bu toprakların altına gömen Ironaya ve takipçileri, daha sonra tekrar güneye inmek için harekete geçseler de aralarında yer alan vrykullar, Tyr’in yaptığı fedakârlıktan derinden etkilendiklerini belirterek Bekçi’nin mezarı olan bölgeyi ve Bekçi’den geriye kalan tek miras olan, toprağa saplanmış gümüş elini her daim gözetebilmek için geride kalmak istediklerini söylediler. Ironaya ve Archaedas, vrykulların bu isteklerinin onurlu bir hareket olduğunu belirterek karşı çıkmadılar ve earthen ile mekagnomları yanlarına alarak bir zamanlar ilk titan-yapımlarından olan kusurlu troggları bir arada tutabilmek için yapılan Uldaman’a doğru yola çıktılar.

Uldaman’a vardıklarında Archaedas ve Ironaya, toprak ve büyü üzerindeki hakimiyetlerini kullanarak şehri genişlettiler ve Norgannon’un Diskleri’ni de en derin odalara yerleştirdiler; böylece Azeroth’un tarihini güvende tutabileceklerdi. Ancak yıllar geçtikçe earthen ırkının mensuplarından bir bölümü Tenin Laneti’ni taşıdıklarına dair belirtiler göstermeye başladılar. Bu grup, kendilerini bu hastalıktan iyileştirecek bir şifa bulunana kadar uyutulmak istediklerini söyleyince Archaedas, laneti taşıyan bireyleri Uldaman’ın yer altındaki derin mahzenlerine kapattı. Mekagnomlar ise uyanık kalmak istiyorlardı zira her ne kadar Tenin Laneti’nin kendilerini bir gün ele geçireceğini biliyor olsalar da Uldaman’ı, orada yaşayanları ve şehrin içerisine yerleştirilmiş mekanizmaları korumaya ant içtiler.

Bu sırada Ulduar’da yaşamına devam eden Loken, C’Thraxxi komutanlarının görevlerinde başarısızlığa uğradıklarını öğrenmişti. Her ne kadar Tyr’in ölmüş olmasından dolayı bir karşı saldırı beklemiyor olsa da Norgannon’un Diskleri hâlâ büyük bir tehditti ve bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini hissediyordu. Bu yüzden kendi tasarladığı ve “Çağlar Mahkemesi” adını verdiği bir arşiv yaratarak Norgannon’un Diskleri’nin yerine taşıdı. Azeroth tarihini kendi istediği şekilde bu arşive yansıtan ve yaptığı tüm karanlık hareketleri silen Loken, sonrasında ise Ulduar’da bulunan ve Algalon ile iletişime geçilmesini sağlayan düzenekleri yeniden biçimlendirdi. Böylece başka hiçbir canlı Algalon ile bağlantı kuramayacak ve konstelar, sadece Loken’ın ölümüyle Azeroth’ta bir şeylerin ters gittiğini anlayarak gelecekti.

Proto-ejderhaya binen bir Ejderyüzen askeri

Proto-ejderhaya binen bir Ejderyüzen askeri

Winterskorn klanının husursuz bir uykuya daldığı ve earthenların da artık güneye gitmiş oldukları bilincinde olan diğer vrykul klanları, zaman içerisinde Kalimdor’un kuzey topraklarına daha da yayılarak hakimiyetlerini kurdular. Aralarından en ön plana çıkanlar, Ejderyüzen adıyla bilinen bir topluluktu. Tenin Laneti’ne yenik düşmeye başlayan bu klan, zayıflıklarını ortadan kaldırmak için çevredeki proto-ejderhaları köleleştirmeye başladı; ancak Winterskorn’un aksine bu topluluk onları yalnızca vahşi yaratıklar olarak görmüyor, av yoldaşları ve binekleri olarak da kullanıyordu. Zaman içerisinde proto-ejderhalar, klanın ayrılmaz bir parçası haline geldiler; aynı zamanda vrykulların düşmanları olarak bildikleri ayı-adamlardan oluşan ve günümüzdeki furbolgların ataları olan jalgar ırkına karşı da muazzam birer silah olarak kullanıldılar.

Bir süre sonra Tenin Laneti, vrykulların hiç de beklemedikleri bir dönüşüme sebep oldu: Vrykul kadınları bedenen küçük, zayıf ve çelimsiz çocuklar doğurmaya başladılar. Kral Ymiron’a göre bu lanetin sebebi Bekçiler’den başkası değildi, bu yüzden halkına seslendi: Bekçiler’e olan inançlarından vazgeçmelerini söyledi. Ardından tüm vrykul klanlarını bir araya getirme sözü veren Ymiron, oldukça acımasız bir emir verdi: Kusurlu doğmuş olan tüm vrykul çocukları öldürülecekti. Ejderyüzen klanındaki ebeveynlerin büyük bir kısmı krallarının emrine sorgusuz sualsiz itaat ederken bir kısmı kendi evlatlarının soğukkanlılıkla öldürülmesine göz yumamadı. Bir çözüm yolu arayan bu duyarlı vrykul aileleri, çocuklarını ölümden koruyabilmek için güneydeki efsanevi topraklara giderek bir süre önce buraya yerleşmiş olan diğer vrykulları aramaya karar verdiler. Böylece Tirisfal topraklarına ulaşan Ejderyüzen aileleri, çocuklarını buradaki vrykullara teslim ederek evlerine geri döndüler. Tenin Laneti’nden kurtulmak isteyen Kral Ymiron ve klanı, en sonunda kendilerini süresiz bir uykuya daldırarak hastalıktan kurtulacakları günü beklemeye başladılar.

Tirisfal’a yerleşen vrykullar ve kuzeyden kendilerine emanet edilen çocuklar çağlar boyunca Tenin Laneti ile evrim geçirerek günümüzde bildiğimiz insanlara dönüşeceklerdi. Benzer kaderi earthen, mogu, tol’vir, mekagnom gibi diğer ırklar da paylaşacaktı. Yogg-Saron’un planları işe yaramış ve titan-yapımları, bedenen gittikçe zayıflamışlardı. Ancak Eski Tanrı’nın hesaba katmadığı şey, fiziksel olarak atalarından oldukça zayıf olacak olan bu ırkların cesaret ve kahramanlık gibi ruhani diğer duygularda ön plana çıkacağıydı.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)