EORA TARİHÇELERİ - BÖLÜM 1: EORA'NIN GEÇMİŞİ VE IRKLARI
EORA TARİHÇELERİ – BÖLÜM 1: EORA’NIN GEÇMİŞİ VE IRKLARI

Eora, düşmüş medeniyetlerin gizemlerinden tutun, ruh biliminin aşırılıklarına kadar cevabı bilinmeyen sorularla dönüp duran girdabı andıran bir dünyadır. Ama bazen sorular, o soruya verilen cevaplardan daha kıymetli değil midir zaten? Zaman ve kültür Eora’nın sınırlarını belirlemiş, din ve inanç o sınırları güçlendirmiş ve çatışma da o sınırları yerle bir etmiş olabilir; ancak bütün bu kavramların özünde devasa bir bilinmezlik yatmaktadır. İşte bu yazıda o bilinmeyenlerin bir kısmına ışık tutmaya, Ondra’nın kendisinin bile unutmuş olduğu bazı sırları açığa çıkartmaya çalışacağız.

Hem fiziksel hem de onun ikizi olan ruhsal varyasyonuyla çok hassas bir dengede duran Eora’da medeniyet genellikle “ruhların” etrafında şekillenir. Bütün yaşayan canlıların özü olan ruhun tam olarak nasıl işlediğini kesin olarak bilen kimse yoktur. Animansi bilimi bu işleyişi ve ruhun gizemlerini çözmeye çalışsa da bugüne kadar perdenin sadece çok ama çok ufak bir kısmını aralayabilmişlerdir.

ÖTE DİYAR

Yapılan araştırmalar ve çeşitli kanıtlardan edinilen bilgilerle kesin olarak bilinen en önemli detay, ruhun tek bir canlının yaşam süresinin çok daha ötesine uzandığıdır. Ölümün ardından fiziksel düzlemi terk eden ruhlar, kendilerini en yakın hissettikleri ya da inandıkları tanrıların düzlemine geçerek burada bir süreliğine uykuya dalarlar. Ruh, her biri için farklı uzunlukta olan bu sürecin sonunda döngüden geçerek Eora üzerinde reenkarnasyon geçirir. Bu ruh göçü döngüsünde eski yaşamdaki ırk, cinsiyet ve hatta tür gibi detayların bir önemi yoktur; bir hayatında soluk elf olarak yaşamış bir ruh, bir diğerinde orlan veya belki de bir kedi olarak bile doğabilir. Nadir de olsa bazen reenkarnasyon işlemi olması gerektiği gibi işlemez ve ruh parçalara ayrılarak daha zayıf bir şekilde birden fazla yeni hayata başlayabilir. Bunun tersine, yani daha küçük parçalı ruhların birleşerek daha güçlü yeni bir ruh yarattığına da inanılmaktadır. Kimi felsefeciler ruh parçalanmasından yola çıkarak bir yaratılış teorisi ortaya atmış olsa da bu konuda yeterli bir kanıt yoktur. Bu teoriye göre zamanın başlangıcında muazzam bir yek bütün olan ruh, zaman içerisinde parçalanarak yaşamı ve canlıları oluşturmuştur.

Öte Diyar

Daha da nadir başka zamanlardaysa ruh, bazen önceki yaşamlarını hatırlamaya başlayabilir. Birey için oldukça zorlu olabilen bu olaya animanslar “Uyanış” adını takmışlardır. Genellikle farklı hayatların anıları iç içe geçtiğinden oldukça tehlikeli ve çoğu zaman sonu deliliğe kadar uzanan bir süreçtir. Defiance Bay gibi büyük bazı şehirlerde bu tarz hastaların tedavi edildiği (ve araştırıldığı) tımarhaneler bulunmaktadır.

Tarihte Eír Glanfathlıların düşmanlarının ruhunu kesip aldıklarına dair söylentilerle korku yayması, Doğu Menzili’nin dört bir yanındaki büyücülerin yapabilecekleri büyülerin gücünün ruhlarına bağlı oluşu ve hatta Defiance Bay’deki Kröze Şövalyeleri’nin aralarına katılacak üyeleri ruh soylarına bakarak seçmesi gibi detaylar, ruhların Eora üzerindeki önemini gayet güzel açıklamaktadır. Ancak Eora’nın ruhani düzleminde ruhlar kadar, hatta belki de ondan da mühim bir şey daha vardır: Tanrılar.

Eora’daki birçok fâni kendi hayat tarzlarını yansıtan tanrılara tapmaktadır. Mesela çiftçiler genellikle ışığın, bereketin tanrılarına inanırlar. Savaşçı ve paralı askerlerin inancı ise daha çok savaş ve şans tanrılarından yanadır. Bazıları bunu gelenek ve göreneklere saygıdan dolayı yaparken çok ciddi bir diğer kesim ise saygısızlık etmekten korkarak tanrıların gözüne girmeye çalışır. Günlük hayatla kesişen kısımlar haricindeyse tanrılara çoğu zaman bir efsane ve mitoloji gözüyle bakılır. Sıradan halk, inançsız olan fânilerin ölümden sonraki yaşamda amaçsız kalacaklarına ve sonraki yaşamlara geçemeden yitip gideceklerine inanır. Ruhban kesimiyse dualar ve ritüeller aracılığıyla tanrılarıyla genel bir iletişim hâlindedir; örneği çok az olsa da tarihte tanrıların bu ruhban kesimi fiziksel bir formda ziyaret ettiğine dair kayıtlar da bulunmaktadır.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)