DRAKENGARD & NIER TARİHİ

Lejyon’un düşüşünden kısa bir süre öncesinde, Replicantların hatta Gestaltların doğasının değişmesine sebep olacak olan Nier isimli adam, hasta kızı Yonah ile Shinjuku’da hayatta kalmaya çalışıyordu. Shinjuku bölgesinde kızının iyileşmesi için yardım arayan ve nihayetinde bir hayır kurumuna ulaşan Nier, bu kurumun aslında hükümetin gerçekleştirdiği gizli bir projeyi yönettiğini öğrendi. Bu kurumun gizli amacı ise “orijinal Gestalt’ı yaratmak”tı. Bu amaç uğruna hayatta kalan insanlara Grimoire Noir isimli büyülü kitapları veren bu kurum, insanların büyü yapabilmelerini sağlamayı amaçladı. Ancak bu büyülü kitapları kullanmayı başaramayan Gestaltlar akıllarını kaybedip kara büyüye alet olarak ‘Gölge’ isimli varlıklara dönüştüler.

lorekeeper-nier-9

Gölgeler’den kaçan ve hayatta kalmaya çalışan Nier ve Yonah ise kapana kısılmışlardı. Yonah’ın hastalığa boyun eğmemesi için her şeyi yapmaya çalışan Nier, o ana kadar yanı başındaki Grimoire Noir’a kullanmaktan kaçınmıştı. Ancak Gölgeler’e karşı savaşı başarısız olmaya başlayınca başka çaresi kalmadı ve siyah büyü kitabını kullandı. Beklediğinin aksine aklını kaybetmedi. Ancak çok geçmeden bilim insanlarının farkına vardığı üzere Yonah da Grimoire Noir’a kullanmış ve Nier’in aksine aklını yitirmeye başlamıştı. Gestalt Projesi’nin bilim insanları bu noktada Yonah’ı hemen projeye dahil ederek ruhunu bedeninden ayırdılar. O sırada Gestalt Nier’in proje üzerinde çalışan bilim insanlarına destek vererek ruhların çökmesini engellediği kayıtlarda belirtilmektedir.

İnsanlığın yaptığı belki de en büyük hata, gerçekleştirdikleri bu projelere körü körüne inanmalarıydı. Ruhsuz klonlar olarak savaşa katılan ve sahiplerinin ruhlarını bekleyen Replicantlar, yavaş yavaş kendilerini fark etmeye, kendi benliklerini oluşturmaya başlamışlardı. İnsanların gölgeye dönüşmelerinin sebebi aslına bakarsanız Grimoire Noir değildi. Gestaltların sığınabileceği bedenler olarak yaratılan Replicantların kendi benliklerine sahip olması, ruhları bir nevi ‘evsiz, yuvasız’ kılmış ve yavaş yavaş çökerek birer gölgeye dönüşmelerine sebep olmuştu. Aynı zamanda da Gestalt bilgilerini bedenlerine alamayan Replicantlar da aynı ‘Beyaz Klorlaşma Sendromu’ gibi ölümcül olan ‘Kara Çizik’ isimli bir hastalığa yakalanmışlardı. Replicantlar, Gestaltlar için yaratılmış içi boş birer kabuktu ancak bu kabuğun istemsizce kendi kendine dolması hem Gestaltları hem de Replicantları tehlikeye attı. Bu proje gerçekleşirken aradan yüzlerce, hatta binlerce yıl geçti.

lorekeeper-nier-10

 

Dünyanın şu anki hâline gelmesine sebep olan durum ise Gestalt Nier’in kızını iyileştiremeyeceğini anlaması üzerine Replicant Yonah’ı kaçırması ile başladı. Aynı Gestalt Nier ve Yonah gibi, Replicant Nier ve Yonah da birbirlerine oldukça bağlıydılar ve Replicant Nier de hasta kızını ne pahasına olursa olsun iyileştirmek istiyordu. ‘Kara Çizik’ hastalığına yakalanan Replicant Yonah, kendisine Gölge Lordu diyen Gestalt Nier tarafından kaçırıldı. Bunun üzerine kızını “Gölgeler’in ortaya çıkmasına sebep olan ve tüm yaşamı tehlikeye atan adam”dan kurtarmak isteyen Replicant Nier, vakit kaybetmeden yola koyuldu ve macerası sırasında Grimoire Noir’a benzeyen ancak bembeyaz bir büyü kitabı olan Grimoire Weiss ile karşılaştı.

lorekeeper-nier-11

İşin belki de en trajik kısmı Replicant Nier’in tüm projeyi birebir Gestalt Nier’den, yani kendisine hayat veren kişiden öğrenmesiydi. Köyünde kendisine ve kızı Yonah’a destek olan Devola ve Popola isimli ikizlerin de Gestaltların yarattığı Androidlerden olduklarını öğrendi. Bu Androidlerin görevleri ise Replicantları, Gestaltları ile birleşene kadar kontrol etmekti.

Bu noktada Gestalt Nier’e karşı savaşan Replicant Nier’in kızını kurtarıp kurtarmadığı, mutlu bir şekilde köyde yaşadığı veya hayatını bir arkadaşı için mi feda etmiş olacağı tamamen tartışmaya açık olsa da, Gestalt Projesi’nin sıfırlanarak güvence altına alındığı bilim insanları tarafından kayıt altına alınmıştı. Gölge’ler ortadan kalkmış ve dünya üzerindeki yaşam Gestalt Projesi ile yeniden devam etmişti. Bu düzen binlerce yıl sürse de insanlığın savaşı henüz bitmemişti.

lorekeeper-nier-12

İnsanlığın şu an Ay’da yaşamasının yegâne sebebi, dünya dışından varlıkların makineleri kontrol ederek savaş açmalarıydı. Lejyon’a, hastalığa, hatta gölgelere karşı savaşan insanlığın yeni sınavı olarak ortaya çıkan bu makineler beklenenden güçlü ve acımasızlardı; insanlığı tek yurdu olan dünyadan kaçmaya zorlamışlardı. Ay’ın yüzeyine ve çevresine inşa edilen üslere yerleşilmesi ile birlikte hemen bir çözüm üretmeye başlasılsa da verilen 13 ayrı savaşın sonunda etkili bir sonuca ulaşılamadı. İnsanlık ne yazık ki doğduğu, büyüdüğü ve mirasını bıraktığı dünyayı istemsizce makinelere bırakmak zorunda kaldı. Bu noktada ‘YoRHa Birimleri’ isimli süper Android savaşçıları geliştiren insanlık, makineleri dünyadan temelli silmek için 14. Savaş’a başlamak istiyordu. Bu savaşçıların duygusuz birer katil olarak yaratıldığı düşünülünce de insanlığın yaptığı hesapların, aynı Gestalt Projesi’ndeki gibi istendiği gibi gitmediğini görmek mümkündü. Özellikle Yorha Birimleri’nden 2B ve 9S’in şu an dünyada verdikleri savaşta gittikçe birbirlerine yakınlaştıkları ve aralarında güçlü bir bağ oluştuğu raporlardan takip edebilmektedir. Dünyanın, insanlığın ve 2B’nin sonunun ne olacağını bilinmemektedir. Belki insanlık nihayetinde YoRHa birliklerine dönüşecek ve savaşı sonsuza kadar bitirecektir; belki de Gözlemciler ve onların kuklaları 2B’nin karşısına çıkacaktır…

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)